Risale:Bu Mecmua Üç Makam ve Bir Hâtimedir (Zülfikar)

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Zülfikar → Sonraki Risale: 1. Makam: 19. Mektup ve Zeyilleri

Bu Mecmua Üç Makam ve Bir Hâtimedir.

Birinci Makamı: On Dokuzuncu Mektup Mu'cizat-ı Ahmediye Risalesi ve Zeyilleri.

İkinci Makamı: Onuncu Söz Haşir Risalesi ve Zeyilleri.

Üçüncü Makamı: Yirmi Beşinci Söz Mu'cizat-ı Kur'aniye Risalesi ve Zeyilleri.

Hatimesinde Hizb-i Nuri ile Risale-i Nur hakkında bir mektup vardır.


Bu acib asırda ehl-i iman, Risale-i Nur'a ve ehl-i fen ve mektep muallimleri "Asâ-yı Musa"ya şiddetle muhtaç oldukları gibi hâfızlar ve hocalar dahi "Zülfikar"a şiddetle muhtaçtırlar.

Evet mesela, i'caz-ı Kur'anî bahsindeki ekser âyetlerin medar-ı şüphe ve itiraz olmuş aynı yerlerde, i'cazın lem'aları ve Kur'an'ın güzel nükteleri ispat edilmiş.

Umum Risale-i Nur şakirdleri namına

Said Nursî


بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Madem Risale-i Nur, makine ile taammüm etmeye başlamış ve madem felsefe ve hikmet-i cedideyi okuyan mektepliler ve muallimler çoklukla Risale-i Nur'a yapışıyorlar. Elbette bir hakikat beyan etmek lâzım geliyor. Şöyle ki:

Risale-i Nur'un şiddetli tokat vurduğu ve hücum ettiği felsefe ise mutlak değildir belki muzır kısmınadır. Çünkü felsefenin hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye ve ahlâk ve kemalât-ı insaniyeye ve sanatın terakkiyatına hizmet eden felsefe ve hikmet kısmı ise Kur'an ile barışıktır. Belki Kur'an'ın hikmetine hâdimdir, muaraza edemez. Bu kısma Risale-i Nur ilişmiyor.

İkinci kısım felsefe, dalalete ve ilhada ve tabiat bataklığına düşürmeye vesile olduğu gibi sefahet ve lehviyat ile gaflet ve dalaleti netice verdiğinden ve sihir gibi hârikalarıyla Kur'an'ın mu'cizekâr hakikatleriyle muaraza ettiği için Risale-i Nur ekser eczalarında mizanlarla ve kuvvetli ve bürhanlı muvazenelerle felsefenin yoldan çıkmış bu kısmına ilişiyor, tokatlıyor; müstakim, menfaattar felsefeye ilişmiyor. Onun için mektepliler, Risale-i Nur'a itirazsız çekinmeyerek giriyorlar ve girmelidirler.

Fakat gizli münafıklar nasıl ki bir kısım hocaları bütün bütün manasız ve haksız bir tarzda, ehl-i medresenin ve hocaların hakiki malı olan Risale-i Nur aleyhinde istimal ettikleri gibi; bazı felsefecilerin enaniyet-i ilmiyelerini tahrik edip Nurlar aleyhinde istimal etmek ihtimaline binaen, bu hakikati Asâ-yı Musa ve Zülfikar mecmualarının başında yazılsa münasip olur.

Said Nursî


بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُا

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Evvela: Risale-i Nur'un makine ile ve şimdi umumî bir intibahla ve merkezdeki ehl-i vukufun takdiriyle dairesi tam genişlenmesinden elbette her nevi ehl-i ilim dikkatle bakacaklar. Onların içlerinde bid'alar taraftarı ve enaniyetli ve müşkül-pesend tenkitçi kısımları itiraza çalışacaklar. Şimdi sizler üç esası onlara karşı umumî bir cevap yaparsınız:

Birinci Esas: Şimdi insanlarda kim var ki kusuru bulunmasın. Madem hasenat seyyiata racih gelse affedilir. Elbette bu kadar ağır şerait altında, göz önünde bu fevkalâde hizmet-i imaniye ile yüz binler bîçareleri şüphelerden kurtarmak, öyle bir hasenedir ki binler kusuratı affeder.

İkinci Esas: Dersiniz ki: Kardeşimiz Said yarım ümmi, hem yazısı noksan, çabuk yazamıyor. Bu yirmi sene gurbetinde ekseri münzevi ve tecrit içinde durmaya mecbur olmasıyla elbette bazı sehivler ve kusurlar bulunabilir. Hatta iki üç gün içinde yalnız on iki saatte telif edilen zeyilsiz Mu'cizat-ı Ahmediye'nin âhirinde demiş: "Hadîslerin ve râvilerin beyanında hatam varsa tashihini rica ediyorum." diye ilan ettiği halde müstensihlerin sehivleri müstesna olarak şimdiye kadar yalnız (16) (61) bu iki rakamda elif sehven takdim edilip (16) (61)'e çevrildiğini bir Amerikalı misyoner İncil-i Yuhanna'da göstermiş.

Hem ehemmiyetli sebeplere binaen bir kısım risaleler çok süratli yazılmış. Hatta on dakikada ve bir saatte ve altı saatte ehemmiyetli risaleler hatta kâtiplerin tasdikiyle üç dört gün zarfında zeyilsiz Mu'cizat-ı Kur'aniye yirmi dört saatte telif edilmiş. Elbette bazı sehivler bulunabilir ve hiçbir cihetle kusur sayılmaz.

Hem müstensihlerin çoğu Arabî okumadıklarından onların dahi sehivleri bulunur ve müellifine isnad edilir. Çünkü bütün nüshaları o görmüyor ve bütününü kendisi tashih etmek kabil değildir. Madem şimdi ehl-i ilim ve hocalar daireye giriyorlar. Bu büyük hayırlı tashihe yardım etmek, onlara borçtur. Üçüncü Esas: Muteriz ve hodfüruşlar diyebilirler ve derler ki: "Risale-i Nur'da Nurların keramatından ve fevkalâdeliğinden ve pek çok kıymettarlığından bahseden çok fıkralar var. Bir insan faziletini izhar etse bir gösteriş olur, makbul değil." diye tenkit ettikleri zaman dersiniz ki: Ankara ehl-i vukufunun bu noktadaki hafif ve tasdikkârane tenkitlerine Said'in verdiği ve onlar dahi kabul ettikleri cevabın hülâsası şudur:

Risale-i Nur, muhafazasına çalıştığı hakikate bu memleket ve âlem-i İslâm çok alâkadar ve muhtaç olmasından, bîçare müellifine binler yardımcı ve kâtipler ve resmî teşvikler ve muavenetler lâzım olduğu halde, bilakis gayet insafsızca aleyhinde propagandalar ve kardeşlerinin kuvve-i maneviyelerini kıracak zalimane tedbirlere karşı elbette Risale-i Nur'un kıymetini ve kerametlerini beyan etmek vâcibdir ve elzemdir. Bir tek âciz adam, binler zalimlerin maddî hücumlarına karşı zayıf arkadaşlarını kaçmaktan kurtarmak niyetiyle, ikramat-ı İlahiye ve inayat-ı Rabbaniyeyi izhar etmek, değil bir kusur belki büyük bir maslahattır.

Said Nursî


Bu mecmua büyük bir bahçedir, her adam her meselesini her meyvesini elde edemez. Ne kadar bilse kârdır.

Baştaki kısımdan herkes ve nısf-ı âhirden ehl-i ilim tam istifade edebilir. Bütününü bilemedim diye vazgeçme, tekrar ile oku.

Said Nursî

Zülfikar → Sonraki Risale: 1. Makam: 19. Mektup ve Zeyilleri