Husuf ve Kusuf Namazları

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Husuf Namazı Ay tutulduğu zaman kılınan 2 veya 4 rekatlık namaz olup İmam Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel'e göre küsuf namazıyla aynı hükümde, Ebû Hanîfe ve İmam Mâlik'e göre ise müstehaptır. Küsuf Namazı ise Güneş tutulduğunda ezan ve kāmet okunmaksızın cemaatle ya da tek başına 2 veya 4 rekat kılınabilen sünnet bir namazdır.[1]

Diğer İsimleri[değiştir]

Husuf Namazı: Ay Tutulması Namazı, Salâtül Husuf

Küsuf Namazı: Güneş Tutulması Namazı, Salâtül Küsuf

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Elbette hac miftahıyla açılan meratib-i külliye-i rububiyet ve dürbünüyle nazarına görünen âfak-ı azamet-i uluhiyet ve şeairiyle kalbine ve hayaline gittikçe genişlenen devair-i ubudiyet ve meratib-i kibriya ve ufk-u tecelliyatın verdiği hararet, hayret ve dehşet ve heybet-i rububiyet “Allahu ekber, Allahu ekber” ile teskin edilebilir ve onunla o meratib-i münkeşife-i meşhude veya mutasavvire ilan edilebilir.

Hacdan sonra şu manayı, ulvi ve küllî muhtelif derecelerde bayram namazında, yağmur namazında, husuf küsuf namazında, cemaatle kılınan namazda bulunur. İşte şeair-i İslâmiyenin velev sünnet kabîlinden dahi olsa ehemmiyeti şu sırdandır.

(Sözler, 16. Söz, 4. Şua)


Hem dua bir ubudiyettir. Ubudiyet ise semeratı uhreviyedir. Dünyevî maksatlar ise o nevi dua ve ibadetin vakitleridir. O maksatlar, gayeleri değil. Mesela, yağmur namazı ve duası bir ibadettir. Yağmursuzluk, o ibadetin vaktidir. Yoksa o ibadet ve o dua, yağmuru getirmek için değildir. Eğer sırf o niyet ile olsa o dua, o ibadet hâlis olmadığından kabule lâyık olmaz. Nasıl ki güneşin gurûbu, akşam namazının vaktidir. Hem güneşin ve ayın tutulmaları, küsuf ve husuf namazları denilen iki ibadet-i mahsusanın vakitleridir. Yani gece ve gündüzün nurani âyetlerinin nikablanmasıyla bir azamet-i İlahiyeyi ilana medar olduğundan, Cenab-ı Hak ibadını o vakitte bir nevi ibadete davet eder. Yoksa o namaz, açılması ve ne kadar devam etmesi, müneccim hesabıyla muayyen olan ay ve güneşin husuf ve küsuflarının inkişafları için değildir. Aynı onun gibi yağmursuzluk dahi yağmur namazının vaktidir. Ve beliyyelerin istilası ve muzır şeylerin tasallutu, bazı duaların evkat-ı mahsusalarıdır ki insan o vakitlerde aczini anlar, dua ile niyaz ile Kadîr-i Mutlak’ın dergâhına iltica eder.

(Sözler, 23. Söz, 1. Mebhas, 5. Nokta)


Eğer desen: Bazen kat’î olacak işler için dua edilir. Mesela, husuf ve küsuf namazındaki dua gibi. Hem bazen hiç olmayacak şeyler için dua edilir?

Elcevap: Başka Sözlerde izah edildiği gibi dua bir ibadettir. Abd, kendi aczini ve fakrını dua ile ilan eder. Zahirî maksatlar ise o duanın ve o ibadet-i duaiyenin vakitleridir, hakiki faydaları değil. İbadetin faydası, âhirete bakar. Dünyevî maksatlar hasıl olmazsa “O dua kabul olmadı.” denilmez. Belki “Daha duanın vakti bitmedi.” denilir.

(Mektubat, 24. Mektup, 1. Zeyl, 2. Nükte)


Sual: Üstadım, yağmur duası ve namazın neticesi görünmedi, faydasız kaldı; iki üç defa bulut toplandı, yağmur vermeden dağıldı. Neden?

Elcevap: Yağmursuzluk, bu çeşit dua ve namazın vaktidir, illeti ve hikmeti değil. Nasıl ki güneş ve ayın tutulması zamanında küsuf ve husuf namazı kılınır ve güneşin gurûbuyla akşam namazı kılınır; öyle de yağmursuzluk, kuraklık, yağmur namazının ve duasının vaktidir.

İbadet ve duanın sebebi ve neticesi, emir ve rıza-i İlahîdir; faydası, uhrevîdir. Eğer namazdan, ibadetten dünyevî maksatlar niyet edilse yalnız onlar için yapılsa o namaz battal olur. Mesela, akşam namazı güneşin batmaması için ve husuf namazı ayın açılması için kılınmaz. Öyle de bu nevi ibadet, yağmuru getirmek için kılınsa yanlış olur. Yağmuru vermek, Cenab-ı Hakk’ın vazifesidir. Biz vazifemizi yaptık, onun vazifesine karışmayız.

(Emirdağ Lahikası 1)


Evet nasıl ki gurûb, mağrib namazının vaktidir. Ay ve güneşin tutulmaları da salâtü’l-küsuf ve’l-husuf denilen iki ibadat-ı mahsusanın vaktidir. Yoksa gaye değil ki namaz kılmakla tâ güneş ve kamer açılsınlar. Çünkü güneş ve kamerin açılmaları zamanı muayyendir. Fâtır-ı Zülcelal, bu iki âyât-ı azîmin nikabı zamanında yani perdelendikleri zamanda ibadını, ibadete davet eder.

(Nur'un İlk Kapısı, 8. Ders)


İ’lem eyyühe’l-aziz! Bazı dualar icabete iktiran etmez diye iddiada bulunma. Çünkü dua bir ibadettir. İbadetin semeresi âhirette görünür. Dünyevî maksatlar ise namaz vakitleri gibi dualar ibadeti için birer vakittirler. Duaların semeresi değillerdir. Mesela, şemsin tutulması küsuf namazına, yağmursuzluk yağmur namazına birer vakittir. Ve keza zalimlerin tasallutu ve belaların nüzulü, bazı hususi dualara vakittir.

(Mesnevi-i Nuriye, Onuncu Risale)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]