Kasas Suresi

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
14.16, 17 Ekim 2024 tarihinde Turker (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 50820 numaralı sürüm

Önceki Sure: Neml SuresiKur'ânAnkebût Suresi: Sonraki Sure

Bu sureyi Kasas suresi okuma sayfasında mealiyle beraber okuyabilirsiniz

Kıssa (çoğulu kasas) hakkında Nurpedia'daki tüm maddeler için Kıssa (Tavzih) sayfasına bakın

Kasas (القصص) Suresi Kur'ân-ı Kerim'in 28. suresi olup Neml ve Ankebût sureleri arasında yer alır. Sûrede Hz. Mûsâ’nın hayatı ve Firavun’la arasında geçen olayların yanı sıra Kārûn kıssasına da yer verilir. Kasas sûresinin müslümanların Mekkeli müşriklerin baskılarına mâruz kaldıkları bir dönemde indiği anlaşılmaktadır. “Tâ-sîn-mîm” mukattaa harfleriyle başlayan Şuara ve Kasas sureleriyle “Tâ-sîn” mukattaa harfleriyle başlayan Neml suresi birlikte “Tavâsîn” veya “Tavâsîm” olarak adlandırılır.[1]

Risale-i Nur'da Kasas Suresi ve ayetleri hakkındaki dersler:

  • Bediüzzaman çeşitli ilimleri nurlanmak için okuyup okuturken Rumi 1316-1317 (Miladi 1900) yılında Avrupa’nın Kur’an’a karşı müthiş bir sû-i kastı olduğunu anlar ve merakını değiştirip tüm bilgisini Kur’an’ı anlamaya basamaklar yapmaya başlar. Daha pek çok ayette olduğu gibi 7 surenin (Yunus, Yusuf, Ra’d, Hicr, Şuara, Kasas ve Lokman) başında geçen "İşte bunlar (hikmet dolu/apaçık) Kitâb'ın âyetleridir." mealindeki ayetin ebcedi de 1316 edip buna bakar. Yine Neml Suresinin 1. ayetindeki "Bunlar Kur'an'ın (apaçık bir Kitab'ın) âyetleridir." mealindeki ibare de bu tarihe bakar. Güya nasıl ki asr-ı saadette Kur’an’daki iman hakikatlerine delilleri gözlere de göstermek manasında bu ayetler tekrarlanmıştır, öyle de bu dehşetli asırda Kur'an'ın ayetlerinin hak kelâmullah olduğuna delilleri olan Risale-i Nur'a da bu ayetler işaret eder. Bu konuların izahı 1. Şua'daki 21. Ayetin ve 27. Ayetin izah edildiği kısımlardadır.
  • Kasas suresinin 56. ayetinde Cenab-ı Allah Peygamberimize hitaber "Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir" buyurur. Bediüzzaman 17. Lema'da Hakta yolunda çalışanların yalnız kendi vazifelerini düşünmeleri gerektiğini izah ederken ve 2. Şua'da hidayetin aynı rızık ve şifa gibi yalnızca Allah'a münhasırdır olduğunu ders verirken bu ayeti zikreder.
  • Kur'an'da Kasas suresinin 60. ve daha pek çok ayetin sonunda akla havale eder ve araştırmaya sevk eder. Bu hususta Risale-i Nur'da geçen dersleri topluca bu sayfada okuyabilirsiniz.
  • Lemeat'ta (Asar-ı Bediiyye) "Karun, Musa'nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti." mealindeki ibarenin geçtiği Kasas suresinin 76. ayeti zikredilerek Dünya milletleri arasında İsrailoğulları’nın hırs gösterip haram olan faiz yoluyla büyük bir servete sahip olmaları hatırlatılır.
  • Nurların birinci talebesi olan Hulusi bey Zühre risalesini okuduktan sonra hissiyatını Barla Lahikasındaki bir mektupta beyan ederken 7. notanın "Dünyadan da nasibini unutma" mealindeki ibareyi de içeren Kasas suresinin 77. ayetini hatırlattığını söyler.
  • Kur'an'da 2 yerde (Kasas suresinin 78. ayeti ve Zümer suresinin 49. ayeti) geçen ve Karun'un şımarıklıkla söylediği "O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi" mealindeki ibare hakkında Risale-i Nur'da derslerin hepsini kapsamlı bir izahı bu sayfada okuyabilirsiniz.
  • Nurların birinci talebesi Hulusi bey Barla Lahikasındaki bir mektubunda "(En güzel) âkıbet, takvâ sahiplerinindir." mealindeki ibareyi (Kasas suresinin 83. ayetinde geçer) zikrederek Risale-i Nur'un naşiri ile talebelerinin bu ayetin manasına mâsadak olması dua ve temennisini beyan eder.
  • Bediüzzaman Risale-i Nur yolunun temel adımlarını saydığı 26. Söz'ün zeylinde 4. adımına Kasas suresinin son (88.) ayetinde geçen "O'nun zâtından başka her şey yok olacaktır." mealindeki ibarenin işaret ettiğini söyler ve bu adımı izah eder. Yine cennet ve cehennemin (ve içindekilerin) bu ayetin kapsamına girip girmediği ile ilgili soruya 15. Mektup'ta verdiği cevapta fena-yı mutlak'ın (yani sonsuza kadar yok edilme) hakikat olmadığını izah eder. Bu ayet ile ilgili Risale-i Nur'da geçen tüm dersler Kasas 88 sayfasında okunabilir.

Bilgiler[değiştir]

İsminin Anlamı ve Kaynağı: Adını 25. âyette geçen ve “kıssa” kelimesinin çoğulu olan “kasas”tan alır. Sûrede Hz. Mûsâ’nın hayatı ve Firavun’la arasında geçen olayların yanı sıra Kārûn kıssasına da yer verilir. (Hem Şuara hem de Kasas sureleri Tâ Sîn Mîm mukataa harfleriyle başlar ama Bediüzzaman belki de Şuara suresi Kasas suresinden önce geldiği için bu ismi münhasıran Şuara suresi için kullanmıştır.)

Diğer İsimleri: -

Kur'ân'daki Sırası: 28

Kur'ân'daki Yeri: 20. cüz, 384. sayfa

Mekkî/Medenî: Mekkî[1]

Nuzül (İnme) Sırası: 49

Kendisinden Önce Nazil Olan Sure: Neml

Kendisinden Sonra Nazil Olan Sure: İsra

Nuzülü (İnme) Hakkındaki Bilgiler: [1]

Uzunluğu: 10,8 sayfa

Ayet Sayısı: 88

Satır Sayısı: 162

Kelime Sayısı: 1.441[2], 1.585[3]

Harf Sayısı: 5.880[4], 5.847[5]

Fasıla Harfleri: Ra, Lam, Mim, Nun

Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı: 9

Secde Ayeti: -

Allah lafzı sayısı (Besmele hariç): 27

Rahman ismi sayısı (Besmele dahil): 1

Rahim ismi sayısı (Besmele dahil): 2

Rab ismi sayısı: 19

İçinde Kur'an kelimesi geçen ayetler: 1 (Kasas 85)

Hizb-ül Kur'an'da Geçen Ayetler Listesi: Kasas Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri ( ayet)

Bu ayetleri okumak için: Hizb-i Azam-ı Kur'an, Kasas Kısmı

Münâcât-ül Kur'an'da İktibas Edilen Ayetler: 5., 10. ve 70. ayetler (3 ayet)

Risale-i Nur'da Geçen Ayet Sayısı: 8 (Bkz. Kasas Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri listesi)

Risale-i Nur'da Tamamı Geçen Ayetler: -

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Hem Yunus hem Yusuf hem Ra’d hem Hicr hem Şuara hem Kasas hem Lokman Surelerinin başlarında bulunan تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ ilan-ı kudsîsidir. Yirmi Birinci âyetin hâtimesinde bunun münasebet-i maneviyesi bir derece beyan edilmiş. Cifrîsi ise bu âyette üç ت bin iki yüz eder ve iki ك iki ل yüz eder, yekûnü bin üç yüz. Bir ى bir ب dört veya beş ا mecmuu bin üç yüz on altı veya on yedi (1316-1317) ederek Resaili’n-Nur müellifi bir inkılab-ı fikrî ile ulûm-u mütenevviayı Kur’an’ın hakaikine çıkmak için basamaklar yaptığı bir tarihe tam tamına tevafuku münasebet-i maneviyesinin kuvvetine istinaden deriz:

O tevafuk remzeder ki: Bu asırda Resaili’n-Nur denilen otuz üç adet Söz ve otuz üç adet Mektup ve otuz bir adet Lem’alar, bu zamanda, Kitab-ı Mübin’deki âyetlerin âyetleridir. Yani hakaikinin alâmetleridir ve hak ve hakikat olduğunun bürhanlarıdır. Ve o âyetlerdeki hakaik-i imaniyenin gayet kuvvetli hüccetleridir. Ve تِلْكَ kelime-i kudsiyesinin işaret-i hissiyesiyle gözlere dahi görünecek derecede zahir olduğunu ifade eden böyle işarete lâyık delilleridir diye remzen Resaili’n-Nur’u bir işarî manasının küllî dairesine hususi ve medar-ı nazar bir ferdi olarak dâhil ediyor.

Elhasıl: Nasıl ki bu âyette bulunan işarî mana yedi surede yedi işaret hükmünde olup delâlet belki sarahat derecesine çıkıyor. Aynen öyle de صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ deki remiz dahi yedi sekiz surelerde bulunmakla yedi sekiz remiz hükmünde olarak o remzi işaret belki delâlet belki sarahat derecesine çıkarıyor.

İhtar: Külfetsiz olmak üzere birden hatıra gelen işarat kaydedildi. Tekellüfe girmemek için işaretli otuz üç âyetin çok işaratı kaydedilmedi.

(1. Şua)


Eski mahfuzatımla yeniden kısmen tahkikî ve kısmen de takribî bir mikyas ile şu gelecek fihriste yazıldı.

Sonra İbn-i Abbas tefsirinden muktebes olan Tefsirü'l-Mikbas'taki adetler ile mukabele ettik, çok yerlerde muhalif çıktık.

Ezcümle: Sure-i Sebe'in hurufatı, bin beş yüz (1500) diye tefsir yazmış. Halbuki tahkikatımızda, üç bin beş yüzdür (3500). Hem Sure-i Kasas'ta kelimatı dört yüz kırk (440) yazmış. Tahkikatımızda bin dört yüz kırk (1440). Sure-i El-Alak hurufatını yüz yazmış. Tahkikatımızda yalnız melfuzu iki yüzden geçer. Ve hâkeza... Çok yerlerde muhalif çıktık.

Sonra anladık ki matbaa hatası olmakla beraber, bazen Mekkî surelerde Medenî âyetler girmiş. İhtimaldir ki o tefsir surenin Mekkî âyetlerini nazara alıp kelimatı yazmış ki vakıa muhalif görünüyor. Bazen kelimat-ı nahviyeyi dahi saymış. Bazen hurufat-ı gayr-ı melfuz ve şedde ve tenvin dâhil etmiş, bazen etmemiş. Her ne ise... Bu zata kaç yerde tahkikatı bırakıp ona muvafakata mecbur oldum.

(Rumuzat-ı Semaniye)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler/Sayfalar[değiştir]

İlgili Kategoriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]