Hicr Suresi: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
 
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 6 değişikliği gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Sureler Hakkında Bilgiler]]
[[Kategori:Sureler Hakkında Bilgiler]]
[[Kategori:Eksik]]
[[Kategori:Elif Lam Ra İle Başlayan Sureler]]
[[Kategori:Huruf-u Mukattaa İle Başlayan Sureler]]
''Önceki Sure: [[İbrahim Suresi|İbrâhîm]] ← [[Kur'an|Kur'ân]] → [[Nahl Suresi|Nahl]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[İbrahim Suresi|İbrâhîm]] ← [[Kur'an|Kur'ân]] → [[Nahl Suresi|Nahl]]: Sonraki Sure''


''Bu sureyi [[Kuran:Hicr|Hicr suresi okuma sayfasında]] mealiyle beraber okuyabilirsiniz''
''Bu sureyi [[Kuran:Hicr|Hicr suresi okuma sayfasında]] mealiyle beraber okuyabilirsiniz''


'''Hicr ({{Arabi|الحجر}}) Suresi''' Kur'ân-ı Kerim'in 15. suresi olup İbrâhîm ve Nahl sureleri arasında yer alır.
'''Hicr ({{Arabi|الحجر}}) Suresi''' Kur'ân-ı Kerim'in 15. suresi olup İbrâhîm ve Nahl sureleri arasında yer alır. Mekke döneminde, Hz. Peygamber’e ve müslümanlara yapılan baskıların şiddetlendiği yıllarda inmiştir. Hz. Sâlih’in peygamber olarak gönderildiği ve Hicr kenti etrafındaki bölgede dağ yamaçlarına oydukları muhkem meskenlerde yaşayan Semûd kavmi, Hz. Salih'in gösterdiği mûcizelere rağmen inkârcılıkta direndikleri için helâk edilmişti. Surede bu kıssa anlatıldığı ve 80. ayetinde Hicr kelimesi geçtiği için bu ismi almıştır.<ref name='a'>https://islamansiklopedisi.org.tr/hicr-suresi</ref>
 
Risale-i Nur'da Hicr Suresi ve ayetleri hakkındaki dersler:
 
* Kur'an'da Lafzullah'ın (Allah kelimesinin) tekrarında çok sırlar vardır. Ayet sayısı ve lafzullah sayısı tevafuktadır. Bakara'da ayet sayısı 286, lafzullah sayısı 282 (Allah lafzı yerinde geçen dört Hû lafzı olduğundan tam tevafuk eder); Al-i İmran'da ayet sayısı 200, lafzullah sayısı 210; Nisa+Maide+En'am toplam ayet sayısı 176+120+165=461, lafzullah sayısı 229+148+87=464. Besmele sayılırsa tam tevafuk eder. Böyle meziyetlerde küçük farklar zarar vermez. İzleyen 5 suredeki (A'raf, Enfal, Tevbe, Yunus ve Hud) Allah lafızları sayısı baştaki 5 büyük suredekilerin yarısıdır. Sonra gelen 5 sure (Yusuf, Ra’d, İbrahim, '''Hicr''' ve Nahl) onun yarısıdır. Sonra gelen 6 sure (İsra, Kehf, Meryem, Taha, Enbiya ve Hacc) onun yarısıdır. Sonra Sonra gelen her beşerli sure grubu bu şekilde gider. Zuhruf suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yarısı olur. Necm suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yaklaşık yarısı olur. Sonra gelen küçük 5'li sure gruplarında yalnız üçer adet Allah lafzı vardır. Bu vaziyet gösteriyor ki Allah lafzının adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.
* Bediüzzaman çeşitli ilimleri nurlanmak için okuyup okuturken Rumi 1316-1317 (Miladi 1900) yılında Avrupa’nın Kur’an’a karşı müthiş bir sû-i kastı olduğunu anlar ve merakını değiştirip tüm bilgisini Kur’an’ı anlamaya basamaklar yapmaya başlar. Daha pek çok ayette olduğu gibi 7 surenin (Yunus, Yusuf, Ra’d, '''Hicr''', Şuara, Kasas ve Lokman) başında geçen "İşte bunlar (hikmet dolu/apaçık) Kitâb'ın âyetleridir." mealindeki ayetin ebcedi de 1316 edip buna bakar. Yine [[Neml 1|Neml Suresinin 1. ayetindeki]] "Bunlar Kur'an'ın (apaçık bir Kitab'ın) âyetleridir." mealindeki ibare de bu tarihe bakar. Güya nasıl ki asr-ı saadette Kur’an’daki iman hakikatlerine delilleri gözlere de göstermek manasında bu ayetler tekrarlanmıştır, öyle de bu dehşetli asırda Kur'an'ın ayetlerinin hak kelâmullah olduğuna delilleri olan Risale-i Nur'a da bu ayetler işaret eder. Bu konuların izahı 1. Şua'daki [[Risale:1._Şuâ#Yirmi_Birinci_Âyet_veya_Âyetler|21. Ayetin]] ve [[Risale:1._Şuâ#Yirmi_Yedinci_Âyet|27. Ayetin]] izah edildiği kısımlardadır.
* Bediüzzaman "Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız." mealindeki [[Hicr 9|Hicr suresinin 9. ayetinin]] sırrıyla [[Risale:Lemeat_(Sözler)#Kur.E2.80.99an.2C_Kendi_Kendini_Himaye_Edip_H.C3.A2kimiyetini_.C4.B0dame_Eder|Lemeat'ta]] hâfızlığın pek büyük bir rütbe olduğunu hatırlatır. Yine [[Risale:29._Mektup#.C4.B0kinci_Desise|29. Mektup'ta]] bu ayetin hükmüyle Kur'an ehlinin Kur’an’ın kalesinde olduğunu beyan eder. [[Risale:Mektubat%27ın_Üçüncü_Kısmı_(2)_(Barla)#Yirmi_Sekizinci_Mektup’un_Sekizinci_Mesele’sinin_İkinci_Nüktesi|Barla Lahikasındaki bir mektupta]] ise Risale-i Nur'daki gaybi tevafukların (eğer bu bir belagat meziyeti ise) her türlü meziyette en ileri olan Kur’an'da en ileri derecede olması gerekmez miydi şeklindeki soruya verdiği cevapta bu ayete göre her zamanda mevcut olan 1 milyondan fazla hafızın ortaya çıkmasını çok zorlaştırmamak ve hâfızları çok azaltmamak hikmetiyle şu çeşit benzerlikler içeren tevafukların Kur’an'da çok ileri derecede olmadığını söyler.
* [[Risale:7._Şuâ#Be.C5.9Finci_Mertebe|7. Şua'da]] Bediüzzaman [[Hicr 19|Hicr suresinin 19. ayetinde]] geçen "Orada (yer yüzünde) sabit dağlar yerleştirdik." mealindeki ibareyi zikrederek dağların zemin sefinesine bu manada hazineli direkler olduklarını ders verir.
* "Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz." mealindeki Hicr suresinin 21. ayeti Risale-i Nur'da [[Hicr 21|çeşitli yerlerde]] geçer ve mevcudatın Allah'ı nasıl gösterdiği, kader ve cüz-i ihtiyarî meselesi, her şeyin, her şeyinde ve her şe’ninde tek bir Hâlık-ı Zülcelal’e muhtaç olduğu, tesadüfî ve karışık zannedilen büyük mahlukatın zahiren karışık vaziyetlerinin dahi bir hikmet ve sanat ile vaziyetler aldığı, Allah'ın Adl ve Kayyum isimleri, esbabın bir perde olduğu ve varlıkların içindeki harika faaliyetle birlikte o varlığın etrafında ve dışındaki sükûnet olmasının hikmeti gibi konular izah edilir.
* "Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (Biz bunları yapmasaydık) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdınız." mealindeki [[Hicr 22|Hicr suresinin 22. ayeti]] tesadüfî ve karışık zannedilen büyük mahlukatın zahiren karışık vaziyetlerinin dahi bir hikmet ve sanat ile vaziyetler aldığı noktasında [[Risale:33._Söz#Yirminci_Pencere|33. Söz'de]] tefsir edilir.
* Bediüzzaman "Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben kupkuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan bir insan yaratacağım." mealindeki [[Hicr 28|Hicr suresinin 28. ayeti]] ile "Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım..." mealindeki [[Bakara 30|Bakara suresinin 30. ayetinin]] birlikte bir nüktesini [[Risale:Bakara_30:_Hilafet-i_İnsaniye_(İ.İ._Badıllı)#Tek_tek_ayet_cümlelerinin_nazmları|İşaratül İ'caz'da (Badıllı tercümesi)]] izah eder.
* Cennetliklerin halini tarif eden [[Hicr 47|Hicr suresinin 47. ayetinde]] geçen "(Onlar artık) köşkler üzerinde karşı karşıya oturan (kardeşler olacaklar)." mealindeki ibare hakkında [[Risale:32._Söz#Be.C5.9Finci_.C4.B0.C5.9Faret_2|32. Söz'de]] Cennet ehlinin dünya maceralarını birbirine nakledip eğlenerek ayrılıksız ve safi bir muhabbet ve sohbetle ahbaplarıyla görüşeceği ve [[Risale:24._Mektup#.C3.9C.C3.A7.C3.BCnc.C3.BC_.C4.B0.C5.9Faret|24. Mektup'ta]] dünyevî maceraların karşılıklı konuşmalarının ve dünyevî hâdiselerin manzaralarının cennette bulunacağı dersi verilir.
* Fatiha suresi Mekke devrinin ilk yıllarında tamamı bir defada inmiştir. Alimler [[Hicr 87|Hicr suresinin 87. ayetinde]] geçen "Seb'ul Mesânî" (tekrarlanan yedi) ifadesiyle genellikle Fatiha'nın kast edildiğini söyler. İçinde Bediüzzaman'ın da olduğu bazı alimler ise bu ifadenin ayrıca Fatiha'nın 2 defa nazil olmasına da işaret ettiği kanaatindedir. Buna göre Medine döneminde bir defa daha nazil olmuştur.
* Fatiha Suresini müsenna senasıyla ifade eden Hicr 87 ayeti Kur’an’ın müsenna vasfına lâyık bir bürhanı ve 6 iman rüknüyle beraber hakikat-i İslâmiyet olan yedi esası, Kur’an’ın seb’a-i meşhuresini parlak bir surette ispat eden Risalei’n-Nur’a [[Risale:1._Şuâ#Dördüncü_Âyet-i_Meşhure|cifirce işaret eder]]. Bu ayetin ebced makamı 1335 ederek Risalei’n-Nur’un Fatihası olan İşaratü’l-İ’caz tefsirinin Fatiha Suresi’yle El-Bakara Suresi’nin başına ait kısmın basılıp neşrolma tarihi olan 1335 veya 1336'ya tevafuk eder (Bu ayetin işaret ettiği Fatiha Suresinin müsenna vasfına layık parlak tevafukları [[Fatiha Suresi]] sayfasında görülebilir).
* [[Hicr 94|Hicr suresinin 94. ayetinde]] geçen "Sana emrolunanı açıkça söyle" mealindeki ibare hakkında Bediüzzaman bir bedevînin bu kelâmı işittiği anda secdeye gittiğini ve ona “Müslüman mı oldun?” diye sorulduğunda “Yok, ben şu kelâmın belâgatına secde ediyorum.” dediğini [[Risale:7._Şuâ#.C3.9C.C3.A7.C3.BCnc.C3.BC_Nokta|naklederek]] Kur'an'ın belagatının yüksekliğine dair bir ders verir.


==Bilgiler==
==Bilgiler==


'''İsminin Anlamı ve Kaynağı:''' Hicr, Semud kavminin yurdudur ve 80-84. âyetlerde Hicr'den bahsedildiği için sure bu adı almıştır.
'''İsminin Anlamı ve Kaynağı:''' Hicr, Semud kavminin yurdudur ve 80. ayetinde bu kavmin yaşadığı Hicr kentininin adı geçtiği ve 80. - 84. âyetlerde bu kavmin kıssasından bahsedildiği için sure bu adı almıştır.


'''Diğer İsimleri:'''
'''Diğer İsimleri:'''  


'''Kur'ân'daki Sırası:''' 15
'''Kur'ân'daki Sırası:''' 15
17. satır: 32. satır:
'''Kur'ân'daki Yeri:''' [[Kuran:Hicr|14. cüz, 261. sayfa]]
'''Kur'ân'daki Yeri:''' [[Kuran:Hicr|14. cüz, 261. sayfa]]


'''Nuzül (İnme) Sırası:'''  
'''Mekkî/Medenî:''' Mekkî<ref name='a' />
 
'''Nuzül (İnme) Sırası:''' 54
 
'''Kendisinden Önce Nazil Olan Sure:''' [[Yusuf Suresi|Yusuf]]
 
'''Kendisinden Sonra Nazil Olan Sure:''' [[En'am Suresi|En'am]]
 
'''Nuzülü (İnme) Hakkındaki Bilgiler:''' Mekke döneminde, Hz. Peygamber’e ve müslümanlara yapılan baskıların şiddetlendiği yıllarda inmiştir.<ref name='a' />
 
'''Uzunluğu:''' 5,3 sayfa
 
'''Ayet Sayısı:''' 99
 
'''Satır Sayısı:''' 79


'''Uzunluğu:''' sayfa
'''Kelime Sayısı:''' 654<ref>https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1</ref>, 657<ref>https://en.wikipedia.org/wiki/Al_Hejr</ref>


'''Ayet Sayısı:'''  
'''Harf Sayısı:''' 2.770<ref>https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1</ref>, 2.882<ref>https://en.wikipedia.org/wiki/Al_Hejr</ref>


'''Kelime Sayısı:'''  
'''Fasıla Harfleri:''' Lam, Mim, Nun


'''Harf Sayısı:'''  
'''Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı:''' 6


'''Fasılaları:''' harfleri
'''Secde Ayeti:''' -


'''Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı:'''  
'''Allah lafzı sayısı (Besmele hariç):''' 2


'''Secde Ayeti:'''  
'''Rahman ismi sayısı (Besmele dahil):''' 1


'''Allah lafzı sayısı:'''  
'''Rahim ismi sayısı (Besmele dahil):''' 2


'''Rahman ismi sayısı:'''  
'''Rab ismi sayısı:''' 9


'''Rahim ismi sayısı:'''  
'''İçinde Kur'an kelimesi geçen ayetler:''' 3 ([[Hicr 1]], [[Hicr 87]] ve [[Hicr 91]])


'''Rab ismi sayısı:'''
'''[[Hizb-i_Azam-ı Kur'an|Hizb-ül Kur'an]]'da Geçen Ayetler Listesi:''' [[:Kategori:Hicr_Suresindeki_Hizb-ül_Kur%27an_Ayetleri|Hicr Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri (23 ayet)]]


'''Kur'an kelimesi sayısı:'''
Bu ayetleri okumak için: [[Risale:Hizb-i_Azam-ı_Kur%27anî#15._Hicr|Hizb-i Azam-ı Kur'an, Hicr Kısmı]]


'''Rasul kelimesi sayısı:'''  
'''[[Münacat-ül Kur'an|Münâcât-ül Kur'an]]'da İktibas Edilen Ayetler:''' [[Risale:Münacat-ül_Kur%27an_(Hizb-ül_Hakaik)#Hicr_Suresi|16. ve 87. ayetler (2 ayet)]]


'''[[Hizb-i_Azam-ı Kur'an|Hizb-ül Kur'an]]'da Geçen Ayetleri:'''
'''Risale-i Nur'da Geçen Ayet Sayısı:''' 9 (Bkz. [[:Kategori:Hicr Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri|Hicr Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri listesi]])


'''[[Münacat-ül Kur'an|Münâcât-ül Kur'an]]'da İlgili Kısım:'''  
'''Risale-i Nur'da Tamamı Geçen Ayetler:''' 9., 21. ve 22. ayetler (Toplam 3 ayet)


==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
Sureler itibarıyladır. Onun dahi çok nükteleri var. Bir intizam, bir kasd ve bir iradeyi gösterir bir tarzda tevafukatı vardır.
[[Sure-i Bakara]]’da, âyâtın adediyle lafz-ı Celal’in adedi birdir. Fark dörttür ki Allah lafzı yerinde dört Hû lafzı var. Mesela, Lâ İlahe İllâ Hû’daki Hû gibi. Onunla muvafakat tamam olur.
Âl-i İmran’da yine âyâtıyla lafz-ı Celal tevafuktadır, müsavidirler. Yalnız lafz-ı Celal, iki yüz dokuzdur, âyet iki yüzdür. Fark dokuzdur. Böyle meziyat-ı kelâmiyede ve belâgat nüktelerinde küçük farklar zarar vermez, takribî tevafukat kâfidir.
Sure-i Nisa, Maide, En’am üçünün mecmu-u âyetleri, mecmuundaki lafz-ı Celal’in adedine tevafuktadır. Âyetlerin adedi dört yüz altmış dört, lafz-ı Celal’in adedi dört yüz altmış bir; Bismillah’taki lafzullah ile beraber tam tevafuktadır.
Hem mesela, baştaki beş surenin lafz-ı Celal adedi; Sure-i A’raf, Enfal, Tevbe, Yunus, Hud’daki lafz-ı Celal adedinin iki mislidir. Demek bu âhirdeki beş, evvelki beşin nısfıdır. Sonra gelen Sure-i Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr, Nahl surelerindeki lafz-ı Celal adedi, o nısfın nısfıdır. Sonra Sure-i İsra, Kehf, Meryem, Tâhâ, Enbiya, Hac (Hâşiye<ref>Bu beşer taksimat üzere bir sır inkişaf etmişti. Hiçbirimizin haberi olmadan şurada altı sure kaydolmuş. Şüphemiz kalmadı ki gaibden, ihtiyarımızın haricinde altıncısı girmiş; tâ bu nısfiyet sırr-ı mühimmi kaybolmasın.</ref>) o nısfın nısfının nısfıdır. Sonra gelen beşer beşer, takriben o nisbetle gidiyor; yalnız bazı küsuratla fark var. Öyle farklar, böyle makam-ı hitabîde zarar vermez. Mesela, bir kısım yüz yirmi bir, bir kısmı yüz yirmi beş, bir kısmı yüz elli dört, bir kısmı yüz elli dokuzdur.
Sonra Sure-i Zuhruf’tan başlayan beş sure, o nısf-ı nısf-ı nısfın nısfına iniyor. Sure-i Necm’den başlayan beş, o nısf-ı nısf-ı nısf-ı nısfın nısfıdır fakat takribîdir. Küçük küsuratın farkları, böyle makamat-ı hitabiyede zarar vermez. Sonra gelen küçük beşler içinde, üç beşlerin yalnız üçer adet lafz-ı Celal’i var.
İşte bu vaziyet gösteriyor ki lafz-ı Celal’in adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.
([[Risale:29._Mektup#İkinci_Nükte_3|29. Mektup]])
----
Hem [[Yunus Suresi|Yunus]] hem [[Yusuf Suresi|Yusuf]] hem [[Ra'd Suresi|Ra’d]] hem [[Hicr Suresi|Hicr]] hem [[Şuara Suresi|Şuara]] hem [[Kasas Suresi|Kasas]] hem [[Lokman Suresi|Lokman]] Surelerinin başlarında bulunan [[Ra'd 1|{{Arabi|تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ}}]] ilan-ı kudsîsidir. Yirmi Birinci âyetin hâtimesinde bunun münasebet-i maneviyesi bir derece beyan edilmiş. Cifrîsi ise bu âyette üç {{Arabi|ت}} bin iki yüz eder ve iki {{Arabi|ك}} iki {{Arabi|ل}} yüz eder, yekûnü bin üç yüz. Bir {{Arabi|ى}} bir {{Arabi|ب}} dört veya beş {{Arabi|ا}} mecmuu bin üç yüz on altı veya on yedi (1316-1317) ederek Resaili’n-Nur müellifi bir inkılab-ı fikrî ile ulûm-u mütenevviayı Kur’an’ın hakaikine çıkmak için basamaklar yaptığı bir tarihe tam tamına tevafuku münasebet-i maneviyesinin kuvvetine istinaden deriz:
O tevafuk remzeder ki: Bu asırda Resaili’n-Nur denilen otuz üç adet Söz ve otuz üç adet Mektup ve otuz bir adet Lem’alar, bu zamanda, Kitab-ı Mübin’deki âyetlerin âyetleridir. Yani hakaikinin alâmetleridir ve hak ve hakikat olduğunun bürhanlarıdır. Ve o âyetlerdeki hakaik-i imaniyenin gayet kuvvetli hüccetleridir. Ve {{Arabi|تِلْكَ}} kelime-i kudsiyesinin işaret-i hissiyesiyle gözlere dahi görünecek derecede zahir olduğunu ifade eden böyle işarete lâyık delilleridir diye remzen Resaili’n-Nur’u bir işarî manasının küllî dairesine hususi ve medar-ı nazar bir ferdi olarak dâhil ediyor.
Elhasıl: Nasıl ki bu âyette bulunan işarî mana yedi surede yedi işaret hükmünde olup delâlet belki sarahat derecesine çıkıyor. Aynen öyle de [[Risale:1. Şua (Ayet-Hadis Mealleri)#50|{{Arabi|صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ}}]] deki remiz dahi yedi sekiz surelerde bulunmakla yedi sekiz remiz hükmünde olarak o remzi işaret belki delâlet belki sarahat derecesine çıkarıyor.
İhtar: Külfetsiz olmak üzere birden hatıra gelen işarat kaydedildi. Tekellüfe girmemek için işaretli otuz üç âyetin çok işaratı kaydedilmedi.
([[Risale:1._Şuâ#Yirmi_İkinci_Âyet_ve_Âyetler|1. Şua]])


==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
55. satır: 110. satır:
==İlgili Resimler/Fotoğraflar==
==İlgili Resimler/Fotoğraflar==


==İlgili Maddeler==
==İlgili Maddeler/Sayfalar==
 
*[[Risale:Münacat-ül_Kur%27an_(Hizb-ül_Hakaik)#Hicr_Suresi|Hicr Suresinin Münacat-ül Kur'an'da İktibas Edilen Ayetleri]]
*[[Huruf-u Mukattaa]]: Kur’an’da Hicr dahil 29 sûrenin başında 30 ayette yer alan ve isimleriyle telaffuz edilen harflerin ortak adı.
*[[Semud Kavmi]]: Hicr suresinde kendisinden bahsedilen kavim.
*[[Salih (as)]]: Hicr'deki Semud kavmine gönderilen peygamber.
 
==İlgili Kategoriler==
 
*[[:Kategori:Hicr Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri|Hicr Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri]]
*[[:Kategori:Hicr Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri|Hicr Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri]]


==Kaynakça==
==Kaynakça==

17.51, 7 Eylül 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Önceki Sure: İbrâhîmKur'ânNahl: Sonraki Sure

Bu sureyi Hicr suresi okuma sayfasında mealiyle beraber okuyabilirsiniz

Hicr (الحجر) Suresi Kur'ân-ı Kerim'in 15. suresi olup İbrâhîm ve Nahl sureleri arasında yer alır. Mekke döneminde, Hz. Peygamber’e ve müslümanlara yapılan baskıların şiddetlendiği yıllarda inmiştir. Hz. Sâlih’in peygamber olarak gönderildiği ve Hicr kenti etrafındaki bölgede dağ yamaçlarına oydukları muhkem meskenlerde yaşayan Semûd kavmi, Hz. Salih'in gösterdiği mûcizelere rağmen inkârcılıkta direndikleri için helâk edilmişti. Surede bu kıssa anlatıldığı ve 80. ayetinde Hicr kelimesi geçtiği için bu ismi almıştır.[1]

Risale-i Nur'da Hicr Suresi ve ayetleri hakkındaki dersler:

  • Kur'an'da Lafzullah'ın (Allah kelimesinin) tekrarında çok sırlar vardır. Ayet sayısı ve lafzullah sayısı tevafuktadır. Bakara'da ayet sayısı 286, lafzullah sayısı 282 (Allah lafzı yerinde geçen dört Hû lafzı olduğundan tam tevafuk eder); Al-i İmran'da ayet sayısı 200, lafzullah sayısı 210; Nisa+Maide+En'am toplam ayet sayısı 176+120+165=461, lafzullah sayısı 229+148+87=464. Besmele sayılırsa tam tevafuk eder. Böyle meziyetlerde küçük farklar zarar vermez. İzleyen 5 suredeki (A'raf, Enfal, Tevbe, Yunus ve Hud) Allah lafızları sayısı baştaki 5 büyük suredekilerin yarısıdır. Sonra gelen 5 sure (Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr ve Nahl) onun yarısıdır. Sonra gelen 6 sure (İsra, Kehf, Meryem, Taha, Enbiya ve Hacc) onun yarısıdır. Sonra Sonra gelen her beşerli sure grubu bu şekilde gider. Zuhruf suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yarısı olur. Necm suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yaklaşık yarısı olur. Sonra gelen küçük 5'li sure gruplarında yalnız üçer adet Allah lafzı vardır. Bu vaziyet gösteriyor ki Allah lafzının adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.
  • Bediüzzaman çeşitli ilimleri nurlanmak için okuyup okuturken Rumi 1316-1317 (Miladi 1900) yılında Avrupa’nın Kur’an’a karşı müthiş bir sû-i kastı olduğunu anlar ve merakını değiştirip tüm bilgisini Kur’an’ı anlamaya basamaklar yapmaya başlar. Daha pek çok ayette olduğu gibi 7 surenin (Yunus, Yusuf, Ra’d, Hicr, Şuara, Kasas ve Lokman) başında geçen "İşte bunlar (hikmet dolu/apaçık) Kitâb'ın âyetleridir." mealindeki ayetin ebcedi de 1316 edip buna bakar. Yine Neml Suresinin 1. ayetindeki "Bunlar Kur'an'ın (apaçık bir Kitab'ın) âyetleridir." mealindeki ibare de bu tarihe bakar. Güya nasıl ki asr-ı saadette Kur’an’daki iman hakikatlerine delilleri gözlere de göstermek manasında bu ayetler tekrarlanmıştır, öyle de bu dehşetli asırda Kur'an'ın ayetlerinin hak kelâmullah olduğuna delilleri olan Risale-i Nur'a da bu ayetler işaret eder. Bu konuların izahı 1. Şua'daki 21. Ayetin ve 27. Ayetin izah edildiği kısımlardadır.
  • Bediüzzaman "Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız." mealindeki Hicr suresinin 9. ayetinin sırrıyla Lemeat'ta hâfızlığın pek büyük bir rütbe olduğunu hatırlatır. Yine 29. Mektup'ta bu ayetin hükmüyle Kur'an ehlinin Kur’an’ın kalesinde olduğunu beyan eder. Barla Lahikasındaki bir mektupta ise Risale-i Nur'daki gaybi tevafukların (eğer bu bir belagat meziyeti ise) her türlü meziyette en ileri olan Kur’an'da en ileri derecede olması gerekmez miydi şeklindeki soruya verdiği cevapta bu ayete göre her zamanda mevcut olan 1 milyondan fazla hafızın ortaya çıkmasını çok zorlaştırmamak ve hâfızları çok azaltmamak hikmetiyle şu çeşit benzerlikler içeren tevafukların Kur’an'da çok ileri derecede olmadığını söyler.
  • 7. Şua'da Bediüzzaman Hicr suresinin 19. ayetinde geçen "Orada (yer yüzünde) sabit dağlar yerleştirdik." mealindeki ibareyi zikrederek dağların zemin sefinesine bu manada hazineli direkler olduklarını ders verir.
  • "Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz." mealindeki Hicr suresinin 21. ayeti Risale-i Nur'da çeşitli yerlerde geçer ve mevcudatın Allah'ı nasıl gösterdiği, kader ve cüz-i ihtiyarî meselesi, her şeyin, her şeyinde ve her şe’ninde tek bir Hâlık-ı Zülcelal’e muhtaç olduğu, tesadüfî ve karışık zannedilen büyük mahlukatın zahiren karışık vaziyetlerinin dahi bir hikmet ve sanat ile vaziyetler aldığı, Allah'ın Adl ve Kayyum isimleri, esbabın bir perde olduğu ve varlıkların içindeki harika faaliyetle birlikte o varlığın etrafında ve dışındaki sükûnet olmasının hikmeti gibi konular izah edilir.
  • "Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (Biz bunları yapmasaydık) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdınız." mealindeki Hicr suresinin 22. ayeti tesadüfî ve karışık zannedilen büyük mahlukatın zahiren karışık vaziyetlerinin dahi bir hikmet ve sanat ile vaziyetler aldığı noktasında 33. Söz'de tefsir edilir.
  • Bediüzzaman "Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben kupkuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan bir insan yaratacağım." mealindeki Hicr suresinin 28. ayeti ile "Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım..." mealindeki Bakara suresinin 30. ayetinin birlikte bir nüktesini İşaratül İ'caz'da (Badıllı tercümesi) izah eder.
  • Cennetliklerin halini tarif eden Hicr suresinin 47. ayetinde geçen "(Onlar artık) köşkler üzerinde karşı karşıya oturan (kardeşler olacaklar)." mealindeki ibare hakkında 32. Söz'de Cennet ehlinin dünya maceralarını birbirine nakledip eğlenerek ayrılıksız ve safi bir muhabbet ve sohbetle ahbaplarıyla görüşeceği ve 24. Mektup'ta dünyevî maceraların karşılıklı konuşmalarının ve dünyevî hâdiselerin manzaralarının cennette bulunacağı dersi verilir.
  • Fatiha suresi Mekke devrinin ilk yıllarında tamamı bir defada inmiştir. Alimler Hicr suresinin 87. ayetinde geçen "Seb'ul Mesânî" (tekrarlanan yedi) ifadesiyle genellikle Fatiha'nın kast edildiğini söyler. İçinde Bediüzzaman'ın da olduğu bazı alimler ise bu ifadenin ayrıca Fatiha'nın 2 defa nazil olmasına da işaret ettiği kanaatindedir. Buna göre Medine döneminde bir defa daha nazil olmuştur.
  • Fatiha Suresini müsenna senasıyla ifade eden Hicr 87 ayeti Kur’an’ın müsenna vasfına lâyık bir bürhanı ve 6 iman rüknüyle beraber hakikat-i İslâmiyet olan yedi esası, Kur’an’ın seb’a-i meşhuresini parlak bir surette ispat eden Risalei’n-Nur’a cifirce işaret eder. Bu ayetin ebced makamı 1335 ederek Risalei’n-Nur’un Fatihası olan İşaratü’l-İ’caz tefsirinin Fatiha Suresi’yle El-Bakara Suresi’nin başına ait kısmın basılıp neşrolma tarihi olan 1335 veya 1336'ya tevafuk eder (Bu ayetin işaret ettiği Fatiha Suresinin müsenna vasfına layık parlak tevafukları Fatiha Suresi sayfasında görülebilir).
  • Hicr suresinin 94. ayetinde geçen "Sana emrolunanı açıkça söyle" mealindeki ibare hakkında Bediüzzaman bir bedevînin bu kelâmı işittiği anda secdeye gittiğini ve ona “Müslüman mı oldun?” diye sorulduğunda “Yok, ben şu kelâmın belâgatına secde ediyorum.” dediğini naklederek Kur'an'ın belagatının yüksekliğine dair bir ders verir.

Bilgiler[değiştir]

İsminin Anlamı ve Kaynağı: Hicr, Semud kavminin yurdudur ve 80. ayetinde bu kavmin yaşadığı Hicr kentininin adı geçtiği ve 80. - 84. âyetlerde bu kavmin kıssasından bahsedildiği için sure bu adı almıştır.

Diğer İsimleri:

Kur'ân'daki Sırası: 15

Kur'ân'daki Yeri: 14. cüz, 261. sayfa

Mekkî/Medenî: Mekkî[1]

Nuzül (İnme) Sırası: 54

Kendisinden Önce Nazil Olan Sure: Yusuf

Kendisinden Sonra Nazil Olan Sure: En'am

Nuzülü (İnme) Hakkındaki Bilgiler: Mekke döneminde, Hz. Peygamber’e ve müslümanlara yapılan baskıların şiddetlendiği yıllarda inmiştir.[1]

Uzunluğu: 5,3 sayfa

Ayet Sayısı: 99

Satır Sayısı: 79

Kelime Sayısı: 654[2], 657[3]

Harf Sayısı: 2.770[4], 2.882[5]

Fasıla Harfleri: Lam, Mim, Nun

Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı: 6

Secde Ayeti: -

Allah lafzı sayısı (Besmele hariç): 2

Rahman ismi sayısı (Besmele dahil): 1

Rahim ismi sayısı (Besmele dahil): 2

Rab ismi sayısı: 9

İçinde Kur'an kelimesi geçen ayetler: 3 (Hicr 1, Hicr 87 ve Hicr 91)

Hizb-ül Kur'an'da Geçen Ayetler Listesi: Hicr Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri (23 ayet)

Bu ayetleri okumak için: Hizb-i Azam-ı Kur'an, Hicr Kısmı

Münâcât-ül Kur'an'da İktibas Edilen Ayetler: 16. ve 87. ayetler (2 ayet)

Risale-i Nur'da Geçen Ayet Sayısı: 9 (Bkz. Hicr Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri listesi)

Risale-i Nur'da Tamamı Geçen Ayetler: 9., 21. ve 22. ayetler (Toplam 3 ayet)

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Sureler itibarıyladır. Onun dahi çok nükteleri var. Bir intizam, bir kasd ve bir iradeyi gösterir bir tarzda tevafukatı vardır.

Sure-i Bakara’da, âyâtın adediyle lafz-ı Celal’in adedi birdir. Fark dörttür ki Allah lafzı yerinde dört Hû lafzı var. Mesela, Lâ İlahe İllâ Hû’daki Hû gibi. Onunla muvafakat tamam olur.

Âl-i İmran’da yine âyâtıyla lafz-ı Celal tevafuktadır, müsavidirler. Yalnız lafz-ı Celal, iki yüz dokuzdur, âyet iki yüzdür. Fark dokuzdur. Böyle meziyat-ı kelâmiyede ve belâgat nüktelerinde küçük farklar zarar vermez, takribî tevafukat kâfidir.

Sure-i Nisa, Maide, En’am üçünün mecmu-u âyetleri, mecmuundaki lafz-ı Celal’in adedine tevafuktadır. Âyetlerin adedi dört yüz altmış dört, lafz-ı Celal’in adedi dört yüz altmış bir; Bismillah’taki lafzullah ile beraber tam tevafuktadır.

Hem mesela, baştaki beş surenin lafz-ı Celal adedi; Sure-i A’raf, Enfal, Tevbe, Yunus, Hud’daki lafz-ı Celal adedinin iki mislidir. Demek bu âhirdeki beş, evvelki beşin nısfıdır. Sonra gelen Sure-i Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr, Nahl surelerindeki lafz-ı Celal adedi, o nısfın nısfıdır. Sonra Sure-i İsra, Kehf, Meryem, Tâhâ, Enbiya, Hac (Hâşiye[6]) o nısfın nısfının nısfıdır. Sonra gelen beşer beşer, takriben o nisbetle gidiyor; yalnız bazı küsuratla fark var. Öyle farklar, böyle makam-ı hitabîde zarar vermez. Mesela, bir kısım yüz yirmi bir, bir kısmı yüz yirmi beş, bir kısmı yüz elli dört, bir kısmı yüz elli dokuzdur.

Sonra Sure-i Zuhruf’tan başlayan beş sure, o nısf-ı nısf-ı nısfın nısfına iniyor. Sure-i Necm’den başlayan beş, o nısf-ı nısf-ı nısf-ı nısfın nısfıdır fakat takribîdir. Küçük küsuratın farkları, böyle makamat-ı hitabiyede zarar vermez. Sonra gelen küçük beşler içinde, üç beşlerin yalnız üçer adet lafz-ı Celal’i var.

İşte bu vaziyet gösteriyor ki lafz-ı Celal’in adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.

(29. Mektup)


Hem Yunus hem Yusuf hem Ra’d hem Hicr hem Şuara hem Kasas hem Lokman Surelerinin başlarında bulunan تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ ilan-ı kudsîsidir. Yirmi Birinci âyetin hâtimesinde bunun münasebet-i maneviyesi bir derece beyan edilmiş. Cifrîsi ise bu âyette üç ت bin iki yüz eder ve iki ك iki ل yüz eder, yekûnü bin üç yüz. Bir ى bir ب dört veya beş ا mecmuu bin üç yüz on altı veya on yedi (1316-1317) ederek Resaili’n-Nur müellifi bir inkılab-ı fikrî ile ulûm-u mütenevviayı Kur’an’ın hakaikine çıkmak için basamaklar yaptığı bir tarihe tam tamına tevafuku münasebet-i maneviyesinin kuvvetine istinaden deriz:

O tevafuk remzeder ki: Bu asırda Resaili’n-Nur denilen otuz üç adet Söz ve otuz üç adet Mektup ve otuz bir adet Lem’alar, bu zamanda, Kitab-ı Mübin’deki âyetlerin âyetleridir. Yani hakaikinin alâmetleridir ve hak ve hakikat olduğunun bürhanlarıdır. Ve o âyetlerdeki hakaik-i imaniyenin gayet kuvvetli hüccetleridir. Ve تِلْكَ kelime-i kudsiyesinin işaret-i hissiyesiyle gözlere dahi görünecek derecede zahir olduğunu ifade eden böyle işarete lâyık delilleridir diye remzen Resaili’n-Nur’u bir işarî manasının küllî dairesine hususi ve medar-ı nazar bir ferdi olarak dâhil ediyor.

Elhasıl: Nasıl ki bu âyette bulunan işarî mana yedi surede yedi işaret hükmünde olup delâlet belki sarahat derecesine çıkıyor. Aynen öyle de صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ deki remiz dahi yedi sekiz surelerde bulunmakla yedi sekiz remiz hükmünde olarak o remzi işaret belki delâlet belki sarahat derecesine çıkarıyor.

İhtar: Külfetsiz olmak üzere birden hatıra gelen işarat kaydedildi. Tekellüfe girmemek için işaretli otuz üç âyetin çok işaratı kaydedilmedi.

(1. Şua)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler/Sayfalar[değiştir]

İlgili Kategoriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. 1,0 1,1 1,2 https://islamansiklopedisi.org.tr/hicr-suresi
  2. https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1
  3. https://en.wikipedia.org/wiki/Al_Hejr
  4. https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1
  5. https://en.wikipedia.org/wiki/Al_Hejr
  6. Bu beşer taksimat üzere bir sır inkişaf etmişti. Hiçbirimizin haberi olmadan şurada altı sure kaydolmuş. Şüphemiz kalmadı ki gaibden, ihtiyarımızın haricinde altıncısı girmiş; tâ bu nısfiyet sırr-ı mühimmi kaybolmasın.