Kuran:Kamer: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
(Yeni sayfa: "Kategori:Kur'an ''Önceki Sure: NecmKur'anRahmân: Sonraki Sure'' =54. Kamer Suresi= ''Önceki Sure: Kuran:...")
 
Değişiklik özeti yok
3. satır: 3. satır:


=54. Kamer Suresi=
=54. Kamer Suresi=
{Ayın yarılması mucizesi bu sûrede anlatılır. Onun için bu adı almıştır. Mekke'de inmiştir, 55 âyettir.}
===Bölüm 1===
====Sayfa 527====
<div id="1">[[Dosya:Kamer 1.png]]</div>
1- Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.
{Birçok sahâbîden gelen rivayetlere göre Mekkeliler Hz. Peygamber'den mucize istemişler, o da parmağıyla aya işaret etmiş ve ay ikiye ayrılmış, sonra birleşmiştir. Müslümanların işkenceye maruz kaldığı hassas bir dönemde ayın bu görünüşü Mekkelileri hayrete düşürmüştür. Müşrikler bu olaya bir itirazda bulunmamışlar, sadece "büyü" demişlerdir.}
<div id="2">[[Dosya:Kamer 2.png]]</div>
2- Onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çevirirler ve: Eskiden beri devam edegelen bir büyüdür, derler.
<div id="3">[[Dosya:Kamer 3.png]]</div>
3- Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır.
<div id="4">[[Dosya:Kamer 4.png]]</div>
4- Andolsun onlara, kötülükten önleyecek nice önemli haberler gelmiştir.
<div id="5">[[Dosya:Kamer 5.png]]</div>
5- Bu büyük bir hikmettir. Fakat (yüz çevirene) uyarılar ne fayda verir!
<div id="6">[[Dosya:Kamer 6.png]]</div>
6- Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir.
====Sayfa 528====
<div id="7">[[Dosya:Kamer 7.png]]</div> <div id="8">[[Dosya:Kamer 8.png]]</div>
7-8- Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde ve dâvetçiye koşarak kabirlerden çıkarlar. O esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler.
<div id="9">[[Dosya:Kamer 9.png]]</div>
9- Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanladı, hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek: O, delirdi, dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandı.
<div id="10">[[Dosya:Kamer 10.png]]</div>
10- Bunun üzerine, Rabbine: Ben yenik düştüm, bana yardım et! diyerek yalvardı.
<div id="11">[[Dosya:Kamer 11.png]]</div>
11- Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık.
<div id="12">[[Dosya:Kamer 12.png]]</div>
12- Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti.
{Gökten yağan yağmur ve yerden fışkıran su birleşerek Nuh'un inkârcı kavminin helâkini hazırladı.}
<div id="13">[[Dosya:Kamer 13.png]]</div>
13- Nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik.
<div id="14">[[Dosya:Kamer 14.png]]</div>
14- İnkâr edilmiş olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
{İnkâr edilip nankörlükle karşılaşan Hz. Nuh ve ona inananlar, Cenab-ı Hakk'ın nezareti ve himayesinde gemide yolculuklarına devam etmişlerdi.}
<div id="15">[[Dosya:Kamer 15.png]]</div>
15- Andolsun ki onu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?
{Gemi ve tufan birer ibret konularıdır. Rivayetlere göre Nuh'un gemisi, Cûdî dağı üzerinde uzun zaman kalmış ve insanlar onu görmüştür.}
<div id="16">[[Dosya:Kamer 16.png]]</div>
16- Benim azabım ve uyarılarım nasılmış!
<div id="17">[[Dosya:Kamer 17.png]]</div>
17- Andolsun biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?
<div id="18">[[Dosya:Kamer 18.png]]</div>
18- Âd kavmi (Peygamberleri Hûd'u) yalanladı da azabım ve tehdidim nasılmış (gördüler).
<div id="19">[[Dosya:Kamer 19.png]]</div>
19- Biz onların üstüne, uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik.
{Fussılet 41/16'nın açıklamasına bak.}
<div id="20">[[Dosya:Kamer 20.png]]</div>
20- O rüzgâr, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
<div id="21">[[Dosya:Kamer 21.png]]</div>
21- Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
<div id="22">[[Dosya:Kamer 22.png]]</div>
22- Andolsun biz Kur'an'ı düşünüp öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu?
===Bölüm 2===
<div id="23">[[Dosya:Kamer 23.png]]</div>
23- Semûd kavmi de uyarıcıları yalanladı.
<div id="24">[[Dosya:Kamer 24.png]]</div>
24- "Aramızdan bir beşere mi uyacağız? O takdirde biz apaçık bir sapıklık ve çılgınlık etmiş oluruz" dediler.
{Âyet, Semûd kavminin kendi cinslerinden olan ve taraftarı da bulunmayan Hz. Sâlih'e uymaktan kaçındıklarını haber vermektedir.}
<div id="25">[[Dosya:Kamer 25.png]]</div>
25- "Vahiy, aramızda ona mı verildi? Hayır o, yalancı ve şımarığın biridir" (dediler.)
<div id="26">[[Dosya:Kamer 26.png]]</div>
26- Yarın onlar, yalancı ve şımarığın kim olduğunu bileceklerdir.
<div id="27">[[Dosya:Kamer 27.png]]</div>
27- Gerçekten onları imtihan etmek için dişi deveyi gönderen biziz. Sen onları gözetle ve sabret.
====Sayfa 529====
<div id="28">[[Dosya:Kamer 28.png]]</div>
28- Onlara, suyun aralarında paylaştırıldığını haber ver. Her biri kendi içme sırasında gelsin.
{İlâhî taksime göre, su bir gün devenin içmesi, bir gün de kendi ihtiyaçları için kullanılacaktı.}
<div id="29">[[Dosya:Kamer 29.png]]</div>
29- Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür'et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti.
{Deveyi kesen kişinin Kudar b. Sâlif adında bir zorba olduğu rivayet edilmiştir.}
<div id="30">[[Dosya:Kamer 30.png]]</div>
30- (Bu azgınlara) azabım ve uyarılarım nasıl oldu!
<div id="31">[[Dosya:Kamer 31.png]]</div>
31- Biz onların üzerlerine korkunç bir ses gönderdik. Hemen hayvan ağılına konan kuru ot gibi oluverdiler.
<div id="32">[[Dosya:Kamer 32.png]]</div>
32- Andolsun biz Kur'an'ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alan yok mu?
<div id="33">[[Dosya:Kamer 33.png]]</div>
33- Lût'un kavmi de uyarıcı peygamberleri yalanladı.
<div id="34">[[Dosya:Kamer 34.png]]</div> <div id="35">[[Dosya:Kamer 35.png]]</div>
34-35- Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
<div id="36">[[Dosya:Kamer 36.png]]</div>
36- Andolsun ki, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar.
<div id="37">[[Dosya:Kamer 37.png]]</div>
37- Onlar Lût'un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik).
{Lût'un kavmi; genç erkekler suretinde Hz. Lût'a gelen meleklere tecâvüze kalkışmışlardı.}
<div id="38">[[Dosya:Kamer 38.png]]</div>
38- Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı.
<div id="39">[[Dosya:Kamer 39.png]]</div>
39- İşte azabımı ve uyarılarımı tadın! (denildi).
<div id="40">[[Dosya:Kamer 40.png]]</div>
40- Andolsun biz Kur'an'ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu?
===Bölüm 3===
<div id="41">[[Dosya:Kamer 41.png]]</div>
41- Şüphesiz Firavun'un kavmine de uyarıcılar gelmişti.
<div id="42">[[Dosya:Kamer 42.png]]</div>
42- Lâkin onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları güç ve kudretimize lâyık bir şekilde yakaladık.
<div id="43">[[Dosya:Kamer 43.png]]</div>
43- Şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan daha mı iyidirler? Yoksa kitaplarda sizin için bir berât mı var?
{Âyette, Mekke kâfirlerine, Nuh kavminden Firavun'a kadar geçen milletlerden daha güçlü olduklarını mı düşündükleri ve kendilerinin azaptan kurtulacaklarına dair bir garantiye mi sahip oldukları soruluyor.}
<div id="44">[[Dosya:Kamer 44.png]]</div>
44- Yoksa "Biz, intikam almağa gücü yeten bir topluluğuz" mu diyorlar?
<div id="45">[[Dosya:Kamer 45.png]]</div>
45- O topluluk yakında bozulacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklardır.
<div id="46">[[Dosya:Kamer 46.png]]</div>
46- Bilakis kıyamet onlara vâdedilen asıl saattir ve o saat daha belâlı ve daha acıdır.
<div id="47">[[Dosya:Kamer 47.png]]</div>
47- Şüphesiz suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.
<div id="48">[[Dosya:Kamer 48.png]]</div>
48- O gün yüzüstü ateşe sürüklendiklerinde "Cehennemin elemini tadın!" denir.
<div id="49">[[Dosya:Kamer 49.png]]</div>
49- Biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık.
====Sayfa 530====
<div id="50">[[Dosya:Kamer 50.png]]</div>
50- Bizim buyruğumuz, bir anlık bakış gibi, bir tek sözden başka bir şey değildir.
<div id="51">[[Dosya:Kamer 51.png]]</div>
51- Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Düşünüp ibret alan yok mu?
<div id="52">[[Dosya:Kamer 52.png]]</div>
52- Yaptıkları her şey kitaplarda (amel defterlerinde) mevcuttur.
<div id="53">[[Dosya:Kamer 53.png]]</div>
53- Küçük büyük her şey satır satır yazılmıştır.
{Buna göre melekler, yapılanları amel defterlerine kaydetmektedirler. Tutum ve davranışın, günah ve sevabın hepsi levh-i mahfuzda kayıtlıdır.}
<div id="54">[[Dosya:Kamer 54.png]]</div> <div id="55">[[Dosya:Kamer 55.png]]</div>
54-55- Takvâ sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarında, güçlü ve Yüce Allah'ın huzurunda hak meclisindedirler.




''Önceki Sure: [[Kuran:Necm|Necm]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Rahman|Rahmân]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Kuran:Necm|Necm]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Rahman|Rahmân]]: Sonraki Sure''

14.25, 25 Mayıs 2020 tarihindeki hâli

Önceki Sure: NecmKur'anRahmân: Sonraki Sure

54. Kamer Suresi[değiştir]

{Ayın yarılması mucizesi bu sûrede anlatılır. Onun için bu adı almıştır. Mekke'de inmiştir, 55 âyettir.}

Bölüm 1[değiştir]

Sayfa 527[değiştir]

1- Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.

{Birçok sahâbîden gelen rivayetlere göre Mekkeliler Hz. Peygamber'den mucize istemişler, o da parmağıyla aya işaret etmiş ve ay ikiye ayrılmış, sonra birleşmiştir. Müslümanların işkenceye maruz kaldığı hassas bir dönemde ayın bu görünüşü Mekkelileri hayrete düşürmüştür. Müşrikler bu olaya bir itirazda bulunmamışlar, sadece "büyü" demişlerdir.}

2- Onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çevirirler ve: Eskiden beri devam edegelen bir büyüdür, derler.

3- Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır.

4- Andolsun onlara, kötülükten önleyecek nice önemli haberler gelmiştir.

5- Bu büyük bir hikmettir. Fakat (yüz çevirene) uyarılar ne fayda verir!

6- Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir.

Sayfa 528[değiştir]

7-8- Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde ve dâvetçiye koşarak kabirlerden çıkarlar. O esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler.

9- Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanladı, hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek: O, delirdi, dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandı.

10- Bunun üzerine, Rabbine: Ben yenik düştüm, bana yardım et! diyerek yalvardı.

11- Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını açtık.

12- Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki) su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti.

{Gökten yağan yağmur ve yerden fışkıran su birleşerek Nuh'un inkârcı kavminin helâkini hazırladı.}

13- Nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik.

14- İnkâr edilmiş olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.

{İnkâr edilip nankörlükle karşılaşan Hz. Nuh ve ona inananlar, Cenab-ı Hakk'ın nezareti ve himayesinde gemide yolculuklarına devam etmişlerdi.}

15- Andolsun ki onu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?

{Gemi ve tufan birer ibret konularıdır. Rivayetlere göre Nuh'un gemisi, Cûdî dağı üzerinde uzun zaman kalmış ve insanlar onu görmüştür.}

16- Benim azabım ve uyarılarım nasılmış!

17- Andolsun biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?

18- Âd kavmi (Peygamberleri Hûd'u) yalanladı da azabım ve tehdidim nasılmış (gördüler).

19- Biz onların üstüne, uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik.

{Fussılet 41/16'nın açıklamasına bak.}

20- O rüzgâr, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.

21- Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!

22- Andolsun biz Kur'an'ı düşünüp öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu?

Bölüm 2[değiştir]

23- Semûd kavmi de uyarıcıları yalanladı.

24- "Aramızdan bir beşere mi uyacağız? O takdirde biz apaçık bir sapıklık ve çılgınlık etmiş oluruz" dediler.

{Âyet, Semûd kavminin kendi cinslerinden olan ve taraftarı da bulunmayan Hz. Sâlih'e uymaktan kaçındıklarını haber vermektedir.}

25- "Vahiy, aramızda ona mı verildi? Hayır o, yalancı ve şımarığın biridir" (dediler.)

26- Yarın onlar, yalancı ve şımarığın kim olduğunu bileceklerdir.

27- Gerçekten onları imtihan etmek için dişi deveyi gönderen biziz. Sen onları gözetle ve sabret.

Sayfa 529[değiştir]

28- Onlara, suyun aralarında paylaştırıldığını haber ver. Her biri kendi içme sırasında gelsin.

{İlâhî taksime göre, su bir gün devenin içmesi, bir gün de kendi ihtiyaçları için kullanılacaktı.}

29- Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür'et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti.

{Deveyi kesen kişinin Kudar b. Sâlif adında bir zorba olduğu rivayet edilmiştir.}

30- (Bu azgınlara) azabım ve uyarılarım nasıl oldu!

31- Biz onların üzerlerine korkunç bir ses gönderdik. Hemen hayvan ağılına konan kuru ot gibi oluverdiler.

32- Andolsun biz Kur'an'ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alan yok mu?

33- Lût'un kavmi de uyarıcı peygamberleri yalanladı.

34-35- Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.

36- Andolsun ki, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar.

37- Onlar Lût'un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik).

{Lût'un kavmi; genç erkekler suretinde Hz. Lût'a gelen meleklere tecâvüze kalkışmışlardı.}

38- Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı.

39- İşte azabımı ve uyarılarımı tadın! (denildi).

40- Andolsun biz Kur'an'ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu?

Bölüm 3[değiştir]

41- Şüphesiz Firavun'un kavmine de uyarıcılar gelmişti.

42- Lâkin onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları güç ve kudretimize lâyık bir şekilde yakaladık.

43- Şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan daha mı iyidirler? Yoksa kitaplarda sizin için bir berât mı var?

{Âyette, Mekke kâfirlerine, Nuh kavminden Firavun'a kadar geçen milletlerden daha güçlü olduklarını mı düşündükleri ve kendilerinin azaptan kurtulacaklarına dair bir garantiye mi sahip oldukları soruluyor.}

44- Yoksa "Biz, intikam almağa gücü yeten bir topluluğuz" mu diyorlar?

45- O topluluk yakında bozulacak ve onlar arkalarını dönüp kaçacaklardır.

46- Bilakis kıyamet onlara vâdedilen asıl saattir ve o saat daha belâlı ve daha acıdır.

47- Şüphesiz suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler.

48- O gün yüzüstü ateşe sürüklendiklerinde "Cehennemin elemini tadın!" denir.

49- Biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık.

Sayfa 530[değiştir]

50- Bizim buyruğumuz, bir anlık bakış gibi, bir tek sözden başka bir şey değildir.

51- Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Düşünüp ibret alan yok mu?

52- Yaptıkları her şey kitaplarda (amel defterlerinde) mevcuttur.

53- Küçük büyük her şey satır satır yazılmıştır.

{Buna göre melekler, yapılanları amel defterlerine kaydetmektedirler. Tutum ve davranışın, günah ve sevabın hepsi levh-i mahfuzda kayıtlıdır.}

54-55- Takvâ sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarında, güçlü ve Yüce Allah'ın huzurunda hak meclisindedirler.


Önceki Sure: NecmKur'anRahmân: Sonraki Sure

test