Risale:Lemeat (Sözler) (Ayet-Hadis Mealleri)

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Önceki Kısım: Otuz Üçüncü Söz Ayet-Hadis MealleriSözler Ayet-Hadis MealleriKonferans Ayet-Hadis Mealleri: Sonraki Kısım

Lemaat

Bu Lemaat Risalesi Evkaf-ı İslâmiye Matbaası İstanbul'da 1331-1339 (1921) tarihinde te'lif edilmiş ve neşredilmiştir.

مِنْ بَيْنِ هِلَالِ الصَّوْمِ وَ هِلَالِ الْع۪يدِ

Ramazan hilâli ile bayram hilâli arasından..

وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ

Biz ona şiir öğretmedik. (Yâsin Sûresi, 36:69)

اَلْمَرْءُ عَدُوٌّ لِمَا جَهِلَ

Kişi bilmediği şeyin düşmanıdır. (Ali ibni Ebî Talib, Nehcü'l-Belâğa, s. 780)

قَوْلِ نَوَالَاسَيِسَبَانْ

"Sahabelerin gazevâtına dair Kürtçe Kavl-i Nevâlâ Sîsebân namında bir destan."

نَجْمُ اَدَبٍ وُلِدَ لِهِلَالَىْ رَمَضَانَ

Ramazan'ın iki hilâlinden doğmuş bir edep yıldızıdır.

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ وَالصَّلَوةُ عَلٰى سَيِّدِ الْمُرْسَلِينَ وَ عَلٰٓى اٰلِه۪ وَ صَحْبِه۪ٓ اَجْمَع۪ينَ

Âlemlerin rabbi olan Allah'a hamd, Peygamberlerin Efendisi olan Zâta ve Onun bütün âl ve ashabına salât olsun.

لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ

Ondan başka ilâh yoktur. (Âl-i İmrân Sûresi, 3:18; Tevbe Sûresi, 9:129; Hûd Sûresi, 11:14)

قُلْ هُوَ

De ki: O...

لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ

Ondan başka o yoktur.

لَٓا مَشْهُودَ اِلَّا هُوَ

Ondan başka görünen birşey yoktur.

اَللّٰهُ اَحَدٌ

Allah birdir.

لَٓا مَعْبُودَ اِلَّا هُوَ

Ondan başka kendisine ibadet edilen kimse yoktur.

اَللّٰهُ الصَّمَدُ

Allah Samed'dir; herşey Ona muhtaçtır, O ise hiçbir şeye muhtaç değildir.

لَٓا خَالِقَ اِلَّا هُوَ

Ondan başka yaratıcı yoktur.

لَٓا قَيُومَ اِلَّا هُوَ

Ondan başka eşyanın varlığını devam ettiren yoktur.

لَمْ يَلِدْ

O, doğurmamıştır.

لَمْ

"Değildir." (Olumsuzluk edatı)

وَلَمْ يُولَدْ

O, doğurulmamıştır.

وَلَمْ يَكُنْ

Olmadı.

لَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ

Gaybı Allah'tan başka kimse bilmez.

سُبْحَانَكَ لَا قُدْرَةَ ف۪ينَا رَبَّنَا اَنْتَ الْقَد۪يرُ الْاَزَلِىُّ ذُو الْجَلَالِ

Seni her türlü noksan sıfattan tenzih ederiz, ey Rabbimiz! Sen ezelî Kadîrsin ve celâl sahibisin.

مَا خَلْقُكُمْ وَلَا بَعْثُكُمْ اِلَّا كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ

Sizin yaratılmanız da, diriltilmeniz de, tek bir kişinin yaratılıp diriltilmesi gibidir. (Lokman Sûresi, 31:28)

اِنْشَقَّ الْقَمَرُ

Ay yarıldı. (Kamer Sûresi, 90:1)

سُبْحَانَ الَّذ۪ٓى اَسْرٰى

Gece seyahat ettiren Allah, her türlü noksandan münezzehtir. (İsrâ Sûresi, 17:1)

اَلْقَاتِلُ لَا يَرِثُ

Katil miras alamaz. (Tirmizi, Ferâiz: 17; Ebû Dâvud, Diyât: 18; Dârimî, Ferâiz: 41; İbn-i Mâce, Ferâiz: 8, Diyât: 14; Müsned, 1:49.)

خُذْ مَا صَفَا دَعْ مَا كَدَرْ

Güzel ve huzur vereni al, çirkin ve keder vereni bırak.

مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ

Kim, bir cana kıymamış bir kimseyi öldürürse... (Mâide Sûresi, 5:32)

اَلْحَقُّ يَعْلُو

Hak yüksektir.

اِذَا تَاَنَّثَ الرِّجَالُ السُّفَهَاءُ بِالْهَوَسَاتِ ٭ اِذًا تَرَجَّلَ النِّسَاءُ النَّاشِزَاتُ بِالْوَقَاحَاتِ

Sefih erkekler hevesâtına uyarak kadınlaştığında; nâşize kadınlar da hayasızlıkla erkekleşir.

اِنَّ الْاِنْسَانَ كَصُورَةِ ـ﴿يٰسٓ‌ـ﴾ كُتِبَتْ ف۪يهَا سُورَةُ ـ﴿يٰسٓ‌ـ﴾ فَتَبَارَكَ اللّٰهُ اَحْسَنُ الْخَالِق۪ينَ

Muhakkak ki insan, içinde Yâsin Sûresi yazılmış bir Yâsin kelimesinin çizimi gibidir. Yaratıcılık mertebelerinin en güzelinde bulunan Allah'ın şanı ne yücedir.

اِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ

Onu (Kur'ân'ı) koruyacak olan da Biziz. (Hicr Sûresi, 15:9)

اُولَاشْمَازْ دَسْتِ أَدَبِ غَرْبَ هَوَسْبَارِ هَوَاكَارِ دَهَادَارِ
دَأْبِ أَدَبْ أَبَدْ مُدَّتْ قُرْآنِ ضِيَابَارِ شِفَاكَارِ هُدَادَارْ

Batının heva ve hevese dayalı dehasından kaynaklanan edebiyatı, Kur'ân'ın sonsuza kadar ışık ve şifa saçan hidayet verici ve saf edeb olan edebiyatına ulaşmaz.

فَتَبَارَكَ اللّٰهُ اَحْسَنُ الْخَالِق۪ينَ

Yaratıcılık mertebelerinin en güzelinde bulunan Allah'ın şanı ne yücedir! (Mü'minûn Sûresi, 23:14)

وَ اٰخِرُ دَعْوٰينَا اَنِ الْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ

Duamızın sonu, 'Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun'dan ibarettir. (Yûnus Sûresi, 10:10'dan iktibas edilmiştir.)

اَللّٰهُمَّ اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَق۪يمَ ٭ صِرَاطَ الَّذ۪ينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ ٭ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَ لَاالضَّٓالّ۪ينَ اٰم۪ينَ

Allahım! Bizi doğru yola ilet -kendilerine in'amda bulunduğun kimselerin yoluna. Yoksa gazabına uğrayanların yahut sapıtanların yoluna değil. Âmin.

اَللّٰهُمَّ اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَق۪يمَ اٰم۪ينَ

Allah'ım, "Bizi doğru yola ilet (Fâtiha Sûresi, 1: 6)" Âmin.

فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ

Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. (Hûd Sûresi, 11:112)

قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ

De ki: O Allah birdir. (İhlâs Sûresi, 112:1)

يَمْحَقُ اللّٰهُ الرِّبَوا

Allah faizin bereketini giderip onu mahveder. (Bakara Sûresi, 2:276)

وَاَحَلَّ اللّٰهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَوا

Allah alışverişi helâl, faizi haram kıldı. (Bakara Sûresi, 2:275)

وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَكٰوةَ

Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. (Bakara Sûresi, 2:43)

لَيْسَ لِلْاِنْسَانِ اِلَّا مَا سَعٰى

İnsan için, ancak çalıştığının karşılığı vardır. (Necm Sûresi, 53:39)

وَالَّذ۪ينَ يَكْنِزُونَ الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ وَلَا يُنْفِقُونَهَا ف۪ى سَب۪يلِ اللّٰهِ فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ اَل۪يمٍ

Altını ve gümüşü biriktirip de onu Allah yolunda harcamayanları acı bir azapla müjdele. (Tevbe Sûresi, 9:34)


























Önceki Kısım: Otuz Üçüncü Söz Ayet-Hadis MealleriSözler Ayet-Hadis MealleriKonferans Ayet-Hadis Mealleri: Sonraki Kısım