Al-i İmran 103: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
31. satır: 31. satır:


([[Risale:Mektubat%27ın_Üçüncü_Kısmı_(1)_(Barla)#24._Parça|Barla Lahikası]])
([[Risale:Mektubat%27ın_Üçüncü_Kısmı_(1)_(Barla)#24._Parça|Barla Lahikası]])
----
(Hulusi Bey’in fıkrasıdır.)
Bugün hayreti mûcib, nazarı cazip, dikkati câlib, manası latîf, tertibi zarif, tevafuku nazif, envarı zahir, i’cazı bâhir, zübde-i bürhan, erkân-ı iman, bir lem’a-i i’caz-ı Kur’an olan ve mübarek Hüsrev’in çok mükemmel bir tarzda istinsah ettiği Yirmi Dokuzuncu Söz ile melfufu cidden çok mühim meseleleri câmi’ ve bedî’ cevapları hâvi On Altıncı Lem’a’yı ve benim gibi tembellere mükemmel bir ders-i ikaz olan mektubu almakla bahtiyar ve çoktandır mahrum kaldığım Nurlara kavuşmaktan mütevellid nimete mazhariyetten dolayı, Cenab-ı Hallak-ı Rahîm’e teşekkürden âcizim.
Orada kardeşlerimizden beş nevi ibadet hakkındaki izahları ile kötü şahsiyetime değil, sırf Kur’an’a, imana, Nur’a, hakaike müteveccih halime baktım ve kanaatlerimi yokladım. Ben de aynı şeyleri düşünmüş ve kanaat getirmiştim.
1- Ehl-i dalalete karşı mücahede: [[Muhammed 7|{{Arabi|اِنْ تَنْصُرُوا اللّٰهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ اَقْدَامَكُمْ}}]]
2- Neşr-i hakikatte üstada yardım: [[Maide 2|{{Arabi|وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوٰى}}]]
[[Maide 92|{{Arabi|وَ اَطٖيعُوا اللّٰهَ وَ اَطٖيعُوا الرَّسُولَ}}]]
3- Müslümanlara iman cihetinden hizmet: [[Al-i İmran 19|{{Arabi|اِنَّ الدّٖينَ عِنْدَ اللّٰهِ الْاِسْلَامُ}}]]
[[Al-i İmran 103|{{Arabi|وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَمٖيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا}}]]
[[Hucurat 10|{{Arabi|اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ}}]] gibi âyetlerle [[Risale:Barla Lahikası (Ayet-Hadis Mealleri)#162|{{Arabi|اَلدّٖينُ النَّصٖيحَةُ اَلدّٖينُ النَّصٖيحَةُ اَلدّٖينُ النَّصٖيحَةُ}}]] hadîs-i şerifi.
4- Kalemle ilmi tahsil: [[Kalem 1|{{Arabi|نٓ وَالْقَلَمِ وَمَا يَسْطُرُونَ}}]] Mademki hakikat ilmi tedris edilmiyor. Elbette mahfî hikmetlere binaen mahdud insanların eline geçen, kulağına giren bu nevi derslerin ciddi tahsili için bilhassa okuması yazması olanların bizzat yazmak suretiyle, bu neticeyi bulacaklarına şüphe edilmemelidir. Bir şeyi yazmak; okumak, anlamak, sonra başka kâğıda nakletmektir ki bu tarzla matlub istifadenin temin edileceği muhakkaktır.
5- Bir saati bir sene ibadet hükmüne geçecek tefekkür: Evet Nurlarla istifade, böyle saatler, zannederim hepimizin meşhudu olmuştur. Sözler’deki hakaiki tefekkür, aynen Kur’an’ın künuzunu manen taharridir ki Fettah ismi imdada yetişerek, öyle muhayyirü’l-ukûl kapılar açıyor ki zevkine nihayet bulunmuyor. Perdesiz, vasıtasız Kur’an’a bakınca zülâl gibi hakaikin tecelli ettiği, bulutsuz havada güneş ve böyle bir havada yıldızlarla süslenmiş semada bedirlenmiş kamer gibi müşahede olunuyor.
([[Risale:Mektubat%27ın_Üçüncü_Kısmı_(2)_(Barla)#8._Parça|Barla Lahikası]])


==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==


==İlgili Maddeler==
==İlgili Maddeler==

17.31, 16 Temmuz 2023 tarihindeki hâli

[[Kategori:Al-i İmran Suresi]] Önceki Ayet: Al-i İmran 102Al-i İmran SuresiAl-i İmran 104: Sonraki Ayet

Meali: 103- Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.

Kur'an'daki Yeri: 4. Cüz, 62. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Bu nurlu eserler hem okşamak hem korkutmak gibi iki zıt tesiri haizdir. İnsanlara bu iki vasıtadan birinin müessir olacağı da şüphesizdir. İşte bu hakikati göz önünde bulunduran şerait-i imandaki esaslara müşabih bir tarzda, Kur’an-ı Hakîm’in tilmizlerini ve hâdimlerini hakikaten ikaz ediyor ve aldanmamaları için altı esası kendilerine bihakkın ders veriyorsunuz:

1- Hubb-u câh yerine, Allah’a imanın bir manası olan rıza-i İlahîyi…

2- Havf ve vehim yerine kadere imanı…

3- Hırs ve tama’ yerine اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتٖينُ âyet-i celilesi delâletiyle Kur’an’a, kütüb-ü İlahiyeye imanı…

4- Menfî milliyetçilik hissi yerine bütün cin ve inse mürsel, Nebiyy-i Efham (sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem) Efendimiz Hazretlerinin mesleğini; اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ ve وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَمٖيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا gibi âyât-ı mübarekeyi derhatır ettirmek suretiyle Peygamberlere imanı…

(Barla Lahikası)


Dördüncü Nükte: Şîaları ilzam edecek kadar kuvvetli bir derstir. Bu şümullü dersten gaye ne olduğu, sonunda mükemmelen icmal edilmiştir. وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَمٖيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا emr-i celiline tevfikan, bütün mü’minler tevhide çağrılmıştır.

(Barla Lahikası)


(Hulusi Bey’in fıkrasıdır.)

Bugün hayreti mûcib, nazarı cazip, dikkati câlib, manası latîf, tertibi zarif, tevafuku nazif, envarı zahir, i’cazı bâhir, zübde-i bürhan, erkân-ı iman, bir lem’a-i i’caz-ı Kur’an olan ve mübarek Hüsrev’in çok mükemmel bir tarzda istinsah ettiği Yirmi Dokuzuncu Söz ile melfufu cidden çok mühim meseleleri câmi’ ve bedî’ cevapları hâvi On Altıncı Lem’a’yı ve benim gibi tembellere mükemmel bir ders-i ikaz olan mektubu almakla bahtiyar ve çoktandır mahrum kaldığım Nurlara kavuşmaktan mütevellid nimete mazhariyetten dolayı, Cenab-ı Hallak-ı Rahîm’e teşekkürden âcizim.

Orada kardeşlerimizden beş nevi ibadet hakkındaki izahları ile kötü şahsiyetime değil, sırf Kur’an’a, imana, Nur’a, hakaike müteveccih halime baktım ve kanaatlerimi yokladım. Ben de aynı şeyleri düşünmüş ve kanaat getirmiştim.

1- Ehl-i dalalete karşı mücahede: اِنْ تَنْصُرُوا اللّٰهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ اَقْدَامَكُمْ

2- Neşr-i hakikatte üstada yardım: وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوٰى

وَ اَطٖيعُوا اللّٰهَ وَ اَطٖيعُوا الرَّسُولَ

3- Müslümanlara iman cihetinden hizmet: اِنَّ الدّٖينَ عِنْدَ اللّٰهِ الْاِسْلَامُ

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَمٖيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا

اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ gibi âyetlerle اَلدّٖينُ النَّصٖيحَةُ اَلدّٖينُ النَّصٖيحَةُ اَلدّٖينُ النَّصٖيحَةُ hadîs-i şerifi.

4- Kalemle ilmi tahsil: نٓ وَالْقَلَمِ وَمَا يَسْطُرُونَ Mademki hakikat ilmi tedris edilmiyor. Elbette mahfî hikmetlere binaen mahdud insanların eline geçen, kulağına giren bu nevi derslerin ciddi tahsili için bilhassa okuması yazması olanların bizzat yazmak suretiyle, bu neticeyi bulacaklarına şüphe edilmemelidir. Bir şeyi yazmak; okumak, anlamak, sonra başka kâğıda nakletmektir ki bu tarzla matlub istifadenin temin edileceği muhakkaktır.

5- Bir saati bir sene ibadet hükmüne geçecek tefekkür: Evet Nurlarla istifade, böyle saatler, zannederim hepimizin meşhudu olmuştur. Sözler’deki hakaiki tefekkür, aynen Kur’an’ın künuzunu manen taharridir ki Fettah ismi imdada yetişerek, öyle muhayyirü’l-ukûl kapılar açıyor ki zevkine nihayet bulunmuyor. Perdesiz, vasıtasız Kur’an’a bakınca zülâl gibi hakaikin tecelli ettiği, bulutsuz havada güneş ve böyle bir havada yıldızlarla süslenmiş semada bedirlenmiş kamer gibi müşahede olunuyor.

(Barla Lahikası)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]