Kuran:Hakka: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
(Yeni sayfa: "Kategori:Kur'an ''Önceki Sure: Kalem (Nun)Kur'anMeâric: Sonraki Sure'' =69. Hâkka Suresi= ''Önceki Sure:...")
 
Değişiklik özeti yok
 
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 4 değişikliği gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Kur'an]]
[[Kategori:Sure Okuma Sayfaları]]
''Önceki Sure: [[Kuran:Kalem|Kalem (Nun)]] ← [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] → [[Kuran:Mearic|Meâric]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Kuran:Kalem|Kalem (Nun)]] ← [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] → [[Kuran:Mearic|Meâric]]: Sonraki Sure''


=69. Hâkka Suresi=
=69. Hâkka Suresi=


{Mekke'de nâzil olan bu sûre, 52 âyettir. Adını, ilk âyetindeki "el-hâkka" kelimesinden almıştır. "Hâkka"ya değişik manalar verilmiştir. "Hak" kökünden geldiği için, hepsinde hak ve hakikat manası vardır. Daha çok "kıyamet" manası verilmektedir.}
===Bölüm 1===
<div id="1">[[Dosya:Hakka 1.png]]</div>
1- Gerçekleşecek olan;
<div id="2">[[Dosya:Hakka 2.png]]</div>
2- (Evet) nedir o gerçekleşecek olan?
<div id="3">[[Dosya:Hakka 3.png]]</div>
3- Gerçekleşecek olanın (kıyametin) ne olduğunu sen nereden bileceksin?
{Kur'an'ın belâğatını ve özlü ifade üslûbunu başka dile ayniyle aktarmanın imkânsızlığı, bu mucize ilâhî kelâmın tamamı için söz konusu olmakla beraber; buradaki âyetlerde ve benzerlerinde daha büyük zorluklarla karşılaşılmaktadır. Bu âyetlerde, vukûu kaçınılmaz olan kıyamet gününün dehşeti ve önemi vurgulanmakta, aynı noktayı kuvvetlendirmek için Resûl-i Ekrem'e, o günün dehşet ve fecaatini bilemeyeceği söylenmektedir.}
<div id="4">[[Dosya:Hakka 4.png]]</div>
4- Semûd ve Âd kavimleri, kapılarını çalacak felâketi (kıyameti) yalan saymışlardı.
<div id="5">[[Dosya:Hakka 5.png]]</div>
5- Semûd'a gelince: Onlar pek zorlu (bir sarsıntı) ile helâk edildiler.
<div id="6">[[Dosya:Hakka 6.png]]</div>
6- Âd kavmi ise, uğultulu, kasıp kavuran bir fırtına ile mahvedildiler.
<div id="7">[[Dosya:Hakka 7.png]]</div>
7- Allah onu, ardarda yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün.
<div id="8">[[Dosya:Hakka 8.png]]</div>
8- Şimdi onlardan arda kalan bir şey görüyor musun?
====Sayfa 566====
<div id="9">[[Dosya:Hakka 9.png]]</div>
9- Firavun, ondan öncekiler ve altı üstüne getirilen beldeler halkı (Lût kavmi) hep o günahı (şirki) işlediler.
<div id="10">[[Dosya:Hakka 10.png]]</div>
10- Böylece Rablerinin peygamberlerine karşı geldiler, O da onları pek şiddetli bir şekilde yakalayıverdi.
<div id="11">[[Dosya:Hakka 11.png]]</div>
11- Şüphesiz, su bastığı vakit sizi gemide biz taşıdık;
<div id="12">[[Dosya:Hakka 12.png]]</div>
12- Onu sizin için bir ibret ve öğüt yapalım ve belleyici kulaklar onu bellesin diye.
{Nuh tufanına ve Nuh (a.s.)un gemisine işaret olunmaktadır. "Sizi taşıdık", "Sizin atalarınızı kurtardık; onları kurtarmasaydık sizler de hayat bulamayacaktınız" manasınadır.}
<div id="13">[[Dosya:Hakka 13.png]]</div> <div id="14">[[Dosya:Hakka 14.png]]</div> <div id="15">[[Dosya:Hakka 15.png]]</div>
13-14-15- Artık Sûr'a bir defa üflendiği, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine tek çarpışla çarpılıp darmadağın edildiği zaman, işte o gün olacak olur (kıyamet kopar).
<div id="16">[[Dosya:Hakka 16.png]]</div>
16- Gök de yarılır ve artık o gün o, çökmeye yüz tutar.
<div id="17">[[Dosya:Hakka 17.png]]</div>
17- Melekler onun (göğün) etrafındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz (melek) yüklenir.
{"Arş" için, Hûd sûresi 7. âyetin açıklamasına bakınız.}
<div id="18">[[Dosya:Hakka 18.png]]</div>
18- (Ey insanlar!) O gün (hesap için) huzura alınırsınız; size ait hiçbir sır gizli kalmaz.
<div id="19">[[Dosya:Hakka 19.png]]</div> <div id="20">[[Dosya:Hakka 20.png]]</div>
19-20- Kitabı sağ tarafından verilen: Alın, kitabımı okuyun; doğrusu ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum, der.
<div id="21">[[Dosya:Hakka 21.png]]</div> <div id="22">[[Dosya:Hakka 22.png]]</div>
<div id="23">[[Dosya:Hakka 23.png]]</div>
21-22-23- Artık o, meyveleri sarkmış yüce bir cennette hoşnut kalacağı bir hayat içindedir.
<div id="24">[[Dosya:Hakka 24.png]]</div>
24- (Onlara denir ki:) Geçmiş günlerde işlediklerinize (iyi amellerinize) karşılık, âfiyetle yeyin, için.
<div id="25">[[Dosya:Hakka 25.png]]</div> <div id="26">[[Dosya:Hakka 26.png]]</div>
25-26- Kitabı sol tarafından verilene gelince, o: Keşke, der, bana kitabım verilmeseydi de, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!
<div id="27">[[Dosya:Hakka 27.png]]</div>
27- Keşke onunla (ölümümle) her iş olup bitseydi!
<div id="28">[[Dosya:Hakka 28.png]]</div>
28- Malım bana hiç fayda sağlamadı;
<div id="29">[[Dosya:Hakka 29.png]]</div>
29- Saltanatım da benden (koptu), yok olup gitti.
{Âyetten, "İnsanlara tasallut için mâsiyet yolunda kullandığım gücüm kuvvetim artık kalmadı" manası anlaşılabildiği gibi, tefsirlerde "Dünyada iken kullandığım hüccetler (deliller) artık yok olup gitti" manasına da yer verilmektedir.
Böyle kimse hakkında, görevlilere (cehennemin bekçilerine) 30. âyetteki gibi ilâhi buyrukla hitap edilir.}
<div id="30">[[Dosya:Hakka 30.png]]</div>
30- Onu yakalayın da, (ellerini boynuna) bağlayın;
<div id="31">[[Dosya:Hakka 31.png]]</div>
31- Sonra alevli ateşe atın onu!
<div id="32">[[Dosya:Hakka 32.png]]</div>
32- Sonra da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde oraya sokun!
<div id="33">[[Dosya:Hakka 33.png]]</div>
33- Çünkü o, ulu Allah'a iman etmezdi,
<div id="34">[[Dosya:Hakka 34.png]]</div>
34- Yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi.
{Bu âyetle, yoksulun gözetilmemesi ve onun haline hiç aldırış edilmemesi, Allah'a iman etmemenin hemen akabinden en büyük günah olarak zikredilmektedir. Gerçekten İslâm ahkâmı içinde yer alan mükellefiyetler iyi incelendiğinde, bunların iki noktada merkezîleştiği görülür: 1) Allah'ın emrini büyük tanımak, 2) Allah'ın yaratıklarına şefkat göstermek.}
====Sayfa 567====
<div id="35">[[Dosya:Hakka 35.png]]</div>
35- Bu sebeple, bugün burada onun candan bir dostu yoktur.
<div id="36">[[Dosya:Hakka 36.png]]</div>  <div id="37">[[Dosya:Hakka 37.png]]</div>
36-37- Ancak günahkârların yediği kanlı irinden başka yiyeceği de yoktur.
===Bölüm 2===
<div id="38">[[Dosya:Hakka 38.png]]</div> <div id="39">[[Dosya:Hakka 39.png]]</div>
38-39- Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki,
<div id="40">[[Dosya:Hakka 40.png]]</div>
40- Hiç şüphesiz o (Kur'an), çok şerefli bir elçinin sözüdür.
{Sözün asıl sahibi, şüphesiz Cenab-ı Allah'tır. Elçi (peygamber veya Cebrail) aracılığı ile tebliğ edildiğinden, "söz" elçiye nisbet edilmiştir.}
<div id="41">[[Dosya:Hakka 41.png]]</div>
41- Ve o, bir şair sözü değildir. Ne de az iman ediyorsunuz!
<div id="42">[[Dosya:Hakka 42.png]]</div>
42- Bir kâhin sözü de değildir (o). Ne de az düşünüyorsunuz!
<div id="43">[[Dosya:Hakka 43.png]]</div>
43- (O), âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.
<div id="44">[[Dosya:Hakka 44.png]]</div>
44- Eğer (Peygamber) bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı,
<div id="45">[[Dosya:Hakka 45.png]]</div>
45- Elbette onu kıskıvrak yakalardık.
<div id="46">[[Dosya:Hakka 46.png]]</div>
46- Sonra onun can damarını koparırdık (onu yaşatmazdık).
<div id="47">[[Dosya:Hakka 47.png]]</div>
47- Hiçbiriniz buna mâni de olamazdınız.
<div id="48">[[Dosya:Hakka 48.png]]</div>
48- Doğrusu o (Kur'an), takvâ sahipleri için bir öğüttür.
<div id="49">[[Dosya:Hakka 49.png]]</div>
49- İçinizde (onu) yalan sayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.
<div id="50">[[Dosya:Hakka 50.png]]</div>
50- Muhakkak o, kâfirler için bir iç yarasıdır.
<div id="51">[[Dosya:Hakka 51.png]]</div>
51- Ve o, gerçekten kat'î bilginin ta kendisidir.
<div id="52">[[Dosya:Hakka 52.png]]</div>
52- O halde, ulu Rabbinin adını yüceltip noksanlıklardan tenzih et.


''Önceki Sure: [[Kuran:Kalem|Kalem (Nun)]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Mearic|Meâric]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Kuran:Kalem|Kalem (Nun)]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Mearic|Meâric]]: Sonraki Sure''

08.09, 20 Ekim 2022 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Önceki Sure: Kalem (Nun)Kur'anMeâric: Sonraki Sure

69. Hâkka Suresi[değiştir]

{Mekke'de nâzil olan bu sûre, 52 âyettir. Adını, ilk âyetindeki "el-hâkka" kelimesinden almıştır. "Hâkka"ya değişik manalar verilmiştir. "Hak" kökünden geldiği için, hepsinde hak ve hakikat manası vardır. Daha çok "kıyamet" manası verilmektedir.}

Bölüm 1[değiştir]

1- Gerçekleşecek olan;

2- (Evet) nedir o gerçekleşecek olan?

3- Gerçekleşecek olanın (kıyametin) ne olduğunu sen nereden bileceksin?

{Kur'an'ın belâğatını ve özlü ifade üslûbunu başka dile ayniyle aktarmanın imkânsızlığı, bu mucize ilâhî kelâmın tamamı için söz konusu olmakla beraber; buradaki âyetlerde ve benzerlerinde daha büyük zorluklarla karşılaşılmaktadır. Bu âyetlerde, vukûu kaçınılmaz olan kıyamet gününün dehşeti ve önemi vurgulanmakta, aynı noktayı kuvvetlendirmek için Resûl-i Ekrem'e, o günün dehşet ve fecaatini bilemeyeceği söylenmektedir.}

4- Semûd ve Âd kavimleri, kapılarını çalacak felâketi (kıyameti) yalan saymışlardı.

5- Semûd'a gelince: Onlar pek zorlu (bir sarsıntı) ile helâk edildiler.

6- Âd kavmi ise, uğultulu, kasıp kavuran bir fırtına ile mahvedildiler.

7- Allah onu, ardarda yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün.

8- Şimdi onlardan arda kalan bir şey görüyor musun?

Sayfa 566[değiştir]

9- Firavun, ondan öncekiler ve altı üstüne getirilen beldeler halkı (Lût kavmi) hep o günahı (şirki) işlediler.

10- Böylece Rablerinin peygamberlerine karşı geldiler, O da onları pek şiddetli bir şekilde yakalayıverdi.

11- Şüphesiz, su bastığı vakit sizi gemide biz taşıdık;

12- Onu sizin için bir ibret ve öğüt yapalım ve belleyici kulaklar onu bellesin diye.

{Nuh tufanına ve Nuh (a.s.)un gemisine işaret olunmaktadır. "Sizi taşıdık", "Sizin atalarınızı kurtardık; onları kurtarmasaydık sizler de hayat bulamayacaktınız" manasınadır.}

13-14-15- Artık Sûr'a bir defa üflendiği, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine tek çarpışla çarpılıp darmadağın edildiği zaman, işte o gün olacak olur (kıyamet kopar).

16- Gök de yarılır ve artık o gün o, çökmeye yüz tutar.

17- Melekler onun (göğün) etrafındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz (melek) yüklenir.

{"Arş" için, Hûd sûresi 7. âyetin açıklamasına bakınız.}

18- (Ey insanlar!) O gün (hesap için) huzura alınırsınız; size ait hiçbir sır gizli kalmaz.

19-20- Kitabı sağ tarafından verilen: Alın, kitabımı okuyun; doğrusu ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum, der.

21-22-23- Artık o, meyveleri sarkmış yüce bir cennette hoşnut kalacağı bir hayat içindedir.

24- (Onlara denir ki:) Geçmiş günlerde işlediklerinize (iyi amellerinize) karşılık, âfiyetle yeyin, için.

25-26- Kitabı sol tarafından verilene gelince, o: Keşke, der, bana kitabım verilmeseydi de, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!

27- Keşke onunla (ölümümle) her iş olup bitseydi!

28- Malım bana hiç fayda sağlamadı;

29- Saltanatım da benden (koptu), yok olup gitti.

{Âyetten, "İnsanlara tasallut için mâsiyet yolunda kullandığım gücüm kuvvetim artık kalmadı" manası anlaşılabildiği gibi, tefsirlerde "Dünyada iken kullandığım hüccetler (deliller) artık yok olup gitti" manasına da yer verilmektedir. Böyle kimse hakkında, görevlilere (cehennemin bekçilerine) 30. âyetteki gibi ilâhi buyrukla hitap edilir.}

30- Onu yakalayın da, (ellerini boynuna) bağlayın;

31- Sonra alevli ateşe atın onu!

32- Sonra da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde oraya sokun!

33- Çünkü o, ulu Allah'a iman etmezdi,

34- Yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi.

{Bu âyetle, yoksulun gözetilmemesi ve onun haline hiç aldırış edilmemesi, Allah'a iman etmemenin hemen akabinden en büyük günah olarak zikredilmektedir. Gerçekten İslâm ahkâmı içinde yer alan mükellefiyetler iyi incelendiğinde, bunların iki noktada merkezîleştiği görülür: 1) Allah'ın emrini büyük tanımak, 2) Allah'ın yaratıklarına şefkat göstermek.}

Sayfa 567[değiştir]

35- Bu sebeple, bugün burada onun candan bir dostu yoktur.

36-37- Ancak günahkârların yediği kanlı irinden başka yiyeceği de yoktur.

Bölüm 2[değiştir]

38-39- Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki,

40- Hiç şüphesiz o (Kur'an), çok şerefli bir elçinin sözüdür.

{Sözün asıl sahibi, şüphesiz Cenab-ı Allah'tır. Elçi (peygamber veya Cebrail) aracılığı ile tebliğ edildiğinden, "söz" elçiye nisbet edilmiştir.}

41- Ve o, bir şair sözü değildir. Ne de az iman ediyorsunuz!

42- Bir kâhin sözü de değildir (o). Ne de az düşünüyorsunuz!

43- (O), âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.

44- Eğer (Peygamber) bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı,

45- Elbette onu kıskıvrak yakalardık.

46- Sonra onun can damarını koparırdık (onu yaşatmazdık).

47- Hiçbiriniz buna mâni de olamazdınız.

48- Doğrusu o (Kur'an), takvâ sahipleri için bir öğüttür.

49- İçinizde (onu) yalan sayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.

50- Muhakkak o, kâfirler için bir iç yarasıdır.

51- Ve o, gerçekten kat'î bilginin ta kendisidir.

52- O halde, ulu Rabbinin adını yüceltip noksanlıklardan tenzih et.

Önceki Sure: Kalem (Nun)Kur'anMeâric: Sonraki Sure

test