Eleftherios Venizelos

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Venizelos Yunanistan'ın eski başbakanı, Megali İdea'nın mimarı ve modern Yunanistan'ın en önemli siyasetçilerindendi. O zaman Osmanlı sınırları içinde olan Girit'in Yunanistan'a katılmasını için çalıştı. 1910'da Yunanistan'daki askeri yönetimin başkanlığına getirildi. Osmanlı İmparatorluğu'na açtığı savaşta Girit'in 1913 yılında Yunanistan'a bağlanmasını sağladı. İngilizlerin desteğiyle 1920 yılında Türkiye ile savaşa girdi. İngiltere ile yapılan gizli anlaşmaya göre İngiltere elli bin kişilik Yunan ordusunun donatacak ve bu ordu ile Anadolu toprakları işgal edilecekti. Saldırıya çok kısa bir gün kala bu haberi öğrenen ve çok müteessir olan Bediüzzaman bir Cuma gecesi "Ya Rabb! Senin askerin daha çoktur. Bu mel'unlara fırsat verme!" diye dua etti. Ertesi gün Genç Yunan Kralı Aleksandr 30 Nisan 1920’de sarayının bahçesinde gezinirken bir maymun tarafından ısırıldı ve 25 Ekim’de öldü. Onu ısıran maymun ise öldürüldü. İngiltere Başbakanı Lloyd George'un bu şok olayı, "Tarihin akışını değiştiren bir hadise." olarak değerlendirdi ve Anadolu’yu istila planları suya düştü. Winston Churchil bu konuda “Bu maymunun ısırması sonunda, çeyrek milyon insanın öldüğünü söylemek belki de abartma değildir.” demiştir. Gazetede bu haberi gören Bediüzzaman çok sevindi ve bu hayvanın arkasından bir mersiye yazdı.[1] 1928 yılında millî birlik hükûmetiyle iktidara geldi. Türkiye'ye karşı barışçı bir siyaset uygulamaya çalıştı. 29 Ekim 1930'da Türkiye'deki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katıldı. 1935 yılında Yunanistan'daki askerî darbe girişimi sonrası seçimleri kaybedince Paris'e gitti ve orada öldü. Bediüzzaman, tokadını Antranik ile beraber Enver'e, Venizelos ile beraber Said Halim’e vurmayacağını söyleyerek tenkitte bir usul göstermiştir. Yine Bediüzzaman Wilson, Loyd George ve Venizelos gibi Avrupa büyüklerinin papaz gibi dinlerine mutaassıp olmalarını Avrupa'nın dinine sahip, belki bir cihette mutaassıp olduğuna delil olarak gösterir. Bediüzzaman tarik-i gayr-ı meşru (meşru olmayan) ile bir maksadı takip edenin maksudunun zıddıyla ceza gördüğüne misal olarak Venizelos'u da göstermiştir.[2]

Şahsi Bilgiler[değiştir]

Diğer İsimleri:

Doğum Yeri ve Tarihi: Girit (o zaman Osmanlı toprağı idi), 23 Ağustos 1864[2]

Vefat Yeri ve Tarihi: Paris, Fransa, 18 Mart 1936[2]

Kabrinin Yeri: Girit adası

Eserleri[değiştir]

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Dediler:

-İttihad'a şedid bir muarız idin. Neden şimdi sükût ediyorsun?

Dedim:

-Düşmanların onlara şiddet-i hücumundan. Düşmanın hedef-i hücumu, onların hasenesi olan azm ü sebattır ve İslâmiyet düşmanına vasıta-i tesmim olmaktan feragatıdır.

Bence yol ikidir: Mizanın iki kefesi gibi; birinin hıffeti, ötekinin sıkletine geçer. Ben tokadımı, Antranik ile beraber Enver'e, Venizelos ile beraber Said Halim’e vurmam. Nazarımda, vuran da sefildir.

(Sünuhat)


Mücahid Bir Hayvan Mersiyesi

ﻭَﻣَﺎ ﻳَﻌْﻠَﻢُ ﺟُﻨُﻮﺩَ ﺭَﺑِّﻚَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮَ

İşte o cünûddan bir gâzi, şehid.

Nev'i hayvandaki meymûn, saîd.

Ey maymûn-ü meymûn!

Mü'minleri memnun, kâfirleri mahzûn, Yunanı da mecnun eyledin.

Öyle bir tokat vurdun ki, siyaset çarkını bozdun.

Loyd Corcu kudurttun, Venizelosu geberttin!..

Mizan-ı siyasette pek ağır oturdun ki; Küfrün ordularını, zulmün leşkerlerini bir hamlede havaya fırlattın.

Başlarındaki maskelerini düşürüp, maskara ederek bütün dünyayı güldürdün!

Cennetle mübeşşer olan hayvanların isrine gittin!

Cennette saîdsin, çünkü gâzi hem şehidsin!...

(Rumuz)


7. Sual

S- Neden bu kadar (İ.G.Z.) den nefret ediyorsun? Musalahasını da istemiyorsun?

C- Sebeb bir değil, bindir. Bana en ziyade şedid görünen, manen ahlâkımıza vurduğu darbedir. Çekirdek halinde olan secaya-i seyyieyi içimizde inkişaf ettirdi. Hayatın yarası iltiyam bulur; izzet-i İslâmiye, namus-u millînin yarası pek derindir.

Edirne Câmii'nde,[*[3]] bir İslâm hocasının lisanıyla, Venizelos gibi şeytan zalime dua ettirdi. Merkez-i Hilafette, müslümanlar lisanıyla hizb-üş şeytan olan (İ.G.Z.), Yunan askerlerini halaskâr, tathirci ilân ve karşısındaki güruh-u mücahidîni cani, zalim söylettirdi. Acaba bir vâlide o dereceye getirilse ki; çocuğunu kendi eliyle öldürerek, müteessir olmayarak, parça parça etse, hiç mümkün müdür ki, onda hissiyat-ı âliye ve ahlâk-ı sâmiye intıfa etmesin?!.

(Tuluat)


Müstehak Bir Ceza

Şeriatın ﺍَﻟْﻘَﺎﺗِﻞُ ﻟﺎَ ﻳَﺮِﺙُ düstur-u âdilanesi, şeriat-ı fıtriye olan kavânin-i kadere muntabıktır ki, tarîk-i gayr-ı meşru' ile bir maksadı takib eden, maksudunun zıddıyla ceza görüyor. Wilson, Klemanso, Venizelos gibi.

Şuna bir misal: Bidayet-i inkılabımızdan beri, sevab-ı âhiretin vesilesini dinsizcesine şan ü şerefe vasıta yapanlar, müdhiş bir rezaletle neticelendi. Muvakkat bir şan ü şereften sonra, elîm bir sukut takib etti. Lisan-ı halleri ﻟَﻴْﺘَﻨِﻰ ﻛُﻨْﺖُ ﻧَﺴْﻴًﺎ ﻣَﻨْﺴِﻴًّﺎ tilavet ediyor.

Fıtrat-ı insan bir mezraa hükmündedir ki, secaya-yı hasene temayülat-ı şerriye ile beraber, daneler gibi dest-i kaderle içinde ekilmiştir. Bu daneler neşv-ü nema bulmak için bir suya muhtaçtır. Hevadan gelse, şer daneleri neşv-ü nema bulur. Şimdiki şu medeniyet-i habisenin heyet-i içtimaiyeye verdiği tesir gibi... Fıtraten -çendan- hayır ciheti galibdir, fakat sünbüllenmiş, semere vermiş on çekirdek; yüz değil, bin kurumuş çekirdeğe galebe eder. İşte şunun çaresi: O bâb-ı fitneyi kapatmakla, suyu Hüda tarafından vermek lâzımdır.

(Tuluat)


Sâniyen: Din-i İslâm’ı Hristiyan dinine kıyas edip Avrupa gibi dine lâkayt olmak, pek büyük bir hatadır. Evvela: Avrupa, dinine sahiptir. Başta Wilson, Loid George, Venizelos gibi Avrupa büyükleri, papaz gibi dinlerine mutaassıp olmaları şahittir ki Avrupa dinine sahiptir, belki bir cihette mutaassıptır.

(26. Mektup)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]