Risale:9. Söz (Ayet-Hadis Mealleri)

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Önceki Kısım: Sekizinci Söz Ayet-Hadis MealleriSözler Ayet-Hadis MealleriOnuncu Söz Ayet-Hadis Mealleri: Sonraki Kısım

Dokuzuncu Söz[değiştir]

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla

فَسُبْحَانَ اللّٰهِ ح۪ينَ تُمْسُونَ وَح۪ينَ تُصْبِحُونَ ٭ وَلَهُ الْحَمْدُ فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَعَشِيًّا وَح۪ينَ تُظْهِرُونَ

Haydi siz akşama erdiğinizde ve sabaha kavuştuğunuzda Allah'ı tesbih edin. Göklerde ve yerde hamd ve övgü Ona mahsustur. İkindi vaktinde de ve öğle vaktine erişince de Allah'ı tesbih edip namaz kılın. (Rum Sûresi, 30:17-18)

اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ اِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُ

Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz. (Fâtiha Sûresi, 1:5)

سُبْحَانَ رَبِّىَ الْعَظ۪يمِ

Büyük ve yüce olan Rabbimi her türlü noksandan tenzih ederim.

سُبْحَانَ رَبِّىَ الْاَعْلٰى

En yüce olan Rabbimi her türlü noksandan tenzih ederim.

مُقَلِّبُ الَّيْلِ وَ النَّهَارِ

Gece ve gündüzü çeviren..

مُسَخِّرُ الشَّمْسِ وَ الْقَمَرِ

Güneşe ve aya boyun eğdiren.

لَٓا اُحِبُّ الْاٰفِل۪ينَ

(Üzerine gece bastırınca İbrahim bir yıldız gördü, 'İşte Rabbim budur!' dedi. Yıldız batınca da) 'Ben öyle sönüp batanları sevmem' (dedi). (En'âm Sûresi, 6:76)

اِيَّاكَ نَعْبُدُ

Ancak Sana kulluk ederiz. (Fâtiha Sûresi, 1:5)

اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ اِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُ

Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz. (Fâtiha Sûresi, 1:5) اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَق۪يمَ

Bizi doğru yola ilet. (Fâtiha Sûresi, 1:6)

كُنْ فَيَكُونُ

(O, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece) "ol" der, o da hemen oluverir." (Bakara Sûresi, 2:117)

سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَٓا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ

Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzeh olan Sübhânsın. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki Sen herşeyi hakkıyla bilen Alîm, herşeyi hikmetle yapan Hakîm'sin. (Bakara Sûresi, 2:32)

اَللّٰهُمَّ صَلِّ وَ سَلِّمْ عَلٰى مَنْ اَرْسَلْتَهُ مُعَلِّمًا لِعِبَادِكَ لِيُعَلِّمَهُمْ كَيْفِيَّةَ مَعْرِفَتِكَ وَ الْعُبُودِيَّةَ لَكَ وَ مُعَرِّفًا لِكُنُوزِ اَسْمَٓائِكَ وَ تَرْجُمَانًا لِاٰيَاتِ كِتَابِ كَٓائِنَاتِكَ وَ مِرْاٰتًا بِعُبُودِيَّتِه۪ لِجَمَالِ رُبُوبِيَّتِكَ وَ عَلٰٓى اٰلِه۪ وَ صَحْبِه۪ اَجْمَع۪ينَ وَ ارْحَمْنَا وَ ارْحَمِ الْمُؤْمِن۪ينَ وَ الْمُؤْمِنَاتِ اٰم۪ينَ بِرَحْمَتِكَ يَٓا اَرْحَمَ الرَّاحِم۪ينَ

Allahım, kullarına Seni nasıl tanıyacaklarını ve Sana nasıl kulluk edeceklerini öğretmek ve isimlerinin hazinelerini tarif etmek üzere, Senin kâinat kitabının âyetlerinin tercümanı ve kulluğuyla Senin cemâl-i rububiyetine bir ayna olarak gönderdiğin Zâta, onun bütün âl ve ashâbına salât ve selâm et. Bize ve erkek, kadın bütün mü'minlere merhamet et. Âmin, rahmetinle ey merhamet edenlerin en merhametlisi.


























Önceki Kısım: Sekizinci Söz Ayet-Hadis MealleriSözler Ayet-Hadis MealleriOnuncu Söz Ayet-Hadis Mealleri: Sonraki Kısım