Oksimoron

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Oksimoron birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılması ve bu şekilde oluşturulmuş ifadedir. Bazen anlamı kuvvetlendirmek için veya edebî sanat yapmak amacıyla kullanılır, bazen de halihazırda kullanılan bir kavramı eleştirmek veya alaya almak için kullanılır.[1]

Diğer İsimleri[değiştir]

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Ve o dalgalı muharebe meydanı ise şu fırtınalı dünya yüzüdür ki durmuyor, dönüyor, bozuluyor ve her insanın aklına şu fikri veriyor: “Madem her şey elimizden çıkacak, fâni olup kaybolacak. Acaba bâkiye tebdil edip ibka etmek çaresi yok mu?” deyip düşünürken birden semavî sadâ-yı Kur’an işitiliyor. Der: “Evet, var. Hem beş mertebe kârlı bir surette güzel ve rahat bir çaresi var.”

Sual: Nedir?

Elcevap: Emaneti, sahib-i hakikisine satmak.

(6. Söz)


İşte şu mertebede, şu hatvede tezkiyesi, tathiri: Onu tezkiye etmemek, tebrie etmemektir.

...

Şu mertebede tezkiyesi قَدْ اَفْلَحَ مَنْ زَكّٰيهَا sırrıyla şudur ki: Kemalini kemalsizlikte, kudretini aczde, gınasını fakrda bilmektir.

...

Şu makamda tezkiyesi ve tathiri şudur ki: Vücudunda adem, ademinde vücudu vardır.

(29. Mektup)


Madem öyledir, eğer malı çok seversen hırs ile değil belki kanaat ile malı talep et, tâ çok gelsin.

(22. Mektup)


Hem onun mülküdür hem o vermiştir. Öyle ise minnet etmeyerek ve çekinmeyerek fena et, feda et tâ beka bulsun. Çünkü nefy-i nefiy, ispattır. Yani yok, yok ise o vardır. Yok, yok olsa var olur.

خُدَاىِ پُرْكَرَمْ خُودْ مُلْكِ خُودْرَا مٖى خَرَدْ اَزْ تُو

بَهَاىِ بٖى گِرَانْ دَادَه بَرَاىِ تُو نِگَاهْ دَارَسْتْ

Hâlık-ı Kerîm, kendi mülkünü senden satın alıyor.

(17. Söz)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]