Mü'minun 80

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Önceki Ayet: Mü'minun 79Mü'minun SuresiMü'minun 81: Sonraki Ayet

Meali: 80- Ve O, yaşatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün değişmesi O'nun eseridir. Hâla aklınızı kullanmaz mısınız!

Kur'an'daki Yeri: 18. Cüz, 346. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Yirmi dokuzuncu hâssasında denilmiştir ki kâinatın neticesi hayat olduğu gibi, hayatın neticesi olan şükür ve ibadet dahi kâinatın sebeb-i hilkati ve ille-i gaiyesi ve maksud neticesidir. Evet, bu kâinatın Sâni’-i Hayy-ı Kayyum’u, bu kadar hadsiz enva-ı nimetiyle kendini zîhayatlara bildirip sevdirdiğine mukabil, elbette zîhayatlardan o nimetlere karşı teşekkür ve sevdirmesine mukabil sevmelerini ve kıymettar sanatlarına mukabil medh ü sena etmelerini ve evamir-i Rabbaniyesine karşı itaat ve ubudiyetle mukabele edilmelerini ister.

İşte bu sırr-ı rububiyete göre teşekkür ve ubudiyet, bütün enva-ı hayatın ve dolayısıyla bütün kâinatın en ehemmiyetli gayesi olduğundandır ki Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan, pek çok hararetle ve şiddetle ve halâvetle şükür ve ibadete sevk ediyor. Ve ibadet Cenab-ı Hakk’a mahsus ve şükür ona lâyık ve hamd ona hastır, diye çok tekrar ile beyan ediyor. Demek bu şükür ve ibadet, doğrudan doğruya Mâlik-i Hakiki’sine gitmek lâzım olduğunu ifade için hayatı bütün şuunatıyla perdesiz kabza-i tasarrufunda tutmasına delâlet eden

وَهُوَ الَّذٖى يُحْيٖى وَ يُمٖيتُ وَلَهُ اخْتِلَافُ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ

هُوَ الَّذٖى يُحْيٖى وَ يُمٖيتُ فَاِذَا قَضٰى اَمْرًا فَاِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ

فَيُحْيٖى بِهِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا

gibi âyetler, pek sarîh bir surette vasıtaları nefyedip doğrudan doğruya hayatı Hayy-ı Kayyum’un dest-i kudretine münhasıran veriyor.

Evet, minnettarlık ve teşekkürü davet eden ve muhabbet ve sena hissini tahrik eden, hayattan sonra rızık ve şifa ve yağmur gibi vesile-i şükran şeyler dahi doğrudan doğruya Zat-ı Rezzak-ı Şâfî’ye ait olduğunu, esbab ve vesait bir perde olduğunu

هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتٖينُ

وَ اِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفٖينِ

وَهُوَ الَّذٖى يُنَزِّلُ الْغَيْثَ مِنْ بَعْدِ مَا قَنَطُوا

gibi âyetler ile “Rızık, şifa ve yağmur, münhasıran Zat-ı Hayy-ı Kayyum’un kudretine hastır.” Perdesiz, ondan geldiğini ifade için kaide-i nahviyece alâmet-i hasr ve tahsis olan

هُوَ الَّذٖى

هُوَ الرَّزَّاقُ

ifade etmiştir. İlaçlara hâsiyetleri veren ve tesiri halk eden ancak o Şâfî-i Hakiki’dir.

(30. Lem'a)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]