İdris-i Bitlisi

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Hakimüddîn İdrisî Bitlisî Heşt Bihişt adlı eseriyle tanınan müellif, münşî, şair, hattat ve siyaset adamıdır. Aklî ve dinî ilimleri tahsil etti. II. Bayezid’in emriyle Heşt Bihişt adlı Osmanlı tarihini yazdı. Yavuz Sultan Selim’in hizmetinde onun şark politikasında danışmanlıkta bulundu. 10.000 yerli gönüllü askerle Safevî kuşatması altındaki Diyarbekir’ın kurtarılmasında büyük hizmeti geçti. Yavuz Sultan Selim’in emriyle bölgenin özellikle Kürt aşiret beyleriyle görüşerek birçok bölgenin savaşsız olarak Osmanlı yönetimine girmesinde önemli hizmeti görüldü.[1] Bugün Piyer Loti tepesi olarak bilinen ve Bediüzzamana'ın da tefekkür için gittiği yer 1934'e kadar İdris-i Bitlisi köşkü (ve tepesi) olarak biliniyordu.

Şahsi Bilgiler[değiştir]

Diğer İsimleri: Hakimüddîn İdrisî Bitlisî

Doğum Yeri ve Tarihi: Bitlis, tahminen XV. yüzyılın ortaları[1]

Vefat Yeri ve Tarihi: 926/1520[1]

Kabrinin Yeri: Eyüp sultan kabristanının çok yakınındadır

Harita Konumu: [1]

Eserleri[değiştir]

Çok sayıda eseri vardır. Yazdığı Farsça Osmanlı tarihi kitabı Heşt Bihişt oldukça bilinen bir eseridir.

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Peygamberimiz: "Müslümanlar nifak ve fesad üzerinde toplanmazlar." "Fitne uykudadır. Her kim uyandırırsa, Allah ona lânet etsin." buyuruyor. Hatta çok ziyade İslâmiyete, mukaddesata bağlı asil kahraman Türkler; İslamiyetin tevhid akîdesinin alemdarlık vazifesini benimsemek ile bila tefrik hakiki ilim sâhiblerine, mukaddesata hürmet etmekle yükselmişler, bu şeref ve fazileti kıyamete kadar da yaşatabilecek tecellilere mazhar olmuşlardır. Müekkillerimden başka her Müslümanın gayesi de, bu dinî tecellilerin pâyidâr olmasıdır. Maalesef hüküm sahalarında bile Kürdlüğü, kavmiyeti ortaya atanların ilmî, tarihî tedkikleri, tecrübeleri noksan olsa gerektir ve garazkârlıktır.

Hicri dokuzyüz tarihlerinde bütün Şark vilayetlerini din şerefine tav'an Osmanlı Türk hükümetine bağlamak şerefiyle mübâhi olan, ehemmiyeti dünyaca müsellem bulunan "Hakimüddîn İdrisî Bitlisî", o gün hem Kürd, hem Türk idi.

Bugünde her manasıyla said olan evlâdları hakkında "Kürd'müş, Şâfiî imiş." damgasıyla şiddetli cezalara lâyık görülebiliyor. Dünyevî mevki, şahsi menfaat yollarında bu tezadlara, bu tenakuzlara sâik olanların; İslâmiyet, adâlet ve vatana muhabbet sahasındaki kusurlarını daha ziyade izahtan haya ederim. Şarkta da, Garpta da fena adamlar bulunabilir. Herhangi bir fenanın fenalığı, hey'et-i umumiyeyi lekedar edemez.

(Müdafaalar)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

Bir zaman esaretten geldikten sonra, İstanbul’da bir iki sene yine gaflet galebe etti. Siyaset havası, nazarımı nefsimden kaldırıp âfaka dağıtmış iken, bir gün İstanbul’un Eyyüb Sultan kabristanının dereye bakan yüksek bir yerinde oturuyordum. İstanbul etrafındaki âfaka baktım. Birden, bakıyorum benim hususi dünyam vefat ediyor, bazı cihette ruh çekiliyor gibi bir halet-i hayaliye bana geldi. Dedim: “Acaba bu kabristanın mezar taşlarındaki yazıları mıdır ki bana böyle hayal veriyor?” diye nazarımı çektim. Uzağa değil, o kabristana baktım, kalbime ihtar edildi ki:

“Bu senin etrafındaki kabristanın yüz İstanbul içinde vardır. Çünkü yüz defa İstanbul buraya boşalmış. Bütün İstanbul’un halkını buraya boşaltan bir Hâkim-i Kadîr’in hükmünden kurtulup müstesna kalamazsın, sen de gideceksin.”

(26. Lema)

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]