Bediüzzaman'ın Vasiyetleri: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
8. satır: 8. satır:
==1946 Yılındaki Vasiyetnamesi==
==1946 Yılındaki Vasiyetnamesi==


[[Dosya:Vasiyetname-orjinali.jpg|thumb|300px|left]]
[[Dosya:Vasiyetname-orjinali.jpg|thumb|300px|left|Bediüzzaman'ın 1946 yılında yazdığı vasiyetnamesi ve kendi elyazısıyla yaptığı eklemeler]]
Bediüzzaman'ın 1946 senesinde yazdığı vasiyetnamesi Emirdağ Lahikasında yer alır. 1950'li yılların ortalarında Küçük Ali Ağabeyin yazdığı Emirdağ Lahikasını Üstad Hazretleri tashih ederken “O heyetten on iki” kelimesine dipnot işareti koymuş ve ağabeylerin isimlerini sayfanın altına bizzat kendi eliyle yazarak eklemiştir. Ayrıca elyazma nüshada neşredilecek ve edilmeyecek yerleri de işaretleyip, yeni yazıyla matbaada basılması için bu nüshayı göndermiş ve yeni yazıyla birinci Emirdağ Lahikası da ona göre basılmıştır.<ref>http://www.nurdanhaber.com/tr-tr/haberler/23669/bediuzzamanin-vasiyetinin-orijinaline-ulastik/</ref>
Bediüzzaman'ın 1946 senesinde yazdığı vasiyetnamesi Emirdağ Lahikasında yer alır. 1950'li yılların ortalarında Küçük Ali Ağabeyin yazdığı Emirdağ Lahikasını Üstad Hazretleri tashih ederken “O heyetten on iki” kelimesine dipnot işareti koymuş ve ağabeylerin isimlerini sayfanın altına bizzat kendi eliyle yazarak eklemiştir. Ayrıca elyazma nüshada neşredilecek ve edilmeyecek yerleri de işaretleyip, yeni yazıyla matbaada basılması için bu nüshayı göndermiş ve yeni yazıyla birinci Emirdağ Lahikası da ona göre basılmıştır.<ref>http://www.nurdanhaber.com/tr-tr/haberler/23669/bediuzzamanin-vasiyetinin-orijinaline-ulastik/</ref>



09.46, 31 Mart 2017 tarihindeki hâli


Bediüzzaman Said Nursi değişik zamanlarda vasiyetlerde bulunmuş ve vasiyetnameler yazmıştır.

1946 Yılındaki Vasiyetnamesi[değiştir]

Bediüzzaman'ın 1946 yılında yazdığı vasiyetnamesi ve kendi elyazısıyla yaptığı eklemeler

Bediüzzaman'ın 1946 senesinde yazdığı vasiyetnamesi Emirdağ Lahikasında yer alır. 1950'li yılların ortalarında Küçük Ali Ağabeyin yazdığı Emirdağ Lahikasını Üstad Hazretleri tashih ederken “O heyetten on iki” kelimesine dipnot işareti koymuş ve ağabeylerin isimlerini sayfanın altına bizzat kendi eliyle yazarak eklemiştir. Ayrıca elyazma nüshada neşredilecek ve edilmeyecek yerleri de işaretleyip, yeni yazıyla matbaada basılması için bu nüshayı göndermiş ve yeni yazıyla birinci Emirdağ Lahikası da ona göre basılmıştır.[1]

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Vasiyetnamemdir

Aziz, sıddık kardeşlerim ve vârislerim!

Ecel gizli olmasından vasiyetname yazmak sünnettir. Benim metrûkâtım ve Risale-i Nur’dan olan benim hususi kitaplarım ve güzel ciltlenmiş mecmualarım vesair şeylerimin bütününü, Gül ve Nur Fabrikalarının heyetine, başta Hüsrev ve Tahirî olarak o heyetten on iki (*[2]) kahraman kardeşlerime vasiyet ediyorum. Onlara bırakıyorum ki emr-i hak olan ecelim geldiği zaman, benim arkamda o metrûkâtım, benim bedelime o sadık ve mübarek ellerde hizmet-i Nuriye ve imaniyede çalışsın ve istimal edilsin.

Kardeşlerim! Bu vasiyetten telaş etmeyiniz. Ben, teessürattan ve dokuz defa zehirlenmekten, pek çok zayıf olmakla beraber; gizli münafıkların desiselerle müteaddid sû-i kasdları için bu vasiyeti yazdım. Merak etmeyiniz, inayet-i Rabbaniye ve hıfz-ı İlahî devam ediyor.

اَلْبَاقٖى هُوَ الْبَاقٖى

Kardeşiniz Said Nursî

(Emirdağ Lahikası-1, Haşiye)


Vasiyetnamenin Bir Zeyli

Eşref Edib’in neşrettiği Tarihçe-i Hayat’ın otuzuncu sahifesindeki Said’in hususiyetlerinden altı numunesinden yedinci numunesi ki mukabelesiz hediyeyi ömründe kabul etmemek, kanaat ve iktisada istinaden, şiddet-i fakrıyla beraber altmış yetmiş sene evvelki kendi talebelerinin tayinatını da kendisi verdiği acib vaziyetin şimdiki bir misali ve bir sırrı kaç senedir anlaşıldı diye vasiyetnamenin âhirinde bunu yazmanın zamanı geldi.

Evet, şiddet-i fakr ve istiğna ile hediye almamakla beraber Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki yasak olmayan daktilo makinesi ile intişar eden Risale-i Nur’un verdiği sermaye ile şimdi manevî Medresetü’z-Zehranın dört beş vilayetinde hayatını Risale-i Nur’a vakfeden ve nafakasına çalışmaya zaman bulamayan fedakâr Nur talebelerinin tayinatına acib bir bereketle kâfi gelen ve Nur nüshalarının fiyatı olan o mübarek sermayeyi ben öldükten sonra da o hâlis, fedakâr kardeşlerime vasiyet ediyorum ki altmış yetmiş sene evvelki kaidemi yetmiş sene sonraki şimdiki düsturlarıma aynen tatbik etsinler. İnşâallah Risale-i Nur’un tab serbestiyeti olsa o düstur daha fazla inkişaf eder.

Medar-ı hayrettir ki o eski zamanda Evkaf’tan beş talebenin tayinatını Van’da Eski Said kabul etmiş. O az para ile bazen talebesi yirmiye, otuza, altmışa kadar çıktığı halde kendi talebelerinin tayinatını kendisi veriyordu. O kanaat ve iktisadın bereketiyle ve kendi beş altı mavzer tüfeğini satmakla istiğna kaidesini bozmadı. O zaman meşhur Tahir Paşa gibi çok yardımcılar varken kaidesini bozmadı. O altmış yetmiş senelik düstur-u hayatının bir işaret-i gaybiye ile altmış yetmiş sene sonra o kanaat ve istiğnanın bir meyvesi inayet-i İlahiye ile ihsan edildi ki o kadar mahkemeler ve yasaklar ve müsadereler ve eski harfle izin vermemekle beraber, kaç senedir dört beş vilayet vüs’atindeki manevî Medresetü’z-Zehranın fedakâr talebelerinin tayinatını Risale-i Nur kendisi hediye etti.

Halbuki o nüshaların bir kısm-ı mühimmini hediye olarak mukabelesiz etrafa ve âlem-i İslâm ve Avrupa’ya gönderdiği ve elindeki nafakasını Nur’un teksirine sarf ettiği halde, yine Nur’un nüshaları acib bir tarzda hem kendine hem o hâlis fedakârlarına kâfi gelmesi, eski zamandaki işaret-i gaybiyesinin bir güzel meyvesi ve bir hikmeti olduğuna kat’iyen kanaatim geldiğinden vasiyetnamemin âhirinde beyan ediyorum.

Bu vasiyetname benden sonra bâki kalan tayinat içinde de konulsun tâ ki bazı insafsız insanlar “Bu Said günde beş on kuruşla yaşadığı ve kimseden para almadığı halde şimdiki mirası yüzer lira görünüyor, nerede buldu?” dememek için bu hakikati izhar etmek münasip olur.

Şimdi manevî evlatlarım, fedakâr hizmetkârlarım olan Zübeyr, Ceylan, Sungur, Bayram, Hüsnü, Abdullah, Mustafa gibi ve has ve hâlis Nur’un kahramanları olan Hüsrev ve Nazif, Tahirî, Mustafa Gül gibi zatların nezaretinde o düsturumun muhafaza edilmesini vasiyet ediyorum.

Said Nursî

(Emirdağ Lahikası-2)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. http://www.nurdanhaber.com/tr-tr/haberler/23669/bediuzzamanin-vasiyetinin-orijinaline-ulastik/
  2. Kardeşim Abdülmecid, Zübeyr, Mustafa Sungur, Ceylan, Mehmed Kaya, Hüsnü, Bayram, Rüşdü, Abdullah, Ahmed Aytimur, Âtıf, Tillolu Said, Mustafa, Mustafa, Seyyid Salih.