Kuran:Necm: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
(Yeni sayfa: "Kategori:Kur'an ''Önceki Sure: TûrKur'anKamer: Sonraki Sure'' =53. Necm Suresi= ''Önceki Sure: Kuran:Tur|T...")
 
Değişiklik özeti yok
4. satır: 4. satır:
=53. Necm Suresi=
=53. Necm Suresi=


{Mekke'de inmiştir. 62 âyettir. Yalnız 32. âyeti Medine'de nâzil olmuştur.}
===Bölüm 1===
====Sayfa 525====
<div id="1">[[Dosya:Necm 1.png]]</div>  <div id="2">[[Dosya:Necm 2.png]]</div>  <div id="3">[[Dosya:Necm 3.png]]</div>
1-2-3- Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve bâtıla inanmadı; o, arzusuna göre de konuşmaz.
<div id="4">[[Dosya:Necm 4.png]]</div>
4- O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.
<div id="5">[[Dosya:Necm 5.png]]</div> <div id="6">[[Dosya:Necm 6.png]]</div> <div id="7">[[Dosya:Necm 7.png]]</div>
5-6-7- Çünkü onu güçlü kuvvetli ve üstün yaratılışlı biri (Cebrail) öğretti. Sonra en yüksek ufukta iken asıl şekliyle doğruldu.
<div id="8">[[Dosya:Necm 8.png]]</div> <div id="9">[[Dosya:Necm 9.png]]</div>
8-9- Sonra (Muhammed'e) yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu.
<div id="10">[[Dosya:Necm 10.png]]</div> <div id="11">[[Dosya:Necm 11.png]]</div>
10-11- Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.
<div id="12">[[Dosya:Necm 12.png]]</div>
12- Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız?
<div id="13">[[Dosya:Necm 13.png]]</div> <div id="14">[[Dosya:Necm 14.png]]</div>
13-14- Andolsun onu, Sidretü'l-Müntehâ'nın yanında önceden bir defa daha görmüştü.
<div id="15">[[Dosya:Necm 15.png]]</div>
15- Cennetü'l-Me'vâ da onun yanındadır.
<div id="16">[[Dosya:Necm 16.png]]</div>
16- Sidre'yi kaplayan kaplamıştı.
<div id="17">[[Dosya:Necm 17.png]]</div>
17- Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı.
<div id="18">[[Dosya:Necm 18.png]]</div>
18- Andolsun o, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü.
{Sûre, yıldıza yeminle başlamıştır. Bu "yıldız" yıldız cinsi, Süreyya yıldızı, Kur'an âyetleri ve Hz. Peygamber şeklinde açıklanmıştır. Yıldızın batması ve doğması kıyamet günüyle tefsir edilmiştir. Kur'an kendisine vahyedilen Hz. Peygamber, doğru yoldan sapmamış ve bâtıla inanmamıştır. Ona inen Kur'an vahye dayanmaktadır. Vahyi getiren, Cebrail (a.s.)'dır. İşte bu melek birkaç defa aslî suretinde Hz. Peygamber'e görünmüştür. Aralarındaki mesafenin âyette de belirtildiği gibi, çok yakın olduğu bir zamanda Cebrail vahyedilenleri Peygamberimize bildirmişti. Hz. Peygamber'in Cebrail ile görüşmesi Sidretü'l-Müntehâ'da olmuştu. Bazıları burada Peygamberimizin gördüğünün Cenab-ı Hak olduğunu da ileri sürmüşlerdir. Sidretü'l-Müntehâ, son ağaç, yani yaratıklar âleminin son noktası demektir. Bundan ötesi Allah'ın gayb âlemidir. Cennetü'l-Me'vâ da, melekler, şehitler ve müttakîlerin ruhlarının barındığı yerdir. Sidre'dekileri tarif ve tavsif mümkün değildir. Sidre'yi kaplayanın, melekler veya Allah'ın nûru olduğu rivayetlerine yer verilmiştir.}
<div id="19">[[Dosya:Necm 19.png]]</div>
19- Gördünüz mü o Lât ve Uzzâ'yı?
<div id="20">[[Dosya:Necm 20.png]]</div>
20- Ve üçüncüleri olan ötekini, Menât'ı.
<div id="21">[[Dosya:Necm 21.png]]</div>
21- Demek erkek size, dişi O'na öyle mi?
<div id="22">[[Dosya:Necm 22.png]]</div>
22- O zaman bu, insafsızca bir taksim!
<div id="23">[[Dosya:Necm 23.png]]</div>
23- Bunlar (putlar), sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Onlar ancak zanna ve nefislerinin arzusuna uyuyorlar. Halbuki kendilerine Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir.
<div id="24">[[Dosya:Necm 24.png]]</div>
24- Yoksa insan, her arzu ettiği şeye sahip mi olacaktır?
<div id="25">[[Dosya:Necm 25.png]]</div>
25- Ahiret de dünya da Allah'ındır.
===Bölüm 2===
<div id="26">[[Dosya:Necm 26.png]]</div>
26- Göklerde nice melek var ki onların şefaatleri, dilediği ve hoşnut olduğu kimse için Allah'ın izin vermesi dışında, bir işe yaramaz.
===Hizb 2===
====Sayfa 526====
<div id="27">[[Dosya:Necm 27.png]]</div>
27- Ahirete inanmayanlar, meleklere dişilerin adlarını takıyorlar.
<div id="28">[[Dosya:Necm 28.png]]</div>
28- Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez.
<div id="29">[[Dosya:Necm 29.png]]</div>
29- Onun için sen bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselere yüz verme.
<div id="30">[[Dosya:Necm 30.png]]</div>
30- İşte onların erişebilecekleri bilgi budur. Şüphesiz ki senin Rabbin, evet O, yolundan sapanı daha iyi bilir; O, hidayette olanı da çok iyi bilir.
<div id="31">[[Dosya:Necm 31.png]]</div>
31- Göklerde ve yerde bulunanlar hep Allah'ındır. Bu, Allah'ın, kötülük edenleri yaptıklarıyla cezalandırması, güzel davrananları da daha güzeliyle mükâfatlandırması içindir.
<div id="32">[[Dosya:Necm 32.png]]</div>
32- Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçınanlara gelince, bil ki Rabbin, affı bol olandır. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada (bile), sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir.
{Hz. Âdem'in topraktan yaratılışı, insanın ana karnındaki durumu, aslındaki zayıflığı ve aczi hatırlatılarak, kendini beğenip gurura kapılmaması istenmiştir.}
===Bölüm 3===
<div id="33">[[Dosya:Necm 33.png]]</div>
33- Gördün mü arkasını döneni?
<div id="34">[[Dosya:Necm 34.png]]</div>
34- Azıcık verip sonra vermemekte direneni?
<div id="35">[[Dosya:Necm 35.png]]</div>
35- Acaba gaybın bilgisi kendi yanındadır da o görüyor mu?
{33-35. âyetlerin, müslüman olduktan sonra müşrikliğe dönen Velîd b. Muğîre hakkında indiği rivayet edilmiştir.}
<div id="36">[[Dosya:Necm 36.png]]</div> <div id="37">[[Dosya:Necm 37.png]]</div>
36-37- Yoksa, Musa'nın ve ahdine vefa gösteren İbrahim'in sahifelerinde yazılı olanlar kendisine haber verilmedi mi?
<div id="38">[[Dosya:Necm 38.png]]</div>
38- Gerçekten hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenemez.
<div id="39">[[Dosya:Necm 39.png]]</div>
39- Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.
<div id="40">[[Dosya:Necm 40.png]]</div>
40- Ve çalışması da ileride görülecektir.
<div id="41">[[Dosya:Necm 41.png]]</div>
41- Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir.
<div id="42">[[Dosya:Necm 42.png]]</div>
42- Ve şüphesiz en son varış Rabbinedir.
{Âyetlerde, insanın genellikle başkasının yaptığından bir fayda göremeyeceği, çünkü herkesin kendisi için çalıştığı, çalışmanın sonuçlarının kıyamette görüleceği hatırlatılmıştır.}
<div id="43">[[Dosya:Necm 43.png]]</div>
43- Doğrusu güldüren de ağlatan da O'dur.
<div id="44">[[Dosya:Necm 44.png]]</div>
44- Öldüren de dirilten de O'dur.
====Sayfa 527====
<div id="45">[[Dosya:Necm 45.png]]</div> <div id="46">[[Dosya:Necm 46.png]]</div>
45-46- Şurası muhakkak ki (rahime) atıldığında nutfeden, erkek ve dişiden ibaret olan iki çifti O yarattı.
<div id="47">[[Dosya:Necm 47.png]]</div>
47- Şüphesiz tekrar diriltmek de O'na aittir.
<div id="48">[[Dosya:Necm 48.png]]</div>
48- Zengin eden de yoksul kılan da O'dur.
{Âyetin ikinci kısmına "ihtiyaçtan kurtaran" manası da verilmiştir.}
<div id="49">[[Dosya:Necm 49.png]]</div>
49- Doğrusu Şi'râ yıldızının Rabbi de O'dur.
{Şi'râ, Huzaa kabilesinin taptığı parlak bir yıldızdır.}
<div id="50">[[Dosya:Necm 50.png]]</div>
50- Ve şüphesiz ki önceki Âd kavmini O helâk etti.
<div id="51">[[Dosya:Necm 51.png]]</div>
51- Semûd'u da (O helâk etti) ve geriye hiçbir şey bırakmadı.
<div id="52">[[Dosya:Necm 52.png]]</div>
52- Daha önce de çok zalim ve pek azgın olan Nuh kavmini (helâk etmişti).
<div id="53">[[Dosya:Necm 53.png]]</div>
53- Altüst olan şehirleri de o böyle yaptı.
<div id="54">[[Dosya:Necm 54.png]]</div>
54- Onların başına getireceğini getirdi!
<div id="55">[[Dosya:Necm 55.png]]</div>
55- Şimdi Rabbinin nimetlerinin hangisinde şüpheye düşersin.
<div id="56">[[Dosya:Necm 56.png]]</div>
56- İşte bu ilk uyarıcılardan bir uyarıcıdır.
{Geçen âyetlerde zikredilen Âd, Semûd, Nuh ve Lût kavimleri inkâr ve isyanlarının cezasını helâk edilerek çekmişlerdir. Bunlar içinde Hz. Nuh'un kavmi, Âd ve Semûd'dan daha zalim ve azgın bir topluluktu. Çünkü Hz. Nuh, içlerinde uzun yıllar kaldığı halde ona inanmamışlar ve olanca eziyeti yapmışlardı. Hz. Lût'un kavminin helâk edilişi, bu kavmin kasabalarının yükseğe kaldırıldıktan sonra bırakılarak yerle bir edilmesiyle gerçekleşmişti.}
<div id="57">[[Dosya:Necm 57.png]]</div>
57- Yaklaşan yaklaştı.
<div id="58">[[Dosya:Necm 58.png]]</div>
58- Onu (vaktini) Allah'tan başka açığa çıkaracak yoktur.
<div id="59">[[Dosya:Necm 59.png]]</div>
59- Şimdi siz bu söze (Kur'an'a) mı şaşıyorsunuz?
<div id="60">[[Dosya:Necm 60.png]]</div>
60- Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz!
==Secde Ayeti==
<div id="61">[[Dosya:Necm 61.png]]</div>
61- Ve siz gaflet içinde oyalanmaktasınız!
<div id="62">[[Dosya:Necm 62.png]]</div>
62- Haydi Allah'a secde edip O'na kulluk edin!


''Önceki Sure: [[Kuran:Tur|Tûr]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Kamer|Kamer]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Kuran:Tur|Tûr]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Kamer|Kamer]]: Sonraki Sure''

14.24, 25 Mayıs 2020 tarihindeki hâli

Önceki Sure: TûrKur'anKamer: Sonraki Sure

53. Necm Suresi[değiştir]

{Mekke'de inmiştir. 62 âyettir. Yalnız 32. âyeti Medine'de nâzil olmuştur.}

Bölüm 1[değiştir]

Sayfa 525[değiştir]

1-2-3- Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve bâtıla inanmadı; o, arzusuna göre de konuşmaz.

4- O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.

5-6-7- Çünkü onu güçlü kuvvetli ve üstün yaratılışlı biri (Cebrail) öğretti. Sonra en yüksek ufukta iken asıl şekliyle doğruldu.

8-9- Sonra (Muhammed'e) yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu.

10-11- Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.

12- Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız?

13-14- Andolsun onu, Sidretü'l-Müntehâ'nın yanında önceden bir defa daha görmüştü.

15- Cennetü'l-Me'vâ da onun yanındadır.

16- Sidre'yi kaplayan kaplamıştı.

17- Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı.

18- Andolsun o, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü.

{Sûre, yıldıza yeminle başlamıştır. Bu "yıldız" yıldız cinsi, Süreyya yıldızı, Kur'an âyetleri ve Hz. Peygamber şeklinde açıklanmıştır. Yıldızın batması ve doğması kıyamet günüyle tefsir edilmiştir. Kur'an kendisine vahyedilen Hz. Peygamber, doğru yoldan sapmamış ve bâtıla inanmamıştır. Ona inen Kur'an vahye dayanmaktadır. Vahyi getiren, Cebrail (a.s.)'dır. İşte bu melek birkaç defa aslî suretinde Hz. Peygamber'e görünmüştür. Aralarındaki mesafenin âyette de belirtildiği gibi, çok yakın olduğu bir zamanda Cebrail vahyedilenleri Peygamberimize bildirmişti. Hz. Peygamber'in Cebrail ile görüşmesi Sidretü'l-Müntehâ'da olmuştu. Bazıları burada Peygamberimizin gördüğünün Cenab-ı Hak olduğunu da ileri sürmüşlerdir. Sidretü'l-Müntehâ, son ağaç, yani yaratıklar âleminin son noktası demektir. Bundan ötesi Allah'ın gayb âlemidir. Cennetü'l-Me'vâ da, melekler, şehitler ve müttakîlerin ruhlarının barındığı yerdir. Sidre'dekileri tarif ve tavsif mümkün değildir. Sidre'yi kaplayanın, melekler veya Allah'ın nûru olduğu rivayetlerine yer verilmiştir.}

19- Gördünüz mü o Lât ve Uzzâ'yı?

20- Ve üçüncüleri olan ötekini, Menât'ı.

21- Demek erkek size, dişi O'na öyle mi?

22- O zaman bu, insafsızca bir taksim!

23- Bunlar (putlar), sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Onlar ancak zanna ve nefislerinin arzusuna uyuyorlar. Halbuki kendilerine Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir.

24- Yoksa insan, her arzu ettiği şeye sahip mi olacaktır?

25- Ahiret de dünya da Allah'ındır.

Bölüm 2[değiştir]

26- Göklerde nice melek var ki onların şefaatleri, dilediği ve hoşnut olduğu kimse için Allah'ın izin vermesi dışında, bir işe yaramaz.

Hizb 2[değiştir]

Sayfa 526[değiştir]

27- Ahirete inanmayanlar, meleklere dişilerin adlarını takıyorlar.

28- Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez.

29- Onun için sen bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselere yüz verme.

30- İşte onların erişebilecekleri bilgi budur. Şüphesiz ki senin Rabbin, evet O, yolundan sapanı daha iyi bilir; O, hidayette olanı da çok iyi bilir.

31- Göklerde ve yerde bulunanlar hep Allah'ındır. Bu, Allah'ın, kötülük edenleri yaptıklarıyla cezalandırması, güzel davrananları da daha güzeliyle mükâfatlandırması içindir.

32- Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçınanlara gelince, bil ki Rabbin, affı bol olandır. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada (bile), sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir.

{Hz. Âdem'in topraktan yaratılışı, insanın ana karnındaki durumu, aslındaki zayıflığı ve aczi hatırlatılarak, kendini beğenip gurura kapılmaması istenmiştir.}

Bölüm 3[değiştir]

33- Gördün mü arkasını döneni?

34- Azıcık verip sonra vermemekte direneni?

35- Acaba gaybın bilgisi kendi yanındadır da o görüyor mu?

{33-35. âyetlerin, müslüman olduktan sonra müşrikliğe dönen Velîd b. Muğîre hakkında indiği rivayet edilmiştir.}

36-37- Yoksa, Musa'nın ve ahdine vefa gösteren İbrahim'in sahifelerinde yazılı olanlar kendisine haber verilmedi mi?

38- Gerçekten hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü yüklenemez.

39- Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.

40- Ve çalışması da ileride görülecektir.

41- Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir.

42- Ve şüphesiz en son varış Rabbinedir.

{Âyetlerde, insanın genellikle başkasının yaptığından bir fayda göremeyeceği, çünkü herkesin kendisi için çalıştığı, çalışmanın sonuçlarının kıyamette görüleceği hatırlatılmıştır.}

43- Doğrusu güldüren de ağlatan da O'dur.

44- Öldüren de dirilten de O'dur.

Sayfa 527[değiştir]

45-46- Şurası muhakkak ki (rahime) atıldığında nutfeden, erkek ve dişiden ibaret olan iki çifti O yarattı.

47- Şüphesiz tekrar diriltmek de O'na aittir.

48- Zengin eden de yoksul kılan da O'dur.

{Âyetin ikinci kısmına "ihtiyaçtan kurtaran" manası da verilmiştir.}

49- Doğrusu Şi'râ yıldızının Rabbi de O'dur.

{Şi'râ, Huzaa kabilesinin taptığı parlak bir yıldızdır.}

50- Ve şüphesiz ki önceki Âd kavmini O helâk etti.

51- Semûd'u da (O helâk etti) ve geriye hiçbir şey bırakmadı.

52- Daha önce de çok zalim ve pek azgın olan Nuh kavmini (helâk etmişti).

53- Altüst olan şehirleri de o böyle yaptı.

54- Onların başına getireceğini getirdi!

55- Şimdi Rabbinin nimetlerinin hangisinde şüpheye düşersin.

56- İşte bu ilk uyarıcılardan bir uyarıcıdır.

{Geçen âyetlerde zikredilen Âd, Semûd, Nuh ve Lût kavimleri inkâr ve isyanlarının cezasını helâk edilerek çekmişlerdir. Bunlar içinde Hz. Nuh'un kavmi, Âd ve Semûd'dan daha zalim ve azgın bir topluluktu. Çünkü Hz. Nuh, içlerinde uzun yıllar kaldığı halde ona inanmamışlar ve olanca eziyeti yapmışlardı. Hz. Lût'un kavminin helâk edilişi, bu kavmin kasabalarının yükseğe kaldırıldıktan sonra bırakılarak yerle bir edilmesiyle gerçekleşmişti.}

57- Yaklaşan yaklaştı.

58- Onu (vaktini) Allah'tan başka açığa çıkaracak yoktur.

59- Şimdi siz bu söze (Kur'an'a) mı şaşıyorsunuz?

60- Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz!

Secde Ayeti[değiştir]

61- Ve siz gaflet içinde oyalanmaktasınız!

62- Haydi Allah'a secde edip O'na kulluk edin!

Önceki Sure: TûrKur'anKamer: Sonraki Sure

test