Kuran:Kaf: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
(Yeni sayfa: "Kategori:Kur'an ''Önceki Sure: HucûrâtKur'anZâriyât: Sonraki Sure'' =50. Kâf Suresi= ''Önceki Sure:...")
 
Değişiklik özeti yok
2. satır: 2. satır:
''Önceki Sure: [[Kuran:Hucurat|Hucûrât]] ← [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] → [[Kuran:Zariyat|Zâriyât]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Kuran:Hucurat|Hucûrât]] ← [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] → [[Kuran:Zariyat|Zâriyât]]: Sonraki Sure''


=50. Kâf Suresi=
=50. Kaf Suresi=
 
{Mekke'de inmiştir, 45 âyettir. "Kaf" harfi ile başladığı için bu adı almıştır.}
 
==Cüz 26==
 
===Bölüm 1===
 
====Sayfa 517====
 
<div id="1">[[Dosya:Kaf 1.png]]</div>
 
1- Kaf. Şerefli Kur'an'a andolsun.
 
<div id="2">[[Dosya:Kaf 2.png]]</div>
 
2- Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, kâfirler şöyle dediler: "Bu şaşılacak bir şeydir."
 
{Âyetin belirttiği ve inkâr edenlerin şaşılacak şey saydıkları husus dirilme ve cehennem azabının haber verilmesidir.}
 
<div id="3">[[Dosya:Kaf 3.png]]</div>
 
3- "Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirileceğiz)? Bu, akla uzak bir dönüştür."
 
<div id="4">[[Dosya:Kaf 4.png]]</div>
 
4- Biz, toprağın onlardan neleri eksilttiğini kesinlikle bilmekteyiz. Yanımızda o bilgileri koruyan bir kitap vardır.
 
{Gerçekten âyette belirtildiği gibi toprağın cesetleri eksiltip bitirmesi, dirilme olmayacağı anlamına gelmez. Üstelik toprak, dünya hayatının kaynağı ve mayasıdır.}
 
<div id="5">[[Dosya:Kaf 5.png]]</div>
 
5- Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.
 
{Kur'an veya Peygamber gelince, müşrikler bunlar hakkında çelişkili görüşler belirterek "büyü, büyücü, şiir, şair, kehânet, kâhin" gibi ifadeler kullanmışlardı. Âyet yalanlayanların bu tutumlarına işaret etmektedir.}
 
<div id="6">[[Dosya:Kaf 6.png]]</div>
 
6- Üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmiş ve nasıl donatmışız! Onda hiçbir çatlak da yok.
 
<div id="7">[[Dosya:Kaf 7.png]]</div>
 
7- Yeryüzünü de döşedik ve ona sabit dağlar koyduk. Orada gönül açan her türden (bitkiler) yetiştirdik.
 
<div id="8">[[Dosya:Kaf 8.png]]</div>
 
8- Allah'a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ibret vermek için (bütün bunları yaptık).
 
<div id="9">[[Dosya:Kaf 9.png]]</div>
 
9- Gökten bereketli bir su indirdik, onunla bahçeler ve biçilecek daneler bitirdik.
 
<div id="10">[[Dosya:Kaf 10.png]]</div> <div id="11">[[Dosya:Kaf 11.png]]</div>
 
10-11- Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Ve o su ile ölü toprağa can verdik. İşte hayata yeniden çıkış da böyledir.
 
{Su ile, ölen toprak canlanıyor; ağaçlara taze bir hayat geliyor, bitkiler yerden çıkıyor. İşte insanlar da kabirlerinden öyle çıkacaklardır.}
 
<div id="12">[[Dosya:Kaf 12.png]]</div>
 
12- Onlardan önce Nuh kavmi, Res halkı ve Semûd da yalanlamıştı.
 
<div id="13">[[Dosya:Kaf 13.png]]</div>
 
13- Âd ve Firavun ile Lût'un kardeşleri de (yalanladılar).
 
<div id="14">[[Dosya:Kaf 14.png]]</div>
 
14- Eyke halkı ve Tübba' kavmi de. Bütün bunlar peygamberleri yalanladılar da tehdidim gerçekleşti!
 
{Âyetlerde geçen Semûd Hz. Sâlih'in, Âd Hz. Hûd'un, Eyke Hz. Şuayb'ın kavimleri idiler. Burada önceki inkârcı milletlere gelen azap hatırlatılarak, Kureyş'in durumundan üzülen Hz. Peygamber teselli edilmektedir.}
 
<div id="15">[[Dosya:Kaf 15.png]]</div>
 
15- İlk yaratmada âcizlik mi gösterdik? Hayır, onlar yeni bir yaratma hususunda şüphe içindedirler.
 
{Allah ilk yaratışta acz göstermediğine göre, yeniden yaratmaktan asla âciz değildir.}
 
===Bölüm 2===
 
====Sayfa 518====
 
<div id="16">[[Dosya:Kaf 16.png]]</div>
 
16- Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.
 
<div id="17">[[Dosya:Kaf 17.png]]</div>
 
17- İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar.
 
<div id="18">[[Dosya:Kaf 18.png]]</div>
 
18- İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.
 
<div id="19">[[Dosya:Kaf 19.png]]</div>
 
19- Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir.
 
<div id="20">[[Dosya:Kaf 20.png]]</div>
 
20- Sûr'a üfürülür; işte bu, geleceği vâdedilen gündür.
 
<div id="21">[[Dosya:Kaf 21.png]]</div>
 
21- Herkes, yanında bir sürücü ve bir de şahitle beraber gelir.
 
{Âyette geçen "sürücü" ve "şahitler"in iki melek oldukları, birinin mahşere sevketme, diğerinin de amellere şahitlik etme görevini yerine getirdikleri söylenmiş; ayrıca, "şahit" hafaza meleklerinden sayılmıştır. Bir yoruma göre de "sürücü" kötülüğü yazan melek, "şahit" de iyiliği yazan melektir.}
 
<div id="22">[[Dosya:Kaf 22.png]]</div>
 
22- Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir (denir).
 
<div id="23">[[Dosya:Kaf 23.png]]</div>
<div id="24">[[Dosya:Kaf 24.png]]</div>
<div id="25">[[Dosya:Kaf 25.png]]</div>
<div id="26">[[Dosya:Kaf 26.png]]</div>
 
23-24-25-26- Yanındaki arkadaşı: "İşte yanımdaki hazır, der. (İki meleğe şu emir verilir:) Haydi ikiniz her inatçı kâfiri, hayra bütün gücüyle engel olanı, azgın şüpheciyi cehenneme atın; Allah ile beraber başka ilâh edineni, şiddetli azaba birlikte atın!
 
<div id="27">[[Dosya:Kaf 27.png]]</div>
 
27- Müşrikin arkadaşı (şeytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi.
 
<div id="28">[[Dosya:Kaf 28.png]]</div>
 
28- O esnada (Allah) buyurur: Huzurumda çekişmeyin! Ben size daha önce uyarı göndermiştim!
 
<div id="29">[[Dosya:Kaf 29.png]]</div>
 
29- Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmedici değilim.
 
===Bölüm 3===
 
<div id="30">[[Dosya:Kaf 30.png]]</div>
 
30- O gün cehenneme "Doldun mu?" deriz. O da "Daha var mı?" der.
 
<div id="31">[[Dosya:Kaf 31.png]]</div>
 
31- Cennet de takvâ sahiplerine yaklaştırılır; (onlardan) uzakta olmayacaktır.
 
<div id="32">[[Dosya:Kaf 32.png]]</div>
<div id="33">[[Dosya:Kaf 33.png]]</div>
 
32-33- İşte size vâdedilen cennet! Ki o, Allah'a yönelen, emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahmân'dan korkan ve Allah'a yönelmiş bir kalp ile gelen kimselere mahsustur.
 
<div id="34">[[Dosya:Kaf 34.png]]</div>
 
34- Oraya selâmetle girin. İşte bu, ebedî yaşamanın başladığı gündür
 
<div id="35">[[Dosya:Kaf 35.png]]</div>
 
35- Orada kendileri için diledikleri her şey vardır. Katımızda dahası da vardır.
 
{Son cümlede işaret edilen nimetten maksadın, "Allah'ı görme" olduğu âlimlerin çoğunluğunca ifade edilmiştir. Ayrıca bu ziyadelik, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, hiçbir insanın hatırına gelemeyecek sonsuz nimetler şeklinde de yorumlanmıştır.}
 
====Sayfa 519====
 
<div id="36">[[Dosya:Kaf 36.png]]</div>
 
36- Biz, onlardan önce kendilerinden daha güçlü olan, diyar diyar dolaşan nice nesilleri helâk etmişizdir. Kurtuluş var mı!
 
{"Diyar diyar dolaşan nice nesiller" diye tercüme edilen toplulukların dolaşmalarının sebebi, ölümden kurtulma çarelerini aramalarıdır.}
 
<div id="37">[[Dosya:Kaf 37.png]]</div>
 
37- Şüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.
 
<div id="38">[[Dosya:Kaf 38.png]]</div>
 
38- Andolsun biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık. Bize hiçbir yorgunluk çökmedi.
 
{Bu âyetle, yahudilerin "Allah, cumartesi günü istirahate çekildi. Arşın üstüne bağdaş kurup oturdu" şeklindeki sözleri reddedilmiştir. Bazı tefsircilere göre "altı gün"den maksat, altı dönemdir.}
 
<div id="39">[[Dosya:Kaf 39.png]]</div>
 
39- (Resûlüm!) Onların dediklerine sabret. Güneşin doğuşundan önce de, batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et.
 
{Âyetle, sabah, öğle ve ikindi namazlarının kılınması kasdedilmiştir.}
 
<div id="40">[[Dosya:Kaf 40.png]]</div>
 
40- Gecenin bir bölümünde ve secdelerin ardından da O'nu tesbih et.
 
{Bu âyetle de, akşam, yatsı ve teheccüd namazlarıyla, farz namazların ardından kılınan sünnet ve nafile namazlar veya vitir namazı kasdedilmiştir.}
 
<div id="41">[[Dosya:Kaf 41.png]]</div>
 
41- Seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.
 
{Semadan, Sûr'a üfürecek olan İsrafil (a.s.)'ın çağırışına işaret olunmaktadır.}
 
<div id="42">[[Dosya:Kaf 42.png]]</div>
 
42- O gün insanlar bu sesi gerçekten işiteceklerdir. İşte bu, çıkış günüdür.
 
{Buna göre insanlar, İsrafil'in ikinci Sûr'a üfürüşünü işitecekler; işte bu ses ve işitme ile kabirlerinden dirilip çıkacaklardır.}
 
<div id="43">[[Dosya:Kaf 43.png]]</div>
 
43- Şüphesiz biz diriltir ve öldürürüz. Dönüş de ancak bizedir.
 
<div id="44">[[Dosya:Kaf 44.png]]</div>
 
44- O gün yer yarılır, onların üzerinden süratle yarılıp açılır. Bu, bize göre kolay olan bir haşirdir.
 
<div id="45">[[Dosya:Kaf 45.png]]</div>
45- Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara Kur'an'la öğüt ver.


''Önceki Sure: [[Kuran:Hucurat|Hucûrât]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Zariyat|Zâriyât]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Kuran:Hucurat|Hucûrât]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Zariyat|Zâriyât]]: Sonraki Sure''

06.59, 30 Ocak 2018 tarihindeki hâli

Önceki Sure: HucûrâtKur'anZâriyât: Sonraki Sure

50. Kaf Suresi[değiştir]

{Mekke'de inmiştir, 45 âyettir. "Kaf" harfi ile başladığı için bu adı almıştır.}

Cüz 26[değiştir]

Bölüm 1[değiştir]

Sayfa 517[değiştir]

1- Kaf. Şerefli Kur'an'a andolsun.

2- Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, kâfirler şöyle dediler: "Bu şaşılacak bir şeydir."

{Âyetin belirttiği ve inkâr edenlerin şaşılacak şey saydıkları husus dirilme ve cehennem azabının haber verilmesidir.}

3- "Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirileceğiz)? Bu, akla uzak bir dönüştür."

4- Biz, toprağın onlardan neleri eksilttiğini kesinlikle bilmekteyiz. Yanımızda o bilgileri koruyan bir kitap vardır.

{Gerçekten âyette belirtildiği gibi toprağın cesetleri eksiltip bitirmesi, dirilme olmayacağı anlamına gelmez. Üstelik toprak, dünya hayatının kaynağı ve mayasıdır.}

5- Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.

{Kur'an veya Peygamber gelince, müşrikler bunlar hakkında çelişkili görüşler belirterek "büyü, büyücü, şiir, şair, kehânet, kâhin" gibi ifadeler kullanmışlardı. Âyet yalanlayanların bu tutumlarına işaret etmektedir.}

6- Üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmiş ve nasıl donatmışız! Onda hiçbir çatlak da yok.

7- Yeryüzünü de döşedik ve ona sabit dağlar koyduk. Orada gönül açan her türden (bitkiler) yetiştirdik.

8- Allah'a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ibret vermek için (bütün bunları yaptık).

9- Gökten bereketli bir su indirdik, onunla bahçeler ve biçilecek daneler bitirdik.

10-11- Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Ve o su ile ölü toprağa can verdik. İşte hayata yeniden çıkış da böyledir.

{Su ile, ölen toprak canlanıyor; ağaçlara taze bir hayat geliyor, bitkiler yerden çıkıyor. İşte insanlar da kabirlerinden öyle çıkacaklardır.}

12- Onlardan önce Nuh kavmi, Res halkı ve Semûd da yalanlamıştı.

13- Âd ve Firavun ile Lût'un kardeşleri de (yalanladılar).

14- Eyke halkı ve Tübba' kavmi de. Bütün bunlar peygamberleri yalanladılar da tehdidim gerçekleşti!

{Âyetlerde geçen Semûd Hz. Sâlih'in, Âd Hz. Hûd'un, Eyke Hz. Şuayb'ın kavimleri idiler. Burada önceki inkârcı milletlere gelen azap hatırlatılarak, Kureyş'in durumundan üzülen Hz. Peygamber teselli edilmektedir.}

15- İlk yaratmada âcizlik mi gösterdik? Hayır, onlar yeni bir yaratma hususunda şüphe içindedirler.

{Allah ilk yaratışta acz göstermediğine göre, yeniden yaratmaktan asla âciz değildir.}

Bölüm 2[değiştir]

Sayfa 518[değiştir]

16- Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.

17- İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar.

18- İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.

19- Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir.

20- Sûr'a üfürülür; işte bu, geleceği vâdedilen gündür.

21- Herkes, yanında bir sürücü ve bir de şahitle beraber gelir.

{Âyette geçen "sürücü" ve "şahitler"in iki melek oldukları, birinin mahşere sevketme, diğerinin de amellere şahitlik etme görevini yerine getirdikleri söylenmiş; ayrıca, "şahit" hafaza meleklerinden sayılmıştır. Bir yoruma göre de "sürücü" kötülüğü yazan melek, "şahit" de iyiliği yazan melektir.}

22- Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir (denir).

23-24-25-26- Yanındaki arkadaşı: "İşte yanımdaki hazır, der. (İki meleğe şu emir verilir:) Haydi ikiniz her inatçı kâfiri, hayra bütün gücüyle engel olanı, azgın şüpheciyi cehenneme atın; Allah ile beraber başka ilâh edineni, şiddetli azaba birlikte atın!

27- Müşrikin arkadaşı (şeytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi.

28- O esnada (Allah) buyurur: Huzurumda çekişmeyin! Ben size daha önce uyarı göndermiştim!

29- Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmedici değilim.

Bölüm 3[değiştir]

30- O gün cehenneme "Doldun mu?" deriz. O da "Daha var mı?" der.

31- Cennet de takvâ sahiplerine yaklaştırılır; (onlardan) uzakta olmayacaktır.

32-33- İşte size vâdedilen cennet! Ki o, Allah'a yönelen, emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahmân'dan korkan ve Allah'a yönelmiş bir kalp ile gelen kimselere mahsustur.

34- Oraya selâmetle girin. İşte bu, ebedî yaşamanın başladığı gündür

35- Orada kendileri için diledikleri her şey vardır. Katımızda dahası da vardır.

{Son cümlede işaret edilen nimetten maksadın, "Allah'ı görme" olduğu âlimlerin çoğunluğunca ifade edilmiştir. Ayrıca bu ziyadelik, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, hiçbir insanın hatırına gelemeyecek sonsuz nimetler şeklinde de yorumlanmıştır.}

Sayfa 519[değiştir]

36- Biz, onlardan önce kendilerinden daha güçlü olan, diyar diyar dolaşan nice nesilleri helâk etmişizdir. Kurtuluş var mı!

{"Diyar diyar dolaşan nice nesiller" diye tercüme edilen toplulukların dolaşmalarının sebebi, ölümden kurtulma çarelerini aramalarıdır.}

37- Şüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.

38- Andolsun biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık. Bize hiçbir yorgunluk çökmedi.

{Bu âyetle, yahudilerin "Allah, cumartesi günü istirahate çekildi. Arşın üstüne bağdaş kurup oturdu" şeklindeki sözleri reddedilmiştir. Bazı tefsircilere göre "altı gün"den maksat, altı dönemdir.}

39- (Resûlüm!) Onların dediklerine sabret. Güneşin doğuşundan önce de, batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et.

{Âyetle, sabah, öğle ve ikindi namazlarının kılınması kasdedilmiştir.}

40- Gecenin bir bölümünde ve secdelerin ardından da O'nu tesbih et.

{Bu âyetle de, akşam, yatsı ve teheccüd namazlarıyla, farz namazların ardından kılınan sünnet ve nafile namazlar veya vitir namazı kasdedilmiştir.}

41- Seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.

{Semadan, Sûr'a üfürecek olan İsrafil (a.s.)'ın çağırışına işaret olunmaktadır.}

42- O gün insanlar bu sesi gerçekten işiteceklerdir. İşte bu, çıkış günüdür.

{Buna göre insanlar, İsrafil'in ikinci Sûr'a üfürüşünü işitecekler; işte bu ses ve işitme ile kabirlerinden dirilip çıkacaklardır.}

43- Şüphesiz biz diriltir ve öldürürüz. Dönüş de ancak bizedir.

44- O gün yer yarılır, onların üzerinden süratle yarılıp açılır. Bu, bize göre kolay olan bir haşirdir.

45- Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara Kur'an'la öğüt ver.

Önceki Sure: HucûrâtKur'anZâriyât: Sonraki Sure

test