İbrahim Suresi: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Sureler Hakkında Bilgiler]]
[[Kategori:Sureler Hakkında Bilgiler]]
[[Kategori:Eksik]]
[[Kategori:Elif Lam Ra İle Başlayan Sureler]]
[[Kategori:Huruf-u Mukattaa İle Başlayan Sureler]]
''Önceki Sure: [[Ra'd Suresi|Ra'd]] ← [[Kur'an|Kur'ân]] → [[Hicr Suresi|Hicr]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Ra'd Suresi|Ra'd]] ← [[Kur'an|Kur'ân]] → [[Hicr Suresi|Hicr]]: Sonraki Sure''


''Bu sureyi [[Kuran:İbrahim|İbrâhîm suresi okuma sayfasında]] mealiyle beraber okuyabilirsiniz''
''Bu sureyi [[Kuran:İbrahim|İbrâhîm suresi okuma sayfasında]] mealiyle beraber okuyabilirsiniz''


'''İbrâhîm ({{Arabi|ابراهيم}}) Suresi''' Kur'ân-ı Kerim'in 14. suresi olup Ra'd ve Hicr sureleri arasında yer alır.
''İbrahim ile ilgili tüm maddeler için [[İbrahim (Tavzih)]] sayfasına gidin''
 
'''İbrâhîm ({{Arabi|ابراهيم}}) Suresi''' Kur'ân-ı Kerim'in 14. suresi olup Ra'd ve Hicr sureleri arasında yer alır. Mekke döneminde Nûh sûresinden sonra nâzil olmuştur. Hz. İbrahim ve ailesinden bahsedildiği ve 35-41. âyetlerde Hz. İbrahim peygamberin duaları geçtiği için sure bu adı almıştır. Sûrenin ana fikri ve amacı, Hz. Peygamber’in davetini reddeden ve ona karşı düşmanlıklarını arttırarak sürdüren kâfirleri sert bir biçimde uyarıp tehdit etmek suretiyle caydırmaktır.<ref name='a'>https://islamansiklopedisi.org.tr/ibrahim-suresi</ref> Bediüzzaman, İbrahim suresinin Risale-i Nur ile ziyade alâkadar olan sure olduğunu, Risale-i Nur’un mayası ve meşrebi tefekkür ve şefkat olduğunu ve Hz. İbrahim’in (as) hususi meşrebi de tefekkür ve şefkat olduğundan Risale-i Nur'a tam tevafuk ettiğini ve bu surenin Risale-i Nur’a daha ziyade işaret edip benimsediğini beyan eder. Hatta bu surenin ilk sayfasının başından sonuna kadar manevi münasebet ile Risale-i Nur’a gizli bir hususiyet ile îma ettiğini, hem insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarak Risale-i Nur'a hem de Risale-i Nur’un cereyanına muhalif gidenleri tarif ettiğini ekler.
 
Risale-i Nur'da İbrahim Suresi ve ayetleri hakkındaki dersler:
 
İma Edip Salih Amel İşleyenler
 
* [[İbrahim x|İbrahim suresinin x. ayetinde]] ve daha pek çok ayette geçen "İman edip salih amel işleyenler" mealindeki ibare hakkında Risale-i Nur'da geçen dersleri topluca [[:Kategori:Amenu Ve Amilussalihati Ayetleri|bu sayfada]] okuyabilirsiniz.
 
Dönüş O'nadır
 
* [[İbrahim x|İbrahim suresinin x. ayetinde]] ve daha pek çok ayette geçen "Dönüş(ünüz) O'nadır (Allah'adır)" mealindeki ibare hakkında Risale-i Nur'da geçen dersleri topluca [[:Kategori:Dönüş O'nadır Ayetleri|bu sayfada]] okuyabilirsiniz.
 
Halidine fiha ebeda
 
* [[İbrahim x|İbrahim suresinin x. ayetinde]] İbrahim suresinin 15., 88., 136. ve 198. ayetlerinde (Kur'an'da toplam 40 ayette) bazen cennetlikler bazen de cehennemlik için kullanılan "Hâlidîne Fîhâ (Ebedâ)" ([Orada] ebedi kalırlar) ifadesinin izahına ve ayrıca kafirlerin sınırlı dünya hayatını kafir olarak geçirmelerine karşılık cehennemde daimi kalmalarının Allah'ın hikmeti açısından uygun olduğu ve Allah'ın merhametine aykırı olmadığının izahına dair bahisleri topluca [[:Kategori:Halidine Fiha Ayetleri|bu sayfada]] okuyabilirsiniz.
 
İn ecriye illa alellah
 
* [[İbrahim x|İbrahim suresinin x. ayetinde]] ve daha pek çok ayette Peygamberlerin tebliğ vazifesi karşılığında Allah'tan başka kimseden ücret istemediklerini ifade edilir. Bu konuda Risale-i Nur'da geçen bahisler [[:Kategori:İn Ecriye İlla Alellah Ayetleri|bu sayfada]] okunabilir.
 
O, her şeye kadirdir
 
* Hud suresinin 4. ayetinde ve daha başka pek çok ayette geçen "O, her şeye kadirdir." mealindeki ibarenin Risale-i Nur'da izah edildiği yerleri [[İbrahim x|İbrahim suresinin x. ayeti sayfasında]] görebilirsiniz.
 
Rabbus Semavati Vel Ard
 
* [[İbrahim x|İbrahim suresinin x. ayetinde]] ve daha başka pek çok ayette geçen "Göklerin ve yerin Rabbi" mealindeki ibarenin Risale-i Nur'da izah edildiği yerleri [[:Kategori:Rabbi/Rabbussemavati Vel Ard/Rabbissemavati Ve Rabbil Ard Ayetleri|bu sayfada]] görebilirsiniz.
 
Lafzullah
 
* Kur'an'da Lafzullah'ın (Allah kelimesinin) tekrarında çok sırlar vardır. Ayet sayısı ve lafzullah sayısı tevafuktadır. Bakara'da ayet sayısı 286, lafzullah sayısı 282 (Allah lafzı yerinde geçen dört Hû lafzı olduğundan tam tevafuk eder); Al-i İmran'da ayet sayısı 200, lafzullah sayısı 210; Nisa+Maide+En'am toplam ayet sayısı 176+120+165=461, lafzullah sayısı 229+148+87=464. Besmele sayılırsa tam tevafuk eder. Böyle meziyetlerde küçük farklar zarar vermez. İzleyen 5 suredeki (A'raf, Enfal, Tevbe, Yunus ve Hud) Allah lafızları sayısı baştaki 5 büyük suredekilerin yarısıdır. Sonra gelen 5 sure (Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr ve Nahl) onun yarısıdır. Sonra gelen 6 sure (İsra, Kehf, Meryem, Taha, Enbiya ve Hacc) onun yarısıdır. Sonra Sonra gelen her beşerli sure grubu bu şekilde gider. Zuhruf suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yarısı olur. Necm suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yaklaşık yarısı olur. Sonra gelen küçük 5'li sure gruplarında yalnız üçer adet Allah lafzı vardır. Bu vaziyet gösteriyor ki Allah lafzının adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.
 
Yasin, Furkan, Fatır, Sebe, Saffat, Sad, Ra'd, Rum, Zuhruf, Şura ve İbrahim
 
* Kur'an'ın en kısa suresi olan Kevser suresinin harflerinin ebcedi makamı 3.000 küsur olduğu gibi Yasin, Furkan, Fatır, Sebe, Saffat, Sad, Ra'd, Rum, Zuhruf, Şura ve İbrahim, Al-i İmran ve Nisa surelerinin harf sayıları ile Bakara suresinin örfi kelime sayısı da 3.000 küsur eder.
 
Ey Ehl-i Kitap
 
* Bediüzzaman [[İbrahim x|İbrahim suresinin x. ayetinde]] ve daha başka ayetlerde geçen "Ey Ehl-i Kitap" hitabına bu asrın ve bu asırdaki ehl-i kitabın çok muhtaç olduğunu, güya o hitabın doğrudan bu asra baktığını ve bu ifadenin "Ey Ehl-i Mektep" manasını da içerdiği söyler.
 
Akşam ile yatsı arası
 
* Bediüzzaman'ın akşam ile yatsı arasında [[Risale:Namaz_Tesbihatı#Bundan_sonra_isteyen_mağrib_ile_işa_yani_akşam_namazı_ile_yatsı_namazı_arasında_bu_gelen_dua_ve_tesbihleri_okuyabilir|33'er defa tekrar ettiği dua ve tesbihlerden]] birisi [[Al-i İmran 173]]'te geçen "Hasbunallahi ve ni'mel vekil" ifadesidir. Bir diğeri 1 defa [[Al-i İmran 174]] ayetini okuduktan sonra yine 33 defa tekrarladığı "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm" ifadesidir. Bir diğeri ise 1 defa [[Al-i İmran 185]] ayetinin başını ve başka bazı ayetleri okuduktan sonra yine 33 defa tekrarladığı "Yâ Bâkî Entel Bâkî, Yâ Bâkî Entel Bâkî" ifadesidir.
 
Sırât-ı Müstakîm
 
* İbrahim suresinin [[İbrahim x|x. ayetinde]] ve [[İbrahim x|x. ayetinde]] ve daha başka pek çok ayette geçen "Sırât-ı Müstakîm" (Dosdoğru yol) mealindeki ibarenin bu dehşetli ve fırtınalı asırda o doğru yolu şaşırtmayacak bir surette en başta gösteren Risale-i Nur olduğuna dair [[:Kategori:Sırat-ı Müstakim Ayetleri|işaretler mevcuttur]].
 
Rumi 1316-1317
 
* Bediüzzaman çeşitli ilimleri nurlanmak için okuyup okuturken Rumi 1316-1317 (Miladi 1900) yılında Avrupa’nın Kur’an’a karşı müthiş bir sû-i kastı olduğunu anlar ve merakını değiştirip tüm bilgisini Kur’an’ı anlamaya basamaklar yapmaya başlar. Daha pek çok ayette olduğu gibi [[İbrahim x|İbrahim suresinin x. ayetinde]] geçen "Onlardan uzak dur (yüz çevir)" mealindeki ibarenin ebcedi de 1316 edip buna bakar. Bu konuların izahı 1. Şua'daki [[Risale:1._Şuâ#Yirmi_Birinci_Âyet_veya_Âyetler|21. Ayetin]] ve [[Risale:1._Şuâ#Yirmi_Yedinci_Âyet|27. Ayetin]] izah edildiği kısımlardadır.
 
Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez
 
* [[İbrahim x|İbrahim suresinin x. ayetinde]] ve daha başka ayetlerde geçen "Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez." mealindeki ibarenin iki cihetle Risale-i Nur'a ve müellifine işareti için kapsamlı bir izahı için [[:Kategori:La Teziru Vaziretun Vizra Uhra Ayetleri|La Teziru Vaziretun Vizra Uhra Ayetleri kategorisi sayfasına]] başvurun.
 
Altı gün
 
* [[İbrahim x|İbrahim suresinin x. ayetinde]] geçen "Altı günde gökleri ve yerleri yarattık" mealindeki ibarenin [[Risale:14._Söz#Birincisi|14. Söz'de]] izahı vardır. Yine aynı ayete dair bir nükte [[Risale:25._Söz#D.C3.B6rd.C3.BCnc.C3.BC_N.C3.BCkte-i_Bel.C3.A2gat|25. Söz'de]] okunabilir.
 
Allah doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır
 
* [[İbrahim x|İbrahim suresinin x. ayetinde]] ve daha başka ayetlerde geçen geçen "Allah doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır", "Allah yapıp-yaratanların en güzelidir", "Allah merhametlilerin en merhametlisidir" mealindeki ibarelerin kapsamlı bir izahı [[Risale:32._Söz#.C3.9C.C3.A7.C3.BCnc.C3.BC_Maksat|32. Söz'dedir]].
 
 
 
 
 
 
 
* Kur'an'da Lafzullah'ın (Allah kelimesinin) tekrarında çok sırlar vardır. Ayet sayısı ve lafzullah sayısı tevafuktadır. Bakara'da ayet sayısı 286, lafzullah sayısı 282 (Allah lafzı yerinde geçen dört Hû lafzı olduğundan tam tevafuk eder); Al-i İmran'da ayet sayısı 200, lafzullah sayısı 210; Nisa+Maide+En'am toplam ayet sayısı 176+120+165=461, lafzullah sayısı 229+148+87=464. Besmele sayılırsa tam tevafuk eder. Böyle meziyetlerde küçük farklar zarar vermez. İzleyen 5 suredeki (A'raf, Enfal, Tevbe, Yunus ve Hud) Allah lafızları sayısı baştaki 5 büyük suredekilerin yarısıdır. Sonra gelen 5 sure (Yusuf, Ra’d, '''İbrahim''', Hicr ve Nahl) onun yarısıdır. Sonra gelen 6 sure (İsra, Kehf, Meryem, Taha, Enbiya ve Hacc) onun yarısıdır. Sonra Sonra gelen her beşerli sure grubu bu şekilde gider. Zuhruf suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yarısı olur. Necm suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yaklaşık yarısı olur. Sonra gelen küçük 5'li sure gruplarında yalnız üçer adet Allah lafzı vardır. Bu vaziyet gösteriyor ki Allah lafzının adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.
* Kur'an'ın en kısa suresi olan Kevser suresinin harflerinin ebcedi makamı 3.000 küsur olduğu gibi Yasin, Furkan, Fatır, Sebe, Saffat, Sad, Ra'd, Rum, Zuhruf, Şura ve '''İbrahim''', Al-i İmran ve Nisa surelerinin harf sayıları ile Bakara suresinin örfi kelime sayısı da 3.000 küsur eder.
* [[İbrahim 1|İbrahim suresinin 1. ayetinin]] dört-beş cümlesinde Risale-i Nur'a olan dört-beş îma [[Risale:1._Şuâ#Yirmi_Dokuzuncu_Âyet|1. Şua'da]] izah edilmiştir. Ezcümle: (1) "Rablerinin izniyle (insanları karanlıklardan) aydınlığa" cümlesi 1338-1339 ederek İşaratül İ'caz tefsininin tam ortaya çıkması tarihine bakar. (Bediüzzaman daha sonra hesabı 1339 olarak tashih ederek İşaratül İ'caz tefsirinin fevkalâde iştiharı ve ekser müftülerin ellerinde birer elmas kılınç hükmüne geçme tarihine baktığını beyan eder) (2) "Aziz ve Hamid olan Allah'ın yoluna" cümlesi 548-550 ederek Resaili’n-Nur ismine tevafuk eder. Ayrıca, dehşetli asır olan Hülâgu ve Cengiz asrına ve bu asra, Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülhamid devirlerine îma eder. (3) "karanlıklardan" cümlesi 1372 ederek bu asrın zulümlerinin ve zulmetlerinin ne vakte kadar devam edeceğini ve o zulmetlerin içinde Risale-i Nur’un nurlandırmasına remzen bakar. (4) "İnsanları (karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) övgüye lâyık olan Allah'ın yoluna) çıkarman için" cümlesi 1345 ederek fevkalâde nurunu yaymaya başlayan Resaili’n-Nur’a tam tamına tevafuk eder ve (5) "Sana indirdiğimiz bir kitap" cümlesi 948-949 ve 998-999 ederek Risaletü’n-Nur ismine sırlı tek farkla  (yani Risale-i Nur'un vahiy olmadığını ifade için) bakar.
* Bediüzzaman [[İbrahim 3|İbrahim suresinin 3. ayetinin]] üç cümlesinin bazı münasebat-ı maneviye ve muvafakat-ı mefhumiye cihetinde hem Risale-i Nur’un mesleğine hem de mülhidlerin mesleğine îmaen baktığını [[Risale:1._Şuâ#Üçüncü_Âyet|1. Şua'da]] izah eder. Ezcümle: (1) "Tercih edenler" cümlesi 1327 veya 1359 ederek hayattaki sefahati dinî hissiyata tercih edip dinsizlik ile iftihar edenlere en şiddetli dinsizlik zamanlarının tarihiyle bakar. (2) "Allah yolundan alıkoyanlar" cümlesi bu zamanda dalalet ehlinin kendi halleriyle durmayıp bildikleri ve kendi atalarının bağlı olduğu İslam dinine düşmanca saldırıp yollarını kapatmak istemelerine bakar. (3) "Eğriliğini isteyenler" cümlesi 1209 ederek İslam şeriatına suikast olarak yabancı kanunlarını adliyeye sokmak fikrinin ve teşebbüsünün tarihine tam tamına tevafukla bakar.”
* Yine bu ayette geçen "Dünya hayatını ahirete tercih edenler" mealindeki ibare hakkında Risale-i Nur'da [[İbrahim 3|birçok bahis vardır]]. Bediüzzaman bu zamanda âhiretin elmas gibi nimetlerini ve lezzetlerini bildiği halde dünyevî kırılacak şişe parçalarını onlara bilerek tercih etme hastalığına karşı tek çarenin dünyada dahi cehennem azabı gibi elemleri göstermekle olduğunu ve Risale-i Nur'un bu yolu takip ettiğini; bu asırda israf, iktisatsızlık, kanaatsizlik ve hırs yüzünden bereketin kalkmasıyla, fakirlik ve geçim derdinin artmasıyla ve yaşamak şartlarının ağırlaşmasıyla yaşamak damarının ve hayatı korumak cihazının zedelendiğini ve dalalet ehli sürekli nazarları dünya hayatına çevirdiğinden hayatın en küçük ihtiyacının büyük bir dini meseleye tercih ettirdiğini; ve bazen hakiki mü’minlerin bile ehl-i dalalete taraftar olmak gibi dehşetli hataya düşebildiklerini beyan eder.
* Bediüzzaman [[İbrahim 4|İbrahim suresinin 4. ayetinde]] geçen "(Allah'ın emirlerini) onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik." mealindeki ibarenin cifirce makamının 1318, 1328, 1338, 1358 ve 1368 ederek Risale-i Nur'un beş devresine işaret ettiğini ve Risale-i Nur'un Kur’an dili olan Arapça olmayıp Türkçe olmasını takdir ettiğini [[Risale:1._Şuâ#Dördüncü_Âyetin|1. Şua'da izah eder]]. Ayrıca Bediüzzaman'ın bir talebesi [[Risale:Birinci_Kısım_Mektuplar_(Emirdağ-1)#48._Parça|Emirdağ Lahikasına alınan mektubunda]] bu ayetten yola çıkarak Risale-i Nur'un Türkçede üzerinde yol gösteritici olacağını ve ileride hâlis Türkçe olan Risale-i Nur’un ayrılıp öne çıkacağını söyler.
* Bediüzzaman [[İbrahim 5|İbrahim suresinin 5. ayetinde]] geçen "(Kavmini karanlıklardan) aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın (geçmiş kavimlerin başına getirdiği felâket) günlerini hatırlat" mealindeki ibarenin cifirce makamının 1351 ederek Risale-i Nur’un ehemmiyetli vazifesine ve Kur'an'ın bu emrine uyma tarihine tam tamına tevafuk ettiğini [[Risale:1._Şuâ#Beşinci_Âyette|beyan eder]].
* [[İbrahim 7|İbrahim suresinin 7. ayetinde]] geçen "Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım" mealindeki ibarenin diğer birkaç ayetle birlikte izahatı [[Risale:28._Mektup#Be.C5.9Finci_Risale_Olan_Be.C5.9Finci_Mesele|Şükür Risalesindedir]].
* Bediüzzaman [[İbrahim 10|İbrahim suresinin 10. ayetinde]] geçen "Peygamberleri dedi ki: Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var?" mealindeki ibare hakkında Cenab-ı Allah'ın varlığı ve tekliğinin bedahet derecesinde olduğunu söyler ve bu ayetin tefsiri olarak [[Risale:23._Lem%27a#.C4.B0htar|23. Lem'a Tabiat Risalesini tefsir etmiştir]].
* [[İbrahim |İbrahim suresinin . ayetinde]] geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı [[İbrahim'dedir]].
* [[İbrahim |İbrahim suresinin . ayetinde]] geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı [[İbrahim'dedir]].
* [[İbrahim |İbrahim suresinin . ayetinde]] geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı [[İbrahim'dedir]].
* [[İbrahim |İbrahim suresinin . ayetinde]] geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı [[İbrahim'dedir]].
* [[İbrahim |İbrahim suresinin . ayetinde]] geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı [[İbrahim'dedir]].
* [[İbrahim |İbrahim suresinin . ayetinde]] geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı [[İbrahim'dedir]].
* [[İbrahim |İbrahim suresinin . ayetinde]] geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı [[İbrahim'dedir]].
* [[İbrahim |İbrahim suresinin . ayetinde]] geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı [[İbrahim'dedir]].


==Bilgiler==
==Bilgiler==


'''İsminin Anlamı ve Kaynağı:''' 35-41. âyetlerde Hz. İbrahim peygamberin duası geçtiği için sure bu adı almıştır.
'''İsminin Anlamı ve Kaynağı:''' Hz. İbrahim ve ailesinden bahsedildiği ve 35-41. âyetlerde Hz. İbrahim peygamberin duaları geçtiği için sure bu adı almıştır.


'''Diğer İsimleri:'''
'''Diğer İsimleri:''' -


'''Kur'ân'daki Sırası:''' 14
'''Kur'ân'daki Sırası:''' 14
17. satır: 106. satır:
'''Kur'ân'daki Yeri:''' [[Kuran:İbrahim|13. cüz, 254. sayfa]]
'''Kur'ân'daki Yeri:''' [[Kuran:İbrahim|13. cüz, 254. sayfa]]


'''Nuzül (İnme) Sırası:'''  
'''Mekkî/Medenî:''' Mekkî<ref name='a' />


'''Uzunluğu:''' sayfa
'''Nuzül (İnme) Sırası:''' 72


'''Ayet Sayısı:'''  
'''Kendisinden Önce Nazil Olan Sure:''' [[Nuh Suresi|Nuh]]


'''Kelime Sayısı:'''  
'''Kendisinden Sonra Nazil Olan Sure:''' [[Enbiya Suresi|Enbiya]]


'''Harf Sayısı:'''  
'''Nuzülü (İnme) Hakkındaki Bilgiler:''' Üslûp ve muhtevasından anlaşıldığına göre sûre, Mekke müşriklerinin Hz. Peygamber’e ve ona inananlara karşı sürdüregeldikleri baskıların yoğunlaştığı bir dönemde, hicrete yakın günlerde inmiştir.<ref name='a' />


'''Fasılaları:''' harfleri
'''Uzunluğu:''' 6,7 sayfa


'''Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı:'''  
'''Ayet Sayısı:''' 52


'''Secde Ayeti:'''  
'''Satır Sayısı:''' 101


'''Allah lafzı sayısı:'''  
'''Kelime Sayısı:''' 811<ref>https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1</ref>, 830<ref>https://en.wikipedia.org/wiki/Ibrahim_(surah)</ref>


'''Rahman ismi sayısı:'''  
'''Harf Sayısı:''' 3.434<ref>https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1</ref>, 3.539<ref>https://en.wikipedia.org/wiki/Ibrahim_(surah)</ref>


'''Rahim ismi sayısı:'''  
'''Fasıla Harfleri:''' Elif, Be, Dal, Ra, Sad, Zı, Lam, Min ve Nun


'''Rab ismi sayısı:'''
'''Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı:''' 7


'''Kur'an kelimesi sayısı:'''  
'''Secde Ayeti:''' -


'''Rasul kelimesi sayısı:'''  
'''Allah lafzı sayısı (Besmele hariç):''' 37


'''[[Hizb-i_Azam-ı Kur'an|Hizb-ül Kur'an]]'da Geçen Ayetleri:'''  
'''Rahman ismi sayısı (Besmele dahil):''' 1


'''[[Münacat-ül Kur'an|Münâcât-ül Kur'an]]'da İlgili Kısım:'''
'''Rahim ismi sayısı (Besmele dahil):''' 2
 
'''Rab ismi sayısı:''' 17
 
'''İçinde Kur'an kelimesi geçen ayetler:''' -
 
'''[[Hizb-i_Azam-ı Kur'an|Hizb-ül Kur'an]]'da Geçen Ayetler Listesi:''' [[:Kategori:İbrahim_Suresindeki_Hizb-ül_Kur%27an_Ayetleri|İbrahim Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri (16 ayet)]]
 
Bu ayetleri okumak için: [[Risale:Hizb-i_Azam-ı_Kur%27anî#14._İbrahim|Hizb-i Azam-ı Kur'an, İbrahim Kısmı]]
 
'''[[Münacat-ül Kur'an|Münâcât-ül Kur'an]]'da İktibas Edilen Ayetler:''' [[Risale:Münacat-ül_Kur%27an_(Hizb-ül_Hakaik)#İbrahim_Suresi|19., 20., 34., 40. ve 41. ayetler (5 ayet)]]
 
'''Risale-i Nur'da Geçen Ayet Sayısı:''' 19 (Bkz. [[:Kategori:İbrahim Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri|İbrahim Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri listesi]])
 
(Not: İbrahim 'dan bir ifade iktibas suretinde geçer)
 
'''Risale-i Nur'da Tamamı Geçen Ayetler:''' 1., 3., 12., 32., 33. ve 34. ayetler (Toplam 6 ayet)


==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
Hem başlarında [[Fatiha 2|{{Arabi|اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ}}]] veyahut [[Haşir 1|{{Arabi|سَبَّحَ}}]] ve [[Cumua 1|{{Arabi|يُسَبِّحُ}}]] bulunan surelerin başlarına dikkat et. Tâ bu sırr-ı azîmin şuâını göresin. Hem [[Bakara 1|{{Arabi|الٓمٓ}}]] lerin ve [[Yusuf 1|{{Arabi|الٓرٰ}}]] ların ve [[Mü'min 1|{{Arabi|حٰمٓ}}]] lerin fatihalarına bak; Kur’an’ın, Cenab-ı Hakk’ın yanında ehemmiyetini bilesin.
([[Risale:12._Söz#D.C3.B6rd.C3.BCnc.C3.BC_Esas|12. Söz]])
----
Sureler itibarıyladır. Onun dahi çok nükteleri var. Bir intizam, bir kasd ve bir iradeyi gösterir bir tarzda tevafukatı vardır.
[[Sure-i Bakara]]’da, âyâtın adediyle lafz-ı Celal’in adedi birdir. Fark dörttür ki Allah lafzı yerinde dört Hû lafzı var. Mesela, Lâ İlahe İllâ Hû’daki Hû gibi. Onunla muvafakat tamam olur.
Âl-i İmran’da yine âyâtıyla lafz-ı Celal tevafuktadır, müsavidirler. Yalnız lafz-ı Celal, iki yüz dokuzdur, âyet iki yüzdür. Fark dokuzdur. Böyle meziyat-ı kelâmiyede ve belâgat nüktelerinde küçük farklar zarar vermez, takribî tevafukat kâfidir.
Sure-i Nisa, Maide, En’am üçünün mecmu-u âyetleri, mecmuundaki lafz-ı Celal’in adedine tevafuktadır. Âyetlerin adedi dört yüz altmış dört, lafz-ı Celal’in adedi dört yüz altmış bir; Bismillah’taki lafzullah ile beraber tam tevafuktadır.
Hem mesela, baştaki beş surenin lafz-ı Celal adedi; Sure-i A’raf, Enfal, Tevbe, Yunus, Hud’daki lafz-ı Celal adedinin iki mislidir. Demek bu âhirdeki beş, evvelki beşin nısfıdır. Sonra gelen Sure-i Yusuf, Ra’d, '''İbrahim''', Hicr, Nahl surelerindeki lafz-ı Celal adedi, o nısfın nısfıdır. Sonra Sure-i İsra, Kehf, Meryem, Tâhâ, Enbiya, Hac (Hâşiye<ref>Bu beşer taksimat üzere bir sır inkişaf etmişti. Hiçbirimizin haberi olmadan şurada altı sure kaydolmuş. Şüphemiz kalmadı ki gaibden, ihtiyarımızın haricinde altıncısı girmiş; tâ bu nısfiyet sırr-ı mühimmi kaybolmasın.</ref>) o nısfın nısfının nısfıdır. Sonra gelen beşer beşer, takriben o nisbetle gidiyor; yalnız bazı küsuratla fark var. Öyle farklar, böyle makam-ı hitabîde zarar vermez. Mesela, bir kısım yüz yirmi bir, bir kısmı yüz yirmi beş, bir kısmı yüz elli dört, bir kısmı yüz elli dokuzdur.
Sonra Sure-i Zuhruf’tan başlayan beş sure, o nısf-ı nısf-ı nısfın nısfına iniyor. Sure-i Necm’den başlayan beş, o nısf-ı nısf-ı nısf-ı nısfın nısfıdır fakat takribîdir. Küçük küsuratın farkları, böyle makamat-ı hitabiyede zarar vermez. Sonra gelen küçük beşler içinde, üç beşlerin yalnız üçer adet lafz-ı Celal’i var.
İşte bu vaziyet gösteriyor ki lafz-ı Celal’in adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.
([[Risale:29._Mektup#İkinci_Nükte_3|29. Mektup]])
----
Nasıl ki Sure-i Kevser'in hurufatı, ebcedî makamı üç bin adet olmakla:
*Hem Sure-i Yâsin'ın üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Furkan'ın üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Fâtır'ın üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Sebe'in üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Ve's-sâffât'ın üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Sâd'ın üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Ra'd'ın üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Er-Rum'un üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Zuhruf'un üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Şûra'nın üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i '''İbrahim''''in üç bin adet hurufuna tevafuku ve o on bir surenin birbiriyle muvafakatı ve mutabakatı bilbedahe tesadüf işi olamaz.
Aynen öyle de Sure-i Kevser'in en kısa sure olmakla beraber hurufunun makam-ı ebcedîsi olan üç bin adet ile;
*En uzun sure olan [[El-Bakara]] örfî kelimatının üç bin adedine...
*Hem Sure-i Âl-i İmran kelimatının üç bin adedine...
*Hem Sure-i Nisa kelimatının üç bin adedine muvafakatı...
Elbette kör tesadüfün işi değil ve rastgele şuursuz ittifakî bir vaziyet olamaz.
([[Risale:29._Mektubun_8._Kısmı_(Rumuzat-ı_Semaniye)#İKİNCİ_REMZ'İN_MÜHİM_BİR_ZEYLİ|Rumuzat-ı Semaniye]])
----
Yine Kenzü'l-Arş Duası'nın feyzinden gelen ikinci nükte-i tevafukiyedir. Bu nükteden numune için üç misal:
Birincisi: Suver-i Kur'aniyenin aded-i hurufatı 3000'de tevafukatı pek hârika ve mu'cizanedir.
Mesela: En kısa sure olan Sure-i Kevser'in hurufatı ebcedî makamı 3000 olmakla; hem Sure-i Yâsin'in 3000 aded-i hurufuna, hem Sure-i Furkan'ın 3000, hem Sure-i Fâtır'ın 3000, hem Sure-i Ve's-sâffât'ın 3000, hem Sure-i Sad'ın 3000, hem Ra'd'ın 3000, hem Er-Rum'un 3000, hem Ez-Zuhruf'un 3000, hem Sure-i Şûra'nın 3000, hem '''İbrahim''''in 3000, bu surelerin 3000 hurufatına tevafuku ve 11 surenin bu 3000'de birbiriyle muvafakatı ve mutabakatı bilbedahe tesadüf işi olamaz. Belki i'caz-ı Kur'an'ın bir şu'lesidir ki, hurufata serpilmesidir ve yaldızlamasıdır.
Hem en kısa sure olan Sure-i Kevser hurufunun makam-ı ebcedîsi olan 3000 adediyle, en uzun sure olan [[El-Bakara]]'nın örfî yani kelâm hükmündeki kelimatının 3000 adedine ve Âl-i İmran'ın hakiki kelimatının 3000 adedine ve Sure-i Nisa kelimatının 3000 adedine tevafuku elbette kör tesadüfün işi değil ve rastgele ve şuursuz ve ittifakî bir vaziyet olamaz. Belki sırr-ı i'cazın bir cilvesinin şuaı ile bir intizamdır. Böyle büyük tevafukatta küçük küsurat münasebat-ı tevafukiyeyi bozmadığından nazara alınmadı.
([[Risale:Rumuzat-ı_Semaniye_Fihristi#İkinci_Remzin_mühim_bir_zeyli|Rumuzat-ı Semaniye]])
---
Aziz kardeşlerim!
Bu saatte ben Kur’an okurken, Risale-i Nur ile ziyade alâkadar olan [[Sure-i İbrahim]]’de bir âyet beni meşgul ederken, Emin size göndereceği mektubu getirdi ve dar vaktimizde bu geniş âyetin denizinden ancak bir katrecik bu parçaya girebildi. Birkaç dakika zarfında yazdık, vakit bulamadık, kusura bakmayınız.
([[Risale:Lemeat%27tan_Önceki_Mektuplar_(Kastamonu)#20._Parça|Kastamonu L.]])
----
Evet, Risale-i Nur’un mayası ve meşrebi tefekkür ve şefkat olduğu cihetle, Hazret-i İbrahim’in (as) hususi meşrebi olan tefekkür ve şefkat noktasında tam tevafuk etmek sırrıyla şu surede daha ziyade Risale-i Nur’u kucağına alıyor. Baştaki âyet, dört cümle ile en karanlık bir asrın kara kara içinde, zulmet zulmet içinde insanları nura çıkaran ve Kur’an’dan çıkan bir nura parmak bastığı gibi en karanlık içinde bulunan ve Risale-i Nur’un cereyanına muhalif gidenleri tarif eder.
([[Risale:1._Şuâ#Yirmi_Dokuzuncu_Âyet|1. Şua]])


==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
55. satır: 236. satır:
==İlgili Resimler/Fotoğraflar==
==İlgili Resimler/Fotoğraflar==


==İlgili Maddeler==
==İlgili Maddeler/Sayfalar==
 
*[[İbrahim (as)]]: Ululazm peygamberlerden olup Peygamberimizin de atasıdır.
*[[Risale:Münacat-ül_Kur%27an_(Hizb-ül_Hakaik)#İbrahim_Suresi|İbrahim Suresinin Münacat-ül Kur'an'da İktibas Edilen Ayetleri]]
*[[Huruf-u Mukattaa]]: Kur’an’da İbrahim dahil 29 sûrenin başında 30 ayette yer alan ve isimleriyle telaffuz edilen harflerin ortak adı.
 
==İlgili Kategoriler==
 
*[[:Kategori:İbrahim Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri|İbrahim Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri]]
*[[:Kategori:İbrahim Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri|İbrahim Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri]]


==Kaynakça==
==Kaynakça==

17.17, 30 Ağustos 2024 tarihindeki hâli

Önceki Sure: Ra'dKur'ânHicr: Sonraki Sure

Bu sureyi İbrâhîm suresi okuma sayfasında mealiyle beraber okuyabilirsiniz

İbrahim ile ilgili tüm maddeler için İbrahim (Tavzih) sayfasına gidin

İbrâhîm (ابراهيم) Suresi Kur'ân-ı Kerim'in 14. suresi olup Ra'd ve Hicr sureleri arasında yer alır. Mekke döneminde Nûh sûresinden sonra nâzil olmuştur. Hz. İbrahim ve ailesinden bahsedildiği ve 35-41. âyetlerde Hz. İbrahim peygamberin duaları geçtiği için sure bu adı almıştır. Sûrenin ana fikri ve amacı, Hz. Peygamber’in davetini reddeden ve ona karşı düşmanlıklarını arttırarak sürdüren kâfirleri sert bir biçimde uyarıp tehdit etmek suretiyle caydırmaktır.[1] Bediüzzaman, İbrahim suresinin Risale-i Nur ile ziyade alâkadar olan sure olduğunu, Risale-i Nur’un mayası ve meşrebi tefekkür ve şefkat olduğunu ve Hz. İbrahim’in (as) hususi meşrebi de tefekkür ve şefkat olduğundan Risale-i Nur'a tam tevafuk ettiğini ve bu surenin Risale-i Nur’a daha ziyade işaret edip benimsediğini beyan eder. Hatta bu surenin ilk sayfasının başından sonuna kadar manevi münasebet ile Risale-i Nur’a gizli bir hususiyet ile îma ettiğini, hem insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarak Risale-i Nur'a hem de Risale-i Nur’un cereyanına muhalif gidenleri tarif ettiğini ekler.

Risale-i Nur'da İbrahim Suresi ve ayetleri hakkındaki dersler:

İma Edip Salih Amel İşleyenler

Dönüş O'nadır

Halidine fiha ebeda

  • İbrahim suresinin x. ayetinde İbrahim suresinin 15., 88., 136. ve 198. ayetlerinde (Kur'an'da toplam 40 ayette) bazen cennetlikler bazen de cehennemlik için kullanılan "Hâlidîne Fîhâ (Ebedâ)" ([Orada] ebedi kalırlar) ifadesinin izahına ve ayrıca kafirlerin sınırlı dünya hayatını kafir olarak geçirmelerine karşılık cehennemde daimi kalmalarının Allah'ın hikmeti açısından uygun olduğu ve Allah'ın merhametine aykırı olmadığının izahına dair bahisleri topluca bu sayfada okuyabilirsiniz.

İn ecriye illa alellah

  • İbrahim suresinin x. ayetinde ve daha pek çok ayette Peygamberlerin tebliğ vazifesi karşılığında Allah'tan başka kimseden ücret istemediklerini ifade edilir. Bu konuda Risale-i Nur'da geçen bahisler bu sayfada okunabilir.

O, her şeye kadirdir

  • Hud suresinin 4. ayetinde ve daha başka pek çok ayette geçen "O, her şeye kadirdir." mealindeki ibarenin Risale-i Nur'da izah edildiği yerleri İbrahim suresinin x. ayeti sayfasında görebilirsiniz.

Rabbus Semavati Vel Ard

Lafzullah

  • Kur'an'da Lafzullah'ın (Allah kelimesinin) tekrarında çok sırlar vardır. Ayet sayısı ve lafzullah sayısı tevafuktadır. Bakara'da ayet sayısı 286, lafzullah sayısı 282 (Allah lafzı yerinde geçen dört Hû lafzı olduğundan tam tevafuk eder); Al-i İmran'da ayet sayısı 200, lafzullah sayısı 210; Nisa+Maide+En'am toplam ayet sayısı 176+120+165=461, lafzullah sayısı 229+148+87=464. Besmele sayılırsa tam tevafuk eder. Böyle meziyetlerde küçük farklar zarar vermez. İzleyen 5 suredeki (A'raf, Enfal, Tevbe, Yunus ve Hud) Allah lafızları sayısı baştaki 5 büyük suredekilerin yarısıdır. Sonra gelen 5 sure (Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr ve Nahl) onun yarısıdır. Sonra gelen 6 sure (İsra, Kehf, Meryem, Taha, Enbiya ve Hacc) onun yarısıdır. Sonra Sonra gelen her beşerli sure grubu bu şekilde gider. Zuhruf suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yarısı olur. Necm suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yaklaşık yarısı olur. Sonra gelen küçük 5'li sure gruplarında yalnız üçer adet Allah lafzı vardır. Bu vaziyet gösteriyor ki Allah lafzının adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.

Yasin, Furkan, Fatır, Sebe, Saffat, Sad, Ra'd, Rum, Zuhruf, Şura ve İbrahim

  • Kur'an'ın en kısa suresi olan Kevser suresinin harflerinin ebcedi makamı 3.000 küsur olduğu gibi Yasin, Furkan, Fatır, Sebe, Saffat, Sad, Ra'd, Rum, Zuhruf, Şura ve İbrahim, Al-i İmran ve Nisa surelerinin harf sayıları ile Bakara suresinin örfi kelime sayısı da 3.000 küsur eder.

Ey Ehl-i Kitap

  • Bediüzzaman İbrahim suresinin x. ayetinde ve daha başka ayetlerde geçen "Ey Ehl-i Kitap" hitabına bu asrın ve bu asırdaki ehl-i kitabın çok muhtaç olduğunu, güya o hitabın doğrudan bu asra baktığını ve bu ifadenin "Ey Ehl-i Mektep" manasını da içerdiği söyler.

Akşam ile yatsı arası

  • Bediüzzaman'ın akşam ile yatsı arasında 33'er defa tekrar ettiği dua ve tesbihlerden birisi Al-i İmran 173'te geçen "Hasbunallahi ve ni'mel vekil" ifadesidir. Bir diğeri 1 defa Al-i İmran 174 ayetini okuduktan sonra yine 33 defa tekrarladığı "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm" ifadesidir. Bir diğeri ise 1 defa Al-i İmran 185 ayetinin başını ve başka bazı ayetleri okuduktan sonra yine 33 defa tekrarladığı "Yâ Bâkî Entel Bâkî, Yâ Bâkî Entel Bâkî" ifadesidir.

Sırât-ı Müstakîm

  • İbrahim suresinin x. ayetinde ve x. ayetinde ve daha başka pek çok ayette geçen "Sırât-ı Müstakîm" (Dosdoğru yol) mealindeki ibarenin bu dehşetli ve fırtınalı asırda o doğru yolu şaşırtmayacak bir surette en başta gösteren Risale-i Nur olduğuna dair işaretler mevcuttur.

Rumi 1316-1317

  • Bediüzzaman çeşitli ilimleri nurlanmak için okuyup okuturken Rumi 1316-1317 (Miladi 1900) yılında Avrupa’nın Kur’an’a karşı müthiş bir sû-i kastı olduğunu anlar ve merakını değiştirip tüm bilgisini Kur’an’ı anlamaya basamaklar yapmaya başlar. Daha pek çok ayette olduğu gibi İbrahim suresinin x. ayetinde geçen "Onlardan uzak dur (yüz çevir)" mealindeki ibarenin ebcedi de 1316 edip buna bakar. Bu konuların izahı 1. Şua'daki 21. Ayetin ve 27. Ayetin izah edildiği kısımlardadır.

Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez

Altı gün

Allah doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır

  • İbrahim suresinin x. ayetinde ve daha başka ayetlerde geçen geçen "Allah doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır", "Allah yapıp-yaratanların en güzelidir", "Allah merhametlilerin en merhametlisidir" mealindeki ibarelerin kapsamlı bir izahı 32. Söz'dedir.




  • Kur'an'da Lafzullah'ın (Allah kelimesinin) tekrarında çok sırlar vardır. Ayet sayısı ve lafzullah sayısı tevafuktadır. Bakara'da ayet sayısı 286, lafzullah sayısı 282 (Allah lafzı yerinde geçen dört Hû lafzı olduğundan tam tevafuk eder); Al-i İmran'da ayet sayısı 200, lafzullah sayısı 210; Nisa+Maide+En'am toplam ayet sayısı 176+120+165=461, lafzullah sayısı 229+148+87=464. Besmele sayılırsa tam tevafuk eder. Böyle meziyetlerde küçük farklar zarar vermez. İzleyen 5 suredeki (A'raf, Enfal, Tevbe, Yunus ve Hud) Allah lafızları sayısı baştaki 5 büyük suredekilerin yarısıdır. Sonra gelen 5 sure (Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr ve Nahl) onun yarısıdır. Sonra gelen 6 sure (İsra, Kehf, Meryem, Taha, Enbiya ve Hacc) onun yarısıdır. Sonra Sonra gelen her beşerli sure grubu bu şekilde gider. Zuhruf suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yarısı olur. Necm suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yaklaşık yarısı olur. Sonra gelen küçük 5'li sure gruplarında yalnız üçer adet Allah lafzı vardır. Bu vaziyet gösteriyor ki Allah lafzının adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.
  • Kur'an'ın en kısa suresi olan Kevser suresinin harflerinin ebcedi makamı 3.000 küsur olduğu gibi Yasin, Furkan, Fatır, Sebe, Saffat, Sad, Ra'd, Rum, Zuhruf, Şura ve İbrahim, Al-i İmran ve Nisa surelerinin harf sayıları ile Bakara suresinin örfi kelime sayısı da 3.000 küsur eder.
  • İbrahim suresinin 1. ayetinin dört-beş cümlesinde Risale-i Nur'a olan dört-beş îma 1. Şua'da izah edilmiştir. Ezcümle: (1) "Rablerinin izniyle (insanları karanlıklardan) aydınlığa" cümlesi 1338-1339 ederek İşaratül İ'caz tefsininin tam ortaya çıkması tarihine bakar. (Bediüzzaman daha sonra hesabı 1339 olarak tashih ederek İşaratül İ'caz tefsirinin fevkalâde iştiharı ve ekser müftülerin ellerinde birer elmas kılınç hükmüne geçme tarihine baktığını beyan eder) (2) "Aziz ve Hamid olan Allah'ın yoluna" cümlesi 548-550 ederek Resaili’n-Nur ismine tevafuk eder. Ayrıca, dehşetli asır olan Hülâgu ve Cengiz asrına ve bu asra, Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülhamid devirlerine îma eder. (3) "karanlıklardan" cümlesi 1372 ederek bu asrın zulümlerinin ve zulmetlerinin ne vakte kadar devam edeceğini ve o zulmetlerin içinde Risale-i Nur’un nurlandırmasına remzen bakar. (4) "İnsanları (karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) övgüye lâyık olan Allah'ın yoluna) çıkarman için" cümlesi 1345 ederek fevkalâde nurunu yaymaya başlayan Resaili’n-Nur’a tam tamına tevafuk eder ve (5) "Sana indirdiğimiz bir kitap" cümlesi 948-949 ve 998-999 ederek Risaletü’n-Nur ismine sırlı tek farkla (yani Risale-i Nur'un vahiy olmadığını ifade için) bakar.
  • Bediüzzaman İbrahim suresinin 3. ayetinin üç cümlesinin bazı münasebat-ı maneviye ve muvafakat-ı mefhumiye cihetinde hem Risale-i Nur’un mesleğine hem de mülhidlerin mesleğine îmaen baktığını 1. Şua'da izah eder. Ezcümle: (1) "Tercih edenler" cümlesi 1327 veya 1359 ederek hayattaki sefahati dinî hissiyata tercih edip dinsizlik ile iftihar edenlere en şiddetli dinsizlik zamanlarının tarihiyle bakar. (2) "Allah yolundan alıkoyanlar" cümlesi bu zamanda dalalet ehlinin kendi halleriyle durmayıp bildikleri ve kendi atalarının bağlı olduğu İslam dinine düşmanca saldırıp yollarını kapatmak istemelerine bakar. (3) "Eğriliğini isteyenler" cümlesi 1209 ederek İslam şeriatına suikast olarak yabancı kanunlarını adliyeye sokmak fikrinin ve teşebbüsünün tarihine tam tamına tevafukla bakar.”
  • Yine bu ayette geçen "Dünya hayatını ahirete tercih edenler" mealindeki ibare hakkında Risale-i Nur'da birçok bahis vardır. Bediüzzaman bu zamanda âhiretin elmas gibi nimetlerini ve lezzetlerini bildiği halde dünyevî kırılacak şişe parçalarını onlara bilerek tercih etme hastalığına karşı tek çarenin dünyada dahi cehennem azabı gibi elemleri göstermekle olduğunu ve Risale-i Nur'un bu yolu takip ettiğini; bu asırda israf, iktisatsızlık, kanaatsizlik ve hırs yüzünden bereketin kalkmasıyla, fakirlik ve geçim derdinin artmasıyla ve yaşamak şartlarının ağırlaşmasıyla yaşamak damarının ve hayatı korumak cihazının zedelendiğini ve dalalet ehli sürekli nazarları dünya hayatına çevirdiğinden hayatın en küçük ihtiyacının büyük bir dini meseleye tercih ettirdiğini; ve bazen hakiki mü’minlerin bile ehl-i dalalete taraftar olmak gibi dehşetli hataya düşebildiklerini beyan eder.
  • Bediüzzaman İbrahim suresinin 4. ayetinde geçen "(Allah'ın emirlerini) onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik." mealindeki ibarenin cifirce makamının 1318, 1328, 1338, 1358 ve 1368 ederek Risale-i Nur'un beş devresine işaret ettiğini ve Risale-i Nur'un Kur’an dili olan Arapça olmayıp Türkçe olmasını takdir ettiğini 1. Şua'da izah eder. Ayrıca Bediüzzaman'ın bir talebesi Emirdağ Lahikasına alınan mektubunda bu ayetten yola çıkarak Risale-i Nur'un Türkçede üzerinde yol gösteritici olacağını ve ileride hâlis Türkçe olan Risale-i Nur’un ayrılıp öne çıkacağını söyler.
  • Bediüzzaman İbrahim suresinin 5. ayetinde geçen "(Kavmini karanlıklardan) aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın (geçmiş kavimlerin başına getirdiği felâket) günlerini hatırlat" mealindeki ibarenin cifirce makamının 1351 ederek Risale-i Nur’un ehemmiyetli vazifesine ve Kur'an'ın bu emrine uyma tarihine tam tamına tevafuk ettiğini beyan eder.
  • İbrahim suresinin 7. ayetinde geçen "Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım" mealindeki ibarenin diğer birkaç ayetle birlikte izahatı Şükür Risalesindedir.
  • Bediüzzaman İbrahim suresinin 10. ayetinde geçen "Peygamberleri dedi ki: Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var?" mealindeki ibare hakkında Cenab-ı Allah'ın varlığı ve tekliğinin bedahet derecesinde olduğunu söyler ve bu ayetin tefsiri olarak 23. Lem'a Tabiat Risalesini tefsir etmiştir.
  • İbrahim suresinin . ayetinde geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı İbrahim'dedir.
  • İbrahim suresinin . ayetinde geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı İbrahim'dedir.
  • İbrahim suresinin . ayetinde geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı İbrahim'dedir.
  • İbrahim suresinin . ayetinde geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı İbrahim'dedir.
  • İbrahim suresinin . ayetinde geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı İbrahim'dedir.
  • İbrahim suresinin . ayetinde geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı İbrahim'dedir.
  • İbrahim suresinin . ayetinde geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı İbrahim'dedir.
  • İbrahim suresinin . ayetinde geçen "" mealindeki ibarenin kapsamlı bir izahı İbrahim'dedir.

Bilgiler[değiştir]

İsminin Anlamı ve Kaynağı: Hz. İbrahim ve ailesinden bahsedildiği ve 35-41. âyetlerde Hz. İbrahim peygamberin duaları geçtiği için sure bu adı almıştır.

Diğer İsimleri: -

Kur'ân'daki Sırası: 14

Kur'ân'daki Yeri: 13. cüz, 254. sayfa

Mekkî/Medenî: Mekkî[1]

Nuzül (İnme) Sırası: 72

Kendisinden Önce Nazil Olan Sure: Nuh

Kendisinden Sonra Nazil Olan Sure: Enbiya

Nuzülü (İnme) Hakkındaki Bilgiler: Üslûp ve muhtevasından anlaşıldığına göre sûre, Mekke müşriklerinin Hz. Peygamber’e ve ona inananlara karşı sürdüregeldikleri baskıların yoğunlaştığı bir dönemde, hicrete yakın günlerde inmiştir.[1]

Uzunluğu: 6,7 sayfa

Ayet Sayısı: 52

Satır Sayısı: 101

Kelime Sayısı: 811[2], 830[3]

Harf Sayısı: 3.434[4], 3.539[5]

Fasıla Harfleri: Elif, Be, Dal, Ra, Sad, Zı, Lam, Min ve Nun

Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı: 7

Secde Ayeti: -

Allah lafzı sayısı (Besmele hariç): 37

Rahman ismi sayısı (Besmele dahil): 1

Rahim ismi sayısı (Besmele dahil): 2

Rab ismi sayısı: 17

İçinde Kur'an kelimesi geçen ayetler: -

Hizb-ül Kur'an'da Geçen Ayetler Listesi: İbrahim Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri (16 ayet)

Bu ayetleri okumak için: Hizb-i Azam-ı Kur'an, İbrahim Kısmı

Münâcât-ül Kur'an'da İktibas Edilen Ayetler: 19., 20., 34., 40. ve 41. ayetler (5 ayet)

Risale-i Nur'da Geçen Ayet Sayısı: 19 (Bkz. İbrahim Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri listesi)

(Not: İbrahim 'dan bir ifade iktibas suretinde geçer)

Risale-i Nur'da Tamamı Geçen Ayetler: 1., 3., 12., 32., 33. ve 34. ayetler (Toplam 6 ayet)

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Hem başlarında اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ veyahut سَبَّحَ ve يُسَبِّحُ bulunan surelerin başlarına dikkat et. Tâ bu sırr-ı azîmin şuâını göresin. Hem الٓمٓ lerin ve الٓرٰ ların ve حٰمٓ lerin fatihalarına bak; Kur’an’ın, Cenab-ı Hakk’ın yanında ehemmiyetini bilesin.

(12. Söz)


Sureler itibarıyladır. Onun dahi çok nükteleri var. Bir intizam, bir kasd ve bir iradeyi gösterir bir tarzda tevafukatı vardır.

Sure-i Bakara’da, âyâtın adediyle lafz-ı Celal’in adedi birdir. Fark dörttür ki Allah lafzı yerinde dört Hû lafzı var. Mesela, Lâ İlahe İllâ Hû’daki Hû gibi. Onunla muvafakat tamam olur.

Âl-i İmran’da yine âyâtıyla lafz-ı Celal tevafuktadır, müsavidirler. Yalnız lafz-ı Celal, iki yüz dokuzdur, âyet iki yüzdür. Fark dokuzdur. Böyle meziyat-ı kelâmiyede ve belâgat nüktelerinde küçük farklar zarar vermez, takribî tevafukat kâfidir.

Sure-i Nisa, Maide, En’am üçünün mecmu-u âyetleri, mecmuundaki lafz-ı Celal’in adedine tevafuktadır. Âyetlerin adedi dört yüz altmış dört, lafz-ı Celal’in adedi dört yüz altmış bir; Bismillah’taki lafzullah ile beraber tam tevafuktadır.

Hem mesela, baştaki beş surenin lafz-ı Celal adedi; Sure-i A’raf, Enfal, Tevbe, Yunus, Hud’daki lafz-ı Celal adedinin iki mislidir. Demek bu âhirdeki beş, evvelki beşin nısfıdır. Sonra gelen Sure-i Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr, Nahl surelerindeki lafz-ı Celal adedi, o nısfın nısfıdır. Sonra Sure-i İsra, Kehf, Meryem, Tâhâ, Enbiya, Hac (Hâşiye[6]) o nısfın nısfının nısfıdır. Sonra gelen beşer beşer, takriben o nisbetle gidiyor; yalnız bazı küsuratla fark var. Öyle farklar, böyle makam-ı hitabîde zarar vermez. Mesela, bir kısım yüz yirmi bir, bir kısmı yüz yirmi beş, bir kısmı yüz elli dört, bir kısmı yüz elli dokuzdur.

Sonra Sure-i Zuhruf’tan başlayan beş sure, o nısf-ı nısf-ı nısfın nısfına iniyor. Sure-i Necm’den başlayan beş, o nısf-ı nısf-ı nısf-ı nısfın nısfıdır fakat takribîdir. Küçük küsuratın farkları, böyle makamat-ı hitabiyede zarar vermez. Sonra gelen küçük beşler içinde, üç beşlerin yalnız üçer adet lafz-ı Celal’i var.

İşte bu vaziyet gösteriyor ki lafz-ı Celal’in adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.

(29. Mektup)


Nasıl ki Sure-i Kevser'in hurufatı, ebcedî makamı üç bin adet olmakla:

  • Hem Sure-i Yâsin'ın üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Furkan'ın üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Fâtır'ın üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Sebe'in üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Ve's-sâffât'ın üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Sâd'ın üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Ra'd'ın üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Er-Rum'un üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Zuhruf'un üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Şûra'nın üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i İbrahim'in üç bin adet hurufuna tevafuku ve o on bir surenin birbiriyle muvafakatı ve mutabakatı bilbedahe tesadüf işi olamaz.

Aynen öyle de Sure-i Kevser'in en kısa sure olmakla beraber hurufunun makam-ı ebcedîsi olan üç bin adet ile;

  • En uzun sure olan El-Bakara örfî kelimatının üç bin adedine...
  • Hem Sure-i Âl-i İmran kelimatının üç bin adedine...
  • Hem Sure-i Nisa kelimatının üç bin adedine muvafakatı...

Elbette kör tesadüfün işi değil ve rastgele şuursuz ittifakî bir vaziyet olamaz.

(Rumuzat-ı Semaniye)


Yine Kenzü'l-Arş Duası'nın feyzinden gelen ikinci nükte-i tevafukiyedir. Bu nükteden numune için üç misal:

Birincisi: Suver-i Kur'aniyenin aded-i hurufatı 3000'de tevafukatı pek hârika ve mu'cizanedir.

Mesela: En kısa sure olan Sure-i Kevser'in hurufatı ebcedî makamı 3000 olmakla; hem Sure-i Yâsin'in 3000 aded-i hurufuna, hem Sure-i Furkan'ın 3000, hem Sure-i Fâtır'ın 3000, hem Sure-i Ve's-sâffât'ın 3000, hem Sure-i Sad'ın 3000, hem Ra'd'ın 3000, hem Er-Rum'un 3000, hem Ez-Zuhruf'un 3000, hem Sure-i Şûra'nın 3000, hem İbrahim'in 3000, bu surelerin 3000 hurufatına tevafuku ve 11 surenin bu 3000'de birbiriyle muvafakatı ve mutabakatı bilbedahe tesadüf işi olamaz. Belki i'caz-ı Kur'an'ın bir şu'lesidir ki, hurufata serpilmesidir ve yaldızlamasıdır.

Hem en kısa sure olan Sure-i Kevser hurufunun makam-ı ebcedîsi olan 3000 adediyle, en uzun sure olan El-Bakara'nın örfî yani kelâm hükmündeki kelimatının 3000 adedine ve Âl-i İmran'ın hakiki kelimatının 3000 adedine ve Sure-i Nisa kelimatının 3000 adedine tevafuku elbette kör tesadüfün işi değil ve rastgele ve şuursuz ve ittifakî bir vaziyet olamaz. Belki sırr-ı i'cazın bir cilvesinin şuaı ile bir intizamdır. Böyle büyük tevafukatta küçük küsurat münasebat-ı tevafukiyeyi bozmadığından nazara alınmadı.

(Rumuzat-ı Semaniye) --- Aziz kardeşlerim!

Bu saatte ben Kur’an okurken, Risale-i Nur ile ziyade alâkadar olan Sure-i İbrahim’de bir âyet beni meşgul ederken, Emin size göndereceği mektubu getirdi ve dar vaktimizde bu geniş âyetin denizinden ancak bir katrecik bu parçaya girebildi. Birkaç dakika zarfında yazdık, vakit bulamadık, kusura bakmayınız.

(Kastamonu L.)


Evet, Risale-i Nur’un mayası ve meşrebi tefekkür ve şefkat olduğu cihetle, Hazret-i İbrahim’in (as) hususi meşrebi olan tefekkür ve şefkat noktasında tam tevafuk etmek sırrıyla şu surede daha ziyade Risale-i Nur’u kucağına alıyor. Baştaki âyet, dört cümle ile en karanlık bir asrın kara kara içinde, zulmet zulmet içinde insanları nura çıkaran ve Kur’an’dan çıkan bir nura parmak bastığı gibi en karanlık içinde bulunan ve Risale-i Nur’un cereyanına muhalif gidenleri tarif eder.

(1. Şua)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler/Sayfalar[değiştir]

İlgili Kategoriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]