Kuran:Cin: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
(Yeni sayfa: "Kategori:Kur'an ''Önceki Sure: NûhKur'anMüzzemmil: Sonraki Sure'' =72. Cinn Suresi= ''Önceki Sure: K...")
 
Değişiklik özeti yok
4. satır: 4. satır:
=72. Cinn Suresi=
=72. Cinn Suresi=


{Mekke'de nâzil olmuştur: 28 âyettir. Cinlerin Kur'an dinleyip hidayete geldikleri anlatıldığından, sûre bu ismi almıştır.
Hz. Peygamber, amcası Ebu Talip ve eşi Hz. Hatice'yi kaybettikten sonra Tâif'e gitmiş, orada çirkin davranışlarla karşılaşmıştı. Bu sıralarda Kureyş müşrikleri de müslümanlara karşı düşmanlıklarını iyice arttırmış bulunuyorlardı. İşte Tâif dönüşünde nâzil olarak Resûl-i Ekrem'e teselli veren bu sûre, yalnız insanların değil, cinlerin de Kur'an'a tâbi olduklarını bildiriyor, İslâm'ın muzafferiyetini müjdeliyordu.}
===Bölüm 1===
====Sayfa 571====
<div id="1">[[Dosya:Cin 1.png]]</div> <div id="2">[[Dosya:Cin 2.png]]</div>
1-2- (Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur'an'ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, doğru yola ileten hârikulâde güzel bir Kur'an dinledik de ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız.
{Hz. Peygamber'in Tâif dönüşünde Batn-ı Nahle denen yerde kıldırdığı sabah namazı esnasında, söz konusu cinler Kur'an'ı duymuşlar, dinlemişlerdi. Tefsirler bu sırada Hz. Peygamber'in onları görmediğini, durumun daha sonra bu âyetlerle kendisine bildirilmiş olduğunu belirtmektedir.}
<div id="3">[[Dosya:Cin 3.png]]</div>
3- Hakikat şu ki, Rabbimizin şânı çok yücedir. O, ne eş ne de çocuk edinmiştir.
<div id="4">[[Dosya:Cin 4.png]]</div>
4- Doğrusu bizim beyinsiz olanımız (iblis veya azgın cinler), Allah hakkında pek aşırı yalanlar uyduruyormuş.
<div id="5">[[Dosya:Cin 5.png]]</div>
5- Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık.
<div id="6">[[Dosya:Cin 6.png]]</div>
6- Şu da gerçek ki, insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazı kimselere sığınırlardı da, onların taşkınlıklarını arttırırlardı.
<div id="7">[[Dosya:Cin 7.png]]</div>
7- Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı.
<div id="8">[[Dosya:Cin 8.png]]</div>
8- Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk.
<div id="9">[[Dosya:Cin 9.png]]</div>
9- Halbuki, (daha önce) biz onun bazı kısımlarında (haber) dinlemek için oturacak yerler (bulup) oturuyorduk; fakat şimdi kim dinlemek isterse, kendisini gözetleyen bir alev huzmesi buluyor.
<div id="10">[[Dosya:Cin 10.png]]</div>
10- Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?
<div id="11">[[Dosya:Cin 11.png]]</div>
11- Gerçekten biz, -kimimiz sâlih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda olmak üzere- türlü türlü yollar tutmuştuk.
<div id="12">[[Dosya:Cin 12.png]]</div>
12- (Artık) şu gerçeği şüphesiz anladık ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah'ı âciz bırakamayacağız, başka yere kaçmakla da elinden kurtulamayacağız.
<div id="13">[[Dosya:Cin 13.png]]</div>
13- Doğrusu biz, o hidayeti (Kur'an'ı) işitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, artık ne bir (ecrinin) eksikliğe uğratılmasından ne de haksızlık edilmesinden korkar. 
====Sayfa 572====
<div id="14">[[Dosya:Cin 14.png]]</div>
14- İçimizde, (Allah'a) teslimiyet gösterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, doğru yolu arayanlardır.
<div id="15">[[Dosya:Cin 15.png]]</div>
15- Hak yoldan sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olmuşlardır.
{Cinlerin bu sözlerini Resûlüne haber verdikten sonra Allah Teâlâ şöyle buyurur.}
<div id="16">[[Dosya:Cin 16.png]]</div> <div id="17">[[Dosya:Cin 17.png]]</div>
16-17- Şayet doğru yolda gitselerdi, bu hususta kendilerini denememiz için onlara bol su verirdik. Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, (Rabbin) onu gitgide artan çetin bir azaba uğratır.
<div id="18">[[Dosya:Cin 18.png]]</div>
18- Mescidler şüphesiz Allah'ındır. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın (ve kulluk etmeyin).
{Âyetteki "mescidler" kelimesi şu şekillerde tefsir edilmiştir: 1) Namaz kılmak için bina edilmiş yerler; 2) Namaz ve ibadet yalnız camilere ve belli yerlere hasredilmiş olmadığından, bütün yeryüzü; 3) Bütün mescidlerin kıblesi olduğundan, "Mescid-i Haram; 4) Secdeye temas eden uzuvlar.
Bu âyette, hıristiyanların kiliselerine ve yahudilerin havralarına girdikleri zaman yaptıkları gibi, Allah'a eş tutulmaması ihtar edilmektedir.}
<div id="19">[[Dosya:Cin 19.png]]</div>
19- Allah'ın kulu, O'na yalvarmaya (namaza) kalkınca, neredeyse onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.
{Resûl-i Ekrem namaza kalkınca, cinler Kur'an'ı dinlemek iştiyakıyla âdeta birbirine yapışık vaziyette onun etrafında toplanıyorlardı. Bu âyet için, putperest insanların ve cinlerin Hz. Peygamber'in dinini iptal gayesiyle birbirlerine kenetlendikleri tefsiri de yapılmıştır.}
===Bölüm 2===
<div id="20">[[Dosya:Cin 20.png]]</div>
20- (Resûlüm!) De ki: Ben ancak Rabbime yalvarırım ve O'na kimseyi ortak koşmam.
<div id="21">[[Dosya:Cin 21.png]]</div>
21- De ki: Doğrusu ben (kendi başıma) size ne zarar verme ne de fayda sağlama gücüne sahibim.
<div id="22">[[Dosya:Cin 22.png]]</div>
22- De ki: Gerçekten (bana bir kötülük dilerse) Allah'a karşı beni kimse himaye edemez, O'ndan başka sığınacak kimse de bulamam.
<div id="23">[[Dosya:Cin 23.png]]</div>
23- (Benim yaptığım) ancak Allah katından olanı, O'nun gönderdiklerini tebliğdir. Artık kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır.
<div id="24">[[Dosya:Cin 24.png]]</div>
24- Sonunda, tehdit edilip durduklarını (azabı, kıyameti) gördükleri zaman, kim yardımcı olma bakımından daha güçsüz ve sayıca daha az imiş, bileceklerdir.
<div id="25">[[Dosya:Cin 25.png]]</div>
25- De ki: Tehdit edilegeldiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem.
<div id="26">[[Dosya:Cin 26.png]]</div>
26- O bütün görülmeyenleri bilir. Sırlarına kimseyi muttali kılmaz;
<div id="27">[[Dosya:Cin 27.png]]</div>
27- Ancak, (bildirmeyi) dilediği peygamber bunun dışındadır. Çünkü O, bunun önünden ve ardından gözcüler salar,
<div id="28">[[Dosya:Cin 28.png]]</div>
28- Ki böylece onların (peygamberlerin), Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah) onların nezdinde olup bitenleri çepeçevre kuşatmış ve her şeyi bir bir saymıştır (kaydetmiştir).


''Önceki Sure: [[Kuran:Nuh|Nûh]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Müzzemmil|Müzzemmil]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Kuran:Nuh|Nûh]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Müzzemmil|Müzzemmil]]: Sonraki Sure''

09.18, 23 Haziran 2020 tarihindeki hâli

Önceki Sure: NûhKur'anMüzzemmil: Sonraki Sure

72. Cinn Suresi[değiştir]

{Mekke'de nâzil olmuştur: 28 âyettir. Cinlerin Kur'an dinleyip hidayete geldikleri anlatıldığından, sûre bu ismi almıştır.

Hz. Peygamber, amcası Ebu Talip ve eşi Hz. Hatice'yi kaybettikten sonra Tâif'e gitmiş, orada çirkin davranışlarla karşılaşmıştı. Bu sıralarda Kureyş müşrikleri de müslümanlara karşı düşmanlıklarını iyice arttırmış bulunuyorlardı. İşte Tâif dönüşünde nâzil olarak Resûl-i Ekrem'e teselli veren bu sûre, yalnız insanların değil, cinlerin de Kur'an'a tâbi olduklarını bildiriyor, İslâm'ın muzafferiyetini müjdeliyordu.}

Bölüm 1[değiştir]

Sayfa 571[değiştir]

1-2- (Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur'an'ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, doğru yola ileten hârikulâde güzel bir Kur'an dinledik de ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız.

{Hz. Peygamber'in Tâif dönüşünde Batn-ı Nahle denen yerde kıldırdığı sabah namazı esnasında, söz konusu cinler Kur'an'ı duymuşlar, dinlemişlerdi. Tefsirler bu sırada Hz. Peygamber'in onları görmediğini, durumun daha sonra bu âyetlerle kendisine bildirilmiş olduğunu belirtmektedir.}

3- Hakikat şu ki, Rabbimizin şânı çok yücedir. O, ne eş ne de çocuk edinmiştir.

4- Doğrusu bizim beyinsiz olanımız (iblis veya azgın cinler), Allah hakkında pek aşırı yalanlar uyduruyormuş.

5- Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık.

6- Şu da gerçek ki, insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazı kimselere sığınırlardı da, onların taşkınlıklarını arttırırlardı.

7- Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı.

8- Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk.

9- Halbuki, (daha önce) biz onun bazı kısımlarında (haber) dinlemek için oturacak yerler (bulup) oturuyorduk; fakat şimdi kim dinlemek isterse, kendisini gözetleyen bir alev huzmesi buluyor.

10- Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?

11- Gerçekten biz, -kimimiz sâlih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda olmak üzere- türlü türlü yollar tutmuştuk.

12- (Artık) şu gerçeği şüphesiz anladık ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah'ı âciz bırakamayacağız, başka yere kaçmakla da elinden kurtulamayacağız.

13- Doğrusu biz, o hidayeti (Kur'an'ı) işitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, artık ne bir (ecrinin) eksikliğe uğratılmasından ne de haksızlık edilmesinden korkar.

Sayfa 572[değiştir]

14- İçimizde, (Allah'a) teslimiyet gösterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, doğru yolu arayanlardır.

15- Hak yoldan sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olmuşlardır. {Cinlerin bu sözlerini Resûlüne haber verdikten sonra Allah Teâlâ şöyle buyurur.}

16-17- Şayet doğru yolda gitselerdi, bu hususta kendilerini denememiz için onlara bol su verirdik. Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, (Rabbin) onu gitgide artan çetin bir azaba uğratır.

18- Mescidler şüphesiz Allah'ındır. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın (ve kulluk etmeyin).

{Âyetteki "mescidler" kelimesi şu şekillerde tefsir edilmiştir: 1) Namaz kılmak için bina edilmiş yerler; 2) Namaz ve ibadet yalnız camilere ve belli yerlere hasredilmiş olmadığından, bütün yeryüzü; 3) Bütün mescidlerin kıblesi olduğundan, "Mescid-i Haram; 4) Secdeye temas eden uzuvlar.

Bu âyette, hıristiyanların kiliselerine ve yahudilerin havralarına girdikleri zaman yaptıkları gibi, Allah'a eş tutulmaması ihtar edilmektedir.}

19- Allah'ın kulu, O'na yalvarmaya (namaza) kalkınca, neredeyse onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.

{Resûl-i Ekrem namaza kalkınca, cinler Kur'an'ı dinlemek iştiyakıyla âdeta birbirine yapışık vaziyette onun etrafında toplanıyorlardı. Bu âyet için, putperest insanların ve cinlerin Hz. Peygamber'in dinini iptal gayesiyle birbirlerine kenetlendikleri tefsiri de yapılmıştır.}

Bölüm 2[değiştir]

20- (Resûlüm!) De ki: Ben ancak Rabbime yalvarırım ve O'na kimseyi ortak koşmam.

21- De ki: Doğrusu ben (kendi başıma) size ne zarar verme ne de fayda sağlama gücüne sahibim.

22- De ki: Gerçekten (bana bir kötülük dilerse) Allah'a karşı beni kimse himaye edemez, O'ndan başka sığınacak kimse de bulamam.

23- (Benim yaptığım) ancak Allah katından olanı, O'nun gönderdiklerini tebliğdir. Artık kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır.

24- Sonunda, tehdit edilip durduklarını (azabı, kıyameti) gördükleri zaman, kim yardımcı olma bakımından daha güçsüz ve sayıca daha az imiş, bileceklerdir.

25- De ki: Tehdit edilegeldiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem.

26- O bütün görülmeyenleri bilir. Sırlarına kimseyi muttali kılmaz;

27- Ancak, (bildirmeyi) dilediği peygamber bunun dışındadır. Çünkü O, bunun önünden ve ardından gözcüler salar,

28- Ki böylece onların (peygamberlerin), Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah) onların nezdinde olup bitenleri çepeçevre kuşatmış ve her şeyi bir bir saymıştır (kaydetmiştir).

Önceki Sure: NûhKur'anMüzzemmil: Sonraki Sure

test