-nüma: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
[[Kategori:Farsça Ekler]] | [[Kategori:Farsça Ekler]] | ||
[[Kategori:Ekler]] | [[Kategori:Ekler]] | ||
'''-nümâ''' veya '''-nümun''', sonuna geldiği kelimeye "gösteren, bildiren, benzeyen" anlamı katarak Farsça usulüyle birleşik sıfat yapan Farsça bir sonektir. | '''-nümâ''' veya '''-nümun''', sonuna geldiği kelimeye "gösteren, bildiren, benzeyen" anlamı katarak Farsça usulüyle birleşik sıfat yapan Farsça bir sonektir. | ||
10.39, 18 Eylül 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
-nümâ veya -nümun, sonuna geldiği kelimeye "gösteren, bildiren, benzeyen" anlamı katarak Farsça usulüyle birleşik sıfat yapan Farsça bir sonektir.
Bilgiler[değiştir]
Kökeni olan Farsça fiil ve anlamı: Numuden (نمودن): göstermek, görünmek
Risale-i Nur'da Bu Eki Taşıyan Kelimeler, Anlamları ve Örnek Cümleler[değiştir]
- İbretnümâ: İbretli, ibret gösteren
“Bugün senin gark olan cesedine necat vereceğim.” unvanıyla umum firavunların tenasüh fikrine binaen cenazelerini mumyalamakla maziden alıp müstakbeldeki ensal-i âtiyenin temaşagâhına göndermek olan mevt-âlûd, ibret-nüma bir düstur-u hayatiyelerini ifade etmekle beraber, şu asr-ı âhirde o gark olan Firavun’un aynı cesedi olarak keşfolunan bir beden, o mahall-i gark denizinden sahile atıldığı gibi zamanın denizinden asırların mevceleri üstünde şu asır sahiline atılacağını, mu’cizane bir işaret-i gaybiyeyi, bir lem’a-yı i’cazı ve bu tek kelime bir mu’cize olduğunu ifade eder. (25. Söz)
- Mu'ciznümâ: Mucize gösteren
Ve bu dellâllara kulak ver ki mu’ciz-nüma bir padişahın antika sanatlarını teşkil ve teşhir ediyorlar. (10. Söz)
- Hakaiknümâ, Letafetnümâ: Hakikat gösteren; latiflik gösteren
Yani her şey, Sâni’-i Zülcelal’in birer mektub-u hakaik-nüma, birer kaside-i letafetnüma, birer kelime-i hikmet-eda hükmündedir ki melaike ve cin ve hayvanın ve insanın enzarına arz eder, mütalaaya davet eder. (10. Söz)
- Cennetnümun: Ceneti gösteren
Şu azametli kâinat ve bütün unsurları baştan başa cennetnümun güzellikleriyle, kendilerini enzar-ı âleme arz ediyorlar. (Fihrist)