Risale:13. Söz (Ayet-Hadis Mealleri)

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Önceki Kısım: On İkinci Söz Ayet-Hadis MealleriSözler Ayet-Hadis MealleriOn Dördüncü Söz Ayet-Hadis Mealleri: Sonraki Kısım

Onüçüncü Söz

Onüçüncü Söz, 1926-1934 yılları arasında Barla'da telif edilmiştir. İkinci Makamı ise; muhtelif lahika mektupları ve Meyve Risalesinden ve 1948-49 yıllarında Afyon Hapishanesinde mahpuslara hitaben yazılanlar ve Emirdağ'ında 1941 de yazılan Hüve Nüktesinden ibarettir.

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla

وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَٓاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَ

Biz Kur'ân'dan mü'minler için bir şifa ve rahmet olan şeyi indiriyoruz. (İsrâ Sûresi, 17:82)

وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنْبَغ۪ى لَهُ

Biz Peygambere şiir öğretmedik; bu Ona yakışmaz da. (Yâsin Sûresi, 36:69)

وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنْبَغ۪ى لَهُ

Biz Peygambere şiir öğretmedik; bu Ona yakışmaz da. (Yâsin Sûresi, 36:69)

وَمَا يَنْبَغ۪ى لَهُ

Bu Ona yakışmaz da. (Yâsin Sûresi, 36:69)

يَوْمَ نَطْوِى السَّمَٓاءَ كَطَىِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِ

O gün semâyı, kitap sahifelerini dürer gibi düreriz. (Enbiyâ Sûresi, 21:104)

يُغْشِى الَّيْلَ النَّهَارَ يَطْلُبُهُ حَث۪يثًا

O, gündüzü, peşi sıra kovalayan gece ile örter. (A'râf Sûresi, 7:54)

اِنْ كَانَتْ اِلَّا صَيْحَةً وَاحِدَةً فَاِذَاهُمْ جَم۪يعٌ لَدَيْنَا مُحْضَرُونَ

Tek bir sesledir ki, onların hepsi birden toplanıp huzurumuza getirilirler. (Yâsin Sûresi, 36:53)

يُسَبِّحُ لِلّٰهِ مَا فِى السَّمٰوَاتِ وَمَا فِى الْاَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَز۪يزِ الْحَك۪يمِ

Göklerde ne var, yerde ne varsa, herşeyin hakikî sahibi olan, her türlü noksandan münezzeh bulunan, kudreti herşeye galip olan ve hikmeti herşeyi kuşatan Allah'ı tesbih eder. (Cum'a Sûresi, 62:1)

يُسَبِّحُ

Tesbih eder, Tesbih ediyor

تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ

Yedi gökler ve yer ve onların içindekiler Onu (Allah'ı) tesbih eder. (İsrâ Sûresi, 17:44)

وَ لِلّٰهِ الْمَثَلُ الْاَعْلٰى

En yüce sıfatlar, misaller Allah'ındır. (Nahl Sûresi, 16:60)

يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِه۪

Allah, kişi ile onun kalbi arasına girer. (Enfâl Sûresi, 8:24)

فَالِقُ الْحَبِّ وَالنَّوٰى

Daneleri ve çekirdekleri çatlatan Allah. (En'âm Sûresi, 6:95)

هُوَ الَّذ۪ى يُصَوِّرُكُمْ فِى الْاَرْحَامِ كَيْفَ يَشَٓاءُ

Annelerinizin rahimlerinde size kendi dilediği gibi bir şekil veren de Odur. (Âl-i İmrân Sûresi, 3:6)

وَالسَّمٰوَاتُ مَطْوِيَّاتٌ بِيَم۪ينِه۪

Gökler Onun kudret elinde dürülmüştür. (Zümer Sûresi, 39:67)

خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ى سِتَّةِ اَيَّامٍ

Gökleri ve yeri altı günde yaratan Odur. (Hûd Sûresi, 11:7)

وَ سَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ

Güneşi ve ayı da emrine boyun eğdirdi. (Ra'd Sûresi, 13:2)

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ٓى اَنْزَلَ عَلٰى عَبْدِهِ الْكِتَابَ وَلَمْ يَجْعَلْ لَهُ عِوَجًا

Hamd o Allah'a mahsustur ki, Kuluna kitabı indirmiş ve o kitapta hiçbir tezat ve eğriliğe yer vermemiştir. (Kehf Sûresi, 18:1)

اَللّٰهُمَّ يَا مُنْزِلَ الْقُرْاٰنِ بِحَقِّ الْقُرْاٰنِ وَ بِحَقِّ مَنْ اُنْزِلَ عَلَيْهِ الْقُرْاٰنُ نَوِّرْ قُلُوبَنَا وَ قُبُورَنَا بِنُورِ الْا۪يمَانِ وَ الْقُرْاٰنِ اٰم۪ينَ يَا مُسْتَعَانُ

Ey Kur'ân'ı indiren Allahım! Kur'ân'ın ve kendisine Kur'ân indirilen Zâtın hakkı için, kalblerimizi ve kabirlerimizi iman ve Kur'ân nuruyla nurlandır. Âmin, ey kendisinden istimdad edilen Müsteân!

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla

اَلرَّاض۪ى بِالضَّرَرِ لَا يُنْظَرُ لَهُ

Şer'î bir kaidedir: "Zarara kendi rızasıyla girene merhamet edilmez."

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla. Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi; üzerinize olsun.

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.

وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ Sûresi, 17:44)

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi; sonsuza kadar sürekli üzerinize olsun.

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.

وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ Sûresi, 17:44)

رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ

Göklerin ve yerin Rabbi. (Ra'd Sûresi, 13:16)

خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ

Gökleri ve yeri yarattı. (En'âm Sûresi, 6:1)

لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ

Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur.

سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَٓا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ

Seni her türlü noksandan tenzih ederiz, Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Sen herşeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. (Bakara Sûresi, 2:32)

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.

وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ Sûresi, 17:44)

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi; sonsuza kadar sürekli üzerinize olsun.

لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ

Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. (Bakara Sûresi, 2:163; Âl-i İmrân Sûresi, 3:2; Haşir Sûresi, 59:22)

قُلْ هُوَ اللّٰهُ

De ki: O Allah'tır. (İhlâs Sûresi, 112:1)

هُوَ

Hû (O, Allah)

هُوَ

Hû (O, Allah)

لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ

Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. (Bakara Sûresi, 2:163; Âl-i İmrân Sûresi, 3:2; Haşir Sûresi, 59:22)

قُلْ هُوَ اللّٰهُ

De ki: O Allah'tır. (İhlâs Sûresi, 112:1)

لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ

Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. (Bakara Sûresi, 2:163; Âl-i İmrân Sûresi, 3:2; Haşir Sûresi, 59:22)

قُلْ هُوَ اللّٰهُ

De ki: O Allah birdir, heryerde görünür herşeyle bilinir. (İhlâs Sûresi, 112:1)

هُوَ

Hû (O, Allah)




























Önceki Kısım: On İkinci Söz Ayet-Hadis MealleriSözler Ayet-Hadis MealleriOn Dördüncü Söz Ayet-Hadis Mealleri: Sonraki Kısım