Saff 8: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
[[Kategori:Saff Suresi]] | [[Kategori:Saff Suresi]] | ||
[[Kategori:Emirdağ Lahikası 1'de Geçen Ayetler]] | |||
[[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]] | [[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]] | ||
[[Kategori:Şualar'da Geçen Ayetler]] | [[Kategori:Şualar'da Geçen Ayetler]] | ||
28. satır: | 29. satır: | ||
([[Risale:1._Şuâ#Yirmi_Yedinci_Âyet|1. Şua]]) | ([[Risale:1._Şuâ#Yirmi_Yedinci_Âyet|1. Şua]]) | ||
---- | |||
Boyun bâlâ, gözün şehlâ, gören mecnun seni leyla | |||
Sözün ferşte, gözün arşta, gönül meftun sana cânâ | |||
Nikabın nur, nigâhın nur, kitabın nur senin ey nur | |||
Bağın Nursî, huyun munis, özün [[İdris (as)|İdris]] ferd-i yekta | |||
Açılmış gül, öter bülbül, yüzünde var zarif bir tül | |||
Yazılmış üstüne nurdan [[Necm 9|{{Arabi|قَابَ قَوْسَيْنِ اَوْ اَدْنٰى}}]] | |||
Sana canın feda etmez mi senden hem görenler hak | |||
Sözün hak hem özün hak hem mesleğin hak hem makamın Kâbe-tül Ulyâ. | |||
[[Saf 8|{{Arabi|يُرٖيدُونَ لِيُطْفِؤُا نُورَ اللّٰهِ بِاَفْوَاهِهِمْ وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِهٖ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ}}]] | |||
... | |||
Duanıza muhtaç talebeniz Hasan Feyzi | |||
([[Risale:Birinci_Kısım_Mektuplar_(Emirdağ-1)#40._Parça|Emirdağ Lahikası 1]]) | |||
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler== | ==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler== | ||
==İlgili Maddeler== | ==İlgili Maddeler== |
08.08, 6 Ağustos 2023 tarihindeki hâli
Önceki Ayet: Saff 7 ← Saff Suresi → Saff 9: Sonraki Ayet
Meali: 8- Onlar ağızlarıyla Allah'ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktır.
{Kâfirler Allah'ın dinine, kitabına ve delillerine sihir, şiir ve kehânet diyerek iftiralar uydursalar da Allah'ın dini yücelecektir.}
Kur'an'daki Yeri: 28. Cüz, 551. Sayfa
Tilavet Notları:
Diğer Notlar:
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
Yirmi Yedinci Âyet
Sure-i Saf’ta يُرٖيدُونَ لِيُطْفِؤُا نُورَ اللّٰهِ بِاَفْوَاهِهِمْ وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِهٖ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ dur. Bu âyetteki نُورَ اللّٰهِ بِاَفْوَاهِهِمْ وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِهٖ cümlesinin makam-ı cifrîsi, bin üç yüz on altı veya yedidir (1316-1317). Ve bu tarih ise sâbıkan yirmi birinci âyetin hâtimesinde zikredilen inkılab-ı fikrî sadedinde; Avrupa’nın bir müstemlekat nâzırı, Kur’an’ın nurunu söndürmesine çalışması tarihine ve Resaili’n-Nur müellifi dahi ona karşı o inkılab-ı fikrî sayesinde o nuru parlatmaya çalışması aynı tarihe hem yedi surede yedi defa تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ aynı tarihe hem طٰسٓ تِلْكَ اٰيَاتُ الْقُرْاٰنِ dahi aynı tarihe hem هَدٰينٖى رَبّٖٓى اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ dahi aynı tarihe hem اِنَّ رَبّٖى عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَقٖيمٍ dahi şeddeli “nun” bir “nun” sayılmak ve tenvin sayılmamak cihetiyle aynı tarihe hem فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ fermanı dahi aynı tarihe hem نُورَ اللّٰهِ بِاَفْوَاهِهِمْ وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِهٖ dahi aynı tarihe bi’l-ittifak muvafakatları elbette remizden, işaretten, delâletten ziyade bir sarahattir ki Risale-i Nur o Nur-u İlahînin bir lem’ası olacağını ve düşmanları tarafından gelen şübehat zulümatını dağıtacağını mana-yı işarîsiyle müjdeliyor.
Hem bu cifrî ve müteaddid ve manidar tevafuklar ise kuvvetli bir münasebet-i maneviyeye istinad ederler. Evet, Resaili’n-Nur’un yüz yirmi dokuz risaleleri, yüz yirmi dokuz elektrik lambalarının şişeleri misillü Kur’an nur-u a’zamından uzanan tellerin başlarına takılıp o nuru neşrettikleri meydandadır. Risale-i Nur’un yarı ismi iki defa bu cümle-i âyette bulunmasıyla o münasebeti pek letafetlendiriyor.
(1. Şua)
Boyun bâlâ, gözün şehlâ, gören mecnun seni leyla
Sözün ferşte, gözün arşta, gönül meftun sana cânâ
Nikabın nur, nigâhın nur, kitabın nur senin ey nur
Bağın Nursî, huyun munis, özün İdris ferd-i yekta
Açılmış gül, öter bülbül, yüzünde var zarif bir tül
Yazılmış üstüne nurdan قَابَ قَوْسَيْنِ اَوْ اَدْنٰى
Sana canın feda etmez mi senden hem görenler hak
Sözün hak hem özün hak hem mesleğin hak hem makamın Kâbe-tül Ulyâ.
...
Duanıza muhtaç talebeniz Hasan Feyzi