Zühdü Aydın

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Zühdü Aydın ya da Küçük Hafız Zühdü Atabeyli bir nur talebesi olup amca oğlu Büyük Hafız Zühdü ile beraber sadakatla İman ve Kur'an hizmetinde bulunmuştur. Genç yaşta İstanbul'da tahsil görür, memleketi Atabey'e geri döner. Eskişehir hapsine girmiştir. Hizmette genç yaşta vefat eden Küçük Lüftü'nün boşluğunu doldurur. Risaleleri yazar ve neşreder. Hakkında çıkarılan asılsız dedikodulardan sıkılıp Keçiborlu'nun Kılıç köyüne yerleşip fahri imamlık yapar.[1]

Şahsi Bilgiler[değiştir]

Diğer İsimleri:

Doğum Yeri ve Tarihi: Atabey (Aras), Isparta, 1893[1]

Vefat Yeri ve Tarihi: Kılıç köyü, Keçiborlu, Isparta, 1980[1]

Kabrinin Yeri: Kılıç köyü mezarlığı, Keçiborlu[1]

Harita Konumu: [1]

Risale-i Nur ile Nasıl Tanıştığı[değiştir]

Bedreli Santral Sabri vasıtasıyla tanımıştır.

Bediüzzaman Said Nursi ile Görüşmeleri[değiştir]

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

İnşâallah Kur’an’a büyük hizmet edecek olan Küçük Hâfız Zühdü’nün mektubudur

Bugün istinsahına muvaffak olduğum İ’caz-ı Kur’an’ın bu bîçare talebenize bahşetmiş bulunduğu nihayetsiz füyuzat, mevte mahkûm ruhuma öyle bir tabib-i hâzık ameliyatı yapmış ki müptela olduğum emraz-ı kalbiyeyi tedavi ve yeniden hayat bahşetmiş olduğundan, arz-ı minnettarî eyler ve bu bînazir mücevherat mahzeninin diğer renkli kapılarının da açılmasını âcizane istirham eylerim.

Otuz Üçüncü Mektup’un otuz üç penceresinden ayrı ayrı lemean eden nurani ziyalar kalb-i âcizaneme feyyaz nurlarıyla gül-âblar serpti. Daha birçok Nur Risalelerinin füyuzatından hisseyâb olmasını bârgâh-ı ehadiyetten tazarru ederim efendim.

Hâfız Zühdü

(Barla Lahikası)


Dokuzuncusu

Büyük Hâfız Zühdü’dür. Bu zat, Ağrus’taki Nur talebelerinin başında nâzırları hükmünde olduğu bir zaman, sünnet-i seniyeye ittiba ve bid’alardan içtinabı meslek ittihaz eden talebelerin manevî şerefini kâfi görmeyerek ve ehl-i dünyanın nazarında bir mevki kazanmak emeliyle mühim bir bid’anın muallimliğini deruhte etti. Tamamıyla mesleğimize zıt bir hata işledi. Pek müthiş bir şefkat tokadını yedi. Hanedanının şerefini zîr ü zeber edecek bir hâdiseye maruz kaldı. Fakat maatteessüf Küçük Hâfız Zühdü, hiç tokada istihkakı yokken, o elîm hâdise ona da temas etti. Belki inşâallah o hâdise, onun kalbini dünyadan kurtarıp tamamıyla Kur’an’a vermek için bir ameliyat-ı cerrahiye-i nâfia hükmüne geçer.

(Lem'alar, 10. Lem'a, 9. Tokat)


Küçük Zühdü’nün fıkrasıdır

Yirmi Dokuzuncu Mektup’un Yedinci Kısmını akşam fakirhanede Bekir Ağa ile beraber bazı hususi arkadaşlarımızla okuduk. Ve son risalenin dinsizleri iskâta kâfi geleceğine hepimiz kanaat ve iman getirdik.

Küçük Zühdü

(Barla Lahikası)


Hem görenler karar verdiler ki Sözler’e mahsus bilhassa On Dokuzuncu Mektup’a has bir tarz-ı hat var. Eğer o tarz-ı hatta tevfikan yazılsa çok garib letafetler görünecektir. Her vakit musırrane, her yazana “Seyrek ve güzel yazınız.” derdim. Şimdi anlaşılıyor ki o manevî has hattı tavsiye etmek için intak-ı hak kabîlinden bana söylettiriliyordu. Şu hakikati ve manevî tarz-ı hatta en yakın, Küçük Hâfız Zühdü’nün ve Eşref’in ve Kuleönlü Mustafa’nındır ki o muvafakat, muvazenet onların hattında daha ziyade görünüyor.

(Barla Lahikası)


Hem ezcümle Küçük Hâfız Zühdü... Beş-altı sene evvel bir defa işi için bir defa Barla'ya uğramış, hâfızlığı münasebetiyle ona taltifkarane ve bir ailevî musibetine karşı tesellikarane bir iki mektup yazmıştım. Ve onu da tatyîb için "çalışkan bir talebemsin" demiştim. Ve Aydın'da ise görmediğim ve gıyaben selamlarını aldığım iki üç dostlarıma benim bedelime selam göndermekle, görüşmek manasıyla "Aydın Vilayeti sana havaledir" ibaresi evvel vakit bana o mektubu yazan ve şimdi tahattur etmediğim kâtibin bir gevezeliğidir. Yani "Aydın Vilayetinde gıyâbi iki-üç dostuma benim bedelime sen onlarla muhabere et, selam gönder" demektir.

Acaba çok seneler içinde bir defa benim ile görüşen, kendi işinde hâfızlığında çalışan bu adamı bu mektuptaki taltifkarane teşvikten, en mühim bir nâşir-i efkârım zan ve tevehhüm edilip benim mevhum suçumdan o biçareye ehemmiyetli bir hisse çıkarıp, Isparta'daki Câmi-i Kebîr imamlık vazifesinden kaldırıp üç ay tayinsiz fakir haliyle beraber ihtiyar ve amel-mande validesini ve validesiz iki küçük çocuğun perişan kalması elbette mahkemenin nazar-ı adaleti ona şefkatkarane bakması icab eder.

(Lem'alar, 27. Lem'a)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. 1,0 1,1 1,2 1,3 Isparta kahramanları, Himmet Koçoğlu