Bakiyat-ı Salihat ve Benzeri Zikirler
Bu sayfada Kehf Suresinin 46. ayetinde bahsi geçen Bakiyat-ı Salihat ifadesinin kapsamındaki ve benzeri tesbihler/zikirler listelenmiştir.
- لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّٰهِ
Lâ İlâhe İllallâh Muhammedurrasûlullâh
Allah’tan başka ilah yoktur Muhammed (asm) Allah’ın elçisidir - سُبْحَانَ اللّٰهِ
Sübhânallâh
Allah bütün kusur ve eksikliklerden münezzehtir - اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ
Elhamdülillâh
Ne kadar hamd ve medih varsa kimden gelse kime karşı da olsa ezelden ebede kadar hastır ve lâyıktır o Zat-ı Vâcibü’l-vücud’a ki Allah denilir. - اَللّٰهُ أَكْبَرُ
Allâhu Ekber
Allah tek büyüktür ve en büyüktür - حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكٖيلُ
Hasbunallâhu ve Ni'mel Vekîl
Allah bize yeter. O ne güzel vekildir - ﻏُﻔْﺮَﺍﻧَﻚَ ﺭَﺑَّﻨَﺎ ﻭَ ﺍِﻟَﻴْﻚَ ﺍﻟْﻤَﺼِﻴﺮُ
Ğufrâneke Rabbenâ ve İleykel Masîr
Rabbim! Affını ve bağışlamanı diliyoruz. Dönüşümüz ancak sanadır - تَوَكَّلْتُ عَلَى اللهِ
Tevekkeltu Alellâh
Allah'a tevekkül ettim - ﻣَﺎ ﺷَﺎٓﺀَ ﺍﻟﻠَّﻪُ
Mâşâallâh
Allah'ın dilediği olur - ﻟﺎَ ﺣَﻮْﻝَ ﻭَ ﻟﺎَ ﻗُﻮَّﺓَ ﺍِﻟﺎَّ ﺑِﺎﻟﻠَّﻪِ
Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh
Her türlü güç ve kuvvet ancak Allah'tandır. - ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ
Bismillâhirrahmânirrahîm
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla - اَعُوذُ بِا للّٰهِ مِـنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيــمِ
Eûzu Billâhi Mineşşeytânirracîm
Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım - ﺣَﺴْﺒِﻰَ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮَ ﻋَﻠَﻴْﻪِ ﺗَﻮَﻛَّﻠْﺖُ ﻭَ ﻫُﻮَ ﺭَﺏُّ ﺍﻟْﻌَﺮْﺵِ ﺍﻟْﻌَﻈِﻴﻢِ
Hasbiyallâhu Lâ İlâhe İllâ Huve Aleyhi Tevekkeltu ve Huve Rabbül Arşil Azîm
Allah bana yeter! Ondan başka İlâh yoktur! Ben ancak ona tevekkül ettim. Ve o, büyük Arş'ın Rabbidir! - ﺍَﺳْﺘَﻐْﻔِﺮُ ﺍﻟﻠَّﻪَ ﺍﻟْﻌَﻈِﻴﻢَ ﺍﻟْﻜَﺮِﻳﻢَ ﺍﻟَّﺬِﻯ ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺤَﻰُّ ﺍﻟْﻘَّﻴُّﻮﻡُ ﻭَ ﺍَﺗُﻮﺏُ ﺍِﻟَﻴْﻪِ ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻪُ
Estağfirullâh Elazîm Elkerîm Ellezî Lâ İlâhe İllâ Hû Elhayyul Kayyûmu ve Etûbu İleyhi Subhâneh
Azim, Kerim, Hay ve Kayyum olan ve kendisinden başka ilah olmayan Allah’tan af dilerim. Günahlarımdan O’na tövbe ediyorum. Allah'ı noksanlıklardan tenzih ederim - سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ ، سُبْحَانَ اللَّهِ الْعَظِيمِ
Subhânallâhi ve Bihamdih Subhânallâhil Azîm
Allah'ı noksanlıklardan tenzih ederim ve O'na hamd ederim. Yüce Allah'ı tenzih ederim - يَا بَاقٖى اَنْتَ الْبَاقٖى ۞ يَا بَاقٖى اَنْتَ الْبَاقٖى
Yâ Bâkî Entel Bâkî. Yâ Bâkî Entel Bâkî
Bâkî kalan ancak sensin, ey Bâkî. Bâkî kalan ancak sensin, ey Bâkî - لِلَّذٖينَ اٰمَنُوا هُدًى وَ شِفَٓاءٌ
Lillezîne Amenû Hudev ve Şifâ
[Kur'ân] iman edenler için bir hidayet rehberi ve bir şifadır - لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنّٖى كُنْتُ مِنَ الظَّالِمٖينَ
Lâ İlâhe İllâ Ente Subhâneke İnnî Kuntu Minezzâlimîn
Senden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum - رَبِّ اِنّٖى مَسَّنِىَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِمٖينَ
Rabbî İnnî Messeniyeddurru ve Ente Erhamurrâhimîn
Rabbim! Bana gerçekten zarar dokundu. Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin - ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻚَ ﻣَﺎ ﺷَﻜَﺮْﻧَﺎﻙَ ﺣَﻖَّ ﺷُﻜْﺮِﻙَ ﻳَﺎ ﻣَﺸْﻜُﻮﺭُ
Subhâneke Mâ Şekernâke Hakka Şükrike Yâ Meşkûr
Ey şükredilmeye yegâne lâyık olan Meşkûr! Biz sana gerektiği gibi şükredemedik. Sen her türlü noksanlıktan münezzehsin - ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻚَ ﻣَﺎ ﺫَﻛَﺮْﻧَﺎﻙَ ﺣَﻖَّ ﺫِﻛْﺮِﻙَ ﻳَﺎ ﻣَﺬْﻛُﻮﺭُ
Subhâneke Mâ Zekernâke Hakka Zikrike Yâ Mezkûr
Ey zikredilmeye yegâne lâyık olan Mezkûr! Biz seni gerektiği gibi zikredemedik. Sen her türlü noksanlıktan münezzehsin - ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻚَ ﻣَﺎ ﻋَﺒَﺪْﻧَﺎﻙَ ﺣَﻖَّ ﻋِﺒَﺎﺩَﺗِﻚَ ﻳَﺎ ﻣَﻌْﺒُﻮﺩُ
Subhâneke Mâ Abednâke Hakka İbâdetike Yâ Ma'bûd
Ey ibâdet edilmeye yegâne lâyık olan Ma'bûd! Biz sana gerektiği gibi ibâdet edemedik. Sen her türlü noksanlıktan münezzehsin - ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻚَ ﻣَﺎ ﻋَﺮَﻓْﻨَﺎﻙَ ﺣَﻖَّ ﻣَﻌْﺮِﻓَﺘِﻚَ ﻳَﺎ ﻣَﻌْﺮُﻭﻑُ
Subhâneke Mâ Arefnâke Hakka Ma'rifetike Yâ Ma'rûf
Ey mahlûkât âyinelerinde cilvelerini gören ariflerin, yüce zâtını tanımaya can attığı Ma'rûf! Biz seni gerektiği gibi tanıyamadık. Sen her türlü noksanlıktan münezzehsin - ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻚَ ﻣَﺎ ﺳَﺒَّﺤْﻨَﺎﻙَ ﺣَﻖَّ ﺗَﺴْﺒِﻴﺤِﻚَ ﻳَﺎ سُبْحاَنَ
Subhâneke Mâ Sebbehnâke Hakka Tesbîhike Yâ Subhân
Ey kusurlardan münezzeh olan Subhan! Biz seni gerektiği gibi tesbih edemedik. Sen her türlü noksanlıktan münezzehsin - ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺍَﻟْﻤَﻠِﻚُ ﺍﻟْﺤَﻖُّ ﺍﻟْﻤُﺒِﻴﻦُ ﻣُﺤَﻤَّﺪٌ ﺭَﺳُﻮﻝُ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺻَﺎﺩِﻕُ ﺍﻟْﻮَﻋْﺪِ ﺍﻟْﺎَﻣِﻴﻦُ
Lâ İlâhe İllallâhul Melikul Hakkul Mübîn Muhammedur Rasulûllahi Sâdikul Va'dil Emîn
Bütün saltanat ve hükümranlık kendisinin olan (Melik) ve apaçık yegâne hakikatin ta kendisi olan Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. - رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
Rabbenâ Âtinâ Fiddünyâ Hasenetev ve Filâhireti Hasenetev ve Kınâ Âzabennâr
Allah'ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik ve güzellik ver ve bizi cehennem ateşinden koru - ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﺍَﺟِﺮْﻧَﺎ ﻣِﻦَ ﺍﻟﻨَّﺎﺭِ
Allâhümme Ecirnâ Minennâr
Allahım! Bizi cehennem ateşinden koru - ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﺻَﻞِّ ﻋَﻠَﻰ ﺳَﻴِّﺪِﻧَﺎ ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ ﻭَ ﻋَﻠَٓﻰ ﺍَﻝِ ﺳَﻴِّﺪِﻧَﺎ ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ
Allâhümme Salli Alâ Seyyidina Muhammediv ve Alâ Âli Seyyidinâ Muhammed
Efendimiz Hz. Muhammed'e, mübarek nesline ve ehl-i beytine salât eyle - ﺍَﻟﺸُّﻜْﺮُ ﻟِﻠَّﻪِ
Eşşükrü lillâh
Şükür Allah'a mahsûstur - ﺣَﺴْﺒِﻰَ ﺍﻟﻠَّﻪُ
Hasbiyallâh
Allah bana kâfidir - ﺍَﺳْﺘَﻐْﻔِﺮُ ﺍﻟﻠَّﻪَ
Estağfirullâh
Allah'dan af dilerim - اِسْتَعَنْتُ بِاللهِ
İsteantu billâh
Allah'dan yardım isterim - بِسْمِ اللّٰهِ الشَّافِي هُوَ اللّٰهُ
Bismillâhişşâfî huvallâh
Her rahatsızlığa yegâne şifâ verici Şâfi olan Allah'ın ismiyle - بِسْمِ اللّٰهِ الْكَافِي هُوَ اللّٰهُ
Bismillâhilkâfî huvallâh
Bizi kimseye muhtaç etmeden her hâlimize, her ihtiyacımıza yeten Kâfî olan Allah'ın ismiyle - بِسْمِ اللّٰهِ الْمُعَافِي هُوَ اللّٰهُ
Bismillâhilmuâfî huvallâh
Kullarını her sıkıntıdan kurtaran, sıhhat ve afiyet, huzur ve saadet veren Muâfî olan Allah'ın ismiyle - سُبْحَانَكَ بِجَمٖيعِ تَسْبٖيحَاتِ جَمٖيعِ مَخْلُوقَاتِكَ وَ بِاَلْسِنَةِ جَمٖيعِ مَصْنُوعَاتِكَ
Subhâneke bicemîi tesbihâti cemîi mahlûkâtike ve bielsineti cemîi masnûâtik
Bütün mahlûkatının bütün tesbihatlarıyla ve bütün masnuatının lisanlarıyla Seni tesbih eder, kusurdan tenzih ederiz. - اَللّٰهُمَّ اِنّٖى اَسْئَلُكَ الْعَفْوَ وَ الْعَافِيَةَ لٖى وَ لَهُ فِى الدّٖينِ وَ الدُّنْيَا وَ الْاٰخِرَةِ
Allâhümme innî es’elukel afve vel âfiyete lî ve lehû fiddîni veddünyâ velâhirah
Allahım, Senden kendim ve onun için dünyada ve âhirette af ve âfiyet istiyorum. - لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَحْدَهُ لَا شَرٖيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ يُحْيٖى وَ يُمٖيتُ وَ هُوَ حَىٌّ لَا يَمُوتُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَ هُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدٖيرٌ وَ اِلَيْهِ الْمَصٖير
Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerikeleh. Lehul mülkü ve lehülhamdu yuhyî ve yumît. Ve hüve hayyul lâ yemût. Biyedihil hayr. Ve hüve alâ külli şey’in kadîr. Ve ileyhil masîr
Allah'tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. O birdir; Onun hiçbir şeriki yoktur. Mülk Ona ait, hamd Ona mahsustur. Hayatı veren de Odur, ölümü veren de Odur. O, kendisine asla ölüm ârız olmayan Hayy-ı Ezelîdir. Bütün hayır Onun elindedir. O herşeye hakkıyla kàdirdir. Herşeyin ve herkesin dönüşü de Onadır. - سُبْحَانَكَ وَ بِحَمْدِكَ عَدَدَ خَلْقِكَ وَ رِضَاءَ نَفْسِكَ وَ زِنَةِ عَرْشِكَ وَ مِدَادِ كَلِمَاتِكَ وَ نُسَبِّحُكَ بِجَمٖيعِ تَسْبٖيحَاتِ اَنْبِيَائِكَ وَ اَوْلِيَائِكَ وَ مَلٰئِكَتِكَ
Subhâneke ve bihamdike adede halkıke ve rıdâe nefsike ve zineti arşike ve midâdi kelimâtike ve nusebbihuke bicemîitesbihâti enbiyâike ve evliyâike ve melâiketik
Mahlûkatının sayısınca, Zâtına lâyık şekilde, Arşının ağırlığınca ve kelimelerinin mürekkebi miktarınca hamdinle ve bütün peygamberlerin, evliyaların ve meleklerin tesbihatıyla Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. - اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ عَلٰى كُلِّ حَالٍ سِوَى الْكُفْرِ وَ الضَّلَالِ
Elhamdülillâhi Alâ Külli Hâl Sivel Küfrü Veddalâl
Küfür ve dalâlet dışında her türlü halimiz için Allah'a hamd olsun - سُبْحَانَ اللهِ وَالْحَمْدُ للهِ وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَاللهُ أَكْبَر وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ
Sübhânallâhi Velhamdülillâhi ve Lâ İlâhe İllallâhu Vallâhu Ekber
Allah bütün noksan sıfatlardan münezzehtir, bütün hamdler ona mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur, Allah en büyüktür. - ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﻟﺎَ ﺗُﺨْﺮِﺟْﻨَﺎ ﻣِﻦَ ﺍﻟﺪُّﻧْﻴَﺎ ﺍِﻟﺎَّ ﻣَﻊَ ﺍﻟﺸَّﻬَﺎﺩَﺓِ ﻭَ ﺍﻟْﺎِﻳﻤَﺎﻥِ
Allâhümme lâ tuhricnâ mineddünyâ illâ meaşşehâdeti vel îmân
Allah'ım! Bizi dünyadan ancak kelime-i şahadet ve imanla çıkar. - الّٰهُمَّ اَعِنِّي عَلَى ذِكْرِكَ وَ شُكْرِكَ وَ حُسْنِ عِبَادَتِكَ
Allâhümme Einnî Alâ Zikrike ve Şükrike ve Husnu İbâdetik
Allah'ım! Seni zikretmek, nimetlerine şükretmek ve sana en güzel biçimde ibadet etmek konusunda bana yardım et. - اَللّٰهُمَّ اشْرَحْ صَدْرٖى لِلْاٖيمَانِ وَ الْاِسْلَامِ
Allâhümmeşrah Sadrî Lil îmâni Vel İslâm
Allah'ım, göğsümü îmâna ve İslâma aç - ﻳَﺎ ﻣُﺤَﻮِّﻝَ ﺍﻟْﺤَﻮْﻝِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﺣْﻮَﺍﻝِ ﺣَﻮِّﻝْ ﺣَﺎﻟَﻨَٓﺎ ﺍِﻟَٓﻰ ﺍَﺣْﺴَﻦِ ﺍﻟْﺤَﺎﻝِ
Yâ Muhavvilel havli vel ahvâl! Havvil hâlenâ ilâ ahsenil hâl
Ey bütün hâl ve durumları halden hâle çeviren Muhavvil! Hâlimizi en güzel hâle çevir. - رَبَّنَا اغْفِرْلِى وَلِوَالِدَىَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ
Rabbenağfirlî ve Livalideyye ve Lilmü'minîne Yevme Yekûmul Hisâb
Ey bizim Rabbimiz! Beni, anamı ve babamı ve bütün mü'minleri hesap gününde bağışla. - حَسْبٖى رَبّٖى جَلَّ اللّٰهُ ٭ نُورْ مُحَمَّدْ صَلَّى اللّٰهُ ٭ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ
Hasbî Rabbî Cellallah, Nur Muhammed Sallallâh, Lâ İlâhe İllallâh
Rabbim yüce Allah bana yeter, Nur olan Muhammed Mustafa'ya salatu selam olsun, Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur - حَسْبٖى رَبّٖى جَلَّ اللّٰهُ ٭ سِرُّ قَلْبٖى ذِكْرُ اللّٰهِ ٭ ذِكْرُ اَحْمَدْ صَلَّى اللّٰهُ ٭ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ
Hasbî Rabbî Cellallah, Sırru Kalbî Zikrullah, Zikru Ahmed Sallallâh, Lâ İlâhe İllallâh
Rabbim yüce Allah bana yeter, Kalbimin sırrı Allah'ı zikirdir, Ahmed Aleyhissalatü vesselamı anmaktır, Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur - حَسْبٖى رَبّٖى جَلَّ اللّٰهُ ٭ مَا فِي قَلْبِي غَیْرُ اللہ ٭ يُحْيِ قَلْبِي ذِكْرُ الله ٭ نُورْ مُحَمَّدْ صَلَّى اللّٰهُ ٭ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ
Hasbî Rabbî Cellallah, Mâ Fî Kalbî Ğayrullâh, Yuhyî Kalbî Zikrullâh, Nur Muhammed Sallallâh, Lâ İlâhe İllallâh
Rabbim yüce Allah bana yeter, Kalbimde Allah'tan başkasına yer yoktur, Allah'ın zikri kalbimi diriltti, Nur olan Muhammed Mustafa'ya salatu selam olsun, Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur - لَا حَوْلَ عَنِ الْعَدَمِ وَ لَا قُوَّةَ عَلَى الْوُجُودِ اِلَّا بِاللّٰهِ
Lâ havle anil ademi ve lâ kuvvete alel vücûdi illâ billâh
Yokluktan çıkıp varlığa gelmek ancak Allah'ın güç ve kuvvetiyledir - لَا حَوْلَ عَنِ الزَّوَالِ وَ لَا قُوَّةَ عَلَى الْبَقَاءِ اِلَّا بِاللّٰهِ
Lâ havle aniz zevâli ve lâ kuvvete alel bekâi illâ billâh
Yok oluşa gitmeyip bekada kalmak ancak Allah'ın güç ve kuvvetiyledir - لَا حَوْلَ عَنِ الْمَضَرَّةِ وَ لَا قُوَّةَ عَلَى النَّفْعِ اِلَّا بِاللّٰهِ
Lâ havle anil madarrati ve lâ kuvvete alen nef'i illâ billâh
Zararları uzaklaştırıp faydalı şeyleri getirmek ancak Allah'ın güç ve kuvvetiyledir - لَا حَوْلَ عَنِ الْمَصَائِبِ وَ لَا قُوَّةَ عَلَى الْمَطَالِبِ اِلَّا بِاللّٰهِ
Lâ havle anil mesâibi ve lâ kuvvete alel metâlibi illâ billâh
Musibetten uzak olup talep ettiklerimize kavuşmak ancak Allah'ın güç ve kuvvetiyledir - لَا حَوْلَ عَنِ الْمَعَاصٖى وَ لَا قُوَّةَ عَلَى الْعِبَادَةِ اِلَّا بِاللّٰهِ
Lâ havle anil meâsî ve lâ kuvvete alel ibâdeti illâ billâh
Günahlara düşmeyip ibadete devam etmek ancak Allah'ın güç ve kuvvetiyledir - لَا حَوْلَ عَنِ النِّقَمِ وَ لَا قُوَّةَ عَلَى النِّعْمَةِ اِلَّا بِاللّٰهِ
Lâ havle anin nikami ve lâ kuvvete alen ni'meti illâ billâh
Azaba maruz kalmayıp nimete mazhar olmak ancak Allah'ın güç ve kuvvetiyledir - لَا حَوْلَ عَنِ الظُّلْمَةِ وَ لَا قُوَّةَ عَلَى النُّورِ اِلَّا بِاللّٰهِ
Lâ havle aniz zulmeti ve lâ kuvvete alen nûri illâ billâh
Karanlığa düşmeyip nur ile nurlanmak ancak Allah'ın güç ve kuvvetiyledir - ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﻧَﺠِّﻨَﺎ ﻣِﻦَ ﺍﻟﻨَّﺎﺭِ
Allâhhüme neccinâ minennâr
Allahım! Bizi cehennem ateşinden koru - ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﺧَﻠِّﺼْﻨَﺎ ﻣِﻦَ ﺍﻟﻨَّﺎﺭِ
Allâhhüme hallisnâ minennâr
Allahım! Bizi cehennem ateşinden koru - يَا مُقَلِّبَ الْقُلُوبِ ثَبِّتْ قَلْبٖي عَلَى دٖينِكَ
Yâ mukallibel kulûbi sebbit kalbî alâ dînik
Ey kalpleri evirip çeviren! Kalplerimizi dinin üzre sabit kıl! - يَا ﻣُﺰَﻳِّﻦَ ﺍﻟْﻘُﻠُﻮﺏِ ثَبِّتْ قَلْبٖي عَلَى دٖينِكَ
Yâ müzeyyinel kulûbi sebbit kalbî alâ dînik
Ey kalpleri süslendiren! Kalplerimizi dinin üzre sabit kıl! - ﻳَﺎ ﻣُﻨَﻮِّﺭَ ﺍﻟْﻘُﻠُﻮﺏِ ثَبِّتْ قَلْبٖي عَلَى دٖينِكَ
Yâ münevviral kulûbi sebbit kalbî alâ dînik
Ey kalpleri nurlandıran! Kalplerimizi dinin üzre sabit kıl! - ﻓَﺴَﻴَﻜْﻔِﻴﻜَﻬُﻢُ ﺍﻟﻠَّﻪُ
Feseyekfîkehumullâh
Allah onlara karşı sana kâfidir - سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى
Sebbih isme rabbikel a'lâ
Yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et. - وَإِنْ يَكَادُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِأَبْصَـٰرِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ وَيَقُولُونَ إِنَّهُ لَمَجْنُونٌ * وَمَا هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِلْعٰلَمِينَ
Ve iy yekâdullezîne keferû leyuzlekûneke biebsârihim lemmâ semiuzzikra ve yekûlûne innehû lemecnûn * Ve mâ huve illâ zikrul lil âlemîn
O inkâr edenler Zikr'i (Kur'an'ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devirivereceklerdi. Hâla da (kin ve hasetlerinden:) "Hiç şüphe yok o bir delidir" derler. Oysa o (Kur'an), âlemler için ancak bir öğüttür (Nazar ayetleri) - رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا
Rebbenâ etmim lenâ nûrenâ vağfirlenâ
Rabbimiz! Nûrumuzu bize tamamla ve bize mağfiret eyle! - وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ
Feizâ meridtu fehuve yeşfîn
Hem hastalandığım zaman da bana O şifâ verir! - قَالُوا سُبْحٰنَكَ لٰا عِلْمَ لَنَا إِلَّا مَا عَلَّمْتَنَا إِنَّكَ أَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
Subhâneke lâ ilmelenâ illâ mâ allemtenâ inneke entel alîmul hakîm
Seni (her türlü noksanlıktan) tenzîh ederiz; senin bize öğrettiklerinden başka bizim için bir ilim yoktur. Şübhe yok ki Alîm (her şeyi bilen), Hakîm (her işi hikmetli olan) ancak sensin! - ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ * وَالْعَصْرِ * إِنَّ الْإِنْسٰنَ لَفِى خُسْرٍ * إِلَّا الَّذِينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصّٰلِحٰتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
Vel asr. İnnel insâne lefî husr. İllellezîne âmenû ve amilussâlihâti ve tevâsav bilhakkı ve tevâsav bissabr
Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır. (Asr Suresi) - ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ * إِنَّا أَعْطَيْنٰكَ الْكَوْثَرَ * فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ * إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ
İnnâ a'taynâ kelkevser. Fesalli lirabbike venhar. İnne şânieke huvel ebter.
Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik. Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes. Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir. (Kevser Suresi) - إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَجِعُونَ
İnnâ Lillâhi ve İnnâ İleyhi Râciûn
Biz Allah'a aidiz ve ona döneceğiz - سُبْحَانَ ذِي الْمُلْكِ وَالْمَلَكُوتِ * سُبْحَانَ ذِي الْعِزَّةِ وَالْجَبَرُوتِ * سُبْحَانَ الْحَيِّ الَّذِي لا يَمُوتُ * سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّ الْمَلائِكَةِ وَالرُّوحِ
Subhâne zil mülki vel melekût, Subhâne zil izzeti vel ceberût, Subhânel hayyillezî lâ yemût, Sübbûhun, Kuddûsun, Rabbu’l-melâiketi ve’r-rûh
Mülk ve melekûtun (maddi ve manvi bütün alemlerin) sahibini tesbih ederiz. İzzet ve ceberut (ululuk) sahibini tesbih ederiz. Hiç ölmeyecek diri olanı tesbih ederiz. Çok münezzehtir! O, çok mukaddesdir. Meleklerin ve Ruh’un Cebrail (as)’ın Rabbidir. - سُحْاَنَ رَبِّيَ الْاعْلٰي وَ بِحَمْدِهٖ
Sübhâne rabbiyel a'lâ ve bihamdih
En yüce Rabbimi hamd ederek tesbih ederim. - سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّ الْمَلٰائِكَةِ وَالرُّوحُ
Subbûhun, kuddûsun, Rabbul melâiketi ve'r-rûh
Münezzehsin, mukaddessin, meleklerin ve Ruh’un Rabbisin - اَللٰهُمَّ اغْفِرْ أُمَّتَ مُحَمَّدٍ
Allâhummağfir Ümmete Muhammed
Allahım ümmet-i Muhammed'i affet! - ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﺻَﻞِّ ﻋَﻠَﻰ ﺳَﻴِّﺪِﻧَﺎ ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ ﻭَ ﻋَﻠَٓﻰ ﺍَﻝِ ﺳَﻴِّﺪِﻧَﺎ ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ ﺻَﻠﺎَﺓً ﺗُﻨْﺠِﻴﻨَﺎ ﺑِﻬَﺎ ﻣِﻦْ ﺟَﻤِﻴﻊِ ﺍﻟْﺎَﻫْﻮَﺍﻝِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﻓَﺎﺕِ ﻭَ ﺗَﻘْﻀِﻰ ﻟَﻨَﺎ ﺑِﻬَﺎ ﺟَﻤِﻴﻊَ ﺍﻟْﺤَﺎﺟَﺎﺕِ ﻭَ ﺗُﻄَﻬِّﺮُﻧَﺎ ﺑِﻬَﺎ ﻣِﻦْ ﺟَﻤِﻴﻊِ ﺍﻟﺴَّﻴِّﺌَﺎﺕِ ﻭَ ﺗَﺮْﻓَﻌُﻨَﺎ ﺑِﻬَﺎ ﻋِﻨْﺪَﻙَ ﺍَﻋْﻠَﻰ ﺍﻟﺪَّﺭَﺟَﺎﺕِ ﻭَ ﺗُﺒَﻠِّﻐُﻨَﺎ ﺑِﻬَٓﺎ ﺍَﻗْﺼَﻰ ﺍﻟْﻐَﺎﻳَﺎﺕِ ﻣِﻦْ ﺟَﻤِﻴﻊِ ﺍﻟْﺨَﻴْﺮَﺍﺕِ ﻓِﻰ ﺍﻟْﺤَﻴَﺎﺓِ ﻭَ ﺑَﻌْﺪَ ﺍﻟْﻤَﻤَﺎﺕِ ﺍَﻣِﻴﻦَ ﻳَﺎ ﻣُﺠِﻴﺐَ ﺍﻟﺪَّﻋَﻮَﺍﺕِ ﻭَ ﺍﻟْﺤَﻤْﺪُ ﻟِﻠَّﻪِ ﺭَﺏِّ ﺍﻟْﻌَﺎﻟَﻤِﻴﻦَ
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammediv ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin salâten tuncînâ bihâ min cemîıl ehvâli vel âfât. Ve takdîlenâ bihâ cemîal hâcât. Ve tutahhirunâ bihâ min cemîısseyyiât. Ve terfeunâ bihâ indeke a'ledderacât. Ve tubelliğunâ bihâ aksal ğâyât min cemîıl hayrâti filhayâti ve ba'del memât. Âmîn yâ mucîbeddeavât. Velhamdülillâhi rabbil âlemîn.
Yâ İlâhenâ! Efendimiz Muhammed'e, mübarek nesline ve ehl-i beytine salât eyle. Öyle bir salât ile ki, bizi onun hürmetine her türlü tehlike ve âfetten kurtar. Onun bereketine bütün ihtiyaçlarımızı gider. Onun vesilesiyle bizi günahlarımızın kirlerinden temizle. Onun şerefine bizi en yüksek derecelere çıkar, gerek hayatta iken, gerekse öldükten sonra bizi hayırlı işlerde varılabilecek en uç noktalara ulaştır. Ey bütün duaları işitip cevâb veren Mücîb! Âmîn! (Bizim de dualarımızı kabul buyur). Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsûstur. (Salâten Tuncinâ/Salât-ı münciye) - ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﺻَﻞِّ ﻋَﻠَﻰ ﺳَﻴِّﺪِﻧَﺎ ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ ﻃِﺐِّ ﺍﻟْﻘُﻠُﻮﺏِ ﻭَ ﺩَﻭَٓﺍﺋِﻬَﺎ ﻭَ ﻋَﺎﻓِﻴَﺔِ ﺍﻟْﺎَﺑْﺪَﺍﻥِ ﻭَ ﺷِﻔَٓﺎﺋِﻬَﺎ ﻭَ ﻧُﻮﺭِ ﺍﻟْﺎَﺑْﺼَﺎﺭِ ﻭَ ﺿِﻴَٓﺎﺋِﻬَﺎ ﻭَ ﻋَﻠَٓﻰ ﺍَﻟِﻪِ ﻭَ ﺻَﺤْﺒِﻪِ ﻭَ ﺳَﻠِّﻢْ
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin tıbbil kulûbi ve devâihâ ve âfiyetil ebdâni ve şifâihâ ve nûril ebsâri ve dıyâihâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim
Yâ İlâhenâ! Kalblerin tabîbi ve devası, bedenlerin afiyeti ve şifâsı, gözlerin nuru ve ziyası olan Efendimiz Muhammed'e, Ve onun bütün mübarek nesline, ehl-i beytine ve ashabına salât ve selâm eyle. - ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﺻَﻞِّ ﺻَﻠﺎَﺓً ﻛَﺎﻣِﻠَﺔً ﻭَ ﺳَﻠِّﻢْ ﺳَﻠﺎَﻣًﺎ ﺗَٓﺎﻣًّﺎ ﻋَﻠَﻰ ﺳَﻴِّﺪِﻧَﺎ ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ ﺍﻟَّﺬِﻯ ﺗَﻨْﺤَﻞُّ ﺑِﻪِ ﺍﻟْﻌُﻘَﺪُ ﻭَ ﺗَﻨْﻔَﺮِﺝُ ﺑِﻪِ ﺍﻟْﻜُﺮَﺏُ ﻭَ ﺗُﻘْﻀَﻰ ﺑِﻪِ ﺍﻟْﺤَﻮَٓﺍﺋِﺞُ ﻭَ ﺗُﻨَﺎﻝُ ﺑِﻪِ ﺍﻟﺮَّﻏَٓﺎﺋِﺐُ ﻭَ ﺣُﺴْﻦُ ﺍﻟْﺨَﻮَﺍﺗِﻢِ ﻭَ ﻳُﺴْﺘَﺴْﻘَﻰ ﺍﻟْﻐَﻤَﺎﻡُ ﺑِﻮَﺟْﻬِﻪِ ﺍﻟْﻜَﺮِﻳﻢِ ﻭَ ﻋَﻠَٓﻰ ﺍَﻟِﻪِ ﻭَ ﺻَﺤْﺒِﻪِ ﻓِﻰ ﻛُﻞِّ ﻟَﻤْﺤَﺔٍ ﻭَ ﻧَﻔَﺲٍ ﺑِﻌَﺪَﺩِ ﻛُﻞِّ ﻣَﻌْﻠُﻮﻡٍ ﻟَﻚَ
Allâhümme salli salâten kâmiletev ve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ Muhammedinillezî tenhallu bihil ukadu ve tenfericu bihil kurabu ve tukdâ bihil havâicu ve tunâlu bihirrağâibu ve husnul havâtimi ve yusteskal ğamâmu bivechihil kerîmi ve alâ âlihî ve sahbihî fî kulli lemhativ ve nefesim biadedi kulli ma'lûmil lek
Yâ İlâhenâ! Düğümler, kendisi hürmetine çözülen, Sıkıntılar, kendisi bereketine giderilen, İhtiyaçlar, kendisi şerefine karşılanan, Arzu ve isteklere, hüsn-ü hatimeye kendisi vesilesiyle mazhar olunan, Mübarek yüzü suyu hürmetine yağmur istenen Efendimiz Muhammed'e, Ve onun bütün mübarek nesline, ehl-i beytine ve ashabına, Her bakışta ve nefeste ma'lûmun olan şeylerin tamamı adedince kâmil bir salât ve tam bir selâm eyle. (Salâten Tefriciyâ) - اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيم إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
Allâhumme salli alâ Muhammediv ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîm. İnneke hamîdum mecîd.
Allah'ım! İbrahim'e ve İbrahim'in ümmetine rahmet ettiğin gibi Muhammed'e ve Muhammed'in ümmetine rahmet eyle ve şerefini yücelt. Şüphesiz övülmeye layık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin. - اللَّهُمَّ بَارِكَ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيم إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
Allâhumme bârik alâ Muhammediv ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîm. İnneke hamîdum mecîd.
Allah'ım! İbrahim'e ve İbrahim'in ümmetine verdiğin gibi Muhammed'e ve Muhammed'in ümmetine hayır ve bereket ver. Şüphesiz övülmeye layık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin. - ﻓَﻴَﻜْﻔِﻴﻚَ ﺍَﻥَّ ﺍﻟﻠَّﻪَ ﺻَﻠَّﻰ ﺑِﻨَﻔْﺴِﻪِ ٭ ﻭَ ﺍَﻣْﻠﺎَﻛَﻪُ ﺻَﻠَّﺖْ ﻋَﻠَﻴْﻪِ ﻭَ ﺳَﻠَّﻤَﺖْ
Feyekfîke ennallâhe sallâ binefsih * Ve emlâkehû sallet aleyhi ve sellemet
İşte şu sana yeter ki, ona bizzat Allahın kendisi ve melekleri salât ü selâm ettiler. - يَقُولُونَ رَبَّنَا إِنَّنَا اٰمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
Yekûlûne rabbenâ innenâ âmennâ fağfirlenâ zunûbenâ ve kınâ azâbennâr
Rabbimiz! Muhakkak ki biz îmân ettik; artık günahlarımızı bize bağışla ve bizi o ateşin azâbından muhâfaza eyle! - وَارْزُقْنَا وَأَنْتَ خَيْرُ الرّٰزِقِينَ
Verzuknâ ve ente hayrurrâzikîn
Bizi rızıklandır; zaten sen, rızık verenlerin en hayırlısısın - رَبَّنآ أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَتَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ
Rabbenâ efriğ aleynâ sabran ve teveffenâ müslimîn
Ey Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver, müslüman olarak canımızı al - سُبْحٰنَكَ تُبْتُ إِلَيْكَ
Subhâneke tubtu ileyk
Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. - رَّبِّ زِدْنٖى عِلْمًا
Rabbi zidnî ilmâ
Rabbim, benim ilmimi artır - رَّبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَأَنْتَ خَيْرُ الرّٰحِمِينَ
Rabbiğfir verham ve ente hayrurrâhimîn
Bağışla ve merhamet et Rabbim! Sen merhametlilerin en iyisisin. - رَبَّنَا اصْرِفْ عَنَّا عَذَابَ جَهَنَّم
Rebbenasrif annâ azâbe cehennem
Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. - اَللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّى
Allâhümme İnneke Afuvvun Tuhibbul Afve Fa'fu Annî
Allah'ım sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle - ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ * قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ * اللَّهُ الصَّمَدُ * لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ * وَلَمْ يَكُن لَّهُ كُفُوًا أَحَدٌ
Kul huvallâhu ehad * Allâhussamed * Lem yelid ve lem yûled * Ve lem yekul lehû kufuven ehad
De ki: O, Allah birdir. Allah sameddir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur. (İhlas Suresi) - ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ * قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ * مِن شَرِّ مَا خَلَقَ * وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ * وَمِن شَرِّ النَّفّٰـثٰتِ فِى الْعُقَدِ * وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ
Kul eûzu birabbilfelak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri ğâsikın izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased.
De ki: Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden ve kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım! (Felak Suresi) - ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ * قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ * مَلِكِ النَّاسِ * إِلٰهِ النَّاسِ * مِن شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ * الَّذِى يُوَسْوِسُ فِى صُدُورِ النَّاسِ * مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ
Kul eûzu birabbinnâs. Melikinnâs. İlâhinnâs. Min şerril vesvâsil hannâs. Ellezî yuvesvisu fî sudûrinnâs. Minelcinneti vennâs.
De ki: İnsanların kalplerine vesvese sokan, (insan Allah'ı andığında) pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbine, insanların Melikine (mutlak sahip ve hakimine) insanların İlâhına sığınırım! (Nas Suresi)