Hud Suresi

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Önceki Sure: Yunus SuresiKur'ânYusuf Suresi: Sonraki Sure

Bu sureyi Hûd suresi okuma sayfasında mealiyle beraber okuyabilirsiniz

Yakın anlamdaki diğer maddeler için Hud (Tavzih) sayfasına gidin

Hûd (هود) Suresi Kur'ân-ı Kerim'in 11. suresi olup Yûnus ve Yûsuf sureleri arasında yer alır. Mekke döneminde Yûnus sûresinden sonra ve Yusuf (veya İsra[1]) sûresinden önce nâzil olmuştur. Hud Suresi içerik olarak Yunus Suresi'nin devamı niteliğindedir. Surede Nuh tufanı geniş bir yer tutar. Ayrıca Hud, Salih, İbrahim, Lut, Şuayb, Musa peygamberlerin hikâyeleri, itikada ait esaslar, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve ceza konuları ele alınmakta ve bunlar bazı peygamberlerin kıssalarıyla desteklenmektedir.[1][2] Peygamberimiz kendisini ihtiyarlatan sureler içinde Mürselât, Vâkıa, Kıyâme, Tekvîr, İnşikāk ve İnfitâr sûrelerinin yanında Hûd suresini de saymıştır.

Risale-i Nur'da Hud Suresi ve ayetleri hakkındaki dersler:

  • Kur'an'da Lafzullah'ın (Allah kelimesinin) tekrarında çok sırlar vardır. Ayet sayısı ve lafzullah sayısı tevafuktadır. Bakara'da ayet sayısı 286, lafzullah sayısı 282 (Allah lafzı yerinde geçen dört Hû lafzı olduğundan tam tevafuk eder); Al-i İmran'da ayet sayısı 200, lafzullah sayısı 210; Nisa+Maide+En'am toplam ayet sayısı 176+120+165=461, lafzullah sayısı 229+148+87=464. Besmele sayılırsa tam tevafuk eder. Böyle meziyetlerde küçük farklar zarar vermez. İzleyen 5 suredeki (A'raf, Enfal, Tevbe, Yunus ve Hud) Allah lafızları sayısı baştaki 5 büyük suredekilerin yarısıdır. Sonra gelen 5 sure (Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr ve Nahl) onun yarısıdır. Sonra gelen 6 sure (İsra, Kehf, Meryem, Taha, Enbiya ve Hacc) onun yarısıdır. Sonra Sonra gelen her beşerli sure grubu bu şekilde gider. Zuhruf suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yarısı olur. Necm suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yaklaşık yarısı olur. Sonra gelen küçük 5'li sure gruplarında yalnız üçer adet Allah lafzı vardır. Bu vaziyet gösteriyor ki Allah lafzının adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.
  • Hud suresinin de içinde olduğu 29 surenin başında geçen kesik harfler (huruf-u mukattaa) hakkında tüm dersler ve izahlar için Huruf-u Mukattaa maddesine bakılabilir.
  • Fatiha'da hemze ile sakin elif toplam 30 defa geçer. Besmele sayılmazsa lam ile elifler de toplam 30 defa geçer. Bu iki rakam 30 cüz Kur'an'a ima eder. 23 defa geçen lam ise vahyin 23 senesine işaret eder. 13 defa geçen Elif-lam (ال), hem ال ile başlayan 13 sureye hem de yedi adet الٓمٓ + altı adet الٓرٰ ile başlayan toplam 13 sureye işaret eder.
  • Kur'an'ın Kadir gecesinde indiğini söyleyen Kadir suresinin 120 (okunmayan hemze sayılmazsa 114) harfi vardır. 10 surenin harf sayısına, 10 surenin kelime sayısına ve içinde Hud suresinin de olduğu 10 surenin ayet sayısına tevafuk eder. Küsurat (küçücük farklar) münasebat-ı tevafukiyeyi elbette bozmaz.
  • İhlas Suresinin harflerinin ebcedî makamı 1003'tür. İçinde Hud suresinin de olduğu 14 veya 15 surenin her birinin 1000 küsur kelime sayısına tevafuk eder.
  • "Elif. Lâm. Râ. (Bu sana indirilen), hikmet sahibi (ve) her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından âyetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır." mealindeki Hud suresinin 1. ayetinin izahında Kur'an'ın ve onun hakiki müfessiri hadîsin bazı yüksek hakikatlarına çıkarken teslimiyeti eksik olanlara yardımcı olarak beş misal 14. Söz'de verilmiştir.
  • Hud suresinin 4. ayetinde ve daha başka pek çok ayette geçen "O, her şeye kadirdir." mealindeki ibarenin Risale-i Nur'da izah edildiği yerleri Hud suresinin 4. ayeti sayfasında görebilirsiniz.
  • Hakiki rızkın Allah'ın taahhüdü altında olduğuna dair dersleri Hud suresinin 6. ayeti sayfasında okuyabilirsiniz.
  • Yasin suresinin 12. ayetinde geçen "İmam-ı Mübin" ile En'am suresinin 59., Hud suresinin 6., Maide suresinin 15., Neml suresinin 1. ve 75., Sebe suresinin 3. ve Yunus suresinin 61. ayetlerinde geçen "Kitab-ı Mübin" ifadeleri 10. Mektup'ta izah edilmiştir.
  • Hud suresinin 7. ayetinde geçen "Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır." mealindeki ibarenin Allah'ın Evvel ismi cihetinden izahı Hubab risalesinde ve ayette geçen "su" ifadesinin "esir" olarak tefsir edildiği parça İşarat-ül İ'caz'da okunabilir.
  • Hud suresinin 13. ayeti Kur'an'ı (haşa) insan sözü diye iddia edenlere meydan okuyan ayetlerden biridir. Kur'an'ın meydan okuması husustaki dersleri topluca bu sayfada okuyabilirsiniz.
  • Hud suresinin 27. ayetinde Hz. Nuh'un kavminden ileri gelen kâfirlerin "Bizden, basit görüşle hareket eden alt tabakamızdan başkasının sana uyduğunu görmüyoruz." dediği nakledilir. Bu hususta İşaratül İ'caz'da (Badıllı tercümesi) bir parça mevcuttur.
  • Hud suresinin 29. ve 51. ayetleri ile daha pek çok ayette Peygamberlerin tebliğ vazifesi karşılığında Allah'tan başka kimseden ücret istemedikleri ifade edilir. Bu konuda Risale-i Nur'da geçen bahisler bu sayfada okunabilir.
  • Kur'an ayetlerinde geçen 3 bismillah kelimesinden biri Hud suresinin 41. ayetindedir (diğerleri Fatiha 1 ve Neml 30).
  • Hud suresinin 44. ayetinde kısa birkaç cümle ile Tufan hâdise-i azîmesini neticeleriyle birlikte son derece veciz ve mu’cizane beyan edilir. Yine bu ayetin üslubundaki harikuladelik 25. Söz'de izah edilmiştir. Bediüzzaman yine 25. Söz'ün başka bir yerinde bir kelamın mütekellim, muhatap, maksat ve makam olmak üzere 4 kaynağı olduğunu söyler ve mütekellim açısından ayetlerin ulviyetine misal olarak bu ayeti verir. Yine Kastamonu Lahikasında geçen bir mektupta Risale-i Nur'un Hz. Nuh'un gemisi gibi Anadolu’yu Cûdi Dağı hükmüne getirip küre-i arzın yangınından ve tufanından kurtulmasına bir sebep olduğunu söyler.
  • "Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayandım. Çünkü yürüyen hiçbir varlık yoktur ki, O, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru yoldadır." mealindeki Hud suresinin 56. ayeti sayfasında bu ayet hakkında Risale-i Nur'da geçen dersler görülebilir.
  • Bediüzzaman 16. Söz'de "Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah" mealindeki ibare geçen Yasin suresinin 83. ayetinin, "Çünkü yürüyen hiçbir varlık yoktur ki, O, onun perçeminden tutmuş olmasın." mealindeki ibare geçen Hud suresinin 56. ayetinin ve "Biz ona (insana) şah damarından daha yakınız" mealindeki ibare geçen Kaf suresinin 16. ayetinin Allah'ın nihayet yakınlığını ve "Siz de O'na döneceksiniz." mealindeki ibare geçen Yasin suresinin 83. ayetinin, "Melekler ve Rûh (Cebrail), oraya, miktarı (dünya senesi ile) ellibin yıl olan bir günde yükselip çıkar." mealindeki Mearic suresinin 4. ayetinin ve “Cenab-ı Hak, yetmiş bin hicab arkasındadır.” hadisinin ve mi’rac gibi hakikatlerın ise Allah'a nihayet derecede uzak olduğumuzu gösterdiğini beyan eder ve bu ince sırrı misallerle akla yaklaştıracak şekilde izah eder.
  • Hud suresinin 57. ayeti ve diğer birkaç ayetin sırlarınca her şeyin her şeyinde ve her şe’ninde tek bir Hâlık-ı Zülcelal’e muhtaç olduğunu izah eden bir ders 33. Söz'de okunabilir.
  • Hud suresinin 105. ayetinde geçen "Onlardan kimi bedbahttır, kimi mutlu." mealindeki ibarenin bu zamanın en büyük şakîlerinden üçüne cifirce tevafuk ettiği 8. Lema'da izah edilmiştir.
  • Hud suresinin 106. ayetinde geçen "Bedbaht olanlar ateştedirler" mealindeki ibare Risale-i Nur’un düşmanlarına ve onların cereyanlarının başlangıcına, faaliyet devresine ve sonuna cifir ile bakar. Hud 106'daki bu ibare Kur’an’a karşı olan sû-i kasdın başlangıcı olan 1316-17 (1900) tarihini gösterir. Başka bir hesapla 1347 (1931) veya 1357 (1941) ederek bu dalaletin faaliyet tarihine ve başka bir hesapla 1387 (1971) ederek bir ihtimal bu cereyanın sonuna işaret eder. Tüm bu dersler 1. Şua'da okunabilir.
  • Bediüzzaman Hud suresinin 108. ayetinde geçen "Mutlu (Said) olanlara gelince, onlar da cennettedirler." mealindeki ibarenin Risale-i Nur’un mesleğine, şakirdlerine tam tamına manen ve cifirce baktığını beyan eder. Buna göre cifirce makamı 1352 (1936) ederek tam tamına Risale-i Nur talebelerinin en meyusiyetli ve musibetli zamanlarına tevafuk ederek kudsî ve semavî bir teselli ve bir müjde verir. Başka bir hesapla cifirce makamı 1349 (1933) ederek o tarihte bulunan Kur’an hizmetkârlarından bir taifenin ashab-ı cennet ve ehl-i saadet olduğuna manen işaret eder.
  • Hud suresinin 107. ve 108. ayetlerinde (Kur'an'da toplam 40 ayette) bazen cennetlikler bazen de cehennemlik için kullanılan "Hâlidîne Fîhâ (Ebedâ)" ([Orada] ebedi kalırlar) ifadesinin izahına ve ayrıca kafirlerin sınırlı dünya hayatını kafir olarak geçirmelerine karşılık cehennemde daimi kalmalarının Allah'ın hikmeti açısından uygun olduğu ve Allah'ın merhametine aykırı olmadığının izahına dair bahisleri topluca bu sayfada okuyabilirsiniz.
  • İbn Abbas, bütün Kur’an’da Hz. Peygamber’i en çok etkileyen, onun saçlarının ağarmasına sebep olan âyetin “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” meâlindeki Hud suresinin 112. ayeti olduğunu söylemiştir. Peygamberimiz bu emri tamamıyla imtisal ettiği için bütün fiillerinde, sözlerinde ve halinde istikamette gitmiş, ifrat ve tefritten kaçınmıştır. Bu husus 11. Lema'da izah edilmiştir. Fatiha 6'da geçen Sırat-ı Müstakim ifadesiyle birlikte bu ayetin beraberce izahı ise İşarat-ül İ'caz'dadır.
  • Yine Hud suresinin 112. ayetinde ve Şura suresinin 15. ayetinde geçen "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol" mealindeki ibareler cifirce Risale-i Nur müellifine baktığı 1. Şua'da izah edilmiştir. İlk ayet 1303 (1887) ederek Said Nursi'nin Risale-i Nur’u netice veren ilimlerin tahsiline başladığı tarihe; ikinci ayet ise 1309 (1893) ederek Said Nursi'nin kışın 3 ay gibi çok kısa bir zamanda normalde medresede 15 senede okunan 100'den fazla kitabı tamamlayıp hangi ilimden olursa olsun sorulan her suale doğru cevap vererek tüm imtihanlardan geçtiği tarihe işaret eder. Bunlar remzen Risale-i Nur’un istikametine bir işarettir.
  • Hud suresinin 113. ayetinde geçen "Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur" mealindeki ibare Risale-i Nur'un değişik yerlerinde izah edilir ve Bediüzzaman bu ayetin zulme sadece âlet ve taraftar olanı değil, en ufak şekilde meyledenleri dahi dehşetle ve şiddetle tehdit ettiğini ve küfre rızanın küfür ve zulme rızanın da zulüm olduğunu ders verir. Ayrıca, fâni boğuşmaları ve hâdiseleri merakla takip edenlerin zalimlerin zulümlerine hasbî olarak manen iştirak edebileceğini hatırlatır.
  • Hud suresinin 123. ayetinde geçen "Her iş O'na döndürülür." mealindeki ibarenin kapsamlı izahları 33. Söz'de ve 30. Lema'dadır.

Bilgiler[değiştir]

İsminin Anlamı ve Kaynağı: 50., 53., 58., 60. ve 89. âyetlerde adı geçen ve Arabistan halkına gönderilmiş peygamberlerden biri olan Hz. Hûd'un (as) hayatından bahsedildiği için sure bu adı almıştır.

Diğer İsimleri:

Kur'ân'daki Sırası: 11

Kur'ân'daki Yeri: 11. cüz, 220. sayfa

Mekkî/Medenî: Mekkî[1]

Nuzül (İnme) Sırası: 52

Kendisinden Önce Nazil Olan Sure: Yunus Suresi

Kendisinden Sonra Nazil Olan Sure: Yusuf Suresi

Nuzülü (İnme) Hakkındaki Bilgiler: Mekke döneminde Yûnus sûresinden sonra ve Yusuf (veya İsrâ) sûresinden önce nâzil olmuştur. Başından sonuna kadar âyetler arasındaki konu ve üslûp birliği sûrenin tamamının bir defada indiği kanaatini vermektedir.[1]

Uzunluğu: 14.0 sayfa

Ayet Sayısı: 123

Satır Sayısı: 210

Kelime Sayısı: 1.625 (Rumuzat-ı Semaniye)[3], 1.917[4]

Harf Sayısı: 6.905 (Rumuzat-ı Semaniye)[5], 7.726[4]

Fasıla Harfleri: Be, Dal, Zel, Ra, Ze, Sad, Tı, Zı, Kaf, Lam, Mim, Nun

Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı: 10

Secde Ayeti: -

Allah lafzı sayısı (Besmele hariç): 38

Rahman ismi sayısı (Besmele dahil): 11

Rahim ismi sayısı (Besmele dahil): 3

Rab ismi sayısı: 44

İçinde Kur'an kelimesi geçen ayetler: -

Hizb-ül Kur'an'da Geçen Ayetler Listesi: Hud Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri (21 ayet)

Bu ayetleri okumak için: Hizb-i Azam-ı Kur'an, Hud Kısmı

Münâcât-ül Kur'an'da İktibas Edilen Ayetler: 5., 7., 57., 61., 102. ve 123. ayetler (6 ayet)

Risale-i Nur'da Geçen Ayet Sayısı: 20 (Bkz. Hud Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri listesi)

Risale-i Nur'da Tamamı Geçen Ayetler: 1., 6. ve 44. ayetler (Toplam 3 ayet)

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ âyet-i meşhuresidir ki شَيَّبَتْنٖى سُورَةُ هُودٍ hadîsinin vürûduna sebep olmuş. اِسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ nin işareti Sekizinci Lem’a’da tafsilen beyan edildiği gibi Sure-i Hud’da فَمِنْهُمْ شَقِىٌّ وَ سَعٖيدٌ ilâ âhirihî âyetinin iki kuvvetli işaret veren sahifesinin mukabilindeki gayet meşhur bir âyetidir.

Makam-ı cifrîsi bin üç yüz üç (1303) ederek hem Sure-i Şûra’nın ikinci sahifesinde وَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ ise bin üç yüz dokuz (1309) ederek o tarihte umum muhatapları içinde birisine hususan Kur’an hesabına iltifat edip istikametle emreder ki birinci tarih ise Resaili’n-Nur müellifinin Risale-i Nur’u netice veren ulûmun tahsiline başladığı tarihtir.

Ve ikinci âyetin tarihi ise o müellifin hârika bir surette pek az bir zamanda ilimce tekemmül etmesi, tahsilden tedrise başladığı ve üç ayda ve bir kış içinde on beş senede medresece okunan yüz kitaptan ziyade okuduğu ve o zamanın o muhitte en meşhur ulemasının yanında o üç ayın mahsulü on beş senesinin mahsulü kadar netice verdiği çok mükerrer imtihanlarla (Hâşiye[6]) ve hangi ilimden olursa olsun sorulan her suale karşı cevab-ı savab vermekle ispat ettiği aynı tarihe, tam tamına tevafukla remzen Risale-i Nur’un istikametine bir işarettir.

(1. Şua)


Sureler itibarıyladır. Onun dahi çok nükteleri var. Bir intizam, bir kasd ve bir iradeyi gösterir bir tarzda tevafukatı vardır.

Sure-i Bakara’da, âyâtın adediyle lafz-ı Celal’in adedi birdir. Fark dörttür ki Allah lafzı yerinde dört Hû lafzı var. Mesela, Lâ İlahe İllâ Hû’daki Hû gibi. Onunla muvafakat tamam olur.

Âl-i İmran’da yine âyâtıyla lafz-ı Celal tevafuktadır, müsavidirler. Yalnız lafz-ı Celal, iki yüz dokuzdur, âyet iki yüzdür. Fark dokuzdur. Böyle meziyat-ı kelâmiyede ve belâgat nüktelerinde küçük farklar zarar vermez, takribî tevafukat kâfidir.

Sure-i Nisa, Maide, En’am üçünün mecmu-u âyetleri, mecmuundaki lafz-ı Celal’in adedine tevafuktadır. Âyetlerin adedi dört yüz altmış dört, lafz-ı Celal’in adedi dört yüz altmış bir; Bismillah’taki lafzullah ile beraber tam tevafuktadır.

Hem mesela, baştaki beş surenin lafz-ı Celal adedi; Sure-i A’raf, Enfal, Tevbe, Yunus, Hud’daki lafz-ı Celal adedinin iki mislidir. Demek bu âhirdeki beş, evvelki beşin nısfıdır. Sonra gelen Sure-i Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr, Nahl surelerindeki lafz-ı Celal adedi, o nısfın nısfıdır. Sonra Sure-i İsra, Kehf, Meryem, Tâhâ, Enbiya, Hac (Hâşiye[7]) o nısfın nısfının nısfıdır. Sonra gelen beşer beşer, takriben o nisbetle gidiyor; yalnız bazı küsuratla fark var. Öyle farklar, böyle makam-ı hitabîde zarar vermez. Mesela, bir kısım yüz yirmi bir, bir kısmı yüz yirmi beş, bir kısmı yüz elli dört, bir kısmı yüz elli dokuzdur.

Sonra Sure-i Zuhruf’tan başlayan beş sure, o nısf-ı nısf-ı nısfın nısfına iniyor. Sure-i Necm’den başlayan beş, o nısf-ı nısf-ı nısf-ı nısfın nısfıdır fakat takribîdir. Küçük küsuratın farkları, böyle makamat-ı hitabiyede zarar vermez. Sonra gelen küçük beşler içinde, üç beşlerin yalnız üçer adet lafz-ı Celal’i var.

İşte bu vaziyet gösteriyor ki lafz-ı Celal’in adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.

(29. Mektup)


Hem en kısa sure olan Sure-i Kevser'den bahsettiğimiz münasebetiyle Sure-i اِنَّٓا اَنْزَلْنَاهُ فٖى لَيْلَةِ الْقَدْرِ 'in[8] bir tek tevafukundan bahsedeceğiz. Şöyle ki:

Sure-i Kadr'ın yüz yirmi hurufu var. Gayr-ı melfuz hemze sayılmazsa yüz on dörttür. En evvel nâzil olan Sure-i Alak küsuratından kat'-ı nazar nısf-ı evvelin hurufatı ve tam surenin kelimat-ı nahviyesi yüz küsur olmakla; Sure-i Duha, Sure-i Elem Neşrah Leke ve Sure-i Zilzal ve Sure-i Tekâsür ve Sure-i El-Maun ve Sure-i El-Alak'ın nısf-ı evveli ve Sure-i Vettîn ve Sure-i El-Karia ve Sure-i Hümeze'nin her birinin yüz aded-i hurufuna tevafuku ve o on surenin küsuratından kat'-ı nazar birbiriyle manidar muvafakatı tesadüfî olamaz.

Aynen öyle de: Sure-i El-Kadr'in mütevafıkları olan o on surelerin her biri yüz adet hurufu ise, kelimat noktasında da Sure-i Fecr, Sure-i Abese, Sure-i El-Mürselât, Sure-i El-Buruc, Sure-i El-Mutaffifîn, Sure-i El-İnşikak, Sure-i En-Naziat, Sure-i Nebe', Sure-i Münafikûn ve Sure-i Cumua'nın her birinin yüz küsur örfî aded-i kelimatına yüzlükte manidar tevafukları tesadüfî olmadığı gibi...

Evvelki huruf cihetinde de on adet sure-i mütevafıkanın ve kelimat cihetinde son on adet suver-i mütevafıkanın küsurattan kat'-ı nazar tevafuklarıyla beraber o iki kabile olan onar adet sureler müttefikan âyet nokta-i nazarında Sure-i İsra, Sure-i Kehf, Sure-i Tâhâ, Sure-i Yusuf, Sure-i Hûd, Sure-i Yunus, Sure-i Nahl, Sure-i Enbiya, Sure-i Mü'minûn, Sure-i Tevbe, Sure-i Maide her birinin yüz küsur adet âyetlerine manidar tevafukları elbette bir hikmeti var. Ve her halde şuursuz, hikmetsiz tesadüfün işi değildir.[9]

Küsuratlarının farkları cüz'îdir.

Mesela: Tenvirü'l-Mikbas tefsirinin gösterdiği adede binaen Sure-i Yunus'un kesri dokuz, Kehf'ın on, İsra'nın on bir, Hûd'un on iki, Mü'minûn'un on dokuz, Maide yirmi, Alak'ın nısf-ı evveli yirmi bir, El-Kadr yirmi iki, Nahl yirmi sekiz, Tevbe otuz, Tîn elli, El-Karia elli iki ve hâkeza... İşte böyle kesirlerin küçücük farkları, münasebat-ı tevafukiyeyi elbette bozmaz.

Hem Sure-i Kadr yüz on dört (114) harfiyle, yüz on üç (113) surelerin adedine bir fark ile tevafuku manidardır. Güya benden başka yüz on iki (112) sure ile bir de küçük bir Kur'an olan Fatiha geleceğine bir îmadır.

(Rumuzat-ı Semaniye)


Sure-i Kadr'in 120 harfi var. Gayr-ı melfuz hemze sayılmazsa, 114 suver-i Kur'aniyeye tevafukla işaret eden 114'tür. İşte bu adetle اِنَّٓا اَنْزَلْنَاهُ kendiyle beraber 10 surenin hurufatının adetlerine ve 10 surenin kelimatının adetlerine ve 10 surenin âyetlerinin adetlerine tevafuku, her halde şuursuz, hikmetsiz tesadüfün işi olamaz. Belki manevî ve lafzî bir i'caz-ı Kur'anînin bir şuaı hurufata aksedip tanzim ile yaldızlanmış.

Evet اِنَّٓا اَنْزَلْنَاهُ ile beraber Duha, Elem Neşrah Leke, Zilzal, Tekâsür, El-Maun, en evvel nâzil olan nısf-ı evvel-i Alak, Ve't-tîn, El-Karia ve Hümeze olan 10 surenin -tevafuku bozmayan küçük küsurattan kat'-ı nazar- 100 adedinde tevafukları olduğu gibi; yine Sure-i اِنَّٓا اَنْزَلْنَاهُ El-Fecr, Abese, El-Mürselât, El-Buruc, El-Mutaffifîn, El-İnşikak, En-Naziat, En-Nebe', El-Münafıkûn, Cumua olan 10 surenin 100 küsur aded-i kelimatına yüzlükte manidar tevafuk etmekle beraber; yine اِنَّٓا اَنْزَلْنَاهُ hurufatı Sure-i İsra, Kehf, Tâhâ, Yusuf, Hud, Yunus, Nahl, Enbiya, Mü'minûn, Tevbe, Maide olan 10 surenin her birinin 100 küsur adet âyetlerine manidar tevafukları ve bu surelerin de bu tevafuk-u acibe zımnında birbiriyle tevafukları içinde binler tevafuk bulunduğu halde hiç mümkün olur mu ki, tesadüf içine girebilsin? Hiç mümkün müdür ki, bu ittifakın uçlarında mühim nükteler, işaretler bulunmasın?

(Rumuzat-ı Semaniye)


İhlas'ın ebcedî makam-ı hurufîsi bin üçtür (1003). Küsurdan kat'-ı nazar Sure-i Nur, Sure-i Hacc, Enfal, Nahl ve İsra ve Kehf ve Enbiya ve Mü'minûn ve Zümer ve Yusuf ve Hûd ve Yunus ve Neml ve Şuara ve Tâhâ surelerinin her birinin bin küsur kelimat adetlerine tevafukuyla beraber;

Huruf cihetinde Sure-i Sebe' ve El-Hàkka ve Mümtehine ve İnsan ve Tûr ve Secde ve ve'z-Zariyat ve Rahman ve Tahrim ve Talak ve Duhan surelerinin her birinin bin adet küsur hurufuna manidar tevafuku elbette bir sülüs-ü Kur'an addedilen Sure-i İhlas'ın hikmettar bir nüktesidir ve bir sırr-ı azîmi var ve şuursuz ve hikmetsiz tesadüfün işi değildir.

(Rumuzat-ı Semaniye)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

Ayetlerdeki Kelime ve Harf Sayıları[değiştir]

Hud Suresinin Ayetlerindeki Kelime ve Harf Sayısı[4]
Genel Ayet No Sure No Sure Ayet No Kelime Sayısı Harf Sayısı
1474 11 1 10 35
1475 11 2 9 35
1476 11 3 25 97
1477 11 4 8 28
1478 11 5 19 85
1479 11 6 16 63
1480 11 7 31 125
1481 11 8 22 93
1482 11 9 11 45
1483 11 10 13 55
1484 11 11 10 46
1485 11 12 27 95
1486 11 13 18 73
1487 11 14 16 64
1488 11 15 14 61
1489 11 16 16 65
1490 11 17 39 145
1491 11 18 23 98
1492 11 19 11 50
1493 11 20 24 99
1494 11 21 9 41
1495 11 22 7 28
1496 11 23 14 64
1497 11 24 11 61
1498 11 25 9 35
1499 11 26 11 40
1500 11 27 29 112
1501 11 28 19 80
1502 11 29 22 92
1503 11 30 9 37
1504 11 31 31 122
1505 11 32 13 55
1506 11 33 10 38
1507 11 34 18 66
1508 11 35 12 52
1509 11 36 17 59
1510 11 37 11 54
1511 11 38 19 73
1512 11 39 10 42
1513 11 40 26 96
1514 11 41 11 48
1515 11 42 19 71
1516 11 43 23 87
1517 11 44 17 81
1518 11 45 15 55
1519 11 46 23 73
1520 11 47 19 62
1521 11 48 18 69
1522 11 49 19 74
1523 11 50 17 62
1524 11 51 13 51
1525 11 52 17 81
1526 11 53 15 61
1527 11 54 16 66
1528 11 55 7 28
1529 11 56 18 65
1530 11 57 21 81
1531 11 58 14 61
1532 11 59 12 50
1533 11 60 17 67
1534 11 61 27 109
1535 11 62 21 82
1536 11 63 22 85
1537 11 64 17 70
1538 11 65 11 46
1539 11 66 18 73
1540 11 67 8 39
1541 11 68 12 45
1542 11 69 15 60
1543 11 70 18 68
1544 11 71 9 45
1545 11 72 12 47
1546 11 73 14 59
1547 11 74 11 46
1548 11 75 5 20
1549 11 76 14 53
1550 11 77 13 48
1551 11 78 26 108
1552 11 79 13 43
1553 11 80 11 31
1554 11 81 29 116
1555 11 82 12 56
1556 11 83 8 30
1557 11 84 26 109
1558 11 85 14 73
1559 11 86 11 42
1560 11 87 20 81
1561 11 88 35 135
1562 11 89 22 76
1563 11 90 9 37
1564 11 91 18 77
1565 11 92 15 64
1566 11 93 19 79
1567 11 94 18 85
1568 11 95 10 37
1569 11 96 6 30
1570 11 97 10 45
1571 11 98 9 45
1572 11 99 9 41
1573 11 100 9 36
1574 11 101 24 94
1575 11 102 12 43
1576 11 103 16 59
1577 11 104 5 20
1578 11 105 10 36
1579 11 106 9 37
1580 11 107 15 54
1581 11 108 18 72
1582 11 109 20 78
1583 11 110 18 72
1584 11 111 10 42
1585 11 112 12 46
1586 11 113 17 66
1587 11 114 14 65
1588 11 115 7 29
1589 11 116 26 111
1590 11 117 8 35
1591 11 118 10 41
1592 11 119 15 61
1593 11 120 17 69
1594 11 121 9 40
1595 11 122 3 18
1596 11 123 16 70
Toplam - 123 1.917 7.726

İlgili Maddeler/Sayfalar[değiştir]

İlgili Kategoriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. 1,0 1,1 1,2 1,3 https://islamansiklopedisi.org.tr/hud-suresi
  2. https://tr.wikipedia.org/wiki/Hud_Suresi
  3. https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1
  4. 4,0 4,1 4,2 https://binimad.com/wp-content/uploads/2020/11/Letters-and-Word-Count-of-The-Entire-Quran.pdf
  5. https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1
  6. Bu beyanat-ı medhiye Said’e ait değildir. Belki Kur’an’ın bir tilmizini, bir hâdimini Said (ra) lisanıyla ve haliyle tarif eder. Tâ hizmetine itimat edilsin.
  7. Bu beşer taksimat üzere bir sır inkişaf etmişti. Hiçbirimizin haberi olmadan şurada altı sure kaydolmuş. Şüphemiz kalmadı ki gaibden, ihtiyarımızın haricinde altıncısı girmiş; tâ bu nısfiyet sırr-ı mühimmi kaybolmasın.
  8. اِنَّا اَنْزَلْنَاهُ suresinin hurufatı tekerrürde terakkiyatı muntazamdır. Şöyle ki: ذ،ط،ع،ش،س،خ،ج birbiriyle müttefik birerdir. ح iki. ق،ب،و üçer, birbiriyle müttefik. Tenvin ف،د dörder, birbiriyle müttefiktir. ه beş. ى،ت yedişer, birbiriyle müttefik. ن sekiz. sakin elif م dokuz, birbiriyle müttefik. و on, ن (tenvin) ile on bir, (hemze) on iki.
    İşte bir'den on ikiye kadar muntazaman terakkisi, şu hurufat tesadüfe tabi olmadığına letafetli bir işarettir. اِنَّا اَنْزَلْنَاهُ nün makam-ı ebcedîsi, dokuz bin yedi yüz ondur (9710).
    Surenin hurufatı işaretli olduğuna işaret eden, Leyle-i Kadr'in üç defa tekerrürüyle yirmi yedi huruf olup, Ramazan'ın yirmi yedinci gecesindeki Leyle-i Kadr'in tevafuk sırrıyla kat'î işaretidir.
    Sair işaratı, inşâallah başka vakitte meşiet-i İlahiye taalluk etse yazılacaktır.
  9. Elhasıl: Sure-i Kadr harfleri ve Sure-i Alak'ın kelimat-ı nahviyesi ve en evvel nâzil olan nısf-ı evvelin hurufatı yüz küsur hurufuyla, on surenin hurufatına manidar tevafuk ediyor. Ve diğer on surenin kelimatına manidar tevafuk ediyor, hem uzun diğer on surenin âyâtına gayet manidar tevafuk ediyor. Demek bu otuz sureden her birisi yirmi dokuz sureye tevafuk ediyor. Demek bu küçük tevafuk-u Kur'aniyede dokuz yüz tevafuk var. Küsurattan kat'-ı nazar edilmiş. Çünkü münasebat-ı tevafukiyeyi bozmaz. Bu tarzdaki tevafuka hiç mümkün müdür ki tesadüf içine karışsın? Hem hiç mümkün müdür ki mühim hikmetleri bulunmasın?