Şuara Suresi: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
8. satır: 8. satır:
''Şiir ve Şairler hakkındaki madde için [[Şiir]] sayfasına gidin''
''Şiir ve Şairler hakkındaki madde için [[Şiir]] sayfasına gidin''


'''Şuara ({{Arabi|الشعراء}}) Suresi''' Kur'ân-ı Kerim'in 26. suresi olup Furkân ve Neml sureleri arasında yer alır. “Tâ-sîn-mîm” Mukattaa Harfleriyle başlayan Şuara ve Kasas sureleriyle “Tâ-sîn” Mukattaa Harfleriyle başlayan Neml suresi birlikte Tavâsîn “Tavâsîn” veya “Tavâsîm” olarak adlandırılır. Mekkî sureler içinde en fazla ayete sahip suredir. Ayetlerinin kısalığı dikkat çeker.<ref name='a'>https://islamansiklopedisi.org.tr/suara-suresi</ref>
'''Şuara ({{Arabi|الشعراء}}) Suresi''' Kur'ân-ı Kerim'in 26. suresi olup Furkân ve Neml sureleri arasında yer alır. “Tâ-sîn-mîm” mukattaa harfleriyle başlayan Şuara ve Kasas sureleriyle “Tâ-sîn” mukattaa harfleriyle başlayan Neml suresi birlikte “Tavâsîn” veya “Tavâsîm” olarak adlandırılır. Mekkî sureler içinde en fazla ayete sahip suredir. Ayetlerinin kısalığı dikkat çeker.<ref name='a'>https://islamansiklopedisi.org.tr/suara-suresi</ref>


'''Risale-i Nur'da Şuara Suresi ve ayetleri hakkındaki dersler:'''
'''Risale-i Nur'da Şuara Suresi ve ayetleri hakkındaki dersler:'''

17.02, 8 Ekim 2024 tarihindeki hâli

Önceki Sure: Furkân SuresiKur'ânNeml Suresi: Sonraki Sure

Bu sureyi Şuara suresi okuma sayfasında mealiyle beraber okuyabilirsiniz

Şiir ve Şairler hakkındaki madde için Şiir sayfasına gidin

Şuara (الشعراء) Suresi Kur'ân-ı Kerim'in 26. suresi olup Furkân ve Neml sureleri arasında yer alır. “Tâ-sîn-mîm” mukattaa harfleriyle başlayan Şuara ve Kasas sureleriyle “Tâ-sîn” mukattaa harfleriyle başlayan Neml suresi birlikte “Tavâsîn” veya “Tavâsîm” olarak adlandırılır. Mekkî sureler içinde en fazla ayete sahip suredir. Ayetlerinin kısalığı dikkat çeker.[1]

Risale-i Nur'da Şuara Suresi ve ayetleri hakkındaki dersler:

  • İhlas Suresinin harflerinin ebcedî makamı 1003'tür. İçinde Şuara suresinin de olduğu 14 veya 15 surenin her birinin 1000 küsur kelime sayısına tevafuk eder.
  • Birçok surede olduğu gibi Hacc suresinin de 1.267 olan kelime sayısı 1267 yılındaki hadiselere dikkati çeker.
  • Şuara suresinin de içinde olduğu 29 surenin başında geçen kesik harfler (huruf-u mukattaa) hakkında tüm dersler ve izahlar için Huruf-u Mukattaa maddesine bakılabilir.
  • Bediüzzaman çeşitli ilimleri nurlanmak için okuyup okuturken Rumi 1316-1317 (Miladi 1900) yılında Avrupa’nın Kur’an’a karşı müthiş bir sû-i kastı olduğunu anlar ve merakını değiştirip tüm bilgisini Kur’an’ı anlamaya basamaklar yapmaya başlar. Daha pek çok ayette olduğu gibi 7 surenin (Yunus, Yusuf, Ra’d, Hicr, Şuara, Kasas ve Lokman) başında geçen "İşte bunlar (hikmet dolu/apaçık) Kitâb'ın âyetleridir." mealindeki ayetin ebcedi de 1316 edip buna bakar. Yine Neml Suresinin 1. ayetindeki "Bunlar Kur'an'ın (apaçık bir Kitab'ın) âyetleridir." mealindeki ibare de bu tarihe bakar. Güya nasıl ki asr-ı saadette Kur’an’daki iman hakikatlerine delilleri gözlere de göstermek manasında bu ayetler tekrarlanmıştır, öyle de bu dehşetli asırda Kur'an'ın ayetlerinin hak kelâmullah olduğuna delilleri olan Risale-i Nur'a da bu ayetler işaret eder. Bu konuların izahı 1. Şua'daki 21. Ayetin ve 27. Ayetin izah edildiği kısımlardadır.
  • "Şüphe yok ki Rabbin, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir." mealindeki Şuara suresinin 9. ayeti Şuara suresinde toplam 8 defa (Şuara 9, 68, 104, 122, 140, 159, 175, 191) aynen tekrarlanır ve Şuara suresinde hikâye edilen peygamberlerin kurtuluşlarını ve kavimlerinin azaplarını tekrarlayarak Cenab-ı Allah'ın izzetinin o zalim kavimlerin azabını ve Allah'ın rahmetinin peygamberlerin kurtuluşlarını gerektirdiğini ders verir. Kur'an'daki tekrarların hikmetinin kapsamlı bir izahı 11. Şua'daki 10. Meselededir.
  • Şuara suresinin 24. ayetinde ve daha başka pek çok ayette geçen "Göklerin ve yerin Rabbi" mealindeki ibarenin Risale-i Nur'da izah edildiği yerleri bu sayfada görebilirsiniz.
  • Bediüzzaman " İyi bilin ki onlar benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbi (benim dostumdur)." mealindeki Şuara suresinin 77. ayetini eşyanın zatlarının imkaniyetine bakan delilleri nass ile gösteren ayetlere misal olarak gösterir (İşaratül İ'caz (Badıllı)).
  • Hastalara bir merhem, teselli, manevî bir reçete ve geçmiş olsun makamında yazılan Hastalar Risalesinin başında "O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler." mealindeki Bakara suresinin 156. ayeti ile "Beni yediren, içiren O'dur. Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur." mealindeki Şuara suresinin 79. ve 80. ayetleri geçer.
  • Yine Şuara suresinin 80. ayeti izah edilirken rızk, hidayet ve şifanın sadece Cenab-ı Allah'a ait olduğu dersi verilir.
  • Bediüzzaman Şemme (Mesnevi-i N. (Badıllı)) risalesinde Cenab-ı Allah'ın bu ömrü iki hayatın kısalık ve uzunluk miktarlarına göre ihtiyaçlarını tahsil etmek için verdiğini ve her günlü 24 saatlik vakitte en az 1 saati 5 vakit namaza ayırmak gerektiğini ders verirken Şuara suresinin "(O gün) cennet, takvâ sahiplerine yaklaştırılır. Cehennem de azgınlara apaçık gösterilir." mealindeki 90. ve 91. ayetlerini zikreder.

Bilgiler[değiştir]

İsminin Anlamı ve Kaynağı: "Şuarâ", şairler demektir; 224. âyetinde şairlerden sözedildiği için, sûre bu ismi almıştır.

Diğer İsimleri: Sûretü’l-câmia, Tâ Sîn Mîm Suresi (Aslında Kasas suresi de Tâ Sîn Mîm mukataa harfleriyle başlar ama Bediüzzaman belki de bu sure Kasas suresinden önce geldiği için bu ismi münhasıran bu sure için kullanmıştır.)

Kur'ân'daki Sırası: 26

Kur'ân'daki Yeri: 19. cüz, 366. sayfa

Mekkî/Medenî: Mekkî[1]

Nuzül (İnme) Sırası: 47

Kendisinden Önce Nazil Olan Sure: Vakıa

Kendisinden Sonra Nazil Olan Sure: Neml

Nuzülü (İnme) Hakkındaki Bilgiler: Mekke döneminin ortalarında nâzil olduğu tahmin edilmektedir. 224 ilâ 227. âyetleri (dört âyet) Medine'de nâzil olmuştur.[1]

Uzunluğu: 9,9 sayfa

Ayet Sayısı: 227

Satır Sayısı: 148

Kelime Sayısı: 1.267[2], 1.463[3]

Harf Sayısı: 5.540[4], 5553[5]

Fasıla Harfleri: Lam (4 ayette), Min, Nun

Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı: 11

Secde Ayeti: -

Allah lafzı sayısı (Besmele hariç): 13

Rahman ismi sayısı (Besmele dahil): 2

Rahim ismi sayısı (Besmele dahil): 10

Rab ismi sayısı: 36

İçinde Kur'an kelimesi geçen ayetler: -

Hizb-ül Kur'an'da Geçen Ayetler Listesi: Şuara Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri (19 ayet)

Bu ayetleri okumak için: Hizb-i Azam-ı Kur'an, Şuara Kısmı

Münâcât-ül Kur'an'da İktibas Edilen Ayetler: 7., 46., 47.-48., 90.-91. ve 191.-193. ayetler (9 ayet)

Risale-i Nur'da Geçen Ayet Sayısı: 10 (Bkz. Şuara Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri listesi)

Risale-i Nur'da Tamamı Geçen Ayetler: 1., 9., 68., 77., 79., 80., 90., 91., 104., 122., 140., 159., 175. ve 191. ayetler (Toplam 14 ayet [8 ayet tekrarlanan ayetlerdir])

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Hem mesela, Sure-i طٰسٓمٓ de sekiz defa tekrar edilen şu اِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزٖيزُ الرَّحٖيمُ âyeti, o surede hikâye edilen peygamberlerin necatlarını ve kavimlerinin azaplarını, kâinatın netice-i hilkati hesabına ve rububiyet-i âmmenin namına o binler hakikat kuvvetinde olan âyeti tekrar ederek, izzet-i Rabbaniye o zalim kavimlerin azabını ve rahîmiyet-i İlahiye dahi enbiyanın necatlarını iktiza ettiğini ders vermek için binler defa tekrar olsa yine ihtiyaç ve iştiyak var ve i’cazlı, îcazlı bir ulvi belâgattır.

(11. Şua, 10. Mesele)


Sure-i El-Alak Hazret-i İbn-i Abbas radıyallahu anhümadan nakl-i sahih ile sabittir ki en evvel Hazret-i Cebrail aleyhisselâm اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ suresini getirmiş.

...

Şu surede ط üç defa tekerrür etmiş. Suver-i Kur'aniyede ط ile başlayan dört sure var: طٰهٰ , iki طٰسٓمٓ ve طٰسٓ dir.

Halbuki iki طٰسٓمٓ bir tarzda olmakla bir sayıldığı için yalnız üç sure vardır ki ط ile başlıyor denilebilir. Şu suremizdeki üç ط onlara tevafuk sırrıyla sair arkadaşları gibi kasdî bir işaret eder, tesadüfî olamaz.

(Rumuzat-ı Semaniye)


Sure-i Kadr'ın yüz yirmi hurufu var. Gayr-ı melfuz hemze sayılmazsa yüz on dörttür. En evvel nâzil olan Sure-i Alak küsuratından kat'-ı nazar nısf-ı evvelin hurufatı ve tam surenin kelimat-ı nahviyesi yüz küsur olmakla; Sure-i Duha, Sure-i Elem Neşrah Leke ve Sure-i Zilzal ve Sure-i Tekâsür ve Sure-i El-Maun ve Sure-i El-Alak'ın nısf-ı evveli ve Sure-i Vettîn ve Sure-i El-Karia ve Sure-i Hümeze'nin her birinin yüz aded-i hurufuna tevafuku ve o on surenin küsuratından kat'-ı nazar birbiriyle manidar muvafakatı tesadüfî olamaz.

Aynen öyle de: Sure-i El-Kadr'in mütevafıkları olan o on surelerin her biri yüz adet hurufu ise, kelimat noktasında da Sure-i Fecr, Sure-i Abese, Sure-i El-Mürselât, Sure-i El-Buruc, Sure-i El-Mutaffifîn, Sure-i El-İnşikak, Sure-i En-Naziat, Sure-i Nebe', Sure-i Münafikûn ve Sure-i Cumua'nın her birinin yüz küsur örfî aded-i kelimatına yüzlükte manidar tevafukları tesadüfî olmadığı gibi...

Evvelki huruf cihetinde de on adet sure-i mütevafıkanın ve kelimat cihetinde son on adet suver-i mütevafıkanın küsurattan kat'-ı nazar tevafuklarıyla beraber o iki kabile olan onar adet sureler müttefikan âyet nokta-i nazarında Sure-i İsra, Sure-i Kehf, Sure-i Tâhâ, Sure-i Yusuf, Sure-i Hûd, Sure-i Yunus, Sure-i Nahl, Sure-i Enbiya, Sure-i Mü'minûn, Sure-i Tevbe, Sure-i Maide her birinin yüz küsur adet âyetlerine manidar tevafukları elbette bir hikmeti var. Ve her halde şuursuz, hikmetsiz tesadüfün işi değildir.[6]

Küsuratlarının farkları cüz'îdir.

Mesela: Tenvirü'l-Mikbas tefsirinin gösterdiği adede binaen Sure-i Yunus'un kesri dokuz, Kehf'ın on, İsra'nın on bir, Hûd'un on iki, Mü'minûn'un on dokuz, Maide yirmi, Alak'ın nısf-ı evveli yirmi bir, El-Kadr yirmi iki, Nahl yirmi sekiz, Tevbe otuz, Tîn elli, El-Karia elli iki ve hâkeza... İşte böyle kesirlerin küçücük farkları, münasebat-ı tevafukiyeyi elbette bozmaz.

Hem Sure-i Kadr yüz on dört (114) harfiyle, yüz on üç (113) surelerin adedine bir fark ile tevafuku manidardır. Güya benden başka yüz on iki (112) sure ile bir de küçük bir Kur'an olan Fatiha geleceğine bir îmadır.

Bu surelerin âyât cihetindeki tevafukatta bir letafeti şudur ki:

ألف isminin ebcedî makamı olan yüz on bir (111) ki üç eliftir yani ااا Hem Sure-i İsra, hem Sure-i Yusuf, hem bir kavle göre Sure-i Kehf aynen yüz on bir (111) olması ve o üç eliften ikisi bir çizgi üstüne konulsa, bu suret olur الل ki Lafzullah'tır.

Sure-i Kevser ve Kadr ve Alak bahsi münasebetiyle Sure-i İhlas'ın bu nevi tevafukatta bir küçük nüktesini beyan etmek münasiptir. Şöyle ki:

İhlas'ın ebcedî makam-ı hurufîsi bin üçtür (1003). Küsurdan kat'-ı nazar Sure-i Nur, Sure-i Hacc, Enfal, Nahl ve İsra ve Kehf ve Enbiya ve Mü'minûn ve Zümer ve Yusuf ve Hûd ve Yunus ve Neml ve Şuara ve Tâhâ surelerinin her birinin bin küsur kelimat adetlerine tevafukuyla beraber;

Huruf cihetinde Sure-i Sebe' ve El-Hàkka ve Mümtehine ve İnsan ve Tûr ve Secde ve ve'z-Zariyat ve Rahman ve Tahrim ve Talak ve Duhan surelerinin her birinin bin adet küsur hurufuna manidar tevafuku elbette bir sülüs-ü Kur'an addedilen Sure-i İhlas'ın hikmettar bir nüktesidir ve bir sırr-ı azîmi var ve şuursuz ve hikmetsiz tesadüfün işi değildir.

(Rumuzat-ı Semaniye)


Mesela: Tenvirü'l-Mikbas tefsirine binaen nasıl ki Sure-i Ahzab 1282'ye nazar-ı dikkati celb ettiriyor, Sure-i Zümer 1192'ye nazarı çeviriyor. Sure-i Hacc 1291'de zelzeleli kıyamet-nümun hâdisatına ve Rus'un dehşetli hücuma hazırlandığı vakte nazar-ı dikkati celb ediyor. Sure-i Enbiya 1138 hâdisatına işaret ediyor. Sure-i Şuara 1267'den öteki muvafıklarının şehadetiyle haber veriyor. Sure-i Ez-Zariyat 1280 tarihinden sonraki fırtınalı vukuata hurufatıyla haber veriyor ve muvafıklarını şahit gösteriyor. Sure-i Neml 1149 tarihindeki vukuata baktırıyor. Ve Sure-i El-Kalem 1256 vukuatına işaret ediyor. Sure-i El-Müddessir 1010 tarihine yani elf-i sânînin başında başlayan hâdisat-ı İslâmiyeye قُمْ فَاَنْذِرْ fermanıyla evvel-i vahiydeki emri tekrar eder gibi bir surette şiddetli, ehl-i İslâm'ı teyakkuza davet ediyor. Ve hâkeza...

(Rumuzat-ı Semaniye)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler/Sayfalar[değiştir]

İlgili Kategoriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. 1,0 1,1 1,2 https://islamansiklopedisi.org.tr/suara-suresi
  2. https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1
  3. https://en.wikipedia.org/wiki/Ash-Shu%27ara
  4. https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1
  5. https://en.wikipedia.org/wiki/Ash-Shu%27ara
  6. Elhasıl: Sure-i Kadr harfleri ve Sure-i Alak'ın kelimat-ı nahviyesi ve en evvel nâzil olan nısf-ı evvelin hurufatı yüz küsur hurufuyla, on surenin hurufatına manidar tevafuk ediyor. Ve diğer on surenin kelimatına manidar tevafuk ediyor, hem uzun diğer on surenin âyâtına gayet manidar tevafuk ediyor. Demek bu otuz sureden her birisi yirmi dokuz sureye tevafuk ediyor. Demek bu küçük tevafuk-u Kur'aniyede dokuz yüz tevafuk var. Küsurattan kat'-ı nazar edilmiş. Çünkü münasebat-ı tevafukiyeyi bozmaz. Bu tarzdaki tevafuka hiç mümkün müdür ki tesadüf içine karışsın? Hem hiç mümkün müdür ki mühim hikmetleri bulunmasın?