Kuran:Zuhruf: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
8. satır: 8. satır:
===Bölüm 1===
===Bölüm 1===


<div id="1">[[Dosya:Sâd 1.png]]</div>  
<div id="1">[[Dosya:Zuhruf 1.png]]</div>  


1- Hâ. Mîm.
1- Hâ. Mîm.


<div id="2">[[Dosya:Sâd 2.png]]</div> <div id="3">[[Dosya:Sâd 3.png]]</div>
<div id="2">[[Dosya:Zuhruf 2.png]]</div> <div id="3">[[Dosya:Zuhruf 3.png]]</div>


2-3- Apaçık Kitab'a andolsun ki biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur'an kıldık.
2-3- Apaçık Kitab'a andolsun ki biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur'an kıldık.


<div id="4">[[Dosya:Sâd 4.png]]</div>  
<div id="4">[[Dosya:Zuhruf 4.png]]</div>  


4- O, katımızda bulunan Ana Kitap'ta (levh-i mahfuzda) mevcut, yüce ve hikmetle dolu bir kitaptır.
4- O, katımızda bulunan Ana Kitap'ta (levh-i mahfuzda) mevcut, yüce ve hikmetle dolu bir kitaptır.
22. satır: 22. satır:
{Şanı yüce olan Kur'an, i'caz vasfıyla diğer kitaplardan daha yücedir. Çünkü belâgatı en üstün mertebeye ulaştırmış, ayrıca bütün geçmiş kitapların hükümlerini ortadan kaldırmıştır.}
{Şanı yüce olan Kur'an, i'caz vasfıyla diğer kitaplardan daha yücedir. Çünkü belâgatı en üstün mertebeye ulaştırmış, ayrıca bütün geçmiş kitapların hükümlerini ortadan kaldırmıştır.}


<div id="5">[[Dosya:Sâd 5.png]]</div>
<div id="5">[[Dosya:Zuhruf 5.png]]</div>


5- Siz, haddi aşan kimseler oldunuz diye, sizi Kur'an'la uyarmaktan vaz mı geçelim?
5- Siz, haddi aşan kimseler oldunuz diye, sizi Kur'an'la uyarmaktan vaz mı geçelim?


<div id="6">[[Dosya:Sâd 6.png]]</div>  
<div id="6">[[Dosya:Zuhruf 6.png]]</div>  


6- Daha önceki milletlere nice peygamberler göndermiştik.
6- Daha önceki milletlere nice peygamberler göndermiştik.


<div id="7">[[Dosya:Sâd 7.png]]</div>  
<div id="7">[[Dosya:Zuhruf 7.png]]</div>  


7- Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alırlardı.
7- Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alırlardı.


<div id="8">[[Dosya:Sâd 8.png]]</div>
<div id="8">[[Dosya:Zuhruf 8.png]]</div>


8- Biz bunlardan daha zorba olanları da helâk ettik. Nitekim öncekilerde örneği geçmiştir.
8- Biz bunlardan daha zorba olanları da helâk ettik. Nitekim öncekilerde örneği geçmiştir.


<div id="9">[[Dosya:Sâd 9.png]]</div>
<div id="9">[[Dosya:Zuhruf 9.png]]</div>


9- Andolsun ki, onlara gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan; "Onları şüphesiz güçlü olan, her şeyi bilen Allah yarattı" derler.
9- Andolsun ki, onlara gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan; "Onları şüphesiz güçlü olan, her şeyi bilen Allah yarattı" derler.


<div id="10">[[Dosya:Sâd 10.png]]</div>
<div id="10">[[Dosya:Zuhruf 10.png]]</div>


10- O, size yeri beşik kılmış ve doğru gidesiniz diye yeryüzünde size yollar yaratmıştır.
10- O, size yeri beşik kılmış ve doğru gidesiniz diye yeryüzünde size yollar yaratmıştır.
48. satır: 48. satır:
====Sayfa 489====
====Sayfa 489====


<div id="11">[[Dosya:Sâd 11.png]]</div>
<div id="11">[[Dosya:Zuhruf 11.png]]</div>


11- Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O'dur. Biz onunla (kupkuru), ölü memlekete hayat veririz. İşte siz de böylece (mezarlarınızdan) çıkarılacaksınız.
11- Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O'dur. Biz onunla (kupkuru), ölü memlekete hayat veririz. İşte siz de böylece (mezarlarınızdan) çıkarılacaksınız.
54. satır: 54. satır:
{Âyette, ihtiyaca ve belli ölçüye göre yağmurun yağdırıldığı onunla toprağa hayat verildiği bildirilen bu durumun dirilmenin açık örneği olduğu kaydedilmiştir.}
{Âyette, ihtiyaca ve belli ölçüye göre yağmurun yağdırıldığı onunla toprağa hayat verildiği bildirilen bu durumun dirilmenin açık örneği olduğu kaydedilmiştir.}


<div id="12">[[Dosya:Sâd 12.png]]</div> <div id="13">[[Dosya:Sâd 13.png]]</div>
<div id="12">[[Dosya:Zuhruf 12.png]]</div> <div id="13">[[Dosya:Zuhruf 13.png]]</div>


12-13- Bütün çiftleri O yaratmıştır. Ve size bineceğiniz gemiler ve hayvanlar vâretmiştir ki, böylece onların sırtına binip üzerlerine yerleşince, Rabbinizin ni'metini anarak: Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik, diyesiniz.
12-13- Bütün çiftleri O yaratmıştır. Ve size bineceğiniz gemiler ve hayvanlar vâretmiştir ki, böylece onların sırtına binip üzerlerine yerleşince, Rabbinizin ni'metini anarak: Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik, diyesiniz.
60. satır: 60. satır:
{Binekler, düşünmeye ve Allah'ı tesbihe sevkeden varlıklardır. Bu yüzden sahâbe-i kiram hayvanlarına bindiklerinde, ahireti ve tabutla başlayacak yolculuğu düşünürlerdi. Resûlullah, yolculuğa çıkarken bu âyetleri okurdu.}
{Binekler, düşünmeye ve Allah'ı tesbihe sevkeden varlıklardır. Bu yüzden sahâbe-i kiram hayvanlarına bindiklerinde, ahireti ve tabutla başlayacak yolculuğu düşünürlerdi. Resûlullah, yolculuğa çıkarken bu âyetleri okurdu.}


<div id="14">[[Dosya:Sâd 14.png]]</div>
<div id="14">[[Dosya:Zuhruf 14.png]]</div>


14- Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz (demelisiniz).
14- Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz (demelisiniz).


<div id="15">[[Dosya:Sâd 15.png]]</div>
<div id="15">[[Dosya:Zuhruf 15.png]]</div>


15- Ama onlar, kullarından bir kısmını, O'nun bir cüzü kıldılar. Gerçekten insan apaçık bir nankördür.
15- Ama onlar, kullarından bir kısmını, O'nun bir cüzü kıldılar. Gerçekten insan apaçık bir nankördür.
70. satır: 70. satır:
{Burada yahudilerden bir bölümünün Uzeyr'i, hıristiyanların da İsa'yı Allah'ın oğlu saydıklarına, müşriklerin ise melekleri, Allah'ın kızları kabul ettiklerine işaret edilmiştir.}
{Burada yahudilerden bir bölümünün Uzeyr'i, hıristiyanların da İsa'yı Allah'ın oğlu saydıklarına, müşriklerin ise melekleri, Allah'ın kızları kabul ettiklerine işaret edilmiştir.}


<div id="16">[[Dosya:Sâd 16.png]]</div>
<div id="16">[[Dosya:Zuhruf 16.png]]</div>


16- Yoksa Allah, yarattıklarından kızları kendisine aldı da oğulları size mi ayırdı?!
16- Yoksa Allah, yarattıklarından kızları kendisine aldı da oğulları size mi ayırdı?!


<div id="17">[[Dosya:Sâd 17.png]]</div>  
<div id="17">[[Dosya:Zuhruf 17.png]]</div>  


17- Onlardan biri, Rahmân'a isnat ettiği kız çocuğuyla müjdelenince, hiddetlenerek yüzü simsiyah kesilir.
17- Onlardan biri, Rahmân'a isnat ettiği kız çocuğuyla müjdelenince, hiddetlenerek yüzü simsiyah kesilir.
80. satır: 80. satır:
{Âyette ifade edildiği gibi kızları Allah'tan, oğulları kendilerinden saydıkları için, kız çocuğunun doğum haberine üzülür ve sinirlenirlerdi. Sonra da kızları diri diri kuma gömerlerdi.}
{Âyette ifade edildiği gibi kızları Allah'tan, oğulları kendilerinden saydıkları için, kız çocuğunun doğum haberine üzülür ve sinirlenirlerdi. Sonra da kızları diri diri kuma gömerlerdi.}


<div id="18">[[Dosya:Sâd 18.png]]</div>  
<div id="18">[[Dosya:Zuhruf 18.png]]</div>  


18- Süs içinde yetiştirilip savaş edemeyecek olanı mı istemiyorlar? (Onları Allah'ın parçası mı sayıyorlar?)
18- Süs içinde yetiştirilip savaş edemeyecek olanı mı istemiyorlar? (Onları Allah'ın parçası mı sayıyorlar?)
86. satır: 86. satır:
{Âyet, kadınlardaki süslenme özellikleriyle, mücadeledeki zayıflıklarına işaret etmektedir.}
{Âyet, kadınlardaki süslenme özellikleriyle, mücadeledeki zayıflıklarına işaret etmektedir.}


<div id="19">[[Dosya:Sâd 19.png]]</div>
<div id="19">[[Dosya:Zuhruf 19.png]]</div>


19- Onlar, Rahmân'ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Acaba meleklerin yaratılışlarını mı görmüşler? Onların bu şahitlikleri yazılacak ve sorguya çekileceklerdir.
19- Onlar, Rahmân'ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Acaba meleklerin yaratılışlarını mı görmüşler? Onların bu şahitlikleri yazılacak ve sorguya çekileceklerdir.


<div id="20">[[Dosya:Sâd 20.png]]</div>
<div id="20">[[Dosya:Zuhruf 20.png]]</div>


20- Ve dediler ki: Rahmân dileseydi biz onlara tapmazdık. Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Onlar sadece yalan söylüyorlar.
20- Ve dediler ki: Rahmân dileseydi biz onlara tapmazdık. Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Onlar sadece yalan söylüyorlar.


<div id="21">[[Dosya:Sâd 21.png]]</div>  
<div id="21">[[Dosya:Zuhruf 21.png]]</div>  


21- Yoksa bundan önce onlara bir kitap verdik de ona mı tutunuyorlar?
21- Yoksa bundan önce onlara bir kitap verdik de ona mı tutunuyorlar?


<div id="22">[[Dosya:Sâd 22.png]]</div>
<div id="22">[[Dosya:Zuhruf 22.png]]</div>


22- Hayır! "Sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz" derler.
22- Hayır! "Sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz" derler.
106. satır: 106. satır:
====Sayfa 490====
====Sayfa 490====


<div id="23">[[Dosya:Sâd 23.png]]</div>
<div id="23">[[Dosya:Zuhruf 23.png]]</div>


23- Senden önce de hangi memlekete uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları: Babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız, derlerdi.
23- Senden önce de hangi memlekete uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları: Babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız, derlerdi.


<div id="24">[[Dosya:Sâd 24.png]]</div>
<div id="24">[[Dosya:Zuhruf 24.png]]</div>


24- Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz (din)den daha doğrusunu getirmişsem (yine mi bana uymazsınız)? deyince, dediler ki: Doğrusu biz sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz.
24- Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz (din)den daha doğrusunu getirmişsem (yine mi bana uymazsınız)? deyince, dediler ki: Doğrusu biz sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz.


<div id="25">[[Dosya:Sâd 25.png]]</div>
<div id="25">[[Dosya:Zuhruf 25.png]]</div>


25- Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu?
25- Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu?
120. satır: 120. satır:
===Bölüm 2===
===Bölüm 2===


<div id="26">[[Dosya:Sâd 26.png]]</div>
<div id="26">[[Dosya:Zuhruf 26.png]]</div>


26- Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin taptıklarınızdan uzağım.
26- Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin taptıklarınızdan uzağım.


<div id="27">[[Dosya:Sâd 27.png]]</div>
<div id="27">[[Dosya:Zuhruf 27.png]]</div>


27- Ben yalnız beni yaratana taparım. Çünkü O, beni doğru yola iletecektir.
27- Ben yalnız beni yaratana taparım. Çünkü O, beni doğru yola iletecektir.


<div id="28">[[Dosya:Sâd 28.png]]</div>
<div id="28">[[Dosya:Zuhruf 28.png]]</div>


28- Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar (onun dinine) dönsünler.
28- Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar (onun dinine) dönsünler.
134. satır: 134. satır:
{Hz. İbrahim hakkı kabul etmeyen babasının yolunu terketmek suretiyle her zaman ataların taklit edilemeyeceğini göstermiş ve tevhid kelimesini, ardındakilere miras olarak bırakmış, bu yüzden de neslinde Bir Allah'a inananlar eksik olmamıştır. Mekkeliler içinde de "hanifler" adıyla tanınan ve Hz. İbrahim'in inancına sadâkat gösteren insanlar vardı.}
{Hz. İbrahim hakkı kabul etmeyen babasının yolunu terketmek suretiyle her zaman ataların taklit edilemeyeceğini göstermiş ve tevhid kelimesini, ardındakilere miras olarak bırakmış, bu yüzden de neslinde Bir Allah'a inananlar eksik olmamıştır. Mekkeliler içinde de "hanifler" adıyla tanınan ve Hz. İbrahim'in inancına sadâkat gösteren insanlar vardı.}


<div id="29">[[Dosya:Sâd 29.png]]</div>
<div id="29">[[Dosya:Zuhruf 29.png]]</div>


29- Doğrusu bunları da atalarını da kendilerine hak ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.
29- Doğrusu bunları da atalarını da kendilerine hak ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.


<div id="30">[[Dosya:Sâd 30.png]]</div>
<div id="30">[[Dosya:Zuhruf 30.png]]</div>


30- Fakat kendilerine hak gelince: Bu bir büyüdür, biz onu tanımıyoruz, dediler.
30- Fakat kendilerine hak gelince: Bu bir büyüdür, biz onu tanımıyoruz, dediler.


<div id="31">[[Dosya:Sâd 31.png]]</div>
<div id="31">[[Dosya:Zuhruf 31.png]]</div>


31- Ve dediler ki: Bu Kur'an iki şehirden bir büyük adama indirilse olmaz mıydı?
31- Ve dediler ki: Bu Kur'an iki şehirden bir büyük adama indirilse olmaz mıydı?
150. satır: 150. satır:
Halbuki Allah nazarında yükseklik, zenginlik veya soylulukla değil, takvâ iledir. Kaldı ki Hz. Muhammed, soy itibariyle de onların en şereflisi idi. Yalnız anneden ve babadan yetim kalmıştı, zengin de değildi.}
Halbuki Allah nazarında yükseklik, zenginlik veya soylulukla değil, takvâ iledir. Kaldı ki Hz. Muhammed, soy itibariyle de onların en şereflisi idi. Yalnız anneden ve babadan yetim kalmıştı, zengin de değildi.}


<div id="32">[[Dosya:Sâd 32.png]]</div>  
<div id="32">[[Dosya:Zuhruf 32.png]]</div>  


32- Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır.
32- Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır.


<div id="33">[[Dosya:Sâd 33.png]]</div>
<div id="33">[[Dosya:Zuhruf 33.png]]</div>


33- Şayet insanların küfürde birleşmiş bir tek ümmet olması (tehlikesi) bulunmasaydı, Rahmân'ı inkâr edenlerin evlerinin tavanlarını ve çıkacakları merdivenleri gümüşten yapardık.  
33- Şayet insanların küfürde birleşmiş bir tek ümmet olması (tehlikesi) bulunmasaydı, Rahmân'ı inkâr edenlerin evlerinin tavanlarını ve çıkacakları merdivenleri gümüşten yapardık.  
160. satır: 160. satır:
====Sayfa 491====
====Sayfa 491====


<div id="34">[[Dosya:Sâd 34.png]]</div>
<div id="34">[[Dosya:Zuhruf 34.png]]</div>


34- Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık).
34- Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık).


<div id="35">[[Dosya:Sâd 35.png]]</div>
<div id="35">[[Dosya:Zuhruf 35.png]]</div>


35- Ve onları zinetlere boğardık. Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret ise, Rabbinin katında, Allah'ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur.
35- Ve onları zinetlere boğardık. Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret ise, Rabbinin katında, Allah'ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur.
170. satır: 170. satır:
===Bölüm 3===
===Bölüm 3===


<div id="36">[[Dosya:Sâd 36.png]]</div>  
<div id="36">[[Dosya:Zuhruf 36.png]]</div>  


36- Kim Rahmân'ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz.
36- Kim Rahmân'ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz.


<div id="37">[[Dosya:Sâd 37.png]]</div>
<div id="37">[[Dosya:Zuhruf 37.png]]</div>


37- Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.
37- Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.


<div id="38">[[Dosya:Sâd 38.png]]</div>
<div id="38">[[Dosya:Zuhruf 38.png]]</div>


38- O şeytan dostu kimse, en sonunda bize gelince arkadaşına: Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı, ne kötü arkadaşmışsın! der.
38- O şeytan dostu kimse, en sonunda bize gelince arkadaşına: Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı, ne kötü arkadaşmışsın! der.
184. satır: 184. satır:
{Âyetten, kıyamet gününde yoldan çıkan ve şeytana arkadaş olan kimsenin, kötü arkadaşıyla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını dileyerek görüşmek istemeyeceği anlaşılmaktadır.}
{Âyetten, kıyamet gününde yoldan çıkan ve şeytana arkadaş olan kimsenin, kötü arkadaşıyla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını dileyerek görüşmek istemeyeceği anlaşılmaktadır.}


<div id="39">[[Dosya:Sâd 39.png]]</div>  
<div id="39">[[Dosya:Zuhruf 39.png]]</div>  


39- Zulmettiğiniz için bugün (nedâmet) size hiçbir fayda vermeyecektir. Çünkü siz, azapta ortaksınız.
39- Zulmettiğiniz için bugün (nedâmet) size hiçbir fayda vermeyecektir. Çünkü siz, azapta ortaksınız.


<div id="40">[[Dosya:Sâd 40.png]]</div>
<div id="40">[[Dosya:Zuhruf 40.png]]</div>


40- (Resûlüm!) Sağırlara sen mi işittireceksin; yahut körleri ve apaçık sapıklıkta olanları doğru yola sen mi ileteceksin?
40- (Resûlüm!) Sağırlara sen mi işittireceksin; yahut körleri ve apaçık sapıklıkta olanları doğru yola sen mi ileteceksin?


<div id="41">[[Dosya:Sâd 41.png]]</div>
<div id="41">[[Dosya:Zuhruf 41.png]]</div>


41- Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız.
41- Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız.
198. satır: 198. satır:
{Sen görsen de görmesen de onlara hak ettikleri cezayı vereceğiz.}
{Sen görsen de görmesen de onlara hak ettikleri cezayı vereceğiz.}


<div id="42">[[Dosya:Sâd 42.png]]</div>
<div id="42">[[Dosya:Zuhruf 42.png]]</div>


42- Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.
42- Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.


<div id="43">[[Dosya:Sâd 43.png]]</div>
<div id="43">[[Dosya:Zuhruf 43.png]]</div>


43- Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen, dosdoğru yoldasın.
43- Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen, dosdoğru yoldasın.


<div id="44">[[Dosya:Sâd 44.png]]</div>
<div id="44">[[Dosya:Zuhruf 44.png]]</div>


44- Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.
44- Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.


<div id="45">[[Dosya:Sâd 45.png]]</div>
<div id="45">[[Dosya:Zuhruf 45.png]]</div>


45- Senden önce gönderdiğimiz elçilerimize (ümmetlerine) sor! Rahmân'dan başka tapılacak ilâhlar (edinin diye) emretmiş miyiz?
45- Senden önce gönderdiğimiz elçilerimize (ümmetlerine) sor! Rahmân'dan başka tapılacak ilâhlar (edinin diye) emretmiş miyiz?
218. satır: 218. satır:
===Bölüm 4===
===Bölüm 4===


<div id="46">[[Dosya:Sâd 46.png]]</div>
<div id="46">[[Dosya:Zuhruf 46.png]]</div>


46- Andolsun biz Musa'yı âyetlerimizle Firavun'a ve onun ileri gelen adamlarına göndermiştik de Musa: Ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim, demişti.
46- Andolsun biz Musa'yı âyetlerimizle Firavun'a ve onun ileri gelen adamlarına göndermiştik de Musa: Ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim, demişti.


<div id="47">[[Dosya:Sâd 47.png]]</div>
<div id="47">[[Dosya:Zuhruf 47.png]]</div>


47- Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi.  
47- Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi.  
228. satır: 228. satır:
====Sayfa 492====
====Sayfa 492====


<div id="48">[[Dosya:Sâd 48.png]]</div>
<div id="48">[[Dosya:Zuhruf 48.png]]</div>


48- Onlara gösterdiğimiz her bir âyet (mucize) diğerinden daha büyüktü. Doğru yola dönsünler diye onları azaba uğrattık.
48- Onlara gösterdiğimiz her bir âyet (mucize) diğerinden daha büyüktü. Doğru yola dönsünler diye onları azaba uğrattık.


<div id="49">[[Dosya:Sâd 49.png]]</div>
<div id="49">[[Dosya:Zuhruf 49.png]]</div>


49- Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdiği ahde göre bizim için Rabbine dua et; çünkü biz artık doğru yola gireceğiz.
49- Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdiği ahde göre bizim için Rabbine dua et; çünkü biz artık doğru yola gireceğiz.
238. satır: 238. satır:
{Âyet, Hz. Musa'nın kavminin azabı görünce, kurtulmak için inanacaklarını bildirdiklerine, böylece azabın kaldırılacağına dair verilen sözü de hatırlattıklarına işaret etmektedir.}
{Âyet, Hz. Musa'nın kavminin azabı görünce, kurtulmak için inanacaklarını bildirdiklerine, böylece azabın kaldırılacağına dair verilen sözü de hatırlattıklarına işaret etmektedir.}


<div id="50">[[Dosya:Sâd 50.png]]</div>
<div id="50">[[Dosya:Zuhruf 50.png]]</div>


50- Fakat biz onlardan azabı kaldırınca, sözlerinden dönüverdiler.
50- Fakat biz onlardan azabı kaldırınca, sözlerinden dönüverdiler.


<div id="51">[[Dosya:Sâd 51.png]]</div>
<div id="51">[[Dosya:Zuhruf 51.png]]</div>


51- Firavun kavmine seslendi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Mısır mülkü ve altımdan akıp giden şu ırmaklar benim değil mi? Hâla görmüyor musunuz?"
51- Firavun kavmine seslendi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Mısır mülkü ve altımdan akıp giden şu ırmaklar benim değil mi? Hâla görmüyor musunuz?"
248. satır: 248. satır:
{Firavun bu sözüyle saraylarını ve altından akan Nil nehrini kasdederek kudret, servet ve ihtişamını ortaya koyuyor ve buna karşılık Hz. Musa'nın zayıflığını ve fakirliğini hatırlatıyordu.}
{Firavun bu sözüyle saraylarını ve altından akan Nil nehrini kasdederek kudret, servet ve ihtişamını ortaya koyuyor ve buna karşılık Hz. Musa'nın zayıflığını ve fakirliğini hatırlatıyordu.}


<div id="52">[[Dosya:Sâd 52.png]]</div>
<div id="52">[[Dosya:Zuhruf 52.png]]</div>


52- "Yoksa ben, kendisi zayıf ve neredeyse söz anlatamayacak durumda bulunan şu adamdan daha hayırlı değil miyim?"
52- "Yoksa ben, kendisi zayıf ve neredeyse söz anlatamayacak durumda bulunan şu adamdan daha hayırlı değil miyim?"
254. satır: 254. satır:
{Bu sözüyle Firavun, Hz. Musa'nın dilindeki tutukluğuna işaret etmek istiyordu.}
{Bu sözüyle Firavun, Hz. Musa'nın dilindeki tutukluğuna işaret etmek istiyordu.}


<div id="53">[[Dosya:Sâd 53.png]]</div>
<div id="53">[[Dosya:Zuhruf 53.png]]</div>


53- "Ona altın bilezikler verilmeli veya yanında ona yardımcı melekler gelmeli değil miydi?"
53- "Ona altın bilezikler verilmeli veya yanında ona yardımcı melekler gelmeli değil miydi?"


<div id="54">[[Dosya:Sâd 54.png]]</div>
<div id="54">[[Dosya:Zuhruf 54.png]]</div>


54- Firavun kavmini aldattı; onlar da kendisine boyun eğdiler. Onlar yoldan çıkmış bir kavimdir.
54- Firavun kavmini aldattı; onlar da kendisine boyun eğdiler. Onlar yoldan çıkmış bir kavimdir.


<div id="55">[[Dosya:Sâd 55.png]]</div>
<div id="55">[[Dosya:Zuhruf 55.png]]</div>


55- Böylece bizi öfkelendirince onlardan intikam aldık, hepsini suda boğduk.
55- Böylece bizi öfkelendirince onlardan intikam aldık, hepsini suda boğduk.


<div id="56">[[Dosya:Sâd 56.png]]</div>
<div id="56">[[Dosya:Zuhruf 56.png]]</div>


56- Onları, sonradan gelenlerin geçmişi ve bir ibret örneği kıldık.
56- Onları, sonradan gelenlerin geçmişi ve bir ibret örneği kıldık.
272. satır: 272. satır:
===Bölüm 5===
===Bölüm 5===


<div id="57">[[Dosya:Sâd 57.png]]</div>  
<div id="57">[[Dosya:Zuhruf 57.png]]</div>  


57- Meryem oğlu İsa, bir misal olarak anlatılınca senin kavmin hemen bağrışmaya başladılar.
57- Meryem oğlu İsa, bir misal olarak anlatılınca senin kavmin hemen bağrışmaya başladılar.
278. satır: 278. satır:
{Rivayet edildiğine göre, Hz. İsa ve annesi Meryem'le ilgili bir meselenin konuşulduğu toplantıda müşriklerden biri "Eğer tapılan İsa, Meryem, Uzeyr ve melekler cehennemdeyse onlarla beraber olmaya râzıyız" demiş, bu söze müşrikler gülmüşlerdi. Âyet, onların bu şımarık tavırları hakkında inmiştir.}
{Rivayet edildiğine göre, Hz. İsa ve annesi Meryem'le ilgili bir meselenin konuşulduğu toplantıda müşriklerden biri "Eğer tapılan İsa, Meryem, Uzeyr ve melekler cehennemdeyse onlarla beraber olmaya râzıyız" demiş, bu söze müşrikler gülmüşlerdi. Âyet, onların bu şımarık tavırları hakkında inmiştir.}


<div id="58">[[Dosya:Sâd 58.png]]</div>
<div id="58">[[Dosya:Zuhruf 58.png]]</div>


58- Bizim ilâhlarımız mı hayırlı, yoksa o mu? dediler. Bunu sana ancak tartışmak için söylediler. Doğrusu onlar kavgacı bir toplumdur.
58- Bizim ilâhlarımız mı hayırlı, yoksa o mu? dediler. Bunu sana ancak tartışmak için söylediler. Doğrusu onlar kavgacı bir toplumdur.
284. satır: 284. satır:
{Bu sözleriyle müşriklerin ilâhlarını, Hz. İsa ile karşılaştırmaya yeltendikleri anlaşılmaktadır.}
{Bu sözleriyle müşriklerin ilâhlarını, Hz. İsa ile karşılaştırmaya yeltendikleri anlaşılmaktadır.}


<div id="59">[[Dosya:Sâd 59.png]]</div>
<div id="59">[[Dosya:Zuhruf 59.png]]</div>


59- O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.
59- O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.
290. satır: 290. satır:
{Âyet, Hz. İsa'nın peygamberlik nimetine erişen ve babasız doğuşuyla da İsrailoğullarına ilâhî kudretin örneği olarak getirilen büyük bir zat olduğunu teyit etmektedir.}
{Âyet, Hz. İsa'nın peygamberlik nimetine erişen ve babasız doğuşuyla da İsrailoğullarına ilâhî kudretin örneği olarak getirilen büyük bir zat olduğunu teyit etmektedir.}


<div id="60">[[Dosya:Sâd 60.png]]</div>
<div id="60">[[Dosya:Zuhruf 60.png]]</div>


60- Eğer dileseydik, içinizden, yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık.
60- Eğer dileseydik, içinizden, yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık.
296. satır: 296. satır:
====Sayfa 493====
====Sayfa 493====


<div id="61">[[Dosya:Sâd 61.png]]</div>
<div id="61">[[Dosya:Zuhruf 61.png]]</div>


61- Şüphesiz ki o (İsa), kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur.
61- Şüphesiz ki o (İsa), kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur.
302. satır: 302. satır:
{Bu âyette Hz. İsa'nın kıyamet için bir bilgi olduğu belirtilerek âhir zamanda onun tekrar dünyaya döneceğine işaret edilmektedir. Nitekim âyetteki "ilim" kelimesi, işaret manasına gelen "alem" şeklinde de okunmuştur. Bunun yanısıra âyeti, "Kur'an'da ahiret için yeterli bilgiler vardır" şeklinde anlayanlar da olmuştur.}
{Bu âyette Hz. İsa'nın kıyamet için bir bilgi olduğu belirtilerek âhir zamanda onun tekrar dünyaya döneceğine işaret edilmektedir. Nitekim âyetteki "ilim" kelimesi, işaret manasına gelen "alem" şeklinde de okunmuştur. Bunun yanısıra âyeti, "Kur'an'da ahiret için yeterli bilgiler vardır" şeklinde anlayanlar da olmuştur.}


<div id="62">[[Dosya:Sâd 62.png]]</div>
<div id="62">[[Dosya:Zuhruf 62.png]]</div>


62- Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.
62- Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.


<div id="63">[[Dosya:Sâd 63.png]]</div>
<div id="63">[[Dosya:Zuhruf 63.png]]</div>


63- İsa, açık delillerle geldiği zaman demişti ki: Ben size hikmet getirdim ve ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyleyse Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
63- İsa, açık delillerle geldiği zaman demişti ki: Ben size hikmet getirdim ve ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyleyse Allah'tan korkun ve bana itaat edin.


<div id="64">[[Dosya:Sâd 64.png]]</div>
<div id="64">[[Dosya:Zuhruf 64.png]]</div>


64- Çünkü Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na ibadet edin. İşte bu, doğru yoldur.
64- Çünkü Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na ibadet edin. İşte bu, doğru yoldur.


<div id="65">[[Dosya:Sâd 65.png]]</div>
<div id="65">[[Dosya:Zuhruf 65.png]]</div>


65- Ama aralarından çıkan guruplar, bir ihtilâfa düştüler. Acı bir günün azabı karşısında vay o zulmedenlerin haline!
65- Ama aralarından çıkan guruplar, bir ihtilâfa düştüler. Acı bir günün azabı karşısında vay o zulmedenlerin haline!
320. satır: 320. satır:
{Hıristiyan ve yahudilerden bazıları Hz. İsa için Allah, bazıları Allah'ın oğlu, bir kısmı da üçün üçüncüsü dediler ve böyle inandılar. Âyet, onların bu yersiz düşünce ve inançlarının kıyamet gününde acınacak bir azaba maruz kalmalarına sebep olacağını haber vermektedir.}
{Hıristiyan ve yahudilerden bazıları Hz. İsa için Allah, bazıları Allah'ın oğlu, bir kısmı da üçün üçüncüsü dediler ve böyle inandılar. Âyet, onların bu yersiz düşünce ve inançlarının kıyamet gününde acınacak bir azaba maruz kalmalarına sebep olacağını haber vermektedir.}


<div id="66">[[Dosya:Sâd 66.png]]</div>
<div id="66">[[Dosya:Zuhruf 66.png]]</div>


66- Onlar farkında değillerken kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?
66- Onlar farkında değillerken kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?


<div id="67">[[Dosya:Sâd 67.png]]</div>  
<div id="67">[[Dosya:Zuhruf 67.png]]</div>  


67- O gün, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dost olanlar (bile) birbirlerine düşman kesilirler.
67- O gün, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dost olanlar (bile) birbirlerine düşman kesilirler.
332. satır: 332. satır:
===Bölüm 6===
===Bölüm 6===


<div id="68">[[Dosya:Sâd 68.png]]</div> <div id="69">[[Dosya:Sâd 69.png]]</div>
<div id="68">[[Dosya:Zuhruf 68.png]]</div> <div id="69">[[Dosya:Zuhruf 69.png]]</div>


68-69- Ey âyetlerimize inanan ve müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur. Sizler üzülmeyeceksiniz de.
68-69- Ey âyetlerimize inanan ve müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur. Sizler üzülmeyeceksiniz de.


<div id="70">[[Dosya:Sâd 70.png]]</div>
<div id="70">[[Dosya:Zuhruf 70.png]]</div>


70- Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz!
70- Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz!


<div id="71">[[Dosya:Sâd 71.png]]</div> <div id="72">[[Dosya:Sâd 72.png]]</div>  
<div id="71">[[Dosya:Zuhruf 71.png]]</div> <div id="72">[[Dosya:Zuhruf 72.png]]</div>  
<div id="73">[[Dosya:Sâd 73.png]]</div>
<div id="73">[[Dosya:Zuhruf 73.png]]</div>


71-72-73- Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: Siz, orada ebedî kalacaksınız, işte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz, denilir.  
71-72-73- Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: Siz, orada ebedî kalacaksınız, işte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz, denilir.  
347. satır: 347. satır:
====Sayfa 494====
====Sayfa 494====


<div id="74">[[Dosya:Sâd 74.png]]</div> <div id="75">[[Dosya:Sâd 75.png]]</div>
<div id="74">[[Dosya:Zuhruf 74.png]]</div> <div id="75">[[Dosya:Zuhruf 75.png]]</div>


74-75- Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar, azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde kurtuluştan ümit kesmişlerdir.
74-75- Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar, azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde kurtuluştan ümit kesmişlerdir.
353. satır: 353. satır:
{Burada suçlulardan maksat, Allah'ı inkâr eden veya şirk koşanlardır.}
{Burada suçlulardan maksat, Allah'ı inkâr eden veya şirk koşanlardır.}


<div id="76">[[Dosya:Sâd 76.png]]</div>
<div id="76">[[Dosya:Zuhruf 76.png]]</div>


76- Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir.
76- Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir.


<div id="77">[[Dosya:Sâd 77.png]]</div>  
<div id="77">[[Dosya:Zuhruf 77.png]]</div>  


77- Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin! diye seslenirler. Mâlik de: Siz böyle kalacaksınız! der.
77- Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin! diye seslenirler. Mâlik de: Siz böyle kalacaksınız! der.
363. satır: 363. satır:
{Kâfirler, cehennemin bekçisi olan Mâlik'e âyette belirtildiği şekilde seslenerek ölümlerini isterler. Çünkü ölümleri azap içinde yaşamalarından daha iyidir. Ama Mâlik, onlara hiçbir surette buradan kurtuluş olmadığını bildirir.}
{Kâfirler, cehennemin bekçisi olan Mâlik'e âyette belirtildiği şekilde seslenerek ölümlerini isterler. Çünkü ölümleri azap içinde yaşamalarından daha iyidir. Ama Mâlik, onlara hiçbir surette buradan kurtuluş olmadığını bildirir.}


<div id="78">[[Dosya:Sâd 78.png]]</div>
<div id="78">[[Dosya:Zuhruf 78.png]]</div>


78- Andolsun biz size hakkı getirdik, fakat çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz.
78- Andolsun biz size hakkı getirdik, fakat çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz.
369. satır: 369. satır:
{Burada Kureyş'in Dâru'n-Nedve'de Hz. Peygamber'e karşı kurdukları tuzağa işaret edilerek, onların tuzaklarına karşılık, helâklerinin takdir edildiği açıklanmıştır. Çünkü kâfirler, Hz. Muhammed'i ve Kur'an'ı sevmediklerini söylemekle kalmıyor, karşı koyma hususunda da kararlar alıyorlardı.}
{Burada Kureyş'in Dâru'n-Nedve'de Hz. Peygamber'e karşı kurdukları tuzağa işaret edilerek, onların tuzaklarına karşılık, helâklerinin takdir edildiği açıklanmıştır. Çünkü kâfirler, Hz. Muhammed'i ve Kur'an'ı sevmediklerini söylemekle kalmıyor, karşı koyma hususunda da kararlar alıyorlardı.}


<div id="79">[[Dosya:Sâd 79.png]]</div>
<div id="79">[[Dosya:Zuhruf 79.png]]</div>


79- Yoksa (müşrikler) bir işe kesin karar mı verdiler? Doğrusu biz de kararlıyız!
79- Yoksa (müşrikler) bir işe kesin karar mı verdiler? Doğrusu biz de kararlıyız!


<div id="80">[[Dosya:Sâd 80.png]]</div>  
<div id="80">[[Dosya:Zuhruf 80.png]]</div>  


80- Yoksa onlar, bizim kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, öyle değil; yanlarındaki elçilerimiz (hafaza melekleri de) yazmaktadırlar.
80- Yoksa onlar, bizim kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, öyle değil; yanlarındaki elçilerimiz (hafaza melekleri de) yazmaktadırlar.


<div id="81">[[Dosya:Sâd 81.png]]</div>
<div id="81">[[Dosya:Zuhruf 81.png]]</div>


81- De ki: Eğer Rahmân'ın bir çocuğu olsaydı, elbette ben (ona) kulluk edenlerin ilki olurdum!
81- De ki: Eğer Rahmân'ın bir çocuğu olsaydı, elbette ben (ona) kulluk edenlerin ilki olurdum!


<div id="82">[[Dosya:Sâd 82.png]]</div>  
<div id="82">[[Dosya:Zuhruf 82.png]]</div>  


82- Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan Allah onların vasıflandırmalarından yücedir, münezzehtir.
82- Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan Allah onların vasıflandırmalarından yücedir, münezzehtir.


<div id="83">[[Dosya:Sâd 83.png]]</div>
<div id="83">[[Dosya:Zuhruf 83.png]]</div>


83- Sen bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar bâtıla dalsınlar, oynaya dursunlar.
83- Sen bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar bâtıla dalsınlar, oynaya dursunlar.


<div id="84">[[Dosya:Sâd 84.png]]</div>  
<div id="84">[[Dosya:Zuhruf 84.png]]</div>  


84- Gökteki İlâh da, yerdeki İlâh da O'dur. O, hakîmdir, her şeyi bilendir.
84- Gökteki İlâh da, yerdeki İlâh da O'dur. O, hakîmdir, her şeyi bilendir.


<div id="85">[[Dosya:Sâd 85.png]]</div>
<div id="85">[[Dosya:Zuhruf 85.png]]</div>


85- Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü kendisine ait olan Allah ne yücedir! Kıyamet saatini bilmek de O'na mahsustur. Siz O'na döndürüleceksiniz.
85- Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü kendisine ait olan Allah ne yücedir! Kıyamet saatini bilmek de O'na mahsustur. Siz O'na döndürüleceksiniz.


<div id="86">[[Dosya:Sâd 86.png]]</div>
<div id="86">[[Dosya:Zuhruf 86.png]]</div>


86- Allah'ı bırakıp da taptıkları putlar, şefâat edemezler. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler bunun dışındadır.
86- Allah'ı bırakıp da taptıkları putlar, şefâat edemezler. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler bunun dışındadır.
403. satır: 403. satır:
{Âyette ifade edildiği gibi, putlar hiç kimseye şefâat edemezler ve yardımda bulunamazlar. Çünkü şefâate yetkileri yoktur. Ancak İsa ve Uzeyr (a.s.) ile meleklerin, dilleri ve kalbleriyle hakkı doğrulayan kişi ve varlıklar oldukları için inananlara şefâat edecekleri anlaşılmaktadır.}
{Âyette ifade edildiği gibi, putlar hiç kimseye şefâat edemezler ve yardımda bulunamazlar. Çünkü şefâate yetkileri yoktur. Ancak İsa ve Uzeyr (a.s.) ile meleklerin, dilleri ve kalbleriyle hakkı doğrulayan kişi ve varlıklar oldukları için inananlara şefâat edecekleri anlaşılmaktadır.}


<div id="87">[[Dosya:Sâd 87.png]]</div>
<div id="87">[[Dosya:Zuhruf 87.png]]</div>


87- Andolsun onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette "Allah" derler. O halde nasıl (Allah'a kulluktan) çeviriliyorlar?
87- Andolsun onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette "Allah" derler. O halde nasıl (Allah'a kulluktan) çeviriliyorlar?


<div id="88">[[Dosya:Sâd 88.png]]</div> <div id="89">[[Dosya:Sâd 89.png]]</div>
<div id="88">[[Dosya:Zuhruf 88.png]]</div> <div id="89">[[Dosya:Zuhruf 89.png]]</div>
88-89- (Resûlullah'ın:) Yâ Rabbi! Bunlar, iman etmeyen bir kavimdir, demesine karşı Allah: Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu.
88-89- (Resûlullah'ın:) Yâ Rabbi! Bunlar, iman etmeyen bir kavimdir, demesine karşı Allah: Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu.


''Önceki Sure: [[Kuran:Şura|Şûrâ]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Duhan|Duhan]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Kuran:Şura|Şûrâ]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Duhan|Duhan]]: Sonraki Sure''

11.23, 2 Temmuz 2020 tarihindeki hâli

Önceki Sure: ŞûrâKur'anDuhan: Sonraki Sure

43. Zuhruf Suresi[değiştir]

{Zuhruf, altın ve mücevher anlamına gelir. Sûrede bunlardan söz edildiği ve Allah'ın insana sahip olduğu altın ve mücevherle değil, inanç ve davranışlarına göre değer verdiği anlatıldığı için sûre bu adla anılmıştır. Mekke'de inmiştir ve 89 âyettir.}

Bölüm 1[değiştir]

1- Hâ. Mîm.

2-3- Apaçık Kitab'a andolsun ki biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur'an kıldık.

4- O, katımızda bulunan Ana Kitap'ta (levh-i mahfuzda) mevcut, yüce ve hikmetle dolu bir kitaptır.

{Şanı yüce olan Kur'an, i'caz vasfıyla diğer kitaplardan daha yücedir. Çünkü belâgatı en üstün mertebeye ulaştırmış, ayrıca bütün geçmiş kitapların hükümlerini ortadan kaldırmıştır.}

5- Siz, haddi aşan kimseler oldunuz diye, sizi Kur'an'la uyarmaktan vaz mı geçelim?

6- Daha önceki milletlere nice peygamberler göndermiştik.

7- Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alırlardı.

8- Biz bunlardan daha zorba olanları da helâk ettik. Nitekim öncekilerde örneği geçmiştir.

9- Andolsun ki, onlara gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan; "Onları şüphesiz güçlü olan, her şeyi bilen Allah yarattı" derler.

10- O, size yeri beşik kılmış ve doğru gidesiniz diye yeryüzünde size yollar yaratmıştır.

Sayfa 489[değiştir]

11- Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O'dur. Biz onunla (kupkuru), ölü memlekete hayat veririz. İşte siz de böylece (mezarlarınızdan) çıkarılacaksınız.

{Âyette, ihtiyaca ve belli ölçüye göre yağmurun yağdırıldığı onunla toprağa hayat verildiği bildirilen bu durumun dirilmenin açık örneği olduğu kaydedilmiştir.}

12-13- Bütün çiftleri O yaratmıştır. Ve size bineceğiniz gemiler ve hayvanlar vâretmiştir ki, böylece onların sırtına binip üzerlerine yerleşince, Rabbinizin ni'metini anarak: Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik, diyesiniz.

{Binekler, düşünmeye ve Allah'ı tesbihe sevkeden varlıklardır. Bu yüzden sahâbe-i kiram hayvanlarına bindiklerinde, ahireti ve tabutla başlayacak yolculuğu düşünürlerdi. Resûlullah, yolculuğa çıkarken bu âyetleri okurdu.}

14- Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz (demelisiniz).

15- Ama onlar, kullarından bir kısmını, O'nun bir cüzü kıldılar. Gerçekten insan apaçık bir nankördür.

{Burada yahudilerden bir bölümünün Uzeyr'i, hıristiyanların da İsa'yı Allah'ın oğlu saydıklarına, müşriklerin ise melekleri, Allah'ın kızları kabul ettiklerine işaret edilmiştir.}

16- Yoksa Allah, yarattıklarından kızları kendisine aldı da oğulları size mi ayırdı?!

17- Onlardan biri, Rahmân'a isnat ettiği kız çocuğuyla müjdelenince, hiddetlenerek yüzü simsiyah kesilir.

{Âyette ifade edildiği gibi kızları Allah'tan, oğulları kendilerinden saydıkları için, kız çocuğunun doğum haberine üzülür ve sinirlenirlerdi. Sonra da kızları diri diri kuma gömerlerdi.}

18- Süs içinde yetiştirilip savaş edemeyecek olanı mı istemiyorlar? (Onları Allah'ın parçası mı sayıyorlar?)

{Âyet, kadınlardaki süslenme özellikleriyle, mücadeledeki zayıflıklarına işaret etmektedir.}

19- Onlar, Rahmân'ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Acaba meleklerin yaratılışlarını mı görmüşler? Onların bu şahitlikleri yazılacak ve sorguya çekileceklerdir.

20- Ve dediler ki: Rahmân dileseydi biz onlara tapmazdık. Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Onlar sadece yalan söylüyorlar.

21- Yoksa bundan önce onlara bir kitap verdik de ona mı tutunuyorlar?

22- Hayır! "Sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz" derler.

{Böylece meleklere tapınmanın, bilgi ve kitap olarak bir dayanağı bulunmadığı, sadece körükörüne taklitten ibaret olduğu ortaya çıkmaktadır.}

Sayfa 490[değiştir]

23- Senden önce de hangi memlekete uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları: Babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız, derlerdi.

24- Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz (din)den daha doğrusunu getirmişsem (yine mi bana uymazsınız)? deyince, dediler ki: Doğrusu biz sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz.

25- Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu?

Bölüm 2[değiştir]

26- Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin taptıklarınızdan uzağım.

27- Ben yalnız beni yaratana taparım. Çünkü O, beni doğru yola iletecektir.

28- Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar (onun dinine) dönsünler.

{Hz. İbrahim hakkı kabul etmeyen babasının yolunu terketmek suretiyle her zaman ataların taklit edilemeyeceğini göstermiş ve tevhid kelimesini, ardındakilere miras olarak bırakmış, bu yüzden de neslinde Bir Allah'a inananlar eksik olmamıştır. Mekkeliler içinde de "hanifler" adıyla tanınan ve Hz. İbrahim'in inancına sadâkat gösteren insanlar vardı.}

29- Doğrusu bunları da atalarını da kendilerine hak ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.

30- Fakat kendilerine hak gelince: Bu bir büyüdür, biz onu tanımıyoruz, dediler.

31- Ve dediler ki: Bu Kur'an iki şehirden bir büyük adama indirilse olmaz mıydı?

{Hz. Peygamber'e inanmayanlara göre Kur'an ya Mekke'nin zenginlerinden Velid b. Muğîre'ye veya Tâif'in zenginlerinden Urve es-Sakafî'ye indirilmeliydi. Velid b. Muğîre şöyle demişti: Kureyş'in büyüğü ve efendisi olan ben, yahut Sakîf'in ulusu Ebu Amr b. Umeyr es-Sakafî dururken Kur'an Muhammed'e mi inecek?

Halbuki Allah nazarında yükseklik, zenginlik veya soylulukla değil, takvâ iledir. Kaldı ki Hz. Muhammed, soy itibariyle de onların en şereflisi idi. Yalnız anneden ve babadan yetim kalmıştı, zengin de değildi.}

32- Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır.

33- Şayet insanların küfürde birleşmiş bir tek ümmet olması (tehlikesi) bulunmasaydı, Rahmân'ı inkâr edenlerin evlerinin tavanlarını ve çıkacakları merdivenleri gümüşten yapardık.

Sayfa 491[değiştir]

34- Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık).

35- Ve onları zinetlere boğardık. Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret ise, Rabbinin katında, Allah'ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur.

Bölüm 3[değiştir]

36- Kim Rahmân'ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz.

37- Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.

38- O şeytan dostu kimse, en sonunda bize gelince arkadaşına: Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı, ne kötü arkadaşmışsın! der.

{Âyetten, kıyamet gününde yoldan çıkan ve şeytana arkadaş olan kimsenin, kötü arkadaşıyla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını dileyerek görüşmek istemeyeceği anlaşılmaktadır.}

39- Zulmettiğiniz için bugün (nedâmet) size hiçbir fayda vermeyecektir. Çünkü siz, azapta ortaksınız.

40- (Resûlüm!) Sağırlara sen mi işittireceksin; yahut körleri ve apaçık sapıklıkta olanları doğru yola sen mi ileteceksin?

41- Biz seni onlardan alıp götürsek de yine onlardan intikam alırız.

{Sen görsen de görmesen de onlara hak ettikleri cezayı vereceğiz.}

42- Yahut onlara vâdettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.

43- Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen, dosdoğru yoldasın.

44- Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.

45- Senden önce gönderdiğimiz elçilerimize (ümmetlerine) sor! Rahmân'dan başka tapılacak ilâhlar (edinin diye) emretmiş miyiz?

{Öteki peygamberlerin getirdiği dinler incelendiği zaman anlaşılır ki, hiçbir peygamberin dininde puta tapıcılık yoktur. Bütün peygamberler tevhid inancında birleşmişlerdir.}

Bölüm 4[değiştir]

46- Andolsun biz Musa'yı âyetlerimizle Firavun'a ve onun ileri gelen adamlarına göndermiştik de Musa: Ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim, demişti.

47- Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi.

Sayfa 492[değiştir]

48- Onlara gösterdiğimiz her bir âyet (mucize) diğerinden daha büyüktü. Doğru yola dönsünler diye onları azaba uğrattık.

49- Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdiği ahde göre bizim için Rabbine dua et; çünkü biz artık doğru yola gireceğiz.

{Âyet, Hz. Musa'nın kavminin azabı görünce, kurtulmak için inanacaklarını bildirdiklerine, böylece azabın kaldırılacağına dair verilen sözü de hatırlattıklarına işaret etmektedir.}

50- Fakat biz onlardan azabı kaldırınca, sözlerinden dönüverdiler.

51- Firavun kavmine seslendi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Mısır mülkü ve altımdan akıp giden şu ırmaklar benim değil mi? Hâla görmüyor musunuz?"

{Firavun bu sözüyle saraylarını ve altından akan Nil nehrini kasdederek kudret, servet ve ihtişamını ortaya koyuyor ve buna karşılık Hz. Musa'nın zayıflığını ve fakirliğini hatırlatıyordu.}

52- "Yoksa ben, kendisi zayıf ve neredeyse söz anlatamayacak durumda bulunan şu adamdan daha hayırlı değil miyim?"

{Bu sözüyle Firavun, Hz. Musa'nın dilindeki tutukluğuna işaret etmek istiyordu.}

53- "Ona altın bilezikler verilmeli veya yanında ona yardımcı melekler gelmeli değil miydi?"

54- Firavun kavmini aldattı; onlar da kendisine boyun eğdiler. Onlar yoldan çıkmış bir kavimdir.

55- Böylece bizi öfkelendirince onlardan intikam aldık, hepsini suda boğduk.

56- Onları, sonradan gelenlerin geçmişi ve bir ibret örneği kıldık.

Bölüm 5[değiştir]

57- Meryem oğlu İsa, bir misal olarak anlatılınca senin kavmin hemen bağrışmaya başladılar.

{Rivayet edildiğine göre, Hz. İsa ve annesi Meryem'le ilgili bir meselenin konuşulduğu toplantıda müşriklerden biri "Eğer tapılan İsa, Meryem, Uzeyr ve melekler cehennemdeyse onlarla beraber olmaya râzıyız" demiş, bu söze müşrikler gülmüşlerdi. Âyet, onların bu şımarık tavırları hakkında inmiştir.}

58- Bizim ilâhlarımız mı hayırlı, yoksa o mu? dediler. Bunu sana ancak tartışmak için söylediler. Doğrusu onlar kavgacı bir toplumdur.

{Bu sözleriyle müşriklerin ilâhlarını, Hz. İsa ile karşılaştırmaya yeltendikleri anlaşılmaktadır.}

59- O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.

{Âyet, Hz. İsa'nın peygamberlik nimetine erişen ve babasız doğuşuyla da İsrailoğullarına ilâhî kudretin örneği olarak getirilen büyük bir zat olduğunu teyit etmektedir.}

60- Eğer dileseydik, içinizden, yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık.

Sayfa 493[değiştir]

61- Şüphesiz ki o (İsa), kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur.

{Bu âyette Hz. İsa'nın kıyamet için bir bilgi olduğu belirtilerek âhir zamanda onun tekrar dünyaya döneceğine işaret edilmektedir. Nitekim âyetteki "ilim" kelimesi, işaret manasına gelen "alem" şeklinde de okunmuştur. Bunun yanısıra âyeti, "Kur'an'da ahiret için yeterli bilgiler vardır" şeklinde anlayanlar da olmuştur.}

62- Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.

63- İsa, açık delillerle geldiği zaman demişti ki: Ben size hikmet getirdim ve ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyleyse Allah'tan korkun ve bana itaat edin.

64- Çünkü Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na ibadet edin. İşte bu, doğru yoldur.

65- Ama aralarından çıkan guruplar, bir ihtilâfa düştüler. Acı bir günün azabı karşısında vay o zulmedenlerin haline!

{Hıristiyan ve yahudilerden bazıları Hz. İsa için Allah, bazıları Allah'ın oğlu, bir kısmı da üçün üçüncüsü dediler ve böyle inandılar. Âyet, onların bu yersiz düşünce ve inançlarının kıyamet gününde acınacak bir azaba maruz kalmalarına sebep olacağını haber vermektedir.}

66- Onlar farkında değillerken kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?

67- O gün, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dost olanlar (bile) birbirlerine düşman kesilirler.

{Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanlara şöyle nida eder.}

Bölüm 6[değiştir]

68-69- Ey âyetlerimize inanan ve müslüman olan kullarım! Bugün size korku yoktur. Sizler üzülmeyeceksiniz de.

70- Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz!

71-72-73- Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: Siz, orada ebedî kalacaksınız, işte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz, denilir.

Sayfa 494[değiştir]

74-75- Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar, azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde kurtuluştan ümit kesmişlerdir.

{Burada suçlulardan maksat, Allah'ı inkâr eden veya şirk koşanlardır.}

76- Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir.

77- Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin! diye seslenirler. Mâlik de: Siz böyle kalacaksınız! der.

{Kâfirler, cehennemin bekçisi olan Mâlik'e âyette belirtildiği şekilde seslenerek ölümlerini isterler. Çünkü ölümleri azap içinde yaşamalarından daha iyidir. Ama Mâlik, onlara hiçbir surette buradan kurtuluş olmadığını bildirir.}

78- Andolsun biz size hakkı getirdik, fakat çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz.

{Burada Kureyş'in Dâru'n-Nedve'de Hz. Peygamber'e karşı kurdukları tuzağa işaret edilerek, onların tuzaklarına karşılık, helâklerinin takdir edildiği açıklanmıştır. Çünkü kâfirler, Hz. Muhammed'i ve Kur'an'ı sevmediklerini söylemekle kalmıyor, karşı koyma hususunda da kararlar alıyorlardı.}

79- Yoksa (müşrikler) bir işe kesin karar mı verdiler? Doğrusu biz de kararlıyız!

80- Yoksa onlar, bizim kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır, öyle değil; yanlarındaki elçilerimiz (hafaza melekleri de) yazmaktadırlar.

81- De ki: Eğer Rahmân'ın bir çocuğu olsaydı, elbette ben (ona) kulluk edenlerin ilki olurdum!

82- Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan Allah onların vasıflandırmalarından yücedir, münezzehtir.

83- Sen bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar bâtıla dalsınlar, oynaya dursunlar.

84- Gökteki İlâh da, yerdeki İlâh da O'dur. O, hakîmdir, her şeyi bilendir.

85- Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü kendisine ait olan Allah ne yücedir! Kıyamet saatini bilmek de O'na mahsustur. Siz O'na döndürüleceksiniz.

86- Allah'ı bırakıp da taptıkları putlar, şefâat edemezler. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler bunun dışındadır.

{Âyette ifade edildiği gibi, putlar hiç kimseye şefâat edemezler ve yardımda bulunamazlar. Çünkü şefâate yetkileri yoktur. Ancak İsa ve Uzeyr (a.s.) ile meleklerin, dilleri ve kalbleriyle hakkı doğrulayan kişi ve varlıklar oldukları için inananlara şefâat edecekleri anlaşılmaktadır.}

87- Andolsun onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette "Allah" derler. O halde nasıl (Allah'a kulluktan) çeviriliyorlar?

88-89- (Resûlullah'ın:) Yâ Rabbi! Bunlar, iman etmeyen bir kavimdir, demesine karşı Allah: Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu.

Önceki Sure: ŞûrâKur'anDuhan: Sonraki Sure

test