Kevser 2

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Önceki Ayet: Kevser 1Kevser SuresiKevser 3: Sonraki Ayet

Meali: 1-2-3- (Resûlüm!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik. Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes. Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir.

{Bu sûrede kurban kesmek emredilmiştir. Kurban yakınlık demektir. Kurban kesmekten asıl maksat, bu ibadetle Allah'a yakınlık kazanmaktır.}

Kur'an'daki Yeri: 30. Cüz, 602. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Dördüncüsü: Madem اَلْكَوْثَرَ bir küllîdir, bir ferdi de İstanbul'dur. Ve madem bu sure fütuhat-ı İslâmiyeye ve Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma ihsan edilen atiye-i İlahiyeyi haber veriyor. Ve madem اَلْكَوْثَرَ 'in makam-ı ebcedîsi 757 olup, Sultan Orhan zamanında Süleyman Paşa kumandasında "Erler" tabir edilen 40 kahramanın şahid olmasıyla İstanbul'u hükûmet-i İslâmiye akdi altına girmeye ve fatihasını o tarihte 757'de muhasara ile okumuştur. Ve madem "Kevser" kime verildiğini ifade etmek için اِنَّٓا اَعْطَيْنَاكَ 'deki ك ve ne için verildiğine delalet eden فَصَلِّ 'deki ف zammıyla 857 adedi ile Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın vekili olan Sultan Fatih'in eliyle daire-i İslâmiyet'e ve bir mescid-i ekber ve bir mahall-i salât-ı kübra olarak 857'nin tarihine tevafuk ediyor. Elbette bu sure, şu kevser-i hilafet-i İslâmiyeye sarahate yakın işaret eder denilebilir.

يَا رَبِّ بِسِرِّ سُورَةِ الْكَوْثَرِ وَبِحُرْمَةِ صَاحِبِ الْكَوْثَرِ اَسْقِنَا وَرُفَقَائِنَا مِنْ مَاءِ الْكَوْثَرِ فٖى يَوْمِ الْمَحْشَرِ اٰمٖينَ

(Rumuzat-ı Semaniye)


Elbette, altı yüz seneye karib mühim bir merkez-i hilafet-i İslâmiye ve menba-ı neşr-i ahkâm-ı Kur'aniye ve Kur'an-ı Hakîm'in muazzam ordusunun merkezi olarak Kur'an bayrağını dört yüz sene kadar kâinata karşı galibane tutan İstanbul'un tarih-i fethi, Kur'an'da بَلْدَةٌ طَيِّبَةٌ işaretiyle müjde verdiği gibi sekiz yüz elli yedi (857) teşkil eden

كَ الْكَوْثَرَ ف

ebcedî makamı sekiz yüz elli yedi (857) olarak aynen بَلْدَةٌ طَيِّبَةٌ gibi İstanbul'un İslâm eline geçmesi olan 857 tarihine tevafuk etmekle işaret ediyor.

Çünkü Kevser kime verilmiş ve ne için verilmiş sırrıyla Kevser'in evvelindeki اَعْطَيْنَاكَ kime verildiği için ondan ك i alır. Ne için verildiğine delâlet eden فَصَلِّ 'den neticeye işaret için ف yi alır. كَ الْكَوْثَرَ ف olur. Mecmuu sekiz yüz elli yedi (857) adediyle İstanbul'un fethine müjde veriyor ve fütuhat-ı Muhammediyeye (asm) dâhil olarak en muhteşem cevami-i İslâmiyeye merkez olup küre-i arzda kılınan salât-ı kübranın bir mescid-i ekberi olduğuna elbette îma eder.

Hem 757'de İstanbul İslâm'ın eline geçmesine namzet olarak yol açılmış, muhasara ile Fatiha'sı okunmuş.[1]

Demek اَلْكَوْثَرْ namzetliğini ve akd-i İslâmiyet'e girmesine 757'de اَلْكَوْثَرْ aded-i ebcedîsi îmaen ifade ediyor ve 857'de كَ الْكَوْثَرَ ف sarahate yakın bir surette delâlet ediyor. Evet madem Sure-i Kevser, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma ihsan edilen fütuhat-ı azîmeye delâlet ediyor. Elbette اَلْكَوْثَرْ İstanbul'a dahi bakıyor.

(Rumuzat-ı Semaniye)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

  1. Evet, 757'nin âhirlerinde ve 58'in evvellerinde Sultan Orhan zamanında Süleyman Paşa kumandasında "Erler" tabir edilen kırk kahramanın şahit olmasıyla İstanbul hükûmet-i İslâmiye akdi altına girmiş ve fatihası o tarihte okunmuştur. Süleyman Paşa hem muhasara etti, hem Rumeli'ye geçti. Latîf tevafuktur ki İstanbul'un fatihası 757 ve 58'de okundu ve 857'de اِنَّا فَتَحْنَالَكَ sırrına mazhar oldu.