Risalelerde Geçen ve Kökeni Arapça ve Farsça Dışı Diller Olan Kelimeler: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
74. satır: | 74. satır: | ||
|Zâten bu zamanda, en geniş daire-i zeminde, en dehşetli ve küllî bir hücumda tecavüz eden dalalet ordularına karşı böyle kudsî bir ders, bu suretle atom ''bombası'' gibi inşâallah tesirini göstermeğe bir işarettir. (Şualar) | |Zâten bu zamanda, en geniş daire-i zeminde, en dehşetli ve küllî bir hücumda tecavüz eden dalalet ordularına karşı böyle kudsî bir ders, bu suretle atom ''bombası'' gibi inşâallah tesirini göstermeğe bir işarettir. (Şualar) | ||
|- | |- | ||
|Boykot | |Boykot, Boykotaj | ||
|İngilizce | |İngilizce | ||
| | |Siz, Avusturya'ya güya ''boykot'' yapıyorsunuz, hem onun gönderdiği kalpakları giyiyorsunuz. (Tarihçe-i Hayat) | ||
|- | |- | ||
|Bulağ | |Bulağ | ||
|Kürtçe | |Kürtçe | ||
| | |Bir ''bulâğ'' {(*) Bulağ, Kürdçede "pınar" demektir. -Naşir-} başı çok zaman taaffün ve tesemmüm etmiş, içine çok pislik düşmüş. (Asar-ı Bediiyye) | ||
|- | |- | ||
|Burjuva | |Burjuva | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Bizim, avam tabakasının intibahı ile sosyalizm ve ''bolşevizm'' düsturlarını tatbik etmek, işimize yarıyor. (Lemalar) | ||
|- | |- | ||
|Çar | |Çar | ||
|Rusça | |Rusça | ||
| | |-Evet tanıdım. Nikola Nikolaviç, ''Çar'''ın dayısıdır. Kafkas cephesi başkumandanıdır. (Şualar) | ||
|- | |- | ||
|Çeleçepe | |Çeleçepe | ||
|Kürtçe | |Kürtçe | ||
| | |Hem de garazın mesîlinde ve kasdın mecrasında teferruk etmemek için sedad etmek, ''çeleçepe'' {1: Bu kelime Kürdçedir.} temayül etmemektir. (Muhakemat) | ||
|- | |- | ||
|Çinko | |Çinko | ||
|İtalyanca | |İtalyanca | ||
| | |Bir su destisi ve bir kupa, küçük bir gaz ocağı ve bir ''çinko'' çanak, sade basit bir yatak. (Konferans) | ||
|- | |- | ||
|Çiznök | |Çiznök | ||
|Kürtçe | |Kürtçe | ||
| | |Herbir hayalde bu ''çiznök'' gibi bir dane-i hakikat bulunmak şarttır... (Muhakemat) | ||
|- | |- | ||
|Dans | |Dans | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |İşte ''dans'' ve tiyatro gibi o zamanın lehviyatları ve kebairleri ve bid'aları birer cazibedarlık ile pervane gibi nefisperestleri etrafına toplar, sersem eder. (Şualar) | ||
|- | |- | ||
|Demokrasi | |Demokrasi, Demokrat | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |...işimizi, gücümüzü ayaklar altında bırakmak ve bîçare evlâd ü iyalimizi perişan edip ağlatmak hangi ''demokrasi'' kanunlarıyla, hangi yeminli ve yüminli âdil hâkimlerin vicdanî ve âdilane kararlarıyla kabil-i te'liftir? (Şualar) | ||
|- | |- | ||
|Depo | |Depo | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Hem mesela, nasılki gayet mükemmel binbir çeşit erzak etrafından celbedip içinde muntazaman istif ve ihzar edilmiş ''depo'' ve iaşe anbarı ve dükkân, şeksiz bir fevkalâde iaşe ve erzak mâlikini ve sahibini ve memurunu bildirir. (Asa-yı Musa) | ||
|- | |- | ||
|Diritnot | |Diritnot | ||
|İngilizce | |İngilizce | ||
| | |Hem "intizam" sırrıyla, bir çocuk parmağıyla gemi suretindeki oyuncağını çevirdiği gibi, kocaman bir ''diritnotu'' da çevirir. (Sözler) | ||
|- | |- | ||
|Doktor | |Doktor | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |...birden Hazret-i Hızır ve Hakîm-i Lokman gibi bir ''doktor'' geldi, tiryak gibi bir macun içirdi. (Asa-yı Musa) | ||
|- | |- | ||
|Efendi | |Efendi | ||
|Yunanca | |Yunanca | ||
| | |...herkes mensub olduğu ''efendisinin'' şerefiyle, makamıyla iftihar ettiği gibi,... (Asa-yı Musa) | ||
|- | |- | ||
|Elektrik | |Elektrik | ||
|İngilizce/Fransızca | |İngilizce/Fransızca | ||
| | |Bir hârika şehirde milyonlar ''elektrik'' lâmbaları hareket ederek her yeri gezerler, yanmak maddeleri tükenmiyor bir tarzdaki elektrik lâmbaları ve fabrikası, şeksiz, bedahetle elektriği idare eden ve seyyar lâmbaları yapan ve fabrikayı kuran ve iştial maddelerini getiren bir mu'cizekâr ustayı ve fevkalâde kudretli bir elektrikçiyi hayretler ve tebriklerle tanıttırır, yaşasınlar ile sevdirir. (Asa-yı Musa) | ||
|- | |- | ||
|Emperyal | |Emperyal | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Hem, masum müslümanların kanlarını sömüren ve servetleri tahaccür etmiş millet kanı olan, parazit, tufeylî ve aç gözlü canavar ve barbar ''emperyalistleri'', müstemlekecileri... (Sözler) | ||
|- | |- | ||
|Entrika | |Entrika | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Sair dünyevî ve siyasî ve ''entrikalı'' cem'iyet ve komitelerle münasebetimiz yoktur ve tenezzül etmeyiz. (Şualar) | ||
|- | |- | ||
|Fabrika | |Fabrika | ||
|İtalyanca/Fransızca | |İtalyanca/Fransızca | ||
| | |Bir hârika şehirde milyonlar elektrik lâmbaları hareket ederek her yeri gezerler, yanmak maddeleri tükenmiyor bir tarzdaki elektrik lâmbaları ve ''fabrikası'', şeksiz, bedahetle elektriği idare eden ve seyyar lâmbaları yapan ve fabrikayı kuran ve iştial maddelerini getiren bir mu'cizekâr ustayı ve fevkalâde kudretli bir elektrikçiyi hayretler ve tebriklerle tanıttırır, yaşasınlar ile sevdirir. (Asa-yı Musa) | ||
|- | |- | ||
|Fanteziye | |Fanteziye | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Bundan sonra birden gördü ki sol cihetinden şeytan gibi dessas, ayyaş, aldatıcı bir adam; çok ziynetler, süslü suretler, ''fanteziyeler'', müskirler beraber olduğu halde geldi. (Sözler) | ||
|- | |- | ||
|Farmason | |Farmason | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |...komünistlik ve ''farmasonluğu'' desteklemiş olur ve ithamlara hakikî hedef olan muzır dinsizlerin türemesine yardım etmiş olur. (Şualar) | ||
|- | |- | ||
|Fayton | |Fayton | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Yedi yaşından on yaşına kadar masum çocuklar, ''faytonla'' gezdiğim vakit, beni görünce koşuşup ellerime sarılmalarının hikmeti nedir? diye hayret ediyordum. (Şualar) | ||
|- | |- | ||
|Filo | |Filo | ||
|Venedikçe | |Venedikçe | ||
| | |Şimdi ise dünya servetine ve malına ve o servetle ''filolar'' teşkil edip, hattâ kırk milyon bir millet, o fil gibi filolarla dörtyüz milyonu esaret altına almış ve ... (Kastamonu L.) | ||
|- | |- | ||
|Fonoğraf | |Fonoğraf | ||
|İngilizce/Fransızca | |İngilizce/Fransızca | ||
| | |Dağları vecde getirip birer muazzam ''fonoğraf'' misillü ve birer insan gibi bir serzâkirin etrafında ufkî halka tutup; bir daire olarak tesbihat ediyorlardı. (Sözler) | ||
|- | |- | ||
|Fotoğraf | |Fotoğraf | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |...her hâdiseyi müteaddid ''fotoğraflarla'' alarak muhafaza eden... (Asa-yı Musa) | ||
|- | |- | ||
|Frengi | |Frengi, Frenk, Frengistan | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Sen anlaşılıyor ki bir parça ''Frengî'' okumuşsun, bu İslâm yazılarını okuyamıyorsun hem de bilenden sormuyorsun. (Sözler) | ||
|- | |- | ||
| | |Gaz | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Bir su destisi ve bir kupa, küçük bir ''gaz'' ocağı ve bir çinko çanak, sade basit bir yatak. (Konferans) | ||
|- | |- | ||
|Gazete | |Gazete | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |...size söylememiştim, ona da bakınız, fakat ''gazete'' gibi okumayınız. (Mektubat) | ||
|- | |- | ||
|Grip | |Grip | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Garib ve bana pek çok ağır gelen ve üç günde bir bardak ayran ve bir bardak sütten başka birşey yedirmeyen ''grip'' hastalığının üçüncü gününde, füc'eten hatırıma ihtar edildi. (Tarihçe-i Hayat) | ||
|- | |- | ||
|Heyula | |Heyula | ||
|Yunanca | |Yunanca | ||
| | |Çünki esîr maddesi, maddiyyunları boğduran zerrat maddesinden daha latîf ve eski hükemanın saplandığı ''heyula'' fihristesinden daha kesif, ihtiyarsız, şuursuz, camid bir maddedir. (Lemalar) | ||
|- | |- | ||
|Hidrojen | |Hidrojen | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Ve bunlar gibi çok hakîmane işlerde ve bilhâssa zîhayatta çalıştırılan basit ve camid ve şuursuz müvellidülma' ve müvellidülhumuza (''hidrojen''-oksijen) gibi iki basit maddeden terekküb eden bu su, yüzbinlerle hikmetli ve şuurlu ve muhtelif hizmetlerde ve san'atlarda istihdam ediliyor. (Asa-yı Musa) | ||
|- | |||
|Hoto | |||
|Kürtçe | |||
|Ya eyyühel ''hoto''! (Muhakemat) | |||
|- | |- | ||
|İmparator(luk) | |İmparator(luk) | ||
|Latince | |Latince | ||
| | |Karasso ki, Osmanlı ''İmparatorluğu'''nu parçalamak için sinsi ve tertibli bir şekilde çalışan gizli bir teşkilata mensub olup, ortada fevkalâde bir rol oynuyordu. (Tarihçe-i Hayat) | ||
|- | |- | ||
|İspirtizma | |İspirtizma | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |İşte eski zaman kâhinleri gibi, şimdi de medyumlar suretinde yine bir nevi kâhinlik Avrupa'da ''ispirtizmacıların'' içlerinde baş göstermiş. (Mektubat) | ||
|- | |- | ||
|İstasyon | |İstasyon | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Bir günlük mesafede bir istasyon vardır. (Sözler) | ||
|- | |- | ||
|İstatistik | |İstatistik | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Güya kozmoğrafya ilminden ve ''istatistikçi'' fenninden bir kemal alıyorsun. (Sözler) | ||
|- | |- | ||
|Jandarma | |Jandarma | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Bir kadına, bir ''jandarma'' elbisesi giydirilmez. (Mektubat) | ||
|- | |- | ||
|Kamyon | |Kamyon | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |''Kamyon'' yokuşları tırmanıyordu. (Kastamonu) | ||
|- | |- | ||
|Kangren | |Kangren | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Hem mesela, ''kangren'' olmuş ve kesilmesi lâzım gelen bir parmağın kesilmesi hayırdır, iyidir; halbuki zahiren bir şerdir. (Mektubat) | ||
|- | |- | ||
|Karbon | |Karbon | ||
244. satır: | 228. satır: | ||
|Katolik | |Katolik | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Avrupa, ''Katolik'' Mezhebini beğenmeyerek başta ihtilalciler, inkılabcılar ve feylesoflar olarak, Katolik Mezhebine göre ehl-i bid'a ve Mu'tezile telakki edilen Protestanlık Mezhebini iltizam edip, Fransızların İhtilal-i Kebirinden istifade ederek, Katolik Mezhebini kısmen tahrib edip, Protestanlığı ilân ettiler. (Mektubat) | ||
|- | |- | ||
|Katrilyon | |Katrilyon | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |...hava unsuru küllî bir lisan olarak o hadsiz kelimatlarını ''katrilyonlar'' belki kentrilyonlar adedince söyleyerek... (Emirdağ-2 L.) | ||
|- | |- | ||
|Kavanoz | |Kavanoz | ||
|Yunanca | |Yunanca | ||
| | |Nasılki mükemmel bir eczahane ki, her ''kavanozunda'' hârika ve hassas mizanlarla alınmış hayatdar macunlar ve tiryaklar var. (Asa-yı Musa) | ||
|- | |- | ||
|Kentrilyon | |Kentrilyon | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |...hava unsuru küllî bir lisan olarak o hadsiz kelimatlarını katrilyonlar belki ''kentrilyonlar'' adedince söyleyerek... (Emirdağ-2 L.) | ||
|- | |- | ||
|Kilise | |Kilise | ||
262. satır: | 246. satır: | ||
|...o devletin en büyük daire-i diniyesi olan Anglikan ''Kilise''si'nin başpapazı tarafından Meşihat-ı İslâmiyeden dinî altı sual soruldu. (Mektubat) | |...o devletin en büyük daire-i diniyesi olan Anglikan ''Kilise''si'nin başpapazı tarafından Meşihat-ı İslâmiyeden dinî altı sual soruldu. (Mektubat) | ||
|- | |- | ||
|Kimya | |Kimya, Kimyager | ||
|Yunanca | |Yunanca | ||
| | |Şübhesiz gayet maharetli ve ''kimyager'' ve hakîm bir eczacıyı gösterir. (Asa-yı Musa) | ||
|- | |- | ||
|Komite | |Komite | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Sair dünyevî ve siyasî ve entrikalı cem'iyet ve ''komitelerle'' münasebetimiz yoktur ve tenezzül etmeyiz. (Şualar) | ||
|- | |- | ||
|Komünist | |Komünist | ||
288. satır: | 272. satır: | ||
|Kozmoğrafya | |Kozmoğrafya | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Güya ''kozmoğrafya'' ilminden ve istatistikçi fenninden bir kemal alıyorsun. (Sözler) | ||
|- | |- | ||
|Kumandan | |Kumandan | ||
|Fransızca/Almanca | |Fransızca/Almanca | ||
| | | | ||
|- | |||
|Kupa | |||
|Yunanca | |||
|Bir su destisi ve bir ''kupa'', küçük bir gaz ocağı ve bir çinko çanak, sade basit bir yatak. (Konferans) | |||
|- | |- | ||
|Lamba | |Lamba | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | | | ||
|- | |||
|Laik, Laiklik | |||
|Fransızca | |||
|Gerçi o tarihte, dini dünyadan tefrik ile dinde ikraha ve icbara ve mücahede-i diniyeye ve din için silâhla cihada muarız olan hürriyet-i vicdan, hükûmetlerde bir kanun-u esasî, bir düstur-u siyasî oluyor ve hükûmet ''lâik'' cumhuriyete döner. (Asa-yı Musa) | |||
|- | |- | ||
|Lise | |Lise | ||
304. satır: | 296. satır: | ||
|Makine | |Makine | ||
|İtalyanca | |İtalyanca | ||
| | |Havanın ve ''makinenin'' harareti bana ağırlık ve fikrime de "Bu Risale-i Nur muazzam bir mu'cize-i Kur'aniyedir. (Kastamonu) | ||
|- | |- | ||
|Mamo | |Mamo | ||
317. satır: | 309. satır: | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
|Komünistliğin, anarşistliğin, ''masonluğun'' kuvvet kazandığı bir devirde en mühim bir vazife, Nur'a hizmet etmek ve rıza-yı İlahîyi tahsil için onu isteyene vermektir. (Asa-yı Musa) | |Komünistliğin, anarşistliğin, ''masonluğun'' kuvvet kazandığı bir devirde en mühim bir vazife, Nur'a hizmet etmek ve rıza-yı İlahîyi tahsil için onu isteyene vermektir. (Asa-yı Musa) | ||
|- | |||
|Medyum | |||
|Latince | |||
|İşte eski zaman kâhinleri gibi, şimdi de ''medyumlar'' suretinde yine bir nevi kâhinlik Avrupa'da ispirtizmacıların içlerinde baş göstermiş. (Mektubat) | |||
|- | |- | ||
|Meftihane | |Meftihane | ||
360. satır: | 356. satır: | ||
|Oksijen | |Oksijen | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Ve bunlar gibi çok hakîmane işlerde ve bilhâssa zîhayatta çalıştırılan basit ve camid ve şuursuz müvellidülma' ve müvellidülhumuza (hidrojen-''oksijen'') gibi iki basit maddeden terekküb eden bu su, yüzbinlerle hikmetli ve şuurlu ve muhtelif hizmetlerde ve san'atlarda istihdam ediliyor. (Asa-yı Musa) | ||
|- | |- | ||
|Otomobil | |Otomobil | ||
373. satır: | 369. satır: | ||
|Yunanca | |Yunanca | ||
|...o devletin en büyük daire-i diniyesi olan Anglikan Kilisesi'nin ''başpapazı'' tarafından Meşihat-ı İslâmiyeden dinî altı sual soruldu. (Mektubat) | |...o devletin en büyük daire-i diniyesi olan Anglikan Kilisesi'nin ''başpapazı'' tarafından Meşihat-ı İslâmiyeden dinî altı sual soruldu. (Mektubat) | ||
|- | |||
|Parazit | |||
|Fransızca | |||
|Hem, masum müslümanların kanlarını sömüren ve servetleri tahaccür etmiş millet kanı olan, ''parazit'', tufeylî ve aç gözlü canavar ve barbar emperyalistleri, müstemlekecileri... (Sözler) | |||
|- | |- | ||
|Parti | |Parti | ||
417. satır: | 417. satır: | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | | | ||
|- | |||
|Prensip | |||
|Fransızca | |||
|''Prensiplerimize'' muhalif ve burjuva denilen tabaka-i havassın istibdad ve tahakkümleri altında adalet-i mahzayı kabul etmek ağır geliyor. (Lemalar) | |||
|- | |- | ||
|Profesör | |Profesör | ||
428. satır: | 432. satır: | ||
|Protestan | |Protestan | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |Avrupa, Katolik Mezhebini beğenmeyerek başta ihtilalciler, inkılabcılar ve feylesoflar olarak, Katolik Mezhebine göre ehl-i bid'a ve Mu'tezile telakki edilen ''Protestanlık'' Mezhebini iltizam edip, Fransızların İhtilal-i Kebirinden istifade ederek, Katolik Mezhebini kısmen tahrib edip, Protestanlığı ilân ettiler. (Mektubat) | ||
|- | |- | ||
|Psikolog | |Psikolog | ||
481. satır: | 485. satır: | ||
|Macarca | |Macarca | ||
| | | | ||
|- | |||
|Sosyalizm | |||
|Fransızca | |||
|Bizim, avam tabakasının intibahı ile ''sosyalizm'' ve bolşevizm düsturlarını tatbik etmek, işimize yarıyor. (Lemalar) | |||
|- | |- | ||
|Sosyolog | |Sosyolog | ||
500. satır: | 508. satır: | ||
|Tango | |Tango | ||
|İspanyolca | |İspanyolca | ||
| | |Bir ihtiyar hocaya, ''tango'' bir kadın libası giydirilmediği gibi.. (Mektubat) | ||
|- | |- | ||
|Telefon | |Telefon | ||
524. satır: | 532. satır: | ||
|Tiyatro | |Tiyatro | ||
|Fransızca | |Fransızca | ||
| | |İşte dans ve ''tiyatro'' gibi o zamanın lehviyatları ve kebairleri ve bid'aları birer cazibedarlık ile pervane gibi nefisperestleri etrafına toplar, sersem eder. (Şualar) | ||
|- | |- | ||
|Tren | |Tren |
14.27, 13 Ocak 2023 tarihindeki hâli
Kelime | Dil Kökeni | Örnek Cümle |
---|---|---|
Abluka | İtalyanca | Ve vahşetle abluka edilmiş sükûn ve sükûnet içinde bütün mahlukata ecnebi nazarıyla bakıyor. (İşarat-ül İ'caz) |
Aktris | Fransızca | Güneşi gösterirse, sarı saçlı güzel bir aktrisi kàrie ihtar eder. (Sözler) |
Anarşi, Anarşist | Fransızca | Komünistliğin, anarşistliğin, masonluğun kuvvet kazandığı bir devirde en mühim bir vazife, Nur'a hizmet etmek ve rıza-yı İlahîyi tahsil için onu isteyene vermektir. (Asa-yı Musa) |
Anglikan | İngilizce | ...o devletin en büyük daire-i diniyesi olan Anglikan Kilisesi'nin başpapazı tarafından Meşihat-ı İslâmiyeden dinî altı sual soruldu. (Mektubat) |
Ansiklopedi | Fransızca | "Kur'anın ahlâkî ve medenî kaideleri ihtiva eden âyetleri, İslâmiyet'in muhteşem bünyanında altın bir kordon gibi işlenmiştir." (İngilizce Cembres Ansiklopedisi) (Nur Çeşmesi) |
Antika | Fransızca | ...mu'ciznüma bir padişahın antika san'atlarını teşkil ve teşhir ediyorlar. (Sözler) |
Asansör | Fransızca | Yukarıdan inmiş aynı asansörler gibi muhtelif tarzlarda bazı tayyare, bazı otomobil, bazı zenbil gibi şeyler görünüyor. (Sözler) |
Ataşemiliter | Fransızca | (Bedîüzzaman'ın, Rusya esaretinden firar edip Almanya yolu ile Sofya'ya geldiği zaman, Sofya Ateşemiliterliği tarafından verilen pasaportudur.) (Tarihçe-i Hayat) |
Atom | İngilizce/Fransızca | Zâten bu zamanda, en geniş daire-i zeminde, en dehşetli ve küllî bir hücumda tecavüz eden dalalet ordularına karşı böyle kudsî bir ders, bu suretle atom bombası gibi inşâallah tesirini göstermeğe bir işarettir. (Şualar) |
Avzen | Kürtçe | Bir fenni esas tutup sair malûmatını avzen {Haşiye: Kürdçedir.} ve zenav gibi yapmaktır. (Muhakemat) |
Azot | Fransızca | Yani müvellidü'l-mâ, müvellidü'l-humuza, karbon, azotun intizamsız, şekilsiz, hamur gibi halitasından ibaret olmakla beraber,... (Asa-yı Musa) |
Balon | Fransızca | Biz birdenbire şimendifer ve balon gibi mebadiye bineceğiz, geçeceğiz. (Tarihçe-i Hayat) |
Banka | Fransızca/İtalyanca | "Kavga kapısını kapamak için banka kapısını kapayınız" diyerek insanlara ferman eder. (Sözler) |
Batarya | Fransızca | Risale-i Nur âhize ve nâkile ile mücehhez bir radyo-yu Kur'aniyedir ki; onun tel ve lâmbaları, âyine; tel ve bataryaları hükmündeki satırları, kelimeleri, harfleri öyle intizamkârane ve îcazdarane bastedilmiştir ki;... (Emirdağ-1) |
Bilanço | İtalyanca | Elbette o envaın muntazam ve mükemmel fertleri ve âlemin küçük misal-i musağğarları ve enva-ı kâinatın bilançoları ve kitab-ı âlemin küçücük fihristeleri hükmünde olan cüz'î fertleri, bilbedahe onun kabza-i rububiyetinde ve icadındadır ve tedvir ve terbiyesindedir. (Sözler) |
Bolşevik | Rusça | Bir tek gayem vardır: O da mezara yaklaştığım bu zamanda, İslâm memleketi olan bu vatanda Bolşevik baykuşlarının seslerini işitiyoruz. (Şualar) |
Bomba | İtalyanca | Zâten bu zamanda, en geniş daire-i zeminde, en dehşetli ve küllî bir hücumda tecavüz eden dalalet ordularına karşı böyle kudsî bir ders, bu suretle atom bombası gibi inşâallah tesirini göstermeğe bir işarettir. (Şualar) |
Boykot, Boykotaj | İngilizce | Siz, Avusturya'ya güya boykot yapıyorsunuz, hem onun gönderdiği kalpakları giyiyorsunuz. (Tarihçe-i Hayat) |
Bulağ | Kürtçe | Bir bulâğ {(*) Bulağ, Kürdçede "pınar" demektir. -Naşir-} başı çok zaman taaffün ve tesemmüm etmiş, içine çok pislik düşmüş. (Asar-ı Bediiyye) |
Burjuva | Fransızca | Bizim, avam tabakasının intibahı ile sosyalizm ve bolşevizm düsturlarını tatbik etmek, işimize yarıyor. (Lemalar) |
Çar | Rusça | |
Çeleçepe | Kürtçe | Hem de garazın mesîlinde ve kasdın mecrasında teferruk etmemek için sedad etmek, çeleçepe {1: Bu kelime Kürdçedir.} temayül etmemektir. (Muhakemat) |
Çinko | İtalyanca | Bir su destisi ve bir kupa, küçük bir gaz ocağı ve bir çinko çanak, sade basit bir yatak. (Konferans) |
Çiznök | Kürtçe | Herbir hayalde bu çiznök gibi bir dane-i hakikat bulunmak şarttır... (Muhakemat) |
Dans | Fransızca | İşte dans ve tiyatro gibi o zamanın lehviyatları ve kebairleri ve bid'aları birer cazibedarlık ile pervane gibi nefisperestleri etrafına toplar, sersem eder. (Şualar) |
Demokrasi, Demokrat | Fransızca | ...işimizi, gücümüzü ayaklar altında bırakmak ve bîçare evlâd ü iyalimizi perişan edip ağlatmak hangi demokrasi kanunlarıyla, hangi yeminli ve yüminli âdil hâkimlerin vicdanî ve âdilane kararlarıyla kabil-i te'liftir? (Şualar) |
Depo | Fransızca | Hem mesela, nasılki gayet mükemmel binbir çeşit erzak etrafından celbedip içinde muntazaman istif ve ihzar edilmiş depo ve iaşe anbarı ve dükkân, şeksiz bir fevkalâde iaşe ve erzak mâlikini ve sahibini ve memurunu bildirir. (Asa-yı Musa) |
Diritnot | İngilizce | Hem "intizam" sırrıyla, bir çocuk parmağıyla gemi suretindeki oyuncağını çevirdiği gibi, kocaman bir diritnotu da çevirir. (Sözler) |
Doktor | Fransızca | ...birden Hazret-i Hızır ve Hakîm-i Lokman gibi bir doktor geldi, tiryak gibi bir macun içirdi. (Asa-yı Musa) |
Efendi | Yunanca | ...herkes mensub olduğu efendisinin şerefiyle, makamıyla iftihar ettiği gibi,... (Asa-yı Musa) |
Elektrik | İngilizce/Fransızca | Bir hârika şehirde milyonlar elektrik lâmbaları hareket ederek her yeri gezerler, yanmak maddeleri tükenmiyor bir tarzdaki elektrik lâmbaları ve fabrikası, şeksiz, bedahetle elektriği idare eden ve seyyar lâmbaları yapan ve fabrikayı kuran ve iştial maddelerini getiren bir mu'cizekâr ustayı ve fevkalâde kudretli bir elektrikçiyi hayretler ve tebriklerle tanıttırır, yaşasınlar ile sevdirir. (Asa-yı Musa) |
Emperyal | Fransızca | Hem, masum müslümanların kanlarını sömüren ve servetleri tahaccür etmiş millet kanı olan, parazit, tufeylî ve aç gözlü canavar ve barbar emperyalistleri, müstemlekecileri... (Sözler) |
Entrika | Fransızca | Sair dünyevî ve siyasî ve entrikalı cem'iyet ve komitelerle münasebetimiz yoktur ve tenezzül etmeyiz. (Şualar) |
Fabrika | İtalyanca/Fransızca | Bir hârika şehirde milyonlar elektrik lâmbaları hareket ederek her yeri gezerler, yanmak maddeleri tükenmiyor bir tarzdaki elektrik lâmbaları ve fabrikası, şeksiz, bedahetle elektriği idare eden ve seyyar lâmbaları yapan ve fabrikayı kuran ve iştial maddelerini getiren bir mu'cizekâr ustayı ve fevkalâde kudretli bir elektrikçiyi hayretler ve tebriklerle tanıttırır, yaşasınlar ile sevdirir. (Asa-yı Musa) |
Fanteziye | Fransızca | Bundan sonra birden gördü ki sol cihetinden şeytan gibi dessas, ayyaş, aldatıcı bir adam; çok ziynetler, süslü suretler, fanteziyeler, müskirler beraber olduğu halde geldi. (Sözler) |
Farmason | Fransızca | ...komünistlik ve farmasonluğu desteklemiş olur ve ithamlara hakikî hedef olan muzır dinsizlerin türemesine yardım etmiş olur. (Şualar) |
Fayton | Fransızca | Yedi yaşından on yaşına kadar masum çocuklar, faytonla gezdiğim vakit, beni görünce koşuşup ellerime sarılmalarının hikmeti nedir? diye hayret ediyordum. (Şualar) |
Filo | Venedikçe | Şimdi ise dünya servetine ve malına ve o servetle filolar teşkil edip, hattâ kırk milyon bir millet, o fil gibi filolarla dörtyüz milyonu esaret altına almış ve ... (Kastamonu L.) |
Fonoğraf | İngilizce/Fransızca | Dağları vecde getirip birer muazzam fonoğraf misillü ve birer insan gibi bir serzâkirin etrafında ufkî halka tutup; bir daire olarak tesbihat ediyorlardı. (Sözler) |
Fotoğraf | Fransızca | ...her hâdiseyi müteaddid fotoğraflarla alarak muhafaza eden... (Asa-yı Musa) |
Frengi, Frenk, Frengistan | Fransızca | Sen anlaşılıyor ki bir parça Frengî okumuşsun, bu İslâm yazılarını okuyamıyorsun hem de bilenden sormuyorsun. (Sözler) |
Gaz | Fransızca | Bir su destisi ve bir kupa, küçük bir gaz ocağı ve bir çinko çanak, sade basit bir yatak. (Konferans) |
Gazete | Fransızca | ...size söylememiştim, ona da bakınız, fakat gazete gibi okumayınız. (Mektubat) |
Grip | Fransızca | Garib ve bana pek çok ağır gelen ve üç günde bir bardak ayran ve bir bardak sütten başka birşey yedirmeyen grip hastalığının üçüncü gününde, füc'eten hatırıma ihtar edildi. (Tarihçe-i Hayat) |
Heyula | Yunanca | Çünki esîr maddesi, maddiyyunları boğduran zerrat maddesinden daha latîf ve eski hükemanın saplandığı heyula fihristesinden daha kesif, ihtiyarsız, şuursuz, camid bir maddedir. (Lemalar) |
Hidrojen | Fransızca | Ve bunlar gibi çok hakîmane işlerde ve bilhâssa zîhayatta çalıştırılan basit ve camid ve şuursuz müvellidülma' ve müvellidülhumuza (hidrojen-oksijen) gibi iki basit maddeden terekküb eden bu su, yüzbinlerle hikmetli ve şuurlu ve muhtelif hizmetlerde ve san'atlarda istihdam ediliyor. (Asa-yı Musa) |
Hoto | Kürtçe | Ya eyyühel hoto! (Muhakemat) |
İmparator(luk) | Latince | Karasso ki, Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalamak için sinsi ve tertibli bir şekilde çalışan gizli bir teşkilata mensub olup, ortada fevkalâde bir rol oynuyordu. (Tarihçe-i Hayat) |
İspirtizma | Fransızca | İşte eski zaman kâhinleri gibi, şimdi de medyumlar suretinde yine bir nevi kâhinlik Avrupa'da ispirtizmacıların içlerinde baş göstermiş. (Mektubat) |
İstasyon | Fransızca | Bir günlük mesafede bir istasyon vardır. (Sözler) |
İstatistik | Fransızca | Güya kozmoğrafya ilminden ve istatistikçi fenninden bir kemal alıyorsun. (Sözler) |
Jandarma | Fransızca | Bir kadına, bir jandarma elbisesi giydirilmez. (Mektubat) |
Kamyon | Fransızca | Kamyon yokuşları tırmanıyordu. (Kastamonu) |
Kangren | Fransızca | Hem mesela, kangren olmuş ve kesilmesi lâzım gelen bir parmağın kesilmesi hayırdır, iyidir; halbuki zahiren bir şerdir. (Mektubat) |
Karbon | Fransızca | Yani müvellidü'l-mâ, müvellidü'l-humuza, karbon, azotun intizamsız, şekilsiz, hamur gibi halitasından ibaret olmakla beraber,... (Asa-yı Musa) |
Katolik | Fransızca | Avrupa, Katolik Mezhebini beğenmeyerek başta ihtilalciler, inkılabcılar ve feylesoflar olarak, Katolik Mezhebine göre ehl-i bid'a ve Mu'tezile telakki edilen Protestanlık Mezhebini iltizam edip, Fransızların İhtilal-i Kebirinden istifade ederek, Katolik Mezhebini kısmen tahrib edip, Protestanlığı ilân ettiler. (Mektubat) |
Katrilyon | Fransızca | ...hava unsuru küllî bir lisan olarak o hadsiz kelimatlarını katrilyonlar belki kentrilyonlar adedince söyleyerek... (Emirdağ-2 L.) |
Kavanoz | Yunanca | Nasılki mükemmel bir eczahane ki, her kavanozunda hârika ve hassas mizanlarla alınmış hayatdar macunlar ve tiryaklar var. (Asa-yı Musa) |
Kentrilyon | Fransızca | ...hava unsuru küllî bir lisan olarak o hadsiz kelimatlarını katrilyonlar belki kentrilyonlar adedince söyleyerek... (Emirdağ-2 L.) |
Kilise | Yunanca | ...o devletin en büyük daire-i diniyesi olan Anglikan Kilisesi'nin başpapazı tarafından Meşihat-ı İslâmiyeden dinî altı sual soruldu. (Mektubat) |
Kimya, Kimyager | Yunanca | Şübhesiz gayet maharetli ve kimyager ve hakîm bir eczacıyı gösterir. (Asa-yı Musa) |
Komite | Fransızca | Sair dünyevî ve siyasî ve entrikalı cem'iyet ve komitelerle münasebetimiz yoktur ve tenezzül etmeyiz. (Şualar) |
Komünist | Fransızca | Komünistliğin, anarşistliğin, masonluğun kuvvet kazandığı bir devirde en mühim bir vazife, Nur'a hizmet etmek ve rıza-yı İlahîyi tahsil için onu isteyene vermektir. (Asa-yı Musa) |
Konferans | Fransızca | |
Kongre | Fransızca | |
Kontrol | Fransızca | |
Kozmoğrafya | Fransızca | Güya kozmoğrafya ilminden ve istatistikçi fenninden bir kemal alıyorsun. (Sözler) |
Kumandan | Fransızca/Almanca | |
Kupa | Yunanca | Bir su destisi ve bir kupa, küçük bir gaz ocağı ve bir çinko çanak, sade basit bir yatak. (Konferans) |
Lamba | Fransızca | |
Laik, Laiklik | Fransızca | Gerçi o tarihte, dini dünyadan tefrik ile dinde ikraha ve icbara ve mücahede-i diniyeye ve din için silâhla cihada muarız olan hürriyet-i vicdan, hükûmetlerde bir kanun-u esasî, bir düstur-u siyasî oluyor ve hükûmet lâik cumhuriyete döner. (Asa-yı Musa) |
Lise | Fransızca | |
Makine | İtalyanca | Havanın ve makinenin harareti bana ağırlık ve fikrime de "Bu Risale-i Nur muazzam bir mu'cize-i Kur'aniyedir. (Kastamonu) |
Mamo | Kürtçe | |
Manyetizma | Fransızca | |
Mason | Fransızca | Komünistliğin, anarşistliğin, masonluğun kuvvet kazandığı bir devirde en mühim bir vazife, Nur'a hizmet etmek ve rıza-yı İlahîyi tahsil için onu isteyene vermektir. (Asa-yı Musa) |
Medyum | Latince | İşte eski zaman kâhinleri gibi, şimdi de medyumlar suretinde yine bir nevi kâhinlik Avrupa'da ispirtizmacıların içlerinde baş göstermiş. (Mektubat) |
Meftihane | Kürtçe | |
Mıknatıs | Yunanca | |
Mihanikiyet (Mekanik kelimesinden) | Yunanca/Fransızca | |
Mikrop | Fransızca | |
Mister | İngilizce | |
Mitralyöz | Fransızca | |
Moda | Fransızca | |
Mojik | Rusça | |
Nahü | Kürtçe | |
Neptün | Latince | |
Oksijen | Fransızca | Ve bunlar gibi çok hakîmane işlerde ve bilhâssa zîhayatta çalıştırılan basit ve camid ve şuursuz müvellidülma' ve müvellidülhumuza (hidrojen-oksijen) gibi iki basit maddeden terekküb eden bu su, yüzbinlerle hikmetli ve şuurlu ve muhtelif hizmetlerde ve san'atlarda istihdam ediliyor. (Asa-yı Musa) |
Otomobil | Fransızca | Yukarıdan inmiş aynı asansörler gibi muhtelif tarzlarda bazı tayyare, bazı otomobil, bazı zenbil gibi şeyler görünüyor. (Sözler) |
Örnek | Ermenice | |
Papaz | Yunanca | ...o devletin en büyük daire-i diniyesi olan Anglikan Kilisesi'nin başpapazı tarafından Meşihat-ı İslâmiyeden dinî altı sual soruldu. (Mektubat) |
Parazit | Fransızca | Hem, masum müslümanların kanlarını sömüren ve servetleri tahaccür etmiş millet kanı olan, parazit, tufeylî ve aç gözlü canavar ve barbar emperyalistleri, müstemlekecileri... (Sözler) |
Parti | Fransızca | |
Pasaport | İtalyanca | (Bedîüzzaman'ın, Rusya esaretinden firar edip Almanya yolu ile Sofya'ya geldiği zaman, Sofya Ateşemiliterliği tarafından verilen pasaportudur.) (Tarihçe-i Hayat) |
Payton | Fransızca | |
Pedagog | Fransızca | |
Plak | Fransızca | |
Plan | Fransızca | |
Polis | Fransızca | |
Posta | İtalyanca | |
Pozitif | Fransızca | |
Pozitivizm | Fransızca | |
Prens | Fransızca | |
Prensip | Fransızca | Prensiplerimize muhalif ve burjuva denilen tabaka-i havassın istibdad ve tahakkümleri altında adalet-i mahzayı kabul etmek ağır geliyor. (Lemalar) |
Profesör | Fransızca | |
Program | Fransızca | |
Protestan | Fransızca | Avrupa, Katolik Mezhebini beğenmeyerek başta ihtilalciler, inkılabcılar ve feylesoflar olarak, Katolik Mezhebine göre ehl-i bid'a ve Mu'tezile telakki edilen Protestanlık Mezhebini iltizam edip, Fransızların İhtilal-i Kebirinden istifade ederek, Katolik Mezhebini kısmen tahrib edip, Protestanlığı ilân ettiler. (Mektubat) |
Psikolog | Fransızca | |
Psikoloji | Fransızca | |
Radyo | İngilizce/Fransızca | Risale-i Nur âhize ve nâkile ile mücehhez bir radyo-yu Kur'aniyedir ki; onun tel ve lâmbaları, âyine; tel ve bataryaları hükmündeki satırları, kelimeleri, harfleri öyle intizamkârane ve îcazdarane bastedilmiştir ki;... (Emirdağ-1) |
Radyum | Latince | |
Rapor | Fransızca | |
Rasyonalizm | Fransızca | |
Revolver | İngilizce | |
Roman | Fransızca | |
Santral | Fransızca | |
Sinema | Fransızca | |
Sinematoğraf | Fransızca | |
Sistem | Fransızca | |
Soba | Macarca | |
Sosyalizm | Fransızca | Bizim, avam tabakasının intibahı ile sosyalizm ve bolşevizm düsturlarını tatbik etmek, işimize yarıyor. (Lemalar) |
Sosyolog | Fransızca | |
Sülfato | Fransızca | |
Şape | Kürtçe | |
Şimendifer | Fransızca | Biz birdenbire şimendifer ve balon gibi mebadiye bineceğiz, geçeceğiz. (Tarihçe-i Hayat) |
Tango | İspanyolca | Bir ihtiyar hocaya, tango bir kadın libası giydirilmediği gibi.. (Mektubat) |
Telefon | Fransızca | |
Telepati | Fransızca | |
Telgraf | İngilizce/Fransızca | |
Tentene (Dantel[a]'dan) | Fransızca | |
Teres | Kurmanci | |
Tiyatro | Fransızca | İşte dans ve tiyatro gibi o zamanın lehviyatları ve kebairleri ve bid'aları birer cazibedarlık ile pervane gibi nefisperestleri etrafına toplar, sersem eder. (Şualar) |
Tren | Fransızca | |
Trilyon | Fransızca | |
Üniversite | Fransızca | |
Volkan | Fransızca | |
Zenav | Kürtçe | Bir fenni esas tutup sair malûmatını avzen {Haşiye: Kürdçedir.} ve zenav gibi yapmaktır. (Muhakemat) |
Zürm zürm | Kürtçe |