Kuran:Kaf
Önceki Sure: Hucûrât ← Kur'an → Zâriyât: Sonraki Sure
Bu sure hakkında bilgi edinmek için Kaf Suresi sayfasına gidin
50. Kaf Suresi[değiştir]
{Mekke'de inmiştir, 45 âyettir. "Kaf" harfi ile başladığı için bu adı almıştır.}
Bölüm 1[değiştir]
Sayfa 517[değiştir]
1- Kaf. Şerefli Kur'an'a andolsun.
2- Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, kâfirler şöyle dediler: "Bu şaşılacak bir şeydir."
{Âyetin belirttiği ve inkâr edenlerin şaşılacak şey saydıkları husus dirilme ve cehennem azabının haber verilmesidir.}
3- "Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirileceğiz)? Bu, akla uzak bir dönüştür."
4- Biz, toprağın onlardan neleri eksilttiğini kesinlikle bilmekteyiz. Yanımızda o bilgileri koruyan bir kitap vardır.
{Gerçekten âyette belirtildiği gibi toprağın cesetleri eksiltip bitirmesi, dirilme olmayacağı anlamına gelmez. Üstelik toprak, dünya hayatının kaynağı ve mayasıdır.}
5- Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.
{Kur'an veya Peygamber gelince, müşrikler bunlar hakkında çelişkili görüşler belirterek "büyü, büyücü, şiir, şair, kehânet, kâhin" gibi ifadeler kullanmışlardı. Âyet yalanlayanların bu tutumlarına işaret etmektedir.}
6- Üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmiş ve nasıl donatmışız! Onda hiçbir çatlak da yok.
7- Yeryüzünü de döşedik ve ona sabit dağlar koyduk. Orada gönül açan her türden (bitkiler) yetiştirdik.
8- Allah'a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ibret vermek için (bütün bunları yaptık).
9- Gökten bereketli bir su indirdik, onunla bahçeler ve biçilecek daneler bitirdik.
10-11- Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Ve o su ile ölü toprağa can verdik. İşte hayata yeniden çıkış da böyledir.
{Su ile, ölen toprak canlanıyor; ağaçlara taze bir hayat geliyor, bitkiler yerden çıkıyor. İşte insanlar da kabirlerinden öyle çıkacaklardır.}
12- Onlardan önce Nuh kavmi, Res halkı ve Semûd da yalanlamıştı.
13- Âd ve Firavun ile Lût'un kardeşleri de (yalanladılar).
14- Eyke halkı ve Tübba' kavmi de. Bütün bunlar peygamberleri yalanladılar da tehdidim gerçekleşti!
{Âyetlerde geçen Semûd Hz. Sâlih'in, Âd Hz. Hûd'un, Eyke Hz. Şuayb'ın kavimleri idiler. Burada önceki inkârcı milletlere gelen azap hatırlatılarak, Kureyş'in durumundan üzülen Hz. Peygamber teselli edilmektedir.}
15- İlk yaratmada âcizlik mi gösterdik? Hayır, onlar yeni bir yaratma hususunda şüphe içindedirler.
{Allah ilk yaratışta acz göstermediğine göre, yeniden yaratmaktan asla âciz değildir.}
Bölüm 2[değiştir]
Sayfa 518[değiştir]
16- Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.
17- İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar.
18- İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.
19- Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir.
20- Sûr'a üfürülür; işte bu, geleceği vâdedilen gündür.
21- Herkes, yanında bir sürücü ve bir de şahitle beraber gelir.
{Âyette geçen "sürücü" ve "şahitler"in iki melek oldukları, birinin mahşere sevketme, diğerinin de amellere şahitlik etme görevini yerine getirdikleri söylenmiş; ayrıca, "şahit" hafaza meleklerinden sayılmıştır. Bir yoruma göre de "sürücü" kötülüğü yazan melek, "şahit" de iyiliği yazan melektir.}
22- Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir (denir).
23-24-25-26- Yanındaki arkadaşı: "İşte yanımdaki hazır, der. (İki meleğe şu emir verilir:) Haydi ikiniz her inatçı kâfiri, hayra bütün gücüyle engel olanı, azgın şüpheciyi cehenneme atın; Allah ile beraber başka ilâh edineni, şiddetli azaba birlikte atın!
27- Müşrikin arkadaşı (şeytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi.
28- O esnada (Allah) buyurur: Huzurumda çekişmeyin! Ben size daha önce uyarı göndermiştim!
29- Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmedici değilim.
Bölüm 3[değiştir]
30- O gün cehenneme "Doldun mu?" deriz. O da "Daha var mı?" der.
31- Cennet de takvâ sahiplerine yaklaştırılır; (onlardan) uzakta olmayacaktır.
32-33- İşte size vâdedilen cennet! Ki o, Allah'a yönelen, emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahmân'dan korkan ve Allah'a yönelmiş bir kalp ile gelen kimselere mahsustur.
34- Oraya selâmetle girin. İşte bu, ebedî yaşamanın başladığı gündür.
35- Orada kendileri için diledikleri her şey vardır. Katımızda dahası da vardır.
{Son cümlede işaret edilen nimetten maksadın, "Allah'ı görme" olduğu âlimlerin çoğunluğunca ifade edilmiştir. Ayrıca bu ziyadelik, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, hiçbir insanın hatırına gelemeyecek sonsuz nimetler şeklinde de yorumlanmıştır.}
Sayfa 519[değiştir]
36- Biz, onlardan önce kendilerinden daha güçlü olan, diyar diyar dolaşan nice nesilleri helâk etmişizdir. Kurtuluş var mı!
{"Diyar diyar dolaşan nice nesiller" diye tercüme edilen toplulukların dolaşmalarının sebebi, ölümden kurtulma çarelerini aramalarıdır.}
37- Şüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.
38- Andolsun biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık. Bize hiçbir yorgunluk çökmedi.
{Bu âyetle, yahudilerin "Allah, cumartesi günü istirahate çekildi. Arşın üstüne bağdaş kurup oturdu" şeklindeki sözleri reddedilmiştir. Bazı tefsircilere göre "altı gün"den maksat, altı dönemdir.}
39- (Resûlüm!) Onların dediklerine sabret. Güneşin doğuşundan önce de, batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et.
{Âyetle, sabah, öğle ve ikindi namazlarının kılınması kasdedilmiştir.}
40- Gecenin bir bölümünde ve secdelerin ardından da O'nu tesbih et.
{Bu âyetle de, akşam, yatsı ve teheccüd namazlarıyla, farz namazların ardından kılınan sünnet ve nafile namazlar veya vitir namazı kasdedilmiştir.}
41- Seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.
{Semadan, Sûr'a üfürecek olan İsrafil (a.s.)'ın çağırışına işaret olunmaktadır.}
42- O gün insanlar bu sesi gerçekten işiteceklerdir. İşte bu, çıkış günüdür.
{Buna göre insanlar, İsrafil'in ikinci Sûr'a üfürüşünü işitecekler; işte bu ses ve işitme ile kabirlerinden dirilip çıkacaklardır.}
43- Şüphesiz biz diriltir ve öldürürüz. Dönüş de ancak bizedir.
44- O gün yer yarılır, onların üzerinden süratle yarılıp açılır. Bu, bize göre kolay olan bir haşirdir.
45- Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara Kur'an'la öğüt ver.