Necm 9
Önceki Ayet: Necm 8 ← Necm Suresi → Necm 10: Sonraki Ayet
Meali: 8-9- Sonra (Muhammed'e) yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu.
Kur'an'daki Yeri: 27. Cüz, 525. Sayfa
Tilavet Notları:
Diğer Notlar:
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
Mi’rac-ı Nebeviyeye dairdir
İhtar: Mi’rac meselesi, erkân-ı imaniyenin usûlünden sonra terettüp eden bir neticedir. Ve erkân-ı imaniyenin nurlarından meded alan bir nurdur. Erkân-ı imaniyeyi kabul etmeyen dinsiz mülhidlere karşı elbette bizzat ispat edilmez. Çünkü Allah’ı bilmeyen, Peygamberi tanımayan ve melaikeyi kabul etmeyen veya semavatın vücudunu inkâr eden adamlara mi’racdan bahsedilmez. Evvela o erkânı ispat etmek lâzım geliyor. Öyle ise biz, mi’racda istib’ad ile vesveseye düşen bir mü’mini muhatap ittihaz ederek ona karşı beyan edeceğiz. Ara sıra makam-ı istima’da olan mülhidi nazara alıp serd-i kelâm edeceğiz. Bazı sözlerde hakikat-i mi’racın bir kısım lem’aları zikredilmişti. İhvanlarımın ısrarı ile ayrı ayrı o lem’aları hakikatin aslıyla birleştirmek ve kemalât-ı Ahmediyenin (asm) cemaline birden bir âyine yapmak için inayeti Allah’tan istedik.
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
اِنْ هُوَ اِلَّا وَحْىٌ يُوحٰى
وَ هُوَ بِالْاُفُقِ الْاَعْلٰى
فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ اَوْ اَدْنٰى
فَاَوْحٰٓى اِلٰى عَبْدِهٖ مَٓا اَوْحٰى
مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَاٰى
اَفَتُمَارُونَهُ عَلٰى مَا يَرٰى
وَلَقَدْ رَاٰهُ نَزْلَةً اُخْرٰى
اِذْ يَغْشَى السِّدْرَةَ مَا يَغْشٰى
مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغٰى
لَقَدْ رَاٰى مِنْ اٰيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرٰى
Evvelki âyet-i azîmenin azîm hazinesinden yalnız اِنَّهُ zamirinde bir düstur-u belâgata istinad eden iki remzin meselemize münasebeti olduğu için i’caz bahsinde beyan edildiği üzere yazacağız.
İşte Kur’an-ı Hakîm, Habib-i Ekrem aleyhi efdalü’s-salâti ve ekmelü’s-selâmın mi’racının mebdei olan, Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya olan seyranını zikrettikten sonra اِنَّهُ هُوَ السَّمٖيعُ الْبَصٖيرُ der. Ve şu kelâm ile Sure-i وَ النَّجْمِ اِذَا هَوٰى da işaret olunan münteha-yı mi’raca remzeden اِنَّهُ deki zamir, ya Cenab-ı Hakk’a râcidir veyahut Peygamberedir (asm).
(31. Söz)
Boyun bâlâ, gözün şehlâ, gören mecnun seni leyla
Sözün ferşte, gözün arşta, gönül meftun sana cânâ
Nikabın nur, nigâhın nur, kitabın nur senin ey nur
Bağın Nursî, huyun munis, özün İdris ferd-i yekta
Açılmış gül, öter bülbül, yüzünde var zarif bir tül
Yazılmış üstüne nurdan قَابَ قَوْسَيْنِ اَوْ اَدْنٰى
Sana canın feda etmez mi senden hem görenler hak
Sözün hak hem özün hak hem mesleğin hak hem makamın Kâbe-tül Ulyâ.
...
Duanıza muhtaç talebeniz Hasan Feyzi