Kur'an'daki Emirler ve Yasaklar

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Bu sayfada Kur'an ayetlerinde geçen Allah'ın emirleri ve yasakları nüzul sırasına göre listelenmiştir. Eksiksiz bir liste değildir. Mealler Diyanet mealinden alınmıştır. Çoğu ayetin meali kısmen (yalnızca ilgili kısımlar) alınmıştır. Ayet adı ve numarasına tıklayarak ilgili ayetin sayfasına gidebilirsiniz.

Not: Bu emir ve yasaklara dinin usullerine göre en doğru şekilde nasıl uyulacağı tefsir ve fıkıh (ilmihal) kitaplarından öğrenilebilir.

Emir ve Yasaklar ayetleri kategorisi için Kur'an'daki Emirler ve Yasaklar sayfasına başvurun.

Nüzul Sırasına Göre Kur'an'daki Emirler ve Yasaklar[değiştir]

  1. Yaratan Rabbinin adıyla oku! (Alak 1)
  2. Hayır! Ona uyma! Allah'a secde et ve (yalnızca O'na) yaklaş! (Alak 19)
  3. O halde, (hakikati) yalan sayanlara boyun eğme! (Kalem 8)
  4. Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. (Kalem 48)
  5. Birazı hariç, geceleri kalk namaz kıl. (Gecenin) yarısını (kıl). Yahut bunu biraz azalt, ya da çoğalt ve Kur'an'ı tane tane oku. (Müzzemmil 2, Müzzemmil 3 ve Müzzemmil 4)
  6. Rabbinin adını an. Bütün varlığınla O'na yönel. (Müzzemmil 8)
  7. Öyleyse yalnız O'nun himayesine sığın. (Müzzemmil 9)
  8. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun... O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin... Allah'tan mağfiret dileyin. (Müzzemmil 20)
  9. Kalk, ve (insanları) uyar. (Müddessir 2)
  10. Elbiseni tertemiz tut. (Müddessir 4 ve izleyen ayet)
  11. Kötü şeyleri terket. (Müddessir 5)
  12. Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma. (Müddessir 6)
  13. Rabbinin rızasına ermek için sabret. (Müddessir 7)
  14. Tek olarak yaratıp, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için (nimetleri önüne) serdikçe serdiğim o kimseyi bana bırak! (Müddessir 11 ve izleyen 3 ayet)
  15. Yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et. (A'la 1)
  16. O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver. (A'la 9)
  17. Öyleyse yetimi sakın ezme. (Duha 9)
  18. El açıp isteyeni de sakın azarlama. (Duha 10)
  19. Dilenciyi azarlamayın! (Duha 10)
  20. Ve Rabbinin nimetini minnet ve şükranla an. (Duha 11)
  21. Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız Rabbine yönel. (İnşirah 7 ve İnşirah 8)
  22. Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes. (Kevser 2)
  23. Onun için sen bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselere yüz verme. (Necm 29)
  24. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. (Necm 32)
  25. Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. (A'raf 3)
  26. Her secde ettiğinizde yüzlerinizi O'na çevirin ve dini yalnız Allah'a has kılarak O'na yalvarın. (A'raf 29)
  27. Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf etmeyin; (A'raf 31)
  28. Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. (A'raf 55)
  29. Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah'a korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. (A'raf 56)
  30. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. (A'raf 180)
  31. Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir. (A'raf 199)
  32. Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah'a sığın. (A'raf 200)
  33. Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin. (A'raf 204)
  34. Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam Rabbini an. Gafillerden olma. (A'raf 205)
  35. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın (ve kulluk etmeyin). (Cin 18)
  36. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; (Fatır 3)
  37. Çünkü şeytan, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman sayın. (Fatır 6)
  38. Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. (Taha 132)
  39. Yeryüzünde gezin de, günahkârların âkıbeti nice oldu, görün! (Neml 69)
  40. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine "of!" bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. (İsra 23)
  41. Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: "Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!" diyerek dua et. (İsra 24)
  42. Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma. (İsra 26)
  43. Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. (İsra 29)
  44. Geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın. (İsra 31)
  45. Zinaya yaklaşmayın. (İsra 32)
  46. Haklı bir sebep olmadıkça Allah'ın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velîsine (hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu velî de kısasta ileri gitmesin. (İsra 33)
  47. Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. (İsra 34)
  48. Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. (İsra 35)
  49. Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. (İsra 36)
  50. Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. (İsra 37)
  51. Namazında yüksek sesle okuma; onda sesini fazla da kısma; ikisinin arası bir yol tut. (İsra 110)
  52. Göklerde ve yerde neler var, bakın (da ibret alın!) (Yunus 101)
  53. Zulmedenlere meyletmeyin. (Hud 113)
  54. Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O'na yalvaranları kovma! (En'am 52)
  55. Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felâkete dûçar olmaması için Kur'an ile nasihat et. (En'am 70)
  56. Namazı dosdoğru kılın ve Allah'tan korkun. (En'am 70)
  57. Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin. (En'am 108)
  58. Üzerine O'nun adı anılarak kesilenlerden yeyin. (En'am 118)
  59. Günahın açığını da gizlisini de bırakın! (En'am 120)
  60. Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın... Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah'a verdiğiniz sözü tutun. (En'am 152)
  61. O halde sen de dini Allah'a has kılarak (ihlâs ile) kulluk et. (Zümer 2)
  62. Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! (Zümer 53)
  63. Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. (Fussilet 34)
  64. Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah'a sığın. (Fussilet 36)
  65. Güneşe de aya da secde etmeyin. Onları yaratan Allah'a secde edin! (Fussilet 37)
  66. Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. (Şura 13)
  67. İşte onun için sen (tevhide) dâvet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma. (Şura 15)
  68. O halde Allah'a koşun. (Zariyat 50)
  69. Allah'ın dilemesine bağlamadıkça (inşâallah demedikçe) hiçbir şey için "Bunu yarın yapacağım" deme. Bunu unuttuğun takdirde Allah'ı an ve: "Umarım Rabbim beni, doğruya bundan daha yakın olan bir yola iletir" de. (Kehf 23)
  70. Sabah akşam Rablerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme. (Kehf 28)
  71. Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun. (Nahl 43)
  72. Allah için emsal göstermeyin. (Nahl 74)
  73. Antlaşma yaptığınız zaman, Allah'ın ahdini yerine getirin ve Allah'ı üzerinize şahit tutarak, pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın. (Nahl 91)
  74. Bir toplum diğer bir toplumdan (sayıca ve malca) daha çok olduğu için yeminlerinizi, aranızda bir fesat aracı edinerek ipliğini sağlamca büktükten sonra, çözüp bozan (kadın) gibi olmayın. (Nahl 92)
  75. Artık, Allah'ın size verdiği rızıktan helâl ve temiz olarak yeyin, eğer (gerçekten) yalnız Allah'a ibadet ediyorsanız, onun nimetine şükredin. (Nahl 114)
  76. Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak "Bu helâldir, şu da haramdır" demeyin. (Nahl 116)
  77. Doğru yola yönelerek İbrahim'in dinine uy! (Nahl 123)
  78. Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! (Nahl 125)
  79. Eğer ceza verecekseniz, size yapılan işkencenin misliyle ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır. (Nahl 126)
  80. Öyle ise benden sakının (Mü'minun 52)
  81. Şimdi sen onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak! (Mü'minun 54)
  82. O halde, pislikten, putlardan sakının; yalan sözden sakının. (Hac 30)
  83. Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin... Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. (Hacc 78)
  84. Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. (Bakara 45)
  85. Ey iman edenler! "Râinâ" demeyin, "unzurnâ" deyin. (Söylenenleri) dinleyin. (Bakara 104)
  86. Siz hayır işlerinde yarışın. (Bakara 148)
  87. Nereden yola çıkarsan çık (namazda) yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir. Nerede olursanız olunuz, yüzünüzü o yana çevirin ki, aralarından haksızlık edenler (kuru inatçılar) müstesna, insanların aleyhinizde (kullanabilecekleri) bir delili bulunmasın. Sakın onlardan korkmayın! Yalnız benden korkun. (Bakara 150)
  88. Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yeyin, şeytanın peşine düşmeyin. (Bakara 168)
  89. Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. (Bakara 178)
  90. Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. (Bakara 183)
  91. Artık (ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. (Bakara 187)
  92. Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hakimlere (idarecilere veya mahkeme hakimlerine) vermeyin. (Bakara 188)
  93. Size karşı savaş açanlara, siz de Allah yolunda savaş açın. Sakın aşırı gitmeyin, çünkü Allah aşırıları sevmez. (Bakara 190)
  94. Onları (size karşı savaşanları) yakaladığınız yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram'da onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Eğer onlar size karşı savaş açarlarsa siz de onları öldürün. (Bakara 191)
  95. Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Yaptığınızı güzel yapın. (Bakara 195)
  96. Hep birden barışa girin. Sakın şeytanın peşinden gitmeyin. (Bakara 208)
  97. İman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin... İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. (Bakara 221)
  98. Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. (Bakara 222)
  99. Yeminlerinizden dolayı Allah'ı (O'nun adını), iyilik etmenize, O'ndan sakınmanıza ve insanların arasını düzeltmenize engel kılmayın. (Bakara 224)
  100. Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın. (Bakara 238)
  101. Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. (Bakara 264)
  102. Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. (Bakara 267)
  103. Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. (Bakara 275)
  104. Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız vakit onu yazın. Bir kâtip onu aranızda adaletle yazsın. Hiçbir kâtip Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan geri durmasın; (her şeyi olduğu gibi) yazsın. Üzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdırsın, Rabbinden korksun ve borcunu asla eksik yazdırmasın. Şayet borçlu sefih veya aklı zayıf veya kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki de şahit bulundurun. Eğer iki erkek bulunamazsa rıza göstereceğiniz şahitlerden bir erkek ile -biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki kadın (olsun). Çağırıldıkları vakit şahitler gelmemezlik etmesin. Büyük veya küçük, vâdesine kadar hiçbir şeyi yazmaktan sakın üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah nezdinde daha adaletli, şehadet için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha uygundur. Ancak aranızda yapıp bitirdiğiniz peşin bir ticaret olursa, bu durum farklıdır. Bu durumda onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. (Genellikle) alış-veriş yaptığınızda şahit tutun. Ne yazan ne de şahit zarara uğratılsın. (Bakara 282)
  105. Yolculukta olur da, yazacak kimse bulamazsanız (borca karşılık) alınmış bir rehin de yeterlidir. Birbirinize bir emanet bırakırsanız, emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin ve (bu hususta) Rabbi olan Allah'tan korksun. Şahitliği, bildiklerinizi gizlemeyin. (Bakara 283)
  106. O halde siz (gerçek) müminler iseniz Allah'tan korkun, aranızı düzeltin, Allah ve Resûlüne itaat edin. (Enfal 1)
  107. Toplu halde kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin. (Korkup kaçmayın). (Enfal 15)
  108. Allah'a ve Peygamber'e hainlik etmeyin. (Enfal 27)
  109. Çalım satmak, insanlara gösteriş yapmak ve (insanları) Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkanlar (kâfirler) gibi olmayın (Enfal 47)
  110. Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın. (Enfal 60)
  111. Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül et. (Enfal 61)
  112. Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. (Al-i İmran 28)
  113. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. (Al-i İmran 97)
  114. Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. (Al-i İmran 104)
  115. Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. (Al-i İmran 139)
  116. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp güven. (Al-i İmran 159)
  117. Onlardan korkmayın, benden korkun. (Al-i İmran 175)
  118. Sabredin; (düşman karşısında) sebat gösterin; (cihad için) hazırlıklı ve uyanık bulunun. (Al-i İmran 200)
  119. Allah'tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun. (Haşir 18)
  120. Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. (Cumua 9)
  121. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan isteyin. (Cumua 10)
  122. Onları (evlât edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, bu takdirde onları din kardeşleriniz ve görüp gözettiğiniz kimseler olarak kabul edin. (Ahzab 5)
  123. Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin. (Ahzab 56)
  124. Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. (Ahzab 59)
  125. Allah'ın geçiminize dayanak kıldığı mallarınızı aklı ermezlere (reşit olmayanlara) vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin. (Nisa 5)
  126. Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri (gözetip) deneyin, eğer onlarda akılca bir olgunlaşma görürseniz hemen mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (de geri alacaklar) diye o malları israf ile ve tez elden yemeyin. Zengin olan (veli) iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan da (ihtiyaç ve emeğine) uygun olarak yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman yanlarında şahit bulundurun. (Nisa 6)
  127. Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı aranızdan dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye yahut Allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde hapsedin. (Nisa 15)
  128. İçinizden fuhuş yapan her iki tarafa ceza verin; eğer tevbe eder, uslanırlarsa artık onlara ceza verip eziyet etmekten vazgeçin. (Nisa 16)
  129. Geçmişte olanlar bir yana, babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin. (Nisa 22)
  130. Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı. Eğer onlarla (nikâhlanıp da) henüz birleşmemişseniz kızlarını almanızda size bir mahzur yoktur. Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi birden almak da size haram kılındı. (Nisa 23)
  131. Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. (Nisa 29)
  132. Allah'ın sizi, birbirinizden üstün kıldığı şeyleri (başkasında olup da sizde olmayanı) hasretle arzu etmeyin. (Nisa 32)
  133. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. (Nisa 34)
  134. Eğer karı-kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. (Nisa 35)
  135. Siz sarhoş iken -ne söylediğinizi bilinceye kadar- cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya bir yolculuk üzerinde bulunursanız, yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahut kadınlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamışsanız o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinize ve ellerinize sürün. (Nisa 43)
  136. Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. (Nisa 58)
  137. Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu Allah'a ve Resûl'e götürün (Nisa 59)
  138. Size ne oldu da Allah yolunda ve "Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!" diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz! (Nisa 75)
  139. Şeytanın dostlarına karşı savaşın. (Nisa 76)
  140. Bir selam ile selamlandığınız zaman siz de ondan daha güzeli ile selamlayın; yahut aynı ile karşılık verin. (Nisa 86)
  141. Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayıp dinleyin. Size selam verene, dünya hayatının geçici menfaatine göz dikerek "Sen mümin değilsin" demeyin... Önceden siz de böyle iken Allah size lütfetti; o halde iyi anlayıp dinleyin. (Nisa 94)
  142. Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın. (Nisa 103)
  143. Hainlerden taraf olma! (Nisa 105)
  144. Ve Allah'tan mağfiret dile. (Nisa 106)
  145. Kendilerine hıyanet edenleri savunma. (Nisa 107)
  146. Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman (da sebat) ediniz. (Nisa 136)
  147. Allah'ın âyetlerinin inkâr edildiğini yahut onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar bundan başka bir söze dalıncaya (konuya geçinceye) kadar kâfirlerle beraber oturmayın. (Nisa 140)
  148. Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininde (hükümlerini uygularken) onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir gurup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun. (Nur 2)
  149. Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu isbat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. (Nur 4)
  150. Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip (izin alıp) ev halkına selâm vermedikçe girmeyin. (Nur 27)
  151. Orada hiçbir kimse bulamadınızsa, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size, "Geri dönün!" denilirse, hemen dönün. (Nur 28)
  152. Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. (Nur 30)
  153. Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). (Nur 31)
  154. Aranızdaki bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden elverişli olanları evlendirin. (Nur 32)
  155. Peygamberi, kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın. (Nur 63)
  156. Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. (Münafikun 9)
  157. Size "Meclislerde yer açın" denilince yer açın ki Allah da size genişlik versin. Size "Kalkın" denilince de kalkın ki Allah sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. (Mücadele 11)
  158. Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. (Hucurat 6)
  159. Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. (Hucurat 9)
  160. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz. (Hucurat 10)
  161. Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın... Kadınlar da kadınları alaya almasınlar... Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. (Hucurat 11)
  162. Zannın çoğundan kaçının... Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?... O halde Allah'tan korkun. (Hucurat 12)
  163. Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. (Tahrim 6)
  164. Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir. (Teğabun 14)
  165. O halde gücünüz yettiğince Allah'a isyandan kaçının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. (Teğabun 16)
  166. Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? (Saff 2)
  167. Allah'ın yardımcıları olun. (Saff 14)
  168. Allah'ın (koyduğu, dinî) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. (Maide 2)
  169. Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyle kısmet aramanız size haram kılındı... Artık onlardan korkmayın, benden korkun. (Maide 3)
  170. Allah'ın size öğrettiğinden öğretip avcı hale getirdiğiniz hayvanların sizin için yakaladıklarından da yeyin ve üzerine Allah'ın adını anın (besmele çekin). Allah'tan korkun. (Maide 4)
  171. Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın). Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. (Maide 6)
  172. Allah'tan korkun. O'na yaklaşmaya yol arayın ve yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz. (Maide 35)
  173. Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah'tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin. (Maide 38)
  174. Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. (Maide 51)
  175. Allah'ın size helâl kıldığı iyi ve temiz şeyleri (siz kendinize) haram kılmayın ve sınırı aşmayın. (Maide 87)
  176. Allah'ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yeyin ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah'tan korkun. (Maide 88)
  177. Yeminlerinizi koruyun (onlara riayet edin). (Maide 89)
  178. Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. (Maide 90)
  179. Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları, imtihan edin... Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kâfirlere geri göndermeyin. Bunlar onlara helâl değildir. Onlar da bunlara helâl olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. (Mümtehine 10)
  180. Kendilerine Allah'ın gazap ettiği bir kavmi dost edinmeyin. (Mümtehine 13)
  181. Ve eğer müşriklerden biri senden aman dilerse, Allah'ın kelâmını işitip dinleyinceye kadar ona aman ver, sonra (müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacağı bir yere ulaştır. (Tevbe 6)
  182. Onun içinde asla namaz kılma! (Tevbe 108)