Münker ve Nekir
Kötü iş anlamındaki münker(at) için Günah sayfasına bakın
Münker ve Nekir ölümden sonra insanları sorguya çekeceği belirtilen iki melektir. Münker ve Nekîr “tanınmayan, şiddetli ve korkulu olan” demektir. Kur'an'da kabir hayatına işaret eden âyetler bulunmakla birlikte bu iki melekten yalnızca hadislerde bahis geçer. Hadislere göre ölü kabre konulup cenazeye katılanlar henüz ayrılmadan bu melekler sorguya başlar ve ölen kişiye dinini, amelini, yaratıcısını ve peygamberini sorarlar.[1]
Risale-i Nur'da Bu Konudaki Derslerin Özeti
- Bediüzzaman mezarına girdiğini hayal ettiğinde kimsesiz ve yalnız vaziyetini düşünürken birden Münker ve Nekir taifesinden iki mübarek arkadaşın çıkıp geldiğini, onunla münazaraya başladığını ve kalbinin ve kabrinin genişleyip nurlandığını hayal edip sevinir ve şükreder.
- Bediüzzaman ilim tahsil ederken vefat eden bazı ciddi talebelerin kabirde şehitler gibi kendisini hayatta ve dersiyle meşgul gördüğünü, hatta bir vakıada sarf ve nahiv ilmini okurken vefat eden bir talebenin sual meleklerinin "Rabbin kimdir?" sorusuna kendisini medresede zannedip nahiv ilmince cevap verdiğini anlatıp hapishane'de Risale-i Nur'dan meyve risalesini şevk ile okuyup yazarken vefat eden talebesi Hafız Ali'nin sual meleklerine bu risaledeki hüccetlerle cevap verdiğini söyler.
Diğer İsimleri
Sual Melekleri, Melaike-i Sual
Kur'an'da İsminin Geçtiği Yerler
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği
Hem meleklere iman meyvesinden bir cüzü ve Münker ve Nekir’e ait bir numunesi şudur:
Herkes gibi ben dahi muhakkak gireceğim, diye mezarıma hayalen girdim. Ve kabirde yalnız, kimsesiz, karanlık, soğuk, dar bir haps-i münferidde bir tecrid-i mutlak içindeki tevahhuş ve meyusiyetten tedehhüş ederken, birden Münker ve Nekir taifesinden iki mübarek arkadaş çıkıp geldiler. Benimle münazaraya başladılar. Kalbim ve kabrim genişlediler, nurlandılar, hararetlendiler; âlem-i ervaha pencereler açıldı. Ben de şimdi hayalen ve istikbalde hakikaten göreceğim o vaziyete bütün canımla sevindim ve şükrettim.
Sarf ve nahiv ilmini okuyan bir medrese talebesinin vefat edip, kabirde Münker ve Nekir’in مَنْ رَبُّكَ “Senin Rabb’in kimdir?” diye suallerine karşı, kendini medresede zannedip nahiv ilmi ile cevap vererek: “مَنْ mübtedadır, رَبُّكَ onun haberidir; müşkül bir meseleyi benden sorunuz, bu kolaydır.” diyerek hem o melaikeleri hem hazır ruhları hem o vakıayı müşahede eden orada bulunan bir keşfe’l-kubur velisini güldürdü ve rahmet-i İlahiyeyi tebessüme getirdi, azaptan kurtulduğu gibi; Risale-i Nur’un bir şehit kahramanı olan merhum Hâfız Ali, hapiste Meyve Risalesi’ni kemal-i aşkla yazarken ve okurken vefat edip kabirde melaike-i suale mahkemedeki gibi Meyve hakikatleri ile cevap verdiği misillü; ben de ve Risale-i Nur şakirdleri de o suallere karşı Risale-i Nur’un parlak ve kuvvetli hüccetleriyle istikbalde hakikaten ve şimdi manen cevap verip onları tasdike ve tahsine ve tebrike sevk edecekler, inşâallah.
(11. Şuâ)
Ve kâfir ve münafık zındıklar için cehennem çukurundan yılan ve akreplerle dolu bir çukur olduğunu ispat eden ve oraya gelecek olan Münker Nekir isminde melaikeleri ehl-i hak ve hakikat yolunda gidenler için birer munis arkadaş yapan;
Ve Risale-i Nur’un şakirdlerini talebe-i ulûm sınıfına dâhil edip Münker Nekir suallerine Risale-i Nur ile cevap verdiklerini merhum kahraman şehit Hâfız Ali’nin vefatıyla keşfeden;
(11. Şuâ)
Mübarek kardeşlerimin hâlis dualarıyla zehirin tehlikesi geçmiş ve o merhum şehidin kuvvetli emarelerle, kabrinde Nurlarla meşgul olması ve sual meleklerine Nurlar ile cevap vermesi ve onun bedeline ve onun sisteminde Nurlara çalışacak Denizli Kahramanı Hasan Feyzi rahmetullahi aleyh ve arkadaşları perde altında tesirli bir surette hizmetleri ve düşmanlarımızın dahi mahpusların birden Nurlarla ıslah olmaları cihetinde hapisten çıkmamıza taraftar olması ve Ashab-ı Kehf misillü Nur şakirdleri o sıkıntılı çilehaneyi Ashab-ı Kehf ve eski zaman ehl-i riyazatının mağaralarına çevirmesi ve istirahat-i kalple Nurların neşrine ve yazmasına sa’yleriyle, inayet-i Rabbaniyenin imdadımıza yetiştiğini ispat etti.
Aziz, sıddık kardeşlerim!
Cenab-ı Erhamü’r-Râhimîn’e hadsiz şükür olsun ki bu acib zamanda ve garib yerde, talebe-i ulûmun kıymetli şerefini ve ehemmiyetli hizmetlerini kazanmayı sizler vasıtasıyla bizlere de müyesser eyledi. Ehl-i keşfe’l-kuburun müşahedesiyle, müteaddid vakıatla, tahsil-i ulûm anında vefat eden bazı müştak ve ciddi bir talebe-i ulûm, şehitler gibi kendini hayatta ve kendi dersiyle meşgul görüyor.
Hattâ meşhur bir ehl-i keşfe’l-kubur, vefat eden ve ilm-i sarf ve nahiv okuyan bir talebenin kabrinde, Münker Nekir’e nasıl cevap verecek diye murakabe etmiş ve müşahede edip işitmiş ki: Melek-i sual ondan sordu: مَنْ رَبُّكَ “Senin rabbin kimdir?” dediği zaman o nahiv dersiyle iştigal ederken vefat eden talebe, o meleğin cevabında demiş: “مَنْ mübtedadır رَبُّكَ onun haberidir.” Nahiv ilmince cevap vermiş, kendini medresede zannetmiş.
İşte bu vakıaya muvafık olarak ben merhum Hâfız Ali’yi aynen hayattaki gibi Risale-i Nur’la meşgul olarak en yüksek bir ilimde çalışan bir talebe-i ulûm vaziyetinde ve tam şehitler mertebesinde ve tarz-ı hayatlarında biliyorum ve o kanaat ile ona ve onun gibi Mehmed Zühdü’ye ve Hâfız Mehmed’e bazı dualarımda derim:
Yâ Rabbi! Bunları kıyamete kadar Risale-i Nur kisvesinde hakaik-i imaniye ve esrar-ı Kur’aniye ile kemal-i ferah ve sevinçle meşgul eyle, âmin!
(13. Şua)
Ve gidecekleri hakiki mekânları olan kabirdeki ahvallerinden ve herkesi titreten ve bilhassa ehl-i gaflet için çok korkunç, çok elemli, çok acıklı bir menzil olan toprak altında göreceği ve konuşacağı melaikelerle konuşmayı ve refakati sevdirerek bu mekâna daha çok ünsiyet izhar etmekle bu korkulu ilk menzil hakkındaki fevka’l-had korkularımızı ta’dil etmiş, nefes aldırmış.
(11. Şua)
Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler
İlgili Resimler/Fotoğraflar
İlgili Maddeler
- Melek: Cebrail gibi Allah’ın emirlerine tam itaat eden iyi nitelikteki ruhanî varlıklara verilen ad.
- Kabir: Münker ve Nekir'in sorguya çektiği yer
- Alem-i Berzah: Münker ve Nekir'in sorguya çektiği alem
- Kabir Azabı: Münker ve Nekir'in sorgusundan geçemeyenlerin uğradığı azap