Şeyh Muhammed Emin Bitlisi

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Şeyh Muhammed Emin Bitlisi Muhammed Küfrevi Hz.nin halifelerinden olan seyyid büyük bir zattır. Bitlis civarında medresesinde talebe yetiştirmiştir. Nakşi tarikatı mensubudur. 1900'lerin başında II. Abdülhamid'in davetiyle İstanbul'a giderek orada iki yıl kalmıştır. Üstad küçükken Şeyh Emin Efendi'nin medresesinde bir müddet ders görmüştür. Molla Said'e ilim elbisesi giymesini teklif ettiğinde Molla Said henüz büluğa ermediği için bunu uygun görmez. Başka bir zaman Molla Said'i Şeyh Emin'e şikayet ettiklerinde Şeyh Emin çeşitli ilimlerden ve en müşkül meselelerden on altı sual tertip ederek Molla Said'e sorar ve Molla Said tamamını cevaplar.[1]

Şahsi Bilgiler[değiştir]

Diğer İsimleri: Şeyh Mehmed Emin, Molla Mehmed Emin Efendi, Şeyh Emin-i Şirvani

Doğum Yeri ve Tarihi: Şirvan, Siirt, 1822[2]

Vefat Yeri ve Tarihi: 1906-1908

Kabrinin Yeri:

Eserleri[değiştir]

Bediüzzaman Said Nursi ile Görüşmeleri[değiştir]

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Bunun üzerine ciddi bir şevk ile tahsili gözüne aldı ve bu niyetle nahiyeleri İsparit Ocağı dâhilinde bulunan Tağ köyünde Molla Mehmed Emin Efendi’nin medresesine gitti. Fakat fazla duramadı. Halet-i fıtriyeleri icabı, daima izzetini (Hâşiye[3]) koruması ve hattâ âmirane söylenen küçük bir söze dahi tahammül edememesi; medreseden ayrılmasına sebep oldu. Tekrar Nurs’a döndü. Nurs’ta ayrıca bir medrese olmadığından dersini büyük biraderinin haftada bir defa sılaya geldiği günlere hasrederdi.

...

Burada bir müddet kaldıktan sonra, biraderi Molla Abdullah ile beraber Nurşin köyüne geldiler. Yaz olması dolayısıyla, ahali ve talebelerle birlikte Şeyhan yaylasına gittiler. Orada biraderi Molla Abdullah ile bir gün dövüşmüş. Tağî Medresesi müderrisi Mehmed Emin Efendi, küçük Said’e:

— Ne için kardeşinin emrinden çıkıyorsun? Diye işe karışmış.

Bulundukları medrese meşhur şeyh Abdurrahman Hazretlerinin olması dolayısıyla, hocasına şu yolda cevap verir:

— Efendim, şu tekyede bulunmak hasebiyle, siz de benim gibi talebesiniz. Şu halde burada hocalık hakkınız yoktur! Diyerek gündüz vakti bile herkesin güçlükle geçebileceği cesîm bir ormandan geceleyin geçerek Nurşin’e gelir.

...

Pederinden izin alarak tahsil yapmak üzere Arvas nahiyesine gider. Burada icra-yı tedris eden meşhur Molla Mehmed Emin Efendi kendisine ders vermeye tenezzül etmeyip talebelerinden birisine okutmasını tavsiye edince izzetine ağır gelir. Bir gün bu meşhur müderris camide ders okutmakta iken Molla Said itiraz ederek:

— Efendim, öyle değil!

Hitabında bulunur. Okutmasına tenezzül etmediğini hatırlatır.

(Tarihçe-i Hayat, İlk Hayatı


Sonra ulemadan mümtaz simalarla mülakat etmeye karar verdi ve Bağdat’a ziyaret kasdıyla hocasından izin istedi. Derviş kıyafetine girdi. Yolları takip etmeden dağlarda, ormanlarda gece dolaşarak Bağdat’a gitmek niyetinde iken Bitlis’e geldi. Bitlis’te Şeyh Mehmed Emin Efendi Hazretlerinin yanına giderek iki gün kadar dersinde bulundu. Şeyh Mehmed Emin Efendi, kendisine kisve-i ilmiyeye girmesini teklif etti. Molla Said cevaben:

— Ben henüz sinn-i büluğa vâsıl olmadığımdan muhterem bir müderris kıyafetini kendime yakıştıramıyorum. Ve ben bir çocuk iken nasıl hoca olabilirim? Diyerek teklifini kabul etmemiştir.

(Tarihçe-i Hayat, İlk Hayatı


Sonra tekrar Bitlis’e geldi. Bitlis’te bir iki şeyh hanedanının, âlim ve talebelerin arasında geçimsizlik olduğunu işitir. Fesadı netice veren sözlerin bilhassa gıybetin İslâmiyet’e yakışmadığını onlara ihtar edince Molla Said’i, Şeyh Emin Efendi’ye şikayet ederler. Şeyh Emin ise:

— Henüz çocuk olduğundan kabil-i hitap değildir, der.

Bu söz Molla Said’e tebliğ edildiği anda, zaten bu gibi sözlere fıtraten tahammülsüz olduğundan Şeyh Emin Efendi’nin huzuruna çıkarak elini öper ve:

— Efendim, beni imtihan ediniz; kabil-i hitap olduğumu ispat etmek isterim, der.

Şeyh Emin Efendi mütenevvi ilimlerden ve en müşkül meselelerden on altı sual tertip ederek sorar. Molla Said, suallerin umumuna cevap verdikten sonra, Kureyş Camii’ne gider, ahaliye vaaz ve nasihat etmeye başlar. Bunun üzerine Bitlis ahalisinin bir kısmı Molla Said’e, bir kısmı da Şeyh Emin Efendi’ye yardım etmek isterler. Bundan dolayı vali, büyük bir vukuata meydan vermemek için Bedîüzzaman’ı nefyeder.

(Tarihçe-i Hayat, İlk Hayatı


Molla Said Şark’ın büyük ulema ve meşayihinden olan Seyyid Nur Mehmed, Şeyh Abdurrahman-ı Tağî, Şeyh Fehim ve Şeyh Mehmed Küfrevî gibi zevat-ı âliyenin her birisinden ilim ve irfan hususunda ayrı ayrı derslere nâil olduğundan, onları fevkalâde severdi. Ulemadan Şeyh Emin Efendi, Molla Fethullah ve Şeyh Fethullah Efendilere de ziyade muhabbeti vardı.

(Tarihçe-i Hayat, İlk Hayatı

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. https://sorularlarisale.com/emin-efendi-bitlisli-seyh-emin-efendi-sirvani
  2. https://sorularlarisale.com/emin-efendi-bitlisli-seyh-emin-efendi-sirvani
  3. Molla Said’de küçük yaşta görülen bu izzet, nefse muhabbetten gelmiyordu. Kader-i İlahî, istikbalde i’lâ-yı kelimetullah vazifesini inayetiyle vereceği bir abdine, o vazifeyi bihakkın îfası için lâzım olacak hasletlerden biri olan izzet-i ilmiyeyi vermişti. Molla Said, henüz o zaman bunun mahiyet ve hikmetini belki bilemiyordu fakat zaman gösterdi ki şimdi muhteşem bir ağaç mahiyetini alan Risale-i Nur’un muazzam ve geniş hizmetinin levazımatından olan izzet-i ilmiyeyi Cenab-ı Hak, Molla Said’in ruhunda tâ o zaman küçük bir çekirdek olarak dercetmişti.