Ra'd Suresi: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Sureler Hakkında Bilgiler]]
[[Kategori:Sureler Hakkında Bilgiler]]
[[Kategori:Sure Numarası ile Cüz Numarası Aynı Olan Sureler]]
[[Kategori:Sure Numarası ile Cüz Numarası Aynı Olan Sureler]]
[[Kategori:Eksik]]
[[Kategori:Elif Lam Mim Ra İle Başlayan Sure]]
[[Kategori:Huruf-u Mukattaa İle Başlayan Sureler]]
''Önceki Sure: [[Yusuf Suresi|Yûsuf]] ← [[Kur'an|Kur'ân]] → [[İbrahim Suresi|İbrâhîm]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Yusuf Suresi|Yûsuf]] ← [[Kur'an|Kur'ân]] → [[İbrahim Suresi|İbrâhîm]]: Sonraki Sure''


''Bu sureyi [[Kuran:Ra'd|Ra'd suresi okuma sayfasında]] mealiyle beraber okuyabilirsiniz''
''Bu sureyi [[Kuran:Ra'd|Ra'd suresi okuma sayfasında]] mealiyle beraber okuyabilirsiniz''


'''Ra'd ({{Arabi|الرعد}}) Suresi''' Kur'an-ı Kerim'in 13. suresi olup Yûsuf ve İbrâhîm sureleri arasında yer alır.
''Yakın anlamdaki maddeler için [[Ra'd (Tavzih)]] sayfasına gidin''
 
'''Ra'd ({{Arabi|الرعد}}) Suresi''' Kur'an-ı Kerim'in 13. suresi olup Yûsuf ve İbrâhîm sureleri arasında yer alır. Tamamının Mekkî veya Medenî olduğu söylendiği gibi bazı bölümlerinin Mekke döneminde ve bir bölümünün Medine’de nâzil olduğu da belirtilmiştir. Bununla birlikte üslûbu ve içerdiği konular dikkate alındığında sûrenin Mekke döneminde indiği şeklindeki görüş ağırlık kazanır. Mekke devrinde nâzil olan ve hurûf-ı mukattaa ile başlayan Yûnus, Hûd, Yûsuf ve İbrâhîm sûreleri arasında yer alması da buna işaret eder. Ra'd sûresinin muhtevasını üç bölüm halinde ele almak mümkündür. (1) Ulûhiyyet, (2) Gönderilen vahyin hak olduğunu kabul eden ile bu apaçık gerçek karşısında kör gibi davranan kimsenin asla eşit olmayacağı ve (3) Genel anlamda nübüvvet ve özelikle Peygamberimizin risâleti.<ref name='a'>https://islamansiklopedisi.org.tr/rad-suresi</ref>
 
Risale-i Nur'da Ra'd Suresi ve ayetleri hakkındaki dersler:
 
Halidine fiha ebeda
 
* Âl-i İmran suresinin 15., 88., 136. ve 198. ayetlerinde (Kur'an'da toplam 40 ayette) bazen cennetlikler bazen de cehennemlik için kullanılan "Hâlidîne Fîhâ (Ebedâ)" ([Orada] ebedi kalırlar) ifadesinin izahına ve ayrıca kafirlerin sınırlı dünya hayatını kafir olarak geçirmelerine karşılık cehennemde daimi kalmalarının Allah'ın hikmeti açısından uygun olduğu ve Allah'ın merhametine aykırı olmadığının izahına dair bahisleri topluca [[:Kategori:Halidine Fiha Ayetleri|bu sayfada]] okuyabilirsiniz.
 
İn ecriye illa alellah
 
* [[Hud 29|Hud suresinin 29. ayetinde]] ve daha pek çok ayette Peygamberlerin tebliğ vazifesi karşılığında Allah'tan başka kimseden ücret istemediklerini ifade edilir. Bu konuda Risale-i Nur'da geçen bahisler [[:Kategori:İn Ecriye İlla Alellah Ayetleri|bu sayfada]] okunabilir.
 
O, her şeye kadirdir
 
* Hud suresinin 4. ayetinde ve daha başka pek çok ayette geçen "O, her şeye kadirdir." mealindeki ibarenin Risale-i Nur'da izah edildiği yerleri [[Hud 4|Hud suresinin 4. ayeti sayfasında]] görebilirsiniz.
 
Rabbus Semavati Vel Ard
 
* XXX suresinin X. ayetinde ve daha başka pek çok ayette geçen "Göklerin ve yerin Rabbi" mealindeki ibarenin Risale-i Nur'da izah edildiği yerleri [[:Kategori:Rabbi/Rabbussemavati Vel Ard/Rabbissemavati Ve Rabbil Ard Ayetleri|bu sayfada]] görebilirsiniz.
 
 
Lafzullah
 
* Kur'an'da Lafzullah'ın (Allah kelimesinin) tekrarında çok sırlar vardır. Ayet sayısı ve lafzullah sayısı tevafuktadır. Bakara'da ayet sayısı 286, lafzullah sayısı 282 (Allah lafzı yerinde geçen dört Hû lafzı olduğundan tam tevafuk eder); Al-i İmran'da ayet sayısı 200, lafzullah sayısı 210; Nisa+Maide+En'am toplam ayet sayısı 176+120+165=461, lafzullah sayısı 229+148+87=464. Besmele sayılırsa tam tevafuk eder. Böyle meziyetlerde küçük farklar zarar vermez. İzleyen 5 suredeki (A'raf, Enfal, Tevbe, Yunus ve Hud) Allah lafızları sayısı baştaki 5 büyük suredekilerin yarısıdır. Sonra gelen 5 sure (Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr ve Nahl) onun yarısıdır. Sonra gelen 6 sure (İsra, Kehf, Meryem, Taha, Enbiya ve Hacc) onun yarısıdır. Sonra Sonra gelen her beşerli sure grubu bu şekilde gider. Zuhruf suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yarısı olur. Necm suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yaklaşık yarısı olur. Sonra gelen küçük 5'li sure gruplarında yalnız üçer adet Allah lafzı vardır. Bu vaziyet gösteriyor ki Allah lafzının adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.
 
Yasin, Furkan, Fatır, Sebe, Saffat, Sad, Ra'd, Rum, Zuhruf, Şura ve İbrahim
 
* Kur'an'ın en kısa suresi olan Kevser suresinin harflerinin ebcedi makamı 3.000 küsur olduğu gibi Yasin, Furkan, Fatır, Sebe, Saffat, Sad, Ra'd, Rum, Zuhruf, Şura ve İbrahim, Al-i İmran ve Nisa surelerinin harf sayıları ile Bakara suresinin örfi kelime sayısı da 3.000 küsur eder.
 
Ey Ehl-i Kitap
 
* Bediüzzaman [[Al-i İmran 64|Al-i İmran suresinin 64. ayetinde]] ve daha başka ayetlerde geçen "Ey Ehl-i Kitap" hitabına bu asrın ve bu asırdaki ehl-i kitabın çok muhtaç olduğunu, güya o hitabın doğrudan bu asra baktığını ve bu ifadenin "Ey Ehl-i Mektep" manasını da içerdiği söyler.
 
akşam ile yatsı arası
 
* Bediüzzaman'ın akşam ile yatsı arasında [[Risale:Namaz_Tesbihatı#Bundan_sonra_isteyen_mağrib_ile_işa_yani_akşam_namazı_ile_yatsı_namazı_arasında_bu_gelen_dua_ve_tesbihleri_okuyabilir|33'er defa tekrar ettiği dua ve tesbihlerden]] birisi [[Al-i İmran 173]]'te geçen "Hasbunallahi ve ni'mel vekil" ifadesidir. Bir diğeri 1 defa [[Al-i İmran 174]] ayetini okuduktan sonra yine 33 defa tekrarladığı "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm" ifadesidir. Bir diğeri ise 1 defa [[Al-i İmran 185]] ayetinin başını ve başka bazı ayetleri okuduktan sonra yine 33 defa tekrarladığı "Yâ Bâkî Entel Bâkî, Yâ Bâkî Entel Bâkî" ifadesidir.
 
Sırât-ı Müstakîm
 
* Nisâ suresinin [[Nisa 68|68. ayetinde]] ve [[Nisa 175|175. ayetinde]] ve daha başka pek çok ayette geçen "Sırât-ı Müstakîm" (Dosdoğru yol) mealindeki ibarenin bu dehşetli ve fırtınalı asırda o doğru yolu şaşırtmayacak bir surette en başta gösteren Risalet-i Nur olduğuna dair [[:Kategori:Sırat-ı Müstakim Ayetleri|işaretler mevcuttur]].
 
Dönüş Allah'adır
 
* [[Maide 18|Maide suresinin 18. ayetinde]] ve daha pek çok ayette geçen "Dönüş Allah'adır" mealindeki ibarelere dair [[Risale:Onuncu_Risale#43._Parça|Mesnevi-i Nuriye'de]] bir parçada izahat vardır.
 
Rumi 1316-1317
 
* Bediüzzaman çeşitli ilimleri nurlanmak için okuyup okuturken Rumi 1316-1317 (Miladi 1900) yılında Avrupa’nın Kur’an’a karşı müthiş bir sû-i kastı olduğunu anlar ve merakını değiştirip tüm bilgisini Kur’an’ı anlamaya basamaklar yapmaya başlar. Daha pek çok ayette olduğu gibi [[En'am 68|En'am suresinin 68. ayetinde]] geçen "Onlardan uzak dur (yüz çevir)" mealindeki ibarenin ebcedi de 1316 edip buna bakar. Bu konuların izahı 1. Şua'daki [[Risale:1._Şuâ#Yirmi_Birinci_Âyet_veya_Âyetler|21. Ayetin]] ve [[Risale:1._Şuâ#Yirmi_Yedinci_Âyet|27. Ayetin]] izah edildiği kısımlardadır.
 
Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez
 
* [[En'am 164|En'am suresinin 164. ayetinde]] ve daha başka ayetlerde geçen "Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez." mealindeki ibarenin iki cihetle Risale-i Nur'a ve müellifine işareti için kapsamlı bir izahı için [[:Kategori:La Teziru Vaziretun Vizra Uhra Ayetleri|La Teziru Vaziretun Vizra Uhra Ayetleri kategorisi sayfasına]] başvurun.
 
Altı gün
 
* [[A'raf 54|A'raf suresinin 54. ayetinde]] geçen "Altı günde gökleri ve yerleri yarattık" mealindeki ibarenin [[Risale:14._Söz#Birincisi|14. Söz'de]] izahı vardır. Yine aynı ayete dair bir nükte [[Risale:25._Söz#D.C3.B6rd.C3.BCnc.C3.BC_N.C3.BCkte-i_Bel.C3.A2gat|25. Söz'de]] okunabilir.
 
Allah doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır
 
* [[A'raf 151|A'raf suresinin 151. ayetinde]] ve daha başka ayetlerde geçen geçen "Allah doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır", "Allah yapıp-yaratanların en güzelidir", "Allah merhametlilerin en merhametlisidir" mealindeki ibarelerin kapsamlı bir izahı [[Risale:32._Söz#.C3.9C.C3.A7.C3.BCnc.C3.BC_Maksat|32. Söz'dedir]].
 
 
 
 
 
 
* Kur'an'da Lafzullah'ın (Allah kelimesinin) tekrarında çok sırlar vardır. Ayet sayısı ve lafzullah sayısı tevafuktadır. Bakara'da ayet sayısı 286, lafzullah sayısı 282 (Allah lafzı yerinde geçen dört Hû lafzı olduğundan tam tevafuk eder); Al-i İmran'da ayet sayısı 200, lafzullah sayısı 210; Nisa+Maide+En'am toplam ayet sayısı 176+120+165=461, lafzullah sayısı 229+148+87=464. Besmele sayılırsa tam tevafuk eder. Böyle meziyetlerde küçük farklar zarar vermez. İzleyen 5 suredeki (A'raf, Enfal, Tevbe, Yunus ve Hud) Allah lafızları sayısı baştaki 5 büyük suredekilerin yarısıdır. Sonra gelen 5 sure (Yusuf, '''Ra’d''', İbrahim, Hicr ve Nahl) onun yarısıdır. Sonra gelen 6 sure (İsra, Kehf, Meryem, Taha, Enbiya ve Hacc) onun yarısıdır. Sonra Sonra gelen her beşerli sure grubu bu şekilde gider. Zuhruf suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yarısı olur. Necm suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yaklaşık yarısı olur. Sonra gelen küçük 5'li sure gruplarında yalnız üçer adet Allah lafzı vardır. Bu vaziyet gösteriyor ki Allah lafzının adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.
* Kur'an'ın en kısa suresi olan Kevser suresinin harflerinin ebcedi makamı 3.000 küsur olduğu gibi Yasin, Furkan, Fatır, Sebe, Saffat, Sad, '''Ra'd''', Rum, Zuhruf, Şura ve İbrahim, Al-i İmran ve Nisa surelerinin harf sayıları ile Bakara suresinin örfi kelime sayısı da 3.000 küsur eder.
* Bediüzzaman çeşitli ilimleri nurlanmak için okuyup okuturken Rumi 1316-1317 (Miladi 1900) yılında Avrupa’nın Kur’an’a karşı müthiş bir sû-i kastı olduğunu anlar ve merakını değiştirip tüm bilgisini Kur’an’ı anlamaya basamaklar yapmaya başlar. Daha pek çok ayette olduğu gibi 7 surenin (Yunus, Yusuf, '''Ra’d''', Hicr, Şuara, Kasas ve Lokman) başında geçen "İşte bunlar (hikmet dolu/apaçık) Kitâb'ın âyetleridir." mealindeki ayetin ebcedi de 1316 edip buna bakar. Yine [[Neml 1|Neml Suresinin 1. ayetindeki]] "Bunlar Kur'an'ın (apaçık bir Kitab'ın) âyetleridir." mealindeki ibare de bu tarihe bakar. Güya nasıl ki asr-ı saadette Kur’an’daki iman hakikatlerine delilleri gözlere de göstermek manasında bu ayetler tekrarlanmıştır, öyle de bu dehşetli asırda Kur'an'ın ayetlerinin hak kelâmullah olduğuna delilleri olan Risale-i Nur'a da bu ayetler işaret eder. Bu konuların izahı 1. Şua'daki [[Risale:1._Şuâ#Yirmi_Birinci_Âyet_veya_Âyetler|21. Ayetin]] ve [[Risale:1._Şuâ#Yirmi_Yedinci_Âyet|27. Ayetin]] izah edildiği kısımlardadır.
* [[Ra'd 2|Ra'd suresinin 2. ayetinde]] ve daha başka ayetlerde geçen "(Allah) Güneşi ve Ayı emri altına almıştır" mealindeki ibare hakkında Risale-i Nur'da dersleri [[:Kategori:Sahharaşşemse Vel Kamer Ayetleri|bu sayfada]] topluca görebilirsiniz.
* [[Ra'd 8|Ra'd suresinin 8. ayetinde]] geçen "Onun (Allah'ın) katında her şey ölçü iledir." mealindeki ibarenin izahına dair [[Risale:Habbenin_Zeyli_(Mesnevi_Badıllı)#21._Parça|Habbe, Mesnevi-i N. (Badıllı)|Habbe Risalesinde]] bir parça vardır.
* Ra'd suresine adını veren Ra'd (gök gürültüsü) kelimesinin geçtiği [[Ra'd 13|Ra'd suresinin 13. ayetinde]] geçen "Gök gürültüsü Allah'ı hamd ile tesbih eder." mealindeki ibare ile [[Nur 43|Nur suresinin 43. ayetinde]] geçen "(Bu bulutların) şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alır!" mealindeki ibare hakkında Bediüzzaman [[Risale:7._Şuâ#.C4.B0kinci_Mertebe|7. Şua'da]] gök gürültüsünün ve şimşeğin bu âyetleri maddeten tefsir ettiğini ve yağmurun gelmesini haber verip muhtaçlara müjde ettiklerini söyler.
* [[Ra'd 14|Ra'd suresinin 14. ayetinde]] ve Mü'min suresinin 50. ayetinde geçen "Kâfirlerin duası kuşkusuz hedefini şaşırmıştır" mealindeki ibare hakkında [[Risale:17._Lem%27a#Be.C5.9Finci_Nota|17. Lema'da]] bir ders mevcuttur.
* [[Ra'd 14|Ra'd suresinin 14. ayetinde]] ve daha başka pek çok ayette geçen "Göklerin ve yerin Rabbi" mealindeki ibarenin Risale-i Nur'da izah edildiği yerleri [[:Kategori:Rabbi/Rabbussemavati Vel Ard/Rabbissemavati Ve Rabbil Ard Ayetleri|bu sayfada]] görebilirsiniz.
* Bediüzzaman [[Ra'd 17|Ra'd suresinin 17. ayetini]] Kur'an'daki delil getirme ayetlerine misal olarak [[Risale:Bakara_17-18:_Münafıklar_Hakkında_Ateş_Temsili_(İ.İ._Badıllı)#İhticac_ve_İstidlal_Makamında|verir]].
* Bediüzzaman [[Ra'd 28|Ra'd suresinin 28. ayetinde]] geçen "Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur" mealindeki ibareyi [[Risale:33._Söz#On_Birinci_Pencere|33. Söz'de]] izah ederken ruhların ve kalplerin dalaletten kaynaklanan ızdıraplardan ve bundan doğan manevî elemlerden ancak tek bir yaratıcıyı tanıyarak ve her şeyi tek bir yaratıcıya vererek kurtulabileceklerini ve bir tek Allah’ın zikriyle mutmain olacaklarını ders verir.
* Bediüzzaman talebelerine yazdığı [[Risale:13._Şuâ#17._Par.C3.A7a|bir mektupta]] bazı ayetlerin cifrî ve ebced makamlarının 1362 ettiğini beyan ederek hapiste mü’min kardeşlerini müdafaaya azmettiği zamana baktığını söyler. Ardından [[Ra'd 29|Ra'd suresinin 29. ayetinde]] geçen "(İman edip iyi işler yapanlara) ne mutlu!" mealindeki ibarenin 1362 veya 1363 ettiğini söyleyerek 1 seneden beri büyük bir dairede aleyhlerine hazırlanan dehşetli hücumdan korunacaklarına dair teselli verdiğini beyan eder.
* Yine [[Ra'd 29|Ra'd suresinin 29. ayetinde]] ve daha pek çok ayette geçen "İman edip salih amel işleyenler" mealindeki ibare hakkında Risale-i Nur'da geçen dersleri topluca [[:Kategori:Amenu Ve Amilussalihati Ayetleri|bu sayfada]] okuyabilirsiniz.
* [[Ra'd 36|Ra'd suresinin 36. ayetinde]] ve daha pek çok ayette geçen "Dönüş(ünüz) O'nadır (Allah'adır)" mealindeki ibare hakkında Risale-i Nur'da geçen dersleri topluca [[:Kategori:Dönüş O'nadır Ayetleri|bu sayfada]] okuyabilirsiniz.


==Bilgiler==
==Bilgiler==
12. satır: 93. satır:
'''İsminin Anlamı ve Kaynağı:''' Ra'd, gök gürültüsü anlamına gelir ve sure ismini 13. ayetinde geçen bu kelimeden almıştır.
'''İsminin Anlamı ve Kaynağı:''' Ra'd, gök gürültüsü anlamına gelir ve sure ismini 13. ayetinde geçen bu kelimeden almıştır.


'''Diğer İsimleri:'''
'''Diğer İsimleri:''' -


'''Kur'ân'daki Sırası:''' 13
'''Kur'ân'daki Sırası:''' 13
18. satır: 99. satır:
'''Kur'ân'daki Yeri:''' [[Kuran:Ra'd|13. cüz, 248. sayfa]]
'''Kur'ân'daki Yeri:''' [[Kuran:Ra'd|13. cüz, 248. sayfa]]


'''Nuzül (İnme) Sırası:'''  
'''Mekkî/Medenî:''' Tamamının Mekkî veya Medenî olduğu söylendiği gibi bazı bölümlerinin Mekke döneminde ve bir bölümünün Medine’de nâzil olduğu da belirtilmiştir. Bununla birlikte üslûbu ve içerdiği konular dikkate alındığında sûrenin Mekke döneminde indiği şeklindeki görüş ağırlık kazanır. Mekke devrinde nâzil olan ve hurûf-ı mukattaa ile başlayan Yûnus, Hûd, Yûsuf ve İbrâhîm sûreleri arasında yer alması da buna işaret eder.<ref name='a' />
 
'''Nuzül (İnme) Sırası:''' 96
 
'''Kendisinden Önce Nazil Olan Sure:''' [[Muhammed (as) Suresi|Muhammed (as)]]
 
'''Kendisinden Sonra Nazil Olan Sure:''' [[Rahman Suresi|Rahman]]
 
'''Nuzülü (İnme) Hakkındaki Bilgiler:'''  


'''Uzunluğu:''' sayfa
'''Uzunluğu:''' 6,0 sayfa


'''Ayet Sayısı:'''  
'''Ayet Sayısı:''' 43


'''Kelime Sayısı:'''  
'''Satır Sayısı:''' 90


'''Harf Sayısı:'''  
'''Kelime Sayısı:''' 855<ref>https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1</ref>, 854<ref>https://en.wikipedia.org/wiki/Ar-Ra%27d</ref>


'''Fasılaları:''' harfleri
'''Harf Sayısı:''' 3.506<ref>https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1</ref>, 3.450<ref>https://en.wikipedia.org/wiki/Ar-Ra%27d</ref>


'''Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı:'''  
'''Fasıla Harfleri:''' Be, Dal, Ra, Ayn, Kaf, Lam ve Nun


'''Secde Ayeti:'''  
'''Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı:''' 6


'''Allah lafzı sayısı:'''  
'''Secde Ayeti:''' [[Ra'd 15]]


'''Rahman ismi sayısı:'''  
'''Allah lafzı sayısı (Besmele hariç):''' 34


'''Rahim ismi sayısı:'''  
'''Rahman ismi sayısı (Besmele dahil):''' 2


'''Rab ismi sayısı:'''
'''Rahim ismi sayısı (Besmele dahil):''' 1


'''Kur'an kelimesi sayısı:'''  
'''Rab ismi sayısı:''' 13


'''Rasul kelimesi sayısı:'''  
'''İçinde Kur'an kelimesi geçen ayetler:''' 1 ([[Ra'd 31]])


'''[[Hizb-i_Azam-ı Kur'an|Hizb-ül Kur'an]]'da Geçen Ayetleri:'''  
'''[[Hizb-i_Azam-ı Kur'an|Hizb-ül Kur'an]]'da Geçen Ayetler Listesi:''' [[:Kategori:Ra'd_Suresindeki_Hizb-ül_Kur%27an_Ayetleri|Ra'd Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri (13 ayet)]]


'''[[Münacat-ül Kur'an|Münâcât-ül Kur'an]]'da İlgili Kısım:'''  
Bu ayetleri okumak için: [[Risale:Hizb-i_Azam-ı_Kur%27anî#13._Ra'd|Hizb-i Azam-ı Kur'an, Ra'd Kısmı]]
 
'''[[Münacat-ül Kur'an|Münâcât-ül Kur'an]]'da İktibas Edilen Ayetler:''' [[Risale:Münacat-ül_Kur%27an_(Hizb-ül_Hakaik)#Ra'd_Suresi|2., 3., 8., 9., 12., 13., 28., 39. ve 41. ayetler (9 ayet)]]
 
'''Risale-i Nur'da Geçen Ayet Sayısı:''' 10 (Bkz. [[:Kategori:Ra'd Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri|Ra'd Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri listesi]])
 
'''Risale-i Nur'da Tamamı Geçen Ayetler:''' -


==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
Sureler itibarıyladır. Onun dahi çok nükteleri var. Bir intizam, bir kasd ve bir iradeyi gösterir bir tarzda tevafukatı vardır.
[[Sure-i Bakara]]’da, âyâtın adediyle lafz-ı Celal’in adedi birdir. Fark dörttür ki Allah lafzı yerinde dört Hû lafzı var. Mesela, Lâ İlahe İllâ Hû’daki Hû gibi. Onunla muvafakat tamam olur.
Âl-i İmran’da yine âyâtıyla lafz-ı Celal tevafuktadır, müsavidirler. Yalnız lafz-ı Celal, iki yüz dokuzdur, âyet iki yüzdür. Fark dokuzdur. Böyle meziyat-ı kelâmiyede ve belâgat nüktelerinde küçük farklar zarar vermez, takribî tevafukat kâfidir.
Sure-i Nisa, Maide, En’am üçünün mecmu-u âyetleri, mecmuundaki lafz-ı Celal’in adedine tevafuktadır. Âyetlerin adedi dört yüz altmış dört, lafz-ı Celal’in adedi dört yüz altmış bir; Bismillah’taki lafzullah ile beraber tam tevafuktadır.
Hem mesela, baştaki beş surenin lafz-ı Celal adedi; Sure-i A’raf, Enfal, Tevbe, Yunus, Hud’daki lafz-ı Celal adedinin iki mislidir. Demek bu âhirdeki beş, evvelki beşin nısfıdır. Sonra gelen Sure-i Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr, Nahl surelerindeki lafz-ı Celal adedi, o nısfın nısfıdır. Sonra Sure-i İsra, Kehf, Meryem, Tâhâ, Enbiya, Hac (Hâşiye<ref>Bu beşer taksimat üzere bir sır inkişaf etmişti. Hiçbirimizin haberi olmadan şurada altı sure kaydolmuş. Şüphemiz kalmadı ki gaibden, ihtiyarımızın haricinde altıncısı girmiş; tâ bu nısfiyet sırr-ı mühimmi kaybolmasın.</ref>) o nısfın nısfının nısfıdır. Sonra gelen beşer beşer, takriben o nisbetle gidiyor; yalnız bazı küsuratla fark var. Öyle farklar, böyle makam-ı hitabîde zarar vermez. Mesela, bir kısım yüz yirmi bir, bir kısmı yüz yirmi beş, bir kısmı yüz elli dört, bir kısmı yüz elli dokuzdur.
Sonra Sure-i Zuhruf’tan başlayan beş sure, o nısf-ı nısf-ı nısfın nısfına iniyor. Sure-i Necm’den başlayan beş, o nısf-ı nısf-ı nısf-ı nısfın nısfıdır fakat takribîdir. Küçük küsuratın farkları, böyle makamat-ı hitabiyede zarar vermez. Sonra gelen küçük beşler içinde, üç beşlerin yalnız üçer adet lafz-ı Celal’i var.
İşte bu vaziyet gösteriyor ki lafz-ı Celal’in adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.
([[Risale:29._Mektup#İkinci_Nükte_3|29. Mektup]])
----
Nasıl ki Sure-i Kevser'in hurufatı, ebcedî makamı üç bin adet olmakla:
*Hem Sure-i Yâsin'ın üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Furkan'ın üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Fâtır'ın üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Sebe'in üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Ve's-sâffât'ın üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Sâd'ın üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Ra'd'ın üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Er-Rum'un üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Zuhruf'un üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i Şûra'nın üç bin adet hurufuna
*hem Sure-i İbrahim'in üç bin adet hurufuna tevafuku ve o on bir surenin birbiriyle muvafakatı ve mutabakatı bilbedahe tesadüf işi olamaz.
Aynen öyle de Sure-i Kevser'in en kısa sure olmakla beraber hurufunun makam-ı ebcedîsi olan üç bin adet ile;
*En uzun sure olan [[El-Bakara]] örfî kelimatının üç bin adedine...
*Hem Sure-i Âl-i İmran kelimatının üç bin adedine...
*Hem Sure-i Nisa kelimatının üç bin adedine muvafakatı...
Elbette kör tesadüfün işi değil ve rastgele şuursuz ittifakî bir vaziyet olamaz.
([[Risale:29._Mektubun_8._Kısmı_(Rumuzat-ı_Semaniye)#İKİNCİ_REMZ'İN_MÜHİM_BİR_ZEYLİ|Rumuzat-ı Semaniye]])
----
Yine Kenzü'l-Arş Duası'nın feyzinden gelen ikinci nükte-i tevafukiyedir. Bu nükteden numune için üç misal:
Birincisi: Suver-i Kur'aniyenin aded-i hurufatı 3000'de tevafukatı pek hârika ve mu'cizanedir.
Mesela: En kısa sure olan Sure-i Kevser'in hurufatı ebcedî makamı 3000 olmakla; hem Sure-i Yâsin'in 3000 aded-i hurufuna, hem Sure-i Furkan'ın 3000, hem Sure-i Fâtır'ın 3000, hem Sure-i Ve's-sâffât'ın 3000, hem Sure-i Sad'ın 3000, hem Ra'd'ın 3000, hem Er-Rum'un 3000, hem Ez-Zuhruf'un 3000, hem Sure-i Şûra'nın 3000, hem İbrahim'in 3000, bu surelerin 3000 hurufatına tevafuku ve 11 surenin bu 3000'de birbiriyle muvafakatı ve mutabakatı bilbedahe tesadüf işi olamaz. Belki i'caz-ı Kur'an'ın bir şu'lesidir ki, hurufata serpilmesidir ve yaldızlamasıdır.
Hem en kısa sure olan Sure-i Kevser hurufunun makam-ı ebcedîsi olan 3000 adediyle, en uzun sure olan [[El-Bakara]]'nın örfî yani kelâm hükmündeki kelimatının 3000 adedine ve Âl-i İmran'ın hakiki kelimatının 3000 adedine ve Sure-i Nisa kelimatının 3000 adedine tevafuku elbette kör tesadüfün işi değil ve rastgele ve şuursuz ve ittifakî bir vaziyet olamaz. Belki sırr-ı i'cazın bir cilvesinin şuaı ile bir intizamdır. Böyle büyük tevafukatta küçük küsurat münasebat-ı tevafukiyeyi bozmadığından nazara alınmadı.
([[Risale:Rumuzat-ı_Semaniye_Fihristi#İkinci_Remzin_mühim_bir_zeyli|Rumuzat-ı Semaniye]])
----
Hem [[Yunus Suresi|Yunus]] hem [[Yusuf Suresi|Yusuf]] hem [[Ra'd Suresi|Ra’d]] hem [[Hicr Suresi|Hicr]] hem [[Şuara Suresi|Şuara]] hem [[Kasas Suresi|Kasas]] hem [[Lokman Suresi|Lokman]] Surelerinin başlarında bulunan [[Ra'd 1|{{Arabi|تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ}}]] ilan-ı kudsîsidir. Yirmi Birinci âyetin hâtimesinde bunun münasebet-i maneviyesi bir derece beyan edilmiş. Cifrîsi ise bu âyette üç {{Arabi|ت}} bin iki yüz eder ve iki {{Arabi|ك}} iki {{Arabi|ل}} yüz eder, yekûnü bin üç yüz. Bir {{Arabi|ى}} bir {{Arabi|ب}} dört veya beş {{Arabi|ا}} mecmuu bin üç yüz on altı veya on yedi (1316-1317) ederek Resaili’n-Nur müellifi bir inkılab-ı fikrî ile ulûm-u mütenevviayı Kur’an’ın hakaikine çıkmak için basamaklar yaptığı bir tarihe tam tamına tevafuku münasebet-i maneviyesinin kuvvetine istinaden deriz:
O tevafuk remzeder ki: Bu asırda Resaili’n-Nur denilen otuz üç adet Söz ve otuz üç adet Mektup ve otuz bir adet Lem’alar, bu zamanda, Kitab-ı Mübin’deki âyetlerin âyetleridir. Yani hakaikinin alâmetleridir ve hak ve hakikat olduğunun bürhanlarıdır. Ve o âyetlerdeki hakaik-i imaniyenin gayet kuvvetli hüccetleridir. Ve {{Arabi|تِلْكَ}} kelime-i kudsiyesinin işaret-i hissiyesiyle gözlere dahi görünecek derecede zahir olduğunu ifade eden böyle işarete lâyık delilleridir diye remzen Resaili’n-Nur’u bir işarî manasının küllî dairesine hususi ve medar-ı nazar bir ferdi olarak dâhil ediyor.
Elhasıl: Nasıl ki bu âyette bulunan işarî mana yedi surede yedi işaret hükmünde olup delâlet belki sarahat derecesine çıkıyor. Aynen öyle de [[Risale:1. Şua (Ayet-Hadis Mealleri)#50|{{Arabi|صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ}}]] deki remiz dahi yedi sekiz surelerde bulunmakla yedi sekiz remiz hükmünde olarak o remzi işaret belki delâlet belki sarahat derecesine çıkarıyor.
İhtar: Külfetsiz olmak üzere birden hatıra gelen işarat kaydedildi. Tekellüfe girmemek için işaretli otuz üç âyetin çok işaratı kaydedilmedi.
([[Risale:1._Şuâ#Yirmi_İkinci_Âyet_ve_Âyetler|1. Şua]])


==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
56. satır: 223. satır:
==İlgili Resimler/Fotoğraflar==
==İlgili Resimler/Fotoğraflar==


==İlgili Maddeler==
==İlgili Maddeler/Sayfalar==
 
*[[Gök Gürültüsü]]
*[[Risale:Münacat-ül_Kur%27an_(Hizb-ül_Hakaik)#Ra'd_Suresi|Ra'd Suresinin Münacat-ül Kur'an'da İktibas Edilen Ayetleri]]
*[[Huruf-u Mukattaa]]: Kur’an’da Ra'd dahil 29 sûrenin başında 30 ayette yer alan ve isimleriyle telaffuz edilen harflerin ortak adı.
 
==İlgili Kategoriler==
 
*[[:Kategori:Ra'd Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri|Ra'd Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri]]
*[[:Kategori:Ra'd Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri|Ra'd Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri]]


==Kaynakça==
==Kaynakça==

09.56, 30 Ağustos 2024 tarihindeki hâli

Önceki Sure: YûsufKur'ânİbrâhîm: Sonraki Sure

Bu sureyi Ra'd suresi okuma sayfasında mealiyle beraber okuyabilirsiniz

Yakın anlamdaki maddeler için Ra'd (Tavzih) sayfasına gidin

Ra'd (الرعد) Suresi Kur'an-ı Kerim'in 13. suresi olup Yûsuf ve İbrâhîm sureleri arasında yer alır. Tamamının Mekkî veya Medenî olduğu söylendiği gibi bazı bölümlerinin Mekke döneminde ve bir bölümünün Medine’de nâzil olduğu da belirtilmiştir. Bununla birlikte üslûbu ve içerdiği konular dikkate alındığında sûrenin Mekke döneminde indiği şeklindeki görüş ağırlık kazanır. Mekke devrinde nâzil olan ve hurûf-ı mukattaa ile başlayan Yûnus, Hûd, Yûsuf ve İbrâhîm sûreleri arasında yer alması da buna işaret eder. Ra'd sûresinin muhtevasını üç bölüm halinde ele almak mümkündür. (1) Ulûhiyyet, (2) Gönderilen vahyin hak olduğunu kabul eden ile bu apaçık gerçek karşısında kör gibi davranan kimsenin asla eşit olmayacağı ve (3) Genel anlamda nübüvvet ve özelikle Peygamberimizin risâleti.[1]

Risale-i Nur'da Ra'd Suresi ve ayetleri hakkındaki dersler:

Halidine fiha ebeda

  • Âl-i İmran suresinin 15., 88., 136. ve 198. ayetlerinde (Kur'an'da toplam 40 ayette) bazen cennetlikler bazen de cehennemlik için kullanılan "Hâlidîne Fîhâ (Ebedâ)" ([Orada] ebedi kalırlar) ifadesinin izahına ve ayrıca kafirlerin sınırlı dünya hayatını kafir olarak geçirmelerine karşılık cehennemde daimi kalmalarının Allah'ın hikmeti açısından uygun olduğu ve Allah'ın merhametine aykırı olmadığının izahına dair bahisleri topluca bu sayfada okuyabilirsiniz.

İn ecriye illa alellah

  • Hud suresinin 29. ayetinde ve daha pek çok ayette Peygamberlerin tebliğ vazifesi karşılığında Allah'tan başka kimseden ücret istemediklerini ifade edilir. Bu konuda Risale-i Nur'da geçen bahisler bu sayfada okunabilir.

O, her şeye kadirdir

  • Hud suresinin 4. ayetinde ve daha başka pek çok ayette geçen "O, her şeye kadirdir." mealindeki ibarenin Risale-i Nur'da izah edildiği yerleri Hud suresinin 4. ayeti sayfasında görebilirsiniz.

Rabbus Semavati Vel Ard

  • XXX suresinin X. ayetinde ve daha başka pek çok ayette geçen "Göklerin ve yerin Rabbi" mealindeki ibarenin Risale-i Nur'da izah edildiği yerleri bu sayfada görebilirsiniz.


Lafzullah

  • Kur'an'da Lafzullah'ın (Allah kelimesinin) tekrarında çok sırlar vardır. Ayet sayısı ve lafzullah sayısı tevafuktadır. Bakara'da ayet sayısı 286, lafzullah sayısı 282 (Allah lafzı yerinde geçen dört Hû lafzı olduğundan tam tevafuk eder); Al-i İmran'da ayet sayısı 200, lafzullah sayısı 210; Nisa+Maide+En'am toplam ayet sayısı 176+120+165=461, lafzullah sayısı 229+148+87=464. Besmele sayılırsa tam tevafuk eder. Böyle meziyetlerde küçük farklar zarar vermez. İzleyen 5 suredeki (A'raf, Enfal, Tevbe, Yunus ve Hud) Allah lafızları sayısı baştaki 5 büyük suredekilerin yarısıdır. Sonra gelen 5 sure (Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr ve Nahl) onun yarısıdır. Sonra gelen 6 sure (İsra, Kehf, Meryem, Taha, Enbiya ve Hacc) onun yarısıdır. Sonra Sonra gelen her beşerli sure grubu bu şekilde gider. Zuhruf suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yarısı olur. Necm suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yaklaşık yarısı olur. Sonra gelen küçük 5'li sure gruplarında yalnız üçer adet Allah lafzı vardır. Bu vaziyet gösteriyor ki Allah lafzının adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.

Yasin, Furkan, Fatır, Sebe, Saffat, Sad, Ra'd, Rum, Zuhruf, Şura ve İbrahim

  • Kur'an'ın en kısa suresi olan Kevser suresinin harflerinin ebcedi makamı 3.000 küsur olduğu gibi Yasin, Furkan, Fatır, Sebe, Saffat, Sad, Ra'd, Rum, Zuhruf, Şura ve İbrahim, Al-i İmran ve Nisa surelerinin harf sayıları ile Bakara suresinin örfi kelime sayısı da 3.000 küsur eder.

Ey Ehl-i Kitap

  • Bediüzzaman Al-i İmran suresinin 64. ayetinde ve daha başka ayetlerde geçen "Ey Ehl-i Kitap" hitabına bu asrın ve bu asırdaki ehl-i kitabın çok muhtaç olduğunu, güya o hitabın doğrudan bu asra baktığını ve bu ifadenin "Ey Ehl-i Mektep" manasını da içerdiği söyler.

akşam ile yatsı arası

  • Bediüzzaman'ın akşam ile yatsı arasında 33'er defa tekrar ettiği dua ve tesbihlerden birisi Al-i İmran 173'te geçen "Hasbunallahi ve ni'mel vekil" ifadesidir. Bir diğeri 1 defa Al-i İmran 174 ayetini okuduktan sonra yine 33 defa tekrarladığı "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm" ifadesidir. Bir diğeri ise 1 defa Al-i İmran 185 ayetinin başını ve başka bazı ayetleri okuduktan sonra yine 33 defa tekrarladığı "Yâ Bâkî Entel Bâkî, Yâ Bâkî Entel Bâkî" ifadesidir.

Sırât-ı Müstakîm

  • Nisâ suresinin 68. ayetinde ve 175. ayetinde ve daha başka pek çok ayette geçen "Sırât-ı Müstakîm" (Dosdoğru yol) mealindeki ibarenin bu dehşetli ve fırtınalı asırda o doğru yolu şaşırtmayacak bir surette en başta gösteren Risalet-i Nur olduğuna dair işaretler mevcuttur.

Dönüş Allah'adır

Rumi 1316-1317

  • Bediüzzaman çeşitli ilimleri nurlanmak için okuyup okuturken Rumi 1316-1317 (Miladi 1900) yılında Avrupa’nın Kur’an’a karşı müthiş bir sû-i kastı olduğunu anlar ve merakını değiştirip tüm bilgisini Kur’an’ı anlamaya basamaklar yapmaya başlar. Daha pek çok ayette olduğu gibi En'am suresinin 68. ayetinde geçen "Onlardan uzak dur (yüz çevir)" mealindeki ibarenin ebcedi de 1316 edip buna bakar. Bu konuların izahı 1. Şua'daki 21. Ayetin ve 27. Ayetin izah edildiği kısımlardadır.

Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez

Altı gün

Allah doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır

  • A'raf suresinin 151. ayetinde ve daha başka ayetlerde geçen geçen "Allah doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır", "Allah yapıp-yaratanların en güzelidir", "Allah merhametlilerin en merhametlisidir" mealindeki ibarelerin kapsamlı bir izahı 32. Söz'dedir.




  • Kur'an'da Lafzullah'ın (Allah kelimesinin) tekrarında çok sırlar vardır. Ayet sayısı ve lafzullah sayısı tevafuktadır. Bakara'da ayet sayısı 286, lafzullah sayısı 282 (Allah lafzı yerinde geçen dört Hû lafzı olduğundan tam tevafuk eder); Al-i İmran'da ayet sayısı 200, lafzullah sayısı 210; Nisa+Maide+En'am toplam ayet sayısı 176+120+165=461, lafzullah sayısı 229+148+87=464. Besmele sayılırsa tam tevafuk eder. Böyle meziyetlerde küçük farklar zarar vermez. İzleyen 5 suredeki (A'raf, Enfal, Tevbe, Yunus ve Hud) Allah lafızları sayısı baştaki 5 büyük suredekilerin yarısıdır. Sonra gelen 5 sure (Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr ve Nahl) onun yarısıdır. Sonra gelen 6 sure (İsra, Kehf, Meryem, Taha, Enbiya ve Hacc) onun yarısıdır. Sonra Sonra gelen her beşerli sure grubu bu şekilde gider. Zuhruf suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yarısı olur. Necm suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yaklaşık yarısı olur. Sonra gelen küçük 5'li sure gruplarında yalnız üçer adet Allah lafzı vardır. Bu vaziyet gösteriyor ki Allah lafzının adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.
  • Kur'an'ın en kısa suresi olan Kevser suresinin harflerinin ebcedi makamı 3.000 küsur olduğu gibi Yasin, Furkan, Fatır, Sebe, Saffat, Sad, Ra'd, Rum, Zuhruf, Şura ve İbrahim, Al-i İmran ve Nisa surelerinin harf sayıları ile Bakara suresinin örfi kelime sayısı da 3.000 küsur eder.
  • Bediüzzaman çeşitli ilimleri nurlanmak için okuyup okuturken Rumi 1316-1317 (Miladi 1900) yılında Avrupa’nın Kur’an’a karşı müthiş bir sû-i kastı olduğunu anlar ve merakını değiştirip tüm bilgisini Kur’an’ı anlamaya basamaklar yapmaya başlar. Daha pek çok ayette olduğu gibi 7 surenin (Yunus, Yusuf, Ra’d, Hicr, Şuara, Kasas ve Lokman) başında geçen "İşte bunlar (hikmet dolu/apaçık) Kitâb'ın âyetleridir." mealindeki ayetin ebcedi de 1316 edip buna bakar. Yine Neml Suresinin 1. ayetindeki "Bunlar Kur'an'ın (apaçık bir Kitab'ın) âyetleridir." mealindeki ibare de bu tarihe bakar. Güya nasıl ki asr-ı saadette Kur’an’daki iman hakikatlerine delilleri gözlere de göstermek manasında bu ayetler tekrarlanmıştır, öyle de bu dehşetli asırda Kur'an'ın ayetlerinin hak kelâmullah olduğuna delilleri olan Risale-i Nur'a da bu ayetler işaret eder. Bu konuların izahı 1. Şua'daki 21. Ayetin ve 27. Ayetin izah edildiği kısımlardadır.
  • Ra'd suresinin 2. ayetinde ve daha başka ayetlerde geçen "(Allah) Güneşi ve Ayı emri altına almıştır" mealindeki ibare hakkında Risale-i Nur'da dersleri bu sayfada topluca görebilirsiniz.
  • Ra'd suresinin 8. ayetinde geçen "Onun (Allah'ın) katında her şey ölçü iledir." mealindeki ibarenin izahına dair Habbe, Mesnevi-i N. (Badıllı)|Habbe Risalesinde bir parça vardır.
  • Ra'd suresine adını veren Ra'd (gök gürültüsü) kelimesinin geçtiği Ra'd suresinin 13. ayetinde geçen "Gök gürültüsü Allah'ı hamd ile tesbih eder." mealindeki ibare ile Nur suresinin 43. ayetinde geçen "(Bu bulutların) şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alır!" mealindeki ibare hakkında Bediüzzaman 7. Şua'da gök gürültüsünün ve şimşeğin bu âyetleri maddeten tefsir ettiğini ve yağmurun gelmesini haber verip muhtaçlara müjde ettiklerini söyler.
  • Ra'd suresinin 14. ayetinde ve Mü'min suresinin 50. ayetinde geçen "Kâfirlerin duası kuşkusuz hedefini şaşırmıştır" mealindeki ibare hakkında 17. Lema'da bir ders mevcuttur.
  • Ra'd suresinin 14. ayetinde ve daha başka pek çok ayette geçen "Göklerin ve yerin Rabbi" mealindeki ibarenin Risale-i Nur'da izah edildiği yerleri bu sayfada görebilirsiniz.
  • Bediüzzaman Ra'd suresinin 17. ayetini Kur'an'daki delil getirme ayetlerine misal olarak verir.
  • Bediüzzaman Ra'd suresinin 28. ayetinde geçen "Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur" mealindeki ibareyi 33. Söz'de izah ederken ruhların ve kalplerin dalaletten kaynaklanan ızdıraplardan ve bundan doğan manevî elemlerden ancak tek bir yaratıcıyı tanıyarak ve her şeyi tek bir yaratıcıya vererek kurtulabileceklerini ve bir tek Allah’ın zikriyle mutmain olacaklarını ders verir.
  • Bediüzzaman talebelerine yazdığı bir mektupta bazı ayetlerin cifrî ve ebced makamlarının 1362 ettiğini beyan ederek hapiste mü’min kardeşlerini müdafaaya azmettiği zamana baktığını söyler. Ardından Ra'd suresinin 29. ayetinde geçen "(İman edip iyi işler yapanlara) ne mutlu!" mealindeki ibarenin 1362 veya 1363 ettiğini söyleyerek 1 seneden beri büyük bir dairede aleyhlerine hazırlanan dehşetli hücumdan korunacaklarına dair teselli verdiğini beyan eder.
  • Yine Ra'd suresinin 29. ayetinde ve daha pek çok ayette geçen "İman edip salih amel işleyenler" mealindeki ibare hakkında Risale-i Nur'da geçen dersleri topluca bu sayfada okuyabilirsiniz.
  • Ra'd suresinin 36. ayetinde ve daha pek çok ayette geçen "Dönüş(ünüz) O'nadır (Allah'adır)" mealindeki ibare hakkında Risale-i Nur'da geçen dersleri topluca bu sayfada okuyabilirsiniz.

Bilgiler[değiştir]

İsminin Anlamı ve Kaynağı: Ra'd, gök gürültüsü anlamına gelir ve sure ismini 13. ayetinde geçen bu kelimeden almıştır.

Diğer İsimleri: -

Kur'ân'daki Sırası: 13

Kur'ân'daki Yeri: 13. cüz, 248. sayfa

Mekkî/Medenî: Tamamının Mekkî veya Medenî olduğu söylendiği gibi bazı bölümlerinin Mekke döneminde ve bir bölümünün Medine’de nâzil olduğu da belirtilmiştir. Bununla birlikte üslûbu ve içerdiği konular dikkate alındığında sûrenin Mekke döneminde indiği şeklindeki görüş ağırlık kazanır. Mekke devrinde nâzil olan ve hurûf-ı mukattaa ile başlayan Yûnus, Hûd, Yûsuf ve İbrâhîm sûreleri arasında yer alması da buna işaret eder.[1]

Nuzül (İnme) Sırası: 96

Kendisinden Önce Nazil Olan Sure: Muhammed (as)

Kendisinden Sonra Nazil Olan Sure: Rahman

Nuzülü (İnme) Hakkındaki Bilgiler:

Uzunluğu: 6,0 sayfa

Ayet Sayısı: 43

Satır Sayısı: 90

Kelime Sayısı: 855[2], 854[3]

Harf Sayısı: 3.506[4], 3.450[5]

Fasıla Harfleri: Be, Dal, Ra, Ayn, Kaf, Lam ve Nun

Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı: 6

Secde Ayeti: Ra'd 15

Allah lafzı sayısı (Besmele hariç): 34

Rahman ismi sayısı (Besmele dahil): 2

Rahim ismi sayısı (Besmele dahil): 1

Rab ismi sayısı: 13

İçinde Kur'an kelimesi geçen ayetler: 1 (Ra'd 31)

Hizb-ül Kur'an'da Geçen Ayetler Listesi: Ra'd Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri (13 ayet)

Bu ayetleri okumak için: Hizb-i Azam-ı Kur'an, Ra'd Kısmı

Münâcât-ül Kur'an'da İktibas Edilen Ayetler: 2., 3., 8., 9., 12., 13., 28., 39. ve 41. ayetler (9 ayet)

Risale-i Nur'da Geçen Ayet Sayısı: 10 (Bkz. Ra'd Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri listesi)

Risale-i Nur'da Tamamı Geçen Ayetler: -

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Sureler itibarıyladır. Onun dahi çok nükteleri var. Bir intizam, bir kasd ve bir iradeyi gösterir bir tarzda tevafukatı vardır.

Sure-i Bakara’da, âyâtın adediyle lafz-ı Celal’in adedi birdir. Fark dörttür ki Allah lafzı yerinde dört Hû lafzı var. Mesela, Lâ İlahe İllâ Hû’daki Hû gibi. Onunla muvafakat tamam olur.

Âl-i İmran’da yine âyâtıyla lafz-ı Celal tevafuktadır, müsavidirler. Yalnız lafz-ı Celal, iki yüz dokuzdur, âyet iki yüzdür. Fark dokuzdur. Böyle meziyat-ı kelâmiyede ve belâgat nüktelerinde küçük farklar zarar vermez, takribî tevafukat kâfidir.

Sure-i Nisa, Maide, En’am üçünün mecmu-u âyetleri, mecmuundaki lafz-ı Celal’in adedine tevafuktadır. Âyetlerin adedi dört yüz altmış dört, lafz-ı Celal’in adedi dört yüz altmış bir; Bismillah’taki lafzullah ile beraber tam tevafuktadır.

Hem mesela, baştaki beş surenin lafz-ı Celal adedi; Sure-i A’raf, Enfal, Tevbe, Yunus, Hud’daki lafz-ı Celal adedinin iki mislidir. Demek bu âhirdeki beş, evvelki beşin nısfıdır. Sonra gelen Sure-i Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr, Nahl surelerindeki lafz-ı Celal adedi, o nısfın nısfıdır. Sonra Sure-i İsra, Kehf, Meryem, Tâhâ, Enbiya, Hac (Hâşiye[6]) o nısfın nısfının nısfıdır. Sonra gelen beşer beşer, takriben o nisbetle gidiyor; yalnız bazı küsuratla fark var. Öyle farklar, böyle makam-ı hitabîde zarar vermez. Mesela, bir kısım yüz yirmi bir, bir kısmı yüz yirmi beş, bir kısmı yüz elli dört, bir kısmı yüz elli dokuzdur.

Sonra Sure-i Zuhruf’tan başlayan beş sure, o nısf-ı nısf-ı nısfın nısfına iniyor. Sure-i Necm’den başlayan beş, o nısf-ı nısf-ı nısf-ı nısfın nısfıdır fakat takribîdir. Küçük küsuratın farkları, böyle makamat-ı hitabiyede zarar vermez. Sonra gelen küçük beşler içinde, üç beşlerin yalnız üçer adet lafz-ı Celal’i var.

İşte bu vaziyet gösteriyor ki lafz-ı Celal’in adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.

(29. Mektup)


Nasıl ki Sure-i Kevser'in hurufatı, ebcedî makamı üç bin adet olmakla:

  • Hem Sure-i Yâsin'ın üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Furkan'ın üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Fâtır'ın üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Sebe'in üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Ve's-sâffât'ın üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Sâd'ın üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Ra'd'ın üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Er-Rum'un üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Zuhruf'un üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i Şûra'nın üç bin adet hurufuna
  • hem Sure-i İbrahim'in üç bin adet hurufuna tevafuku ve o on bir surenin birbiriyle muvafakatı ve mutabakatı bilbedahe tesadüf işi olamaz.

Aynen öyle de Sure-i Kevser'in en kısa sure olmakla beraber hurufunun makam-ı ebcedîsi olan üç bin adet ile;

  • En uzun sure olan El-Bakara örfî kelimatının üç bin adedine...
  • Hem Sure-i Âl-i İmran kelimatının üç bin adedine...
  • Hem Sure-i Nisa kelimatının üç bin adedine muvafakatı...

Elbette kör tesadüfün işi değil ve rastgele şuursuz ittifakî bir vaziyet olamaz.

(Rumuzat-ı Semaniye)


Yine Kenzü'l-Arş Duası'nın feyzinden gelen ikinci nükte-i tevafukiyedir. Bu nükteden numune için üç misal:

Birincisi: Suver-i Kur'aniyenin aded-i hurufatı 3000'de tevafukatı pek hârika ve mu'cizanedir.

Mesela: En kısa sure olan Sure-i Kevser'in hurufatı ebcedî makamı 3000 olmakla; hem Sure-i Yâsin'in 3000 aded-i hurufuna, hem Sure-i Furkan'ın 3000, hem Sure-i Fâtır'ın 3000, hem Sure-i Ve's-sâffât'ın 3000, hem Sure-i Sad'ın 3000, hem Ra'd'ın 3000, hem Er-Rum'un 3000, hem Ez-Zuhruf'un 3000, hem Sure-i Şûra'nın 3000, hem İbrahim'in 3000, bu surelerin 3000 hurufatına tevafuku ve 11 surenin bu 3000'de birbiriyle muvafakatı ve mutabakatı bilbedahe tesadüf işi olamaz. Belki i'caz-ı Kur'an'ın bir şu'lesidir ki, hurufata serpilmesidir ve yaldızlamasıdır.

Hem en kısa sure olan Sure-i Kevser hurufunun makam-ı ebcedîsi olan 3000 adediyle, en uzun sure olan El-Bakara'nın örfî yani kelâm hükmündeki kelimatının 3000 adedine ve Âl-i İmran'ın hakiki kelimatının 3000 adedine ve Sure-i Nisa kelimatının 3000 adedine tevafuku elbette kör tesadüfün işi değil ve rastgele ve şuursuz ve ittifakî bir vaziyet olamaz. Belki sırr-ı i'cazın bir cilvesinin şuaı ile bir intizamdır. Böyle büyük tevafukatta küçük küsurat münasebat-ı tevafukiyeyi bozmadığından nazara alınmadı.

(Rumuzat-ı Semaniye)


Hem Yunus hem Yusuf hem Ra’d hem Hicr hem Şuara hem Kasas hem Lokman Surelerinin başlarında bulunan تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ ilan-ı kudsîsidir. Yirmi Birinci âyetin hâtimesinde bunun münasebet-i maneviyesi bir derece beyan edilmiş. Cifrîsi ise bu âyette üç ت bin iki yüz eder ve iki ك iki ل yüz eder, yekûnü bin üç yüz. Bir ى bir ب dört veya beş ا mecmuu bin üç yüz on altı veya on yedi (1316-1317) ederek Resaili’n-Nur müellifi bir inkılab-ı fikrî ile ulûm-u mütenevviayı Kur’an’ın hakaikine çıkmak için basamaklar yaptığı bir tarihe tam tamına tevafuku münasebet-i maneviyesinin kuvvetine istinaden deriz:

O tevafuk remzeder ki: Bu asırda Resaili’n-Nur denilen otuz üç adet Söz ve otuz üç adet Mektup ve otuz bir adet Lem’alar, bu zamanda, Kitab-ı Mübin’deki âyetlerin âyetleridir. Yani hakaikinin alâmetleridir ve hak ve hakikat olduğunun bürhanlarıdır. Ve o âyetlerdeki hakaik-i imaniyenin gayet kuvvetli hüccetleridir. Ve تِلْكَ kelime-i kudsiyesinin işaret-i hissiyesiyle gözlere dahi görünecek derecede zahir olduğunu ifade eden böyle işarete lâyık delilleridir diye remzen Resaili’n-Nur’u bir işarî manasının küllî dairesine hususi ve medar-ı nazar bir ferdi olarak dâhil ediyor.

Elhasıl: Nasıl ki bu âyette bulunan işarî mana yedi surede yedi işaret hükmünde olup delâlet belki sarahat derecesine çıkıyor. Aynen öyle de صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ deki remiz dahi yedi sekiz surelerde bulunmakla yedi sekiz remiz hükmünde olarak o remzi işaret belki delâlet belki sarahat derecesine çıkarıyor.

İhtar: Külfetsiz olmak üzere birden hatıra gelen işarat kaydedildi. Tekellüfe girmemek için işaretli otuz üç âyetin çok işaratı kaydedilmedi.

(1. Şua)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler/Sayfalar[değiştir]

İlgili Kategoriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. 1,0 1,1 https://islamansiklopedisi.org.tr/rad-suresi
  2. https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1
  3. https://en.wikipedia.org/wiki/Ar-Ra%27d
  4. https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1
  5. https://en.wikipedia.org/wiki/Ar-Ra%27d
  6. Bu beşer taksimat üzere bir sır inkişaf etmişti. Hiçbirimizin haberi olmadan şurada altı sure kaydolmuş. Şüphemiz kalmadı ki gaibden, ihtiyarımızın haricinde altıncısı girmiş; tâ bu nısfiyet sırr-ı mühimmi kaybolmasın.