Rahman Suresi

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Önceki Sure: Kamer SuresiKur'ânVakıa Suresi: Sonraki Sure

Bu sureyi Rahman suresi okuma sayfasında mealiyle beraber okuyabilirsiniz

Cenab-ı Allah'ın ismi için Rahman sayfasına gidin

Rahman (الرحمن) Suresi Kur'ân-ı Kerim'in 55. suresi olup Kamer ve Vakıa sureleri arasında yer alır. Besmeleden sonra Kur'an'da en çok (31 defa) tekrarlanan ayet Rahman suresindeki "O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?" mealindeki insanlara ve cinlere hitab eden ayettir. Rahmân sûresi, Kur’ân-ı Kerîm’de sûre başlarındaki besmelelerle birlikte 169 defa tekrarlanan ve her şeyi kuşatan ilâhî rahmeti remzeden “Rahmân” ismiyle başlar ve Allah’ın azamet, kerem ve lutuf sahibi oluşunu ifade eden “zü’l-celâli ve’l-ikram” ismiyle sona erer. Rahmân sûresinin 26. âyetindeki “küllü men aleyhâ fân” (yeryüzünde bulunan her canlı fânidir) ibaresi Osmanlılar’da mezar taşlarına yazılması âdet olan ibareler arasında yer alır.[1]

Resûl-i Ekrem’in gece namazlarında aralarında benzerlik bulunan Rahmân-Necm, Müzzemmil-Müddessir, Zariyat-Tur gibi sûrelerden ikisini bir rek‘atta okurdu (Buhârî). Müslümanların okudukları dua mecmualarında Yasin, Mülk ve Amme gibi surelerin yanı sıra Rahman suresi de sıklıkla yer alır.

Risale-i Nur'da Rahman Suresi ve ayetleri hakkındaki dersler:

  • Kur'an'ın 3'te biri addedilen İhlas suresinin harflerinin Ebcedî makamı olan bin üç (1003) rakamı 14-15 surenin 1.000 küsur kelime adedine tevafuk ettiği gibi 11 surenin de (Sebe, Hakka, Mümtehine, İnsan, Tur, Secde, Zariyat, Rahman, Tahrim, Talak ve Duhan) 1.000 küsur harf adedine tevafuk etmesi hikmetsiz tesadüfün işi değildir.
  • Kur'an'ın ilk inen suresi olan Alak suresinin medde, şedde, tenvin ve besmele dâhil olmakla beraber 328 harfi vardır. Rahman suresi dahil 13 surenin 300 küsur kelime sayısına ve ayrıca 4 surenin harf sayısına tevafuk eder. Bu 17 sure, Alak suresinin 300 tarihinden 351 tarihine kadar hâdisat-ı İslâmiyeye işaret ettiğine şahit olup onu teyit eder.
  • Bediüzzaman bazı ayetlerin harf sayılarını esas alıp bazı gaybi işaretleri beyan ederken farklı hesaplamalar olabildiğini ve bu işaretlerin tek bir seneye değil bir aralığa baktığını Rumuzat-ı Semaniye'de izah eder.
  • Kur'an'daki tekrarların hikmetlerini izah eden 11. Şua'da Rahman Suresinde 31 defa tekrar edilen فَبِاَىِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (Meali: O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?) âyeti ile Mürselât Suresinde 10 defa tekrar edilen وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبٖينَ (Meali: O gün (Peygamber'i ve ahireti) yalan sayanların vay haline!) âyetinin (bu ayet ayrıca Mutaffifin suresinde de 1 defa geçer) insanların ve cinlerin kâinatı kızdıran küfür, şükürsüzlük ve zulümlerini tehditkârane haykırdığı ve bu iki âyetin binler hakikatlerle alâkadar olan bir umumi derste (Kur'an'da) binler defa tekrar edilse yine lüzum olduğu izah edilir. Bu husus İşarat-ül İ'caz tefsirinde de izah edilir.
  • Şükür Risalesinde Rahman Suresindeki "O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?" mealindeki ayetin 31 defa tekrarlanarak şiddetli ve dehşetli bir surette 31 defa tehdit ettiği ve şükürsüzlüğün bir yalanlama ve inkâr olduğunu gösterdiği beyan edilir. Bediüzzaman Habab Risalesinde (Mesnevi-i N. (Badıllı)) bu yüzden ehl-i imanın ona kasdî olarak gelen her bir ni'mete başlarken "Bismillah" demesi gerektiğini hatırlatır.
  • Bediüzzaman 13. Şua'daki bir mektubunda En'am Suresinin 130. ayetinin cinlerden de peygamber geldiği bildirdiğini hatırlattıktan sonra Risale-i Nur’un en ehemmiyetli vazifesi beşeri dalaletten ve küfr-ü mutlaktan kurtarmak olduğundan bu çeşit meselelere sıra gelmediğini söyler ve Risale-i Nur’un bir talebesinin ileride Rahman Suresini tefsir edip bu meseleyi halletmesi temennisinde bulunmuştur.
  • Rahman Suresinde 31 defa tekrarlanan ayet Rahman suresinin 4 sayfasında da aynı hizada tevafuk eder. Bunu gösteren resim aşağıdadır.
  • Bediüzzaman İşarat-ül İ'caz tefsirinin girişinde Rahman suresinin ilk 4 ayetini zikreder.
  • İsm-i Azamdan olan Adl isminin izah edildiği 30. Lema'da "Göğü Allah yükseltti ve mîzanı (dengeyi) O koydu. Sakın dengeyi bozmayın. Ölçüyü adaletle tutun ve eksik tartmayın." mealindeki Rahman suresinin 7., 8. ve 9. ayetlerinde dört nevi mizana işaret eden dört defa “mizan” kelimesinin geçmesinin kâinatta mizanın derece-i azametini ve fevkalâde pek büyük ehemmiyetini gösterdiği beyan edilir.
  • Bediüzzaman Mesnevi-i Nuriye'deki (Badıllı) Nur risalesinde Allah'ın insanı pişmiş çamura benzeyen bir balçıktan yarattığını beyan eden Rahman suresinin 14. ayeti hükmünce insanın maddi kıymetinin pek az olduğunu ama ondaki sanatın ise çok üstün olduğunu ve ancak iman ile derecesinin yükseleceğini beyan eder.
  • Bediüzzaman kâinattaki hiç durmayan hayret-engiz faaliyetin sırrı ve hikmetini izah ettiği 18. Mektubun başında "O, her an yaratma halindedir." mealindeki Rahman suresinin 29. ayetini zikreder ve izah eder.
  • Bediüzzaman İsm-i Azamdan olan Kayyum ismini izah ettiği 30. Lema'nın 6. Nüktesinin başında Rahman suresinin 29. ayetinde geçen "O, her an yaratma halindedir." mealindeki ibareyi, "Dilediği şeyleri mutlaka yapandır." mealindeki Buruc suresinin 16. ayetini, Rum suresinin 54. ayetinde geçen "O, dilediğini yaratır." mealindeki ibareyi, Yasin suresinin 83. ayetinde geçen "Her şeyin melekutu O'nun (Allah'ın) elindedir." mealindeki ibareyi ve Rum suresinin 50. ayetinde geçen "Allah'ın rahmetinin eserlerine bir bak: Arzı, ölümünün ardından nasıl diriltiyor!" mealindeki ibareyi zikreder.
  • Kayyum isminin izah edildiği 30. Lema'nın 6. nüktesinin başında yine aynı ayet geçer.
  • Bediüzzaman 15. Söz'de insanlar ve cinler nihayetsiz kötülük yapma potansiyeli taşıdığı için Kur’an'ın onları bundan vazgeçirmek için mucizekar ifadeler, üsluplar ve temsiller kullandığını beyan eder ve "Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çerçevesinden çıkıp gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin. Ancak büyük bir güçle çıkıp gidebilirsiniz. Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir de birbirinizi kurtaramaz ve yardımlaşamazsınız." mealindeki Rahman suresinin 33., 34. ve 35. ayetlerini buna misal olarak verir.

Bilgiler

İsminin Anlamı ve Kaynağı: Adını ilk âyette geçen “Rahmân” kelimesinden alır.

Diğer İsimleri:

Kur'ân'daki Sırası: 55

Kur'ân'daki Yeri: 27. cüz, 530. sayfa

Mekkî/Medenî: Mekkî/Medenî[1]

Nuzül (İnme) Sırası: 97

Kendisinden Önce Nazil Olan Sure: Ra'd Suresi

Kendisinden Sonra Nazil Olan Sure: Meryem Suresi

Nuzülü (İnme) Hakkındaki Bilgiler: Çoğunluğun görüşüne göre Mekke döneminde nâzil olmuştur. İbn Mes‘ûd ve Mukātil’den gelen bazı rivayetlerde Medine’de indiği belirtilmişse de muhteva ve üslûbu dikkate alındığında Mekke döneminde indirilen sûrelerle benzerlik gösterdiği anlaşılır.[1]

Uzunluğu: 3,0 sayfa

Ayet Sayısı: 78

Satır Sayısı: 45

Kelime Sayısı: 351 (Rumuzat-ı Semaniye)[2], 351[3]

Harf Sayısı: 1.656 (Rumuzat-ı Semaniye)[4], 1.657[3]

Fasıla Harfleri: Ra, Mim, Nun

Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı: 3

Secde Ayeti: -

Allah lafzı sayısı (Besmele hariç): 0

Rahman ismi sayısı (Besmele dahil): 2

Rahim ismi sayısı (Besmele dahil): 1

Rab ismi sayısı: 36

İçinde Kur'an kelimesi geçen ayetler: 1 (Rahman 2)

Hizb-ül Kur'an'da Geçen Ayetler Listesi: Rahman Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri (24 ayet)

Bu ayetleri okumak için: Hizb-i Azam-ı Kur'an, Rahman Kısmı

Münâcât-ül Kur'an'da İktibas Edilen Ayetler: 2.-4., 7., 10. ve 78. ayetler (6 ayet)

Risale-i Nur'da Geçen Ayet Sayısı: 42 (Bkz. Rahman Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri listesi)

Risale-i Nur'da Tamamı Geçen Ayetler: 1., 2., 3., 4., 7., 8., 9., 13., 16., 18., 21., 23., 25., 28., 30., 32., 33., 34., 35., 36., 38., 40., 42., 45., 47., 49., 51., 53., 55., 57., 59., 61., 63., 65., 67., 69., 71., 73., 75. ve 77. ayetler (Toplam 40 ayet)

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği

Hem mesela, Sure-i Rahman’da tekrar edilen فَبِاَىِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ âyeti ile Sure-i Mürselât’ta وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبٖينَ âyeti, cin ve nev-i beşerin, kâinatı kızdıran ve arz ve semavatı hiddete getiren ve hilkat-i âlemin neticelerini bozan ve haşmet-i saltanat-ı İlahiyeye karşı inkâr ve istihfafla mukabele eden küfür ve küfranlarını ve zulümlerini ve bütün mahlukatın hukuklarına tecavüzlerini, asırlara ve arz ve semavata tehditkârane haykıran bu iki âyet, böyle binler hakikatlerle alâkadar ve binler mesele kuvvetinde olan bir ders-i umumîde binler defa tekrar edilse yine lüzum var ve celalli bir i’caz ve cemalli bir îcaz-ı belâgattır.

(11. Şua)


Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan, tekrar ile

اَفَلَا يَشْكُرُونَ

اَفَلَا يَشْكُرُونَ

وَسَنَجْزِى الشَّاكِرٖينَ

لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَزٖيدَنَّكُمْ

بَلِ اللّٰهَ فَاعْبُدْ وَ كُنْ مِنَ الشَّاكِرٖينَ

gibi âyetlerle gösteriyor ki Hâlık-ı Rahman’ın ibadından istediği en mühim iş, şükürdür. Furkan-ı Hakîm’de gayet ehemmiyetle şükre davet eder. Ve şükür etmemekliği, nimetleri tekzip ve inkâr suretinde gösterip فَبِاَىِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ fermanıyla, Sure-i Rahman’da şiddetli ve dehşetli bir surette otuz bir defa şu âyetle tehdit ediyor. Şükürsüzlüğün, bir tekzip ve inkâr olduğunu gösteriyor.

(28. Mektup)


Ve ism-i Adl’in cilve-i a’zamından gelen kâinattaki adalet-i tamme, umum eşyanın muvazenelerini idare ediyor ve beşere de adaleti emrediyor. Sure-i Rahman’da

وَالسَّمَٓاءَ رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْمٖيزَانَ

اَلَّا تَطْغَوْا فِى الْمٖيزَانِ

وَاَقٖيمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا الْمٖيزَانَ

âyetindeki dört mertebe, dört nevi mizana işaret eden dört defa “mizan” zikretmesi, kâinatta mizanın derece-i azametini ve fevkalâde pek büyük ehemmiyetini gösteriyor. Evet, hiçbir şeyde israf olmadığı gibi hiçbir şeyde de hakiki zulüm ve mizansızlık yoktur.

(30. Lem'a)


بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ

يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ اَلَمْ يَاْتِكُمْ رُسُلٌ مِنْكُمْ

âyet-i celileleri mûcibince cinlerden de peygamber geldiği bildiriliyorsa da bu husustaki müşkülün halli için vaki suale, üstadımızın verdiği cevaptır:

Aziz kardeşim!

Hakikaten senin bu sualinin çok ehemmiyeti var. Fakat Risale-i Nur’un en ehemmiyetli vazifesi, beşeri dalaletten ve küfr-ü mutlaktan kurtarmak olmasından bu çeşit meselelere sıra gelmiyor, onlardan bahis açmıyor. Selef-i Salihîn dahi çok bahsetmemişler. Çünkü öyle gaybî ve görünmeyen işlerde sû-i istimal düşer. Hem şarlatanlar, hodfüruşluklarına bir vesile yapabilirler. Nasıl ki şimdi ispirtizmacılar “cinler ile muhabere” namıyla şarlatanlık yapıyorlar; dinin zararına âlet ederler diye çokça medar-ı bahis edilmez. Hem Hâtemü’l-enbiya’dan sonra, cinlerde peygamber gelmemiş.

Hem Risale-i Nur bu zamanda bir taun-u beşerî olan maddiyyunluk fikrini iptal etmek için cinnî ve ruhanîlerin vücudlarını kat’î hüccetler ile ispat etmeye çalışmış, bu meseleye üçüncü derecede bakmış, tafsilini başkalara bırakmış. Belki inşâallah Risale-i Nur’un bir şakirdi, Sure-i Rahman’ı tefsir edip bu meseleyi de halleder.

(13. Şua)


Hele mübarek Sure-i Rahman, şu zamanın efkâr-ı bâtıla ve firavun-meşrep kafalara yıldırım-misal sâıka ile pek sarîh bir surette, her işi Rahmanu’r-Rahîm’in diye ispat ve otuz bir defa bir cümle tekrar ile çör çöpten ibaret olan tabiiyyun ve maddiyyun tahassungâhlarını, o kudsî harflerinin remziyle zîr ü zeber ediyor.

...

Hâfız Ali

(Barla L.)


Sure-i Rahman’daki فَبِاَىِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ âyet-i celilesindeki tekrarlar gibi Risale-i Nur’un mebde-i neşrinden bu zamana kadar enva-ı keramat ve gaybî i’caz izhar edilmekte ve bu feyizli hâdisat, Risale-i Nur şakirdlerini gayrete ve himmete teşvik eylemekle beraber, onları manevî silahlarla teçhiz ederek, kuvve-i imanlarını tezyide vesile olmaktadır.

...

Uhrevî kardeşiniz ve âciz talebeniz Hulusi

(Barla L.)


Mu’cizeli Kur’an’ımızdan Sure-i Rahman tevafukat-ı latîfesi içinde bulunan cüz ile güzel tevafuklu bir cüzü İstanbul’da matbaacı Aziz’e göstermek için göndermiştik; o da çok beğenmiş, söz vermiş ki: “Ne vakit isterseniz bunu da Hizb-i Kur’aniye ve Hizb-i Nuriye gibi fotoğrafla tabedeceğim. Hindistan’a bir milyon Kur’an’ı göndermeye söz verdiğimden, bu mu’cizatlı Kur’an’ı da içinde onlara göndermek güzel olur.” Cenab-ı Hak, inşâallah Nurcuları muvaffak eder.

(Emirdağ-1 L.)


Sure-i اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ nasıl ki hurufatıyla sair suver-i Kur'aniyeye işaret ediyor. Öyle de kelimatıyla da çok esrara işaret ile beraber, suver-i Kur'aniyenin bir kısmına dahi manidar işaret ediyor.

...

Hem şu surede medde, şedde, tenvin, besmele dâhil olmakla beraber, El-Alak'ın üç yüz yirmi sekiz (328) hurufatı bulunduğundan on üç surenin aded-i kelimatı olan üç yüz adedinde tevafuk etmekle beraber, dört surenin hurufatıyla ve her biri üç yüz hurufatıyla tevafuk noktasında mühim işaretler ediyor. 300 tarihinden 351'e kadar hâdisat-ı İslâmiyeye şu surenin işaret ettiğine şahit olarak, on yedi sureyi tevafuk sırrıyla şahit gösteriyor ve işaretini teyid ediyor. O şahit sureler de şunlardır:

Tenvirü'l-Mikbas tefsirine göre: El-Furkan kelimatı üç yüz yetmiş (370), Vakıa üç yüz yetmiş sekiz (378), Rahman üç yüz elli bir (351), Kamer üç yüz kırk üç (343), Necm üç yüz (300), Tûr üç yüz on iki (312), Zariyat üç yüz altmış (360), Kaf üç yüz doksan (390), Hucurat üç yüz kırk üç (343), Duhan üç yüz kırk altı (346), Mümtehine üç yüz sekiz (308), Mülk üç yüz otuz beş (335), Kalem üç yüz (300).

Ve hurufat itibarıyla İnfitar üç yüz elli dokuz (359),[5] Gaşiye üç yüz seksen bir (381), Beled üç yüz yirmi (320), Leyl üç yüz yirmi (320), her biri üç yüz küsur harftir.

Şu surelerin kelimatlarının ve harflerinin adedi, tefsir-i İbn-i Abbas'a istinaden Tenvirü'l-Mikbas namındaki meşhur tefsirin tahkikatına binaendir ki o tefsir hem Hazret-i İbn-i Abbas'a (ra) hem rivayete istinad ettiği için onun tahkikatı muteberdir.

Çendan bazı yerde kelimat-ı nahviyeyi kısmen sayar, bazen sırf kelimat-ı örfiyeye bina etmiştir.

Madem rivayete istinad eder, onu tenkit edemeyiz. Fakat bazen matbaa yanlışları vardır. Hem hurufatta kısmen şedde ve tenvin ve gayr-ı melfuz hemze-i vaslı nadiren sayar, dâhil eder. Ekseriyetle yalnız melfuz hurufatı hesap etmiştir.

Onun için bazı tahkikatımız ona muhalif çıkıyor. Bir hikmeti vardır ki iki suretle gidiyor diye ilişmiyorum.

(Rumuzat-ı Semaniye)


İhlas'ın ebcedî makam-ı hurufîsi bin üçtür (1003). Küsurdan kat'-ı nazar Sure-i Nur, Sure-i Hacc, Enfal, Nahl ve İsra ve Kehf ve Enbiya ve Mü'minûn ve Zümer ve Yusuf ve Hûd ve Yunus ve Neml ve Şuara ve Tâhâ surelerinin her birinin bin küsur kelimat adetlerine tevafukuyla beraber;

Huruf cihetinde Sure-i Sebe' ve El-Hàkka ve Mümtehine ve İnsan ve Tûr ve Secde ve ve'z-Zariyat ve Rahman ve Tahrim ve Talak ve Duhan surelerinin her birinin bin adet küsur hurufuna manidar tevafuku elbette bir sülüs-ü Kur'an addedilen Sure-i İhlas'ın hikmettar bir nüktesidir ve bir sırr-ı azîmi var ve şuursuz ve hikmetsiz tesadüfün işi değildir.

Mezkûr surelerin küsuratı çendan bir kısmı büyükçedir, fakat Tenvirü'l-Mikbas tefsirine göre birbirine yakındırlar. Mesela; Sure-i Tûr ve Secde ve Mümtehine ve Sebe'in kesirleri beş yüzde müttefiktirler, yalnız küçük farkları var.

(Rumuzat-ı Semaniye)


Üçüncü Misal: Sure-i İhlas'ın ebcedî makam-ı hurufîsi 1003'tür. Böyle büyük yekûndeki tevafuka zarar vermeyen küçük küsurattan kat'-ı nazar Sure-i Nur, Hacc, Enfal, Nahl, İsra, Kehf, Enbiya, Mü'minûn, Zümer, Yunus, Yusuf, Neml, Şuara, Tâhâ olan 14 surelerin her birinin 1000 küsur kelimat adetlerine tevafuku ile beraber; huruf cihetinde Sure-i Sebe', El-Hàkka, Mümtahine, Sure-i İnsan, Tûr, Secde, Ez-Zariyat, Rahman, Tahrim, Talak, Duhan surelerinin her birinin 1000 küsur aded-i huruflarına manidar tevafuk, elbette bir sülüs-ü Kur'an addedilen Sure-i İhlas'ın hikmettar bir nüktesidir. Ve bu tevafukun bir sırr-ı azîmi var ve şuursuz, hikmetsiz tesadüfün işi değildir. Belki şuaat-ı i'caziyenin in'ikasıdır.

(Rumuzat-ı Semaniye)


اِعْلَمْ Ey kardeş bil ki! Sure-i Rahman'da ki âyât-ı Tenziliyenin makta'larında tekrar edilen

فَبِاَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ

âyeti, mütenevvi' ve muhtelif olan tekvinî âyetlere işaret etmektedir. Oysa, gösteriyor ki, cin ve insin ekser isyanları ve tuğyanlarının en şiddetlisi ve küfranlarının en büyüğü; nimette in'amı görmemek ve Mün'im-i Hakikî'den gaflet etmek ve ni'metleri esbab ve tesadüflere isnad etmekten doğuyor. Ve böylece ins ve cinn Allah'ın ni'metlerini tekzib ve inkâra kadar gidiyorlar.

Öyle ise, ehl-i iman için; ona kasdî olarak gelen her bir ni'mete başlarken, "Bismillah" demelidir. Yani, bu nimetler ondandır.. Ve ben Cenab-ı Hakk'ın ismiyle ve hesabıyla onları alıyorum, vesait hesabına değil.. Öyle ise şükür ve minnet yalnız onundur.

(Habab (Mesnevi-i N. (Badıllı)))


Şu ihtilafatın elbette bir hikmeti var. Çünkü Hazret-i İbn-i Abbas'a (ra) istinad ediliyor. Hazret-i İbn-i Abbas (ra) dahi kendi içtihadıyla değil, ekser mesail-i tefsiriyesinde olduğu gibi, rivayete istinad ediyor. Madem rivayete istinad edilmiş; bazı surelerde bir tarzda gitmiş, diğer surelerde başka bir mikyas ile bir hikmete binaen hareket edilmiştir. Ona ilişilmez, öylece kabul edilir.

Benim eski mahfuzatım ise, beyne'l-ulema tedavül eden rivayete binaendir. Kendim çok çalıştım ki bir tek mikyas ile bütün surelerin kelimat ve hurufatını sayayım, muvaffak olamadım. Ehl-i dalalet zulmü beni rahat bırakmadı.

Hem Tenvirü'l-Mikbas tefsiri gibi sair eserler hangi mikyas üzerine gidiyorlar teşhis edemedim. Bazı surelerde bir mikyas görüyorum, diğer surelerde değişiyor.

İşte bu hakikata binaendir ki medar-ı ihtilaf olan küsurattan kat'-ı nazar ettim. Yalnız müttefekun aleyh olan büyük yekûnleri esas tuttum.

Yalnız şu üçüncü nüktenin ikinci kısmında o muteber tefsirin tahkikatına bina edip küsuratı zikrederek bazı işarata medar kabul etmişim. Çünkü rivayete istinad ettiği için elbette o işarata medar olabilir. Kısm-ı evvelin âhirinde ve ikinci kısımda kelimat ve hurufatın kesirleri yazılmış ve o kesirlerle vukuata işaret edilmiş diye yazmışız.

Mesela: Sure-i Rahman'ın üç yüz elli bir (351) adedi bu sene-i Arabiyeyi gösterdiğinden otuz bir defa (Haşiye: Bu işarete otuz bin defa "Bârekellah". Çünkü İkinci Harb-i Umumî, beşerin şükürsüzlük ve küfran-ı nimetten çıktı.)

فَبِاَىِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ

âyetini hatıra getiriyor. Bu adet üç mikyas ile kırktan elli bire tefavüt ediyor. Demek on bir sene zarfındaki hâdisata ehemmiyetle baktırıyor. Er-Rahman ile beraber ikinci kısmında yazılan surelerin kesirlerinde dahi tefavüt, olsa olsa on ile yirmi ortasında olur. Demek her biri yirmi sene zarfındaki vukuat ile alâkadardır.

Her bir mikyas bir kısım vukuata işaret eder. En zahirîsi rivayete istinad edilen tefsir-i Tenvirü'l-Mikbas'ta yazılan adettir. Bizim yazdığımız liste de onunla muvafakat ediyor.

Kur'an-ı Hakîm, bana kendinden başka bir üstadı reva görmediği içindir ki bu sekiz sene içerisinde yalnız bir defa o meşhur tefsiri üstad kabul ettim, yanlışa düştüm.

(Rumuzat-ı Semaniye)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler

İlgili Resimler/Fotoğraflar

Rahman Suresinde 31 defa tekrarlanan ayetin Rahman suresinin 4 sayfasında da tevafukta olduğunu gösteren resim (Hüsrev hattı Kur'an'dan alınmıştır). 31 ayetin 22'si sayfanın sol yarısında, kalan 9'u ise sayfanın sağ yarısında aynı hizada tevafuk eder.

Ayetlerdeki Kelime ve Harf Sayıları

Rahman Suresinin Ayetlerindeki Kelime ve Harf Sayısı[3]
Genel Ayet No Sure No Sure Ayet No Kelime Sayısı Harf Sayısı
4902 55 1 1 6
4903 55 2 2 10
4904 55 3 2 9
4905 55 4 2 10
4906 55 5 3 17
4907 55 6 3 18
4908 55 7 4 23
4909 55 8 4 17
4910 55 9 6 34
4911 55 10 3 17
4912 55 11 5 24
4913 55 12 4 20
4914 55 13 4 20
4915 55 14 5 22
4916 55 15 6 20
4917 55 16 4 20
4918 55 17 4 21
4919 55 18 4 20
4920 55 19 3 17
4921 55 20 4 18
4922 55 21 4 20
4923 55 22 4 23
4924 55 23 4 20
4925 55 24 6 31
4926 55 25 4 20
4927 55 26 4 12
4928 55 27 6 26
4929 55 28 4 20
4930 55 29 10 33
4931 55 30 4 20
4932 55 31 4 18
4933 55 32 4 20
4934 55 33 16 74
4935 55 34 4 20
4936 55 35 8 34
4937 55 36 4 20
4938 55 37 6 31
4939 55 38 4 20
4940 55 39 8 27
4941 55 40 4 20
4942 55 41 6 38
4943 55 42 4 20
4944 55 43 6 26
4945 55 44 5 22
4946 55 45 4 20
4947 55 46 5 19
4948 55 47 4 20
4949 55 48 2 10
4950 55 49 4 20
4951 55 50 3 16
4952 55 51 4 20
4953 55 52 5 18
4954 55 53 4 20
4955 55 54 9 41
4956 55 55 4 20
4957 55 56 9 35
4958 55 57 4 20
4959 55 58 3 20
4960 55 59 4 20
4961 55 60 5 21
4962 55 61 4 20
4963 55 62 3 14
4964 55 63 4 20
4965 55 64 1 8
4966 55 65 4 20
4967 55 66 3 17
4968 55 67 4 20
4969 55 68 4 18
4970 55 69 4 20
4971 55 70 3 12
4972 55 71 4 20
4973 55 72 4 17
4974 55 73 4 20
4975 55 74 6 22
4976 55 75 4 20
4977 55 76 6 26
4978 55 77 4 20
4979 55 78 6 25
Toplam - 78 351 1.657

İlgili Maddeler/Sayfalar

İlgili Kategoriler

Kaynakça