Risale:Sikke-i Tasdik-i Gaybi (Ayet-Hadis Mealleri): Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
5. satır: 5. satır:
Külliyattan derleme bir eserdir.
Külliyattan derleme bir eserdir.


<div id="">{{Arabi|بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ}}</div>
<div id="3">{{Arabi|بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ}}</div>


Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.
Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.
17. satır: 17. satır:
Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ 44)
Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ 44)


<div id="">{{Arabi|اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا}}</div>
<div id="4">{{Arabi|اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا}}</div>


Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi; sonsuza kadar sürekli üzerinize olsun.
Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi; sonsuza kadar sürekli üzerinize olsun.


<div id="">{{Arabi|اَلْبَاق۪ى هُوَ الْبَاق۪ى}}</div>
<div id="5">{{Arabi|اَلْبَاق۪ى هُوَ الْبَاق۪ى}}</div>


Bâkî olan sadece Odur.
Bâkî olan sadece Odur.
63. satır: 63. satır:
Ashab-ı Kütüb-ü Sitte'den İmam-ı Hâkim Müstedrek'inde ve Ebu Davud Kitab-ı Sünen'inde, Beyhakî Şuab-ı İman'da tahric buyurdukları:}}</div>
Ashab-ı Kütüb-ü Sitte'den İmam-ı Hâkim Müstedrek'inde ve Ebu Davud Kitab-ı Sünen'inde, Beyhakî Şuab-ı İman'da tahric buyurdukları:}}</div>


<div id="">{{Arabi|اِنَّ اللّٰهَ يَبْعَثُ لِهٰذِهِ الْاُمَّةِ عَلٰى رَاْسِ كُلِّ مِاَةِ سَنَةٍ مَنْ يُجَدِّدُ لَهَا د۪ينَهَا}}</div>
<div id="6">{{Arabi|اِنَّ اللّٰهَ يَبْعَثُ لِهٰذِهِ الْاُمَّةِ عَلٰى رَاْسِ كُلِّ مِاَةِ سَنَةٍ مَنْ يُجَدِّدُ لَهَا د۪ينَهَا}}</div>


Yani "Her yüz senede Cenab-ı Hak bir müceddid-i din gönderiyor." (Hâkim, Müstedrek 522; Münâvî, Feyzü'l-Kadîr 281, hadis no: 1845; Ebu Davud, Melâhim:1)
Yani "Her yüz senede Cenab-ı Hak bir müceddid-i din gönderiyor." (Hâkim, Müstedrek 522; Münâvî, Feyzü'l-Kadîr 281, hadis no: 1845; Ebu Davud, Melâhim:1)


<div id="">{{Arabi|لَآ اِلٰهَ اِلَّا هُوَ}}</div>
<div id="6">{{Arabi|لَآ اِلٰهَ اِلَّا هُوَ}}</div>


Ondan başka ilâh yoktur.
Ondan başka ilâh yoktur.
75. satır: 75. satır:
Allah'tan başka ilâh yoktur.
Allah'tan başka ilâh yoktur.


<div id="">{{Arabi|اَللّٰهُمَّ بِحَقِّ اِسمِكَ الْاَعْظَمِ وَ بِحُرْمَةِ رَسُولِكَ الْاَكْرَمِ يَسِّرْلَنَا خِدْمَةَ الْقُرْاٰنِ بِنَشْرِ رِسَالَةِ النُّورِ بِالدَّوَامِ بَيْنَ الْاَنَامِ ف۪ى عَالَمِ الْاِسْلَامِ اٰم۪ينَ اٰم۪ينَ اٰم۪ينَ}}</div>
<div id="7">{{Arabi|اَللّٰهُمَّ بِحَقِّ اِسمِكَ الْاَعْظَمِ وَ بِحُرْمَةِ رَسُولِكَ الْاَكْرَمِ يَسِّرْلَنَا خِدْمَةَ الْقُرْاٰنِ بِنَشْرِ رِسَالَةِ النُّورِ بِالدَّوَامِ بَيْنَ الْاَنَامِ ف۪ى عَالَمِ الْاِسْلَامِ اٰم۪ينَ اٰم۪ينَ اٰم۪ينَ}}</div>


Allah'ım, İsm-i Âzamının ve Resul-i Ekreminin hürmetine Nur risalelerinin İslâm âleminde, insanlar arasında devamlı olarak neşredilmesiyle Kur'ân hizmetinde bize kolaylık ihsan eyle. Âmin, âmin, âmin.
Allah'ım, İsm-i Âzamının ve Resul-i Ekreminin hürmetine Nur risalelerinin İslâm âleminde, insanlar arasında devamlı olarak neşredilmesiyle Kur'ân hizmetinde bize kolaylık ihsan eyle. Âmin, âmin, âmin.
91. satır: 91. satır:
Yemin olsun Asra. İnsan muhakkak hüsrandadır. (Asr 1-2)
Yemin olsun Asra. İnsan muhakkak hüsrandadır. (Asr 1-2)


<div id="">{{Arabi|اِنَّ الْاِنْسَانَ لَف۪ى خُسْرٍ}}</div>
<div id="8">{{Arabi|اِنَّ الْاِنْسَانَ لَف۪ى خُسْرٍ}}</div>


İnsan muhakkak hüsrandadır. (Asr 2)
İnsan muhakkak hüsrandadır. (Asr 2)
103. satır: 103. satır:
Yemin olsun Asra. (Asr 1)
Yemin olsun Asra. (Asr 1)


<div id="">{{Arabi|اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا}}</div>
<div id="9">{{Arabi|اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا}}</div>


Ancak îmân edenler...
Ancak îmân edenler...
111. satır: 111. satır:
Yemin olsun Asra. (Asr 1)
Yemin olsun Asra. (Asr 1)


<div id="">{{Arabi|اَلصَّالِحَاتِ}}</div>
<div id="10">{{Arabi|اَلصَّالِحَاتِ}}</div>


Sâlih ameller, hayırlı işler.
Sâlih ameller, hayırlı işler.


<div id="">{{Arabi|اِلَّا}}</div>
<div id="11">{{Arabi|اِلَّا}}</div>


Ancak, istina olanlar
Ancak, istina olanlar
121. satır: 121. satır:
<div id="">{{Arabi|صِرَّاطَ الَّذِينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|صِرَّاطَ الَّذِينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ}}</div>


Kendilerine nimet ve ihsanda bulunduğun peygamberlerinin ve onlara tâbi olan sâlih kullarının yolu. (Fâtiha 7) لَا تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ اُمَّت۪ى ظَاهِر۪ينَ عَلَى الْحَقِّ حَتّٰى يَاْتِىَ اللّٰهُ بِاَمْرِه۪}}</div>
Kendilerine nimet ve ihsanda bulunduğun peygamberlerinin ve onlara tâbi olan sâlih kullarının yolu. (Fâtiha 7)
 
<div id="12">{{Arabi|صِلَا تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ اُمَّت۪ى ظَاهِر۪ينَ عَلَى الْحَقِّ حَتّٰى يَاْتِىَ اللّٰهُ بِاَمْرِه۪}}</div>


Ümmetimden bir taife Allah'ın emri gelinceye kadar [yani kıyâmetin kopmasına kadar] galibâne hak üzerinde devam edecektir. (Buhari, İ'tisam: 10; Müslim, İman: 247, İmâre: 170, 173, 174; Ebu Davud, Fiten: 1; Tirmizî, Fiten: 27, 51; İbn-i Mâce, Mukaddime: 1, Fiten: 9; Müsned 34,269, 278, 279; el-Hâkim, el-Müstedrek 449-450, 550)
Ümmetimden bir taife Allah'ın emri gelinceye kadar [yani kıyâmetin kopmasına kadar] galibâne hak üzerinde devam edecektir. (Buhari, İ'tisam: 10; Müslim, İman: 247, İmâre: 170, 173, 174; Ebu Davud, Fiten: 1; Tirmizî, Fiten: 27, 51; İbn-i Mâce, Mukaddime: 1, Fiten: 9; Müsned 34,269, 278, 279; el-Hâkim, el-Müstedrek 449-450, 550)


<div id="">{{Arabi|اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ}}</div>
<div id="13">{{Arabi|اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ}}</div>


Ancak îmân eden ve güzel işler yapanlar müstesnâ. (Asr 3)
Ancak îmân eden ve güzel işler yapanlar müstesnâ. (Asr 3)


<div id="">{{Arabi|وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ}}</div>
<div id="14">{{Arabi|وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ}}</div>


Birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler. (Asr 3)
Birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler. (Asr 3)
149. satır: 151. satır:
Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? (Fil 2)
Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? (Fil 2)


<div id="">{{Arabi|فِى تَضْلِيلٍ}}</div>
<div id="15">{{Arabi|فِى تَضْلِيلٍ}}</div>


Boşa çıkarmak. (Fil 2)
Boşa çıkarmak. (Fil 2)


<div id="">{{Arabi|اَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِاَصْحَابِ الْفِيلِ}}</div>
<div id="16">{{Arabi|اَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِاَصْحَابِ الْفِيلِ}}</div>


Rabbinin fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi? (Fil 1)
Rabbinin fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi? (Fil 1)


<div id="">{{Arabi|اَصْحَابِ الْفِيلِ}}</div>
<div id="17">{{Arabi|اَصْحَابِ الْفِيلِ}}</div>


Fil sahipleri.
Fil sahipleri.
189. satır: 191. satır:
Dünya (sahipleri.)
Dünya (sahipleri.)


<div id="">{{Arabi|بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ}}</div>
<div id="1">{{Arabi|بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ}}</div>


<div id="">{{Arabi|اَفَمَنْ شَرَحَ اللّٰهُ صَدْرَهُ لِـلْاِسْلَامِ فَهُوَعَلٰى نُورٍ مِنْ رَبِّه۪}}</div>
<div id="">{{Arabi|اَفَمَنْ شَرَحَ اللّٰهُ صَدْرَهُ لِـلْاِسْلَامِ فَهُوَعَلٰى نُورٍ مِنْ رَبِّه۪}}</div>
197. satır: 199. satır:
<div id="">{{Arabi|اَفَمَنْ شَرَحَ اللّٰهُ صَدْرَهُ لِـلْاِسْلَامِ فَهُوَ}}</div>
<div id="">{{Arabi|اَفَمَنْ شَرَحَ اللّٰهُ صَدْرَهُ لِـلْاِسْلَامِ فَهُوَ}}</div>


Allah'ın, kalbini İslâma açtığı kimse (Rabbinden bir nur üzere) değil midir?}}</div>
Allah'ın, kalbini İslâma açtığı kimse (Rabbinden bir nur üzere) değil midir?


<div id="">{{Arabi|فَهُوَ}}</div>
<div id="">{{Arabi|فَهُوَ}}</div>
213. satır: 215. satır:
<div id="">{{Arabi|اَفَمَنْ شَرَحَ اللّٰهُ صَدْرَهُ لِـلْاِسْلَامِ فَهُوَ}}</div>
<div id="">{{Arabi|اَفَمَنْ شَرَحَ اللّٰهُ صَدْرَهُ لِـلْاِسْلَامِ فَهُوَ}}</div>


Allah'ın, kalbini İslâma açtığı kimse (Rabbinden bir nur üzere) değil midir?}}</div>
Allah'ın, kalbini İslâma açtığı kimse (Rabbinden bir nur üzere) değil midir?


<div id="">{{Arabi|آلِيَه}}</div>
<div id="">{{Arabi|آلِيَه}}</div>


<div id="">{{Arabi|Âlet ilimleri: Gramer, mantık, sarf, nahiv, belagat...
Âlet ilimleri: Gramer, mantık, sarf, nahiv, belagat...
 
<div id="">{{Arabi|عَالِيَه}}</div>


<div id="">{{Arabi|عَالِيَه Yüksek ilimler: Tefsir, hadis, marifetullah, fıkıh, kelam...
Yüksek ilimler: Tefsir, hadis, marifetullah, fıkıh, kelam...


<div id="">{{Arabi|يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا}}</div>
<div id="">{{Arabi|يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا}}</div>
289. satır: 293. satır:
Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? (Hucurât 12)
Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? (Hucurât 12)


<div id="">{{Arabi|مَيْتًا}}</div>
<div id="18">{{Arabi|مَيْتًا}}</div>


Ölü, ölmüş olduğ halde.
Ölü, ölmüş olduğu halde.


<div id="">{{Arabi|مَيِّتًا}}</div>
<div id="19">{{Arabi|مَيِّتًا}}</div>


Ölü, meyyit, ölü olarak
Ölü, meyyit, ölü olarak
305. satır: 309. satır:
Ölü olarak, ölmüş olduğ halde.
Ölü olarak, ölmüş olduğ halde.


<div id="">{{Arabi|اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ}}</div>
<div id="20">{{Arabi|اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ}}</div>


Sizden biri hoşlanır mı?.. (Hucurât 12)
Sizden biri hoşlanır mı?.. (Hucurât 12)
331. satır: 335. satır:
Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ 44)
Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ 44)


<div id="">{{Arabi|اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ}}</div>
<div id="21">{{Arabi|اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ}}</div>


Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi; üzerinize olsun.
Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi; üzerinize olsun.


<div id="">{{Arabi|اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبّ۪ى}}</div>
<div id="22">{{Arabi|اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبّ۪ى}}</div>


Allah'a hamd olsun. Bu Rabbimin ihsânıdır.
Allah'a hamd olsun. Bu Rabbimin ihsânıdır.
589. satır: 593. satır:
<div id="">{{Arabi|فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقٰى}}</div>
<div id="">{{Arabi|فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقٰى}}</div>


<div id="">{{Arabi|"(Allah'a iman eden,) hiç kopmayacak bir zincir-i nuranîye yapışır, temessük eder." (Bakara 256; Lokman 22) بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقٰى}}</div>
"(Allah'a iman eden,) hiç kopmayacak bir zincir-i nuranîye yapışır, temessük eder." (Bakara 256; Lokman 22) بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقٰى}}</div>


Hiç kopmayacak bir zincir-i nuranî. (Bakara 256; Lokman 22.)
Hiç kopmayacak bir zincir-i nuranî. (Bakara 256; Lokman 22.)
777. satır: 781. satır:
<div id="">{{Arabi|الٓمٓ ٭ كٓهٰيٰعٓصٓ}}</div>
<div id="">{{Arabi|الٓمٓ ٭ كٓهٰيٰعٓصٓ}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Surelerin başlarındaki huruf-u mukattaa İlahî bir şifredir. Hâs abdine, onlarla bazı işaret-i gaybiye veriyor. O şifrenin miftahı, o Abd-i Hâstadır, hem Onun veresesindedir." Mektubat ( 390 )
"Surelerin başlarındaki huruf-u mukattaa İlahî bir şifredir. Hâs abdine, onlarla bazı işaret-i gaybiye veriyor. O şifrenin miftahı, o Abd-i Hâstadır, hem Onun veresesindedir." Mektubat ( 390 )


<div id="">{{Arabi|تَنْز۪يلُ الْكِتَابِ مِنَ اللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْحَك۪يمِ}}</div>
<div id="">{{Arabi|تَنْز۪يلُ الْكِتَابِ مِنَ اللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْحَك۪يمِ}}</div>
791. satır: 795. satır:
Hâ-mîm
Hâ-mîm


<div id="">{{Arabi|"Surelerin başlarındaki huruf-u mukattaa İlahî bir şifredir. Hâs abdine, onlarla bazı işaret-i gaybiye veriyor. O şifrenin miftahı, o Abd-i Hâstadır, hem Onun veresesindedir." Mektubat ( 390 )
"Surelerin başlarındaki huruf-u mukattaa İlahî bir şifredir. Hâs abdine, onlarla bazı işaret-i gaybiye veriyor. O şifrenin miftahı, o Abd-i Hâstadır, hem Onun veresesindedir." Mektubat ( 390 )


<div id="">{{Arabi|تَنْز۪يلُ الْكِتَابِ مِنَ اللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْعَل۪يمِ}}</div>
<div id="">{{Arabi|تَنْز۪يلُ الْكِتَابِ مِنَ اللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْعَل۪يمِ}}</div>
1.115. satır: 1.119. satır:
<div id="">{{Arabi|جَلَالٍ بَازِخٍ}}</div>
<div id="">{{Arabi|جَلَالٍ بَازِخٍ}}</div>


<div id="">{{Arabi|"İzzet, azamet ve celâl ve kibriyadır." Ve Rahîm.
"İzzet, azamet ve celâl ve kibriyadır." Ve Rahîm.


<div id="">{{Arabi|شَرَنْطَخٍ}}</div>
<div id="">{{Arabi|شَرَنْطَخٍ}}</div>
1.139. satır: 1.143. satır:
<div id="">{{Arabi|اَحْرُفُ عُجْمٍ سُطِّرَتْ تَسْط۪يرًا بِتَّ بِهَا الْاَم۪يرُ وَالْفَق۪يرَا}}</div>
<div id="">{{Arabi|اَحْرُفُ عُجْمٍ سُطِّرَتْ تَسْط۪يرًا بِتَّ بِهَا الْاَم۪يرُ وَالْفَق۪يرَا}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Yani, ecnebi hurufarı bin üçyüz kırksekizde (1348) tamim edilecek, çoluk-çocuk, emirler ve fakirler icbar suretinde gece dersleriyle öğrenmeye çalışacaklar."}}</div>
"Yani, ecnebi hurufarı bin üçyüz kırksekizde (1348) tamim edilecek, çoluk-çocuk, emirler ve fakirler icbar suretinde gece dersleriyle öğrenmeye çalışacaklar."


<div id="">{{Arabi|سُطِّرَتْ تَسْط۪يرًا}}</div>
<div id="">{{Arabi|سُطِّرَتْ تَسْط۪يرًا}}</div>
1.151. satır: 1.155. satır:
<div id="">{{Arabi|يَا سَع۪يدُ مُدْرِكًا لِذٰلِكَ الزَّمَانِ}}</div>
<div id="">{{Arabi|يَا سَع۪يدُ مُدْرِكًا لِذٰلِكَ الزَّمَانِ}}</div>


Ey o fitne ve felâket asrına yetişen Said!}}</div>
Ey o fitne ve felâket asrına yetişen Said!


<div id="">{{Arabi|مُدْرِكًا}}</div>
<div id="">{{Arabi|مُدْرِكًا}}</div>
1.159. satır: 1.163. satır:
<div id="">{{Arabi|دَرْكًا}}</div>
<div id="">{{Arabi|دَرْكًا}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Kürd kalbidir. (Yani; tersinden okunuşudur.)"}}</div>
"Kürd kalbidir. (Yani; tersinden okunuşudur.)"


<div id="">{{Arabi|بِهِ النَّارُ اُخْمِدَتْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|بِهِ النَّارُ اُخْمِدَتْ}}</div>
1.235. satır: 1.239. satır:
<div id="">{{Arabi|ذَيْمُوخٍ اَشْمُوخٍ بِهِ الْكَوْنُ عُمِّرَتْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|ذَيْمُوخٍ اَشْمُوخٍ بِهِ الْكَوْنُ عُمِّرَتْ}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Yani "İsm-i Adl ve ism-i Hakemin tecellîsiyle ve adalet ve mizanıyla ve intizam ve hikmetiyle dünya tamir edilir, tahripten kurtulur."}}</div>
"Yani "İsm-i Adl ve ism-i Hakemin tecellîsiyle ve adalet ve mizanıyla ve intizam ve hikmetiyle dünya tamir edilir, tahripten kurtulur."


<div id="">{{Arabi|بِهِ الْكَوْنُ عُطِّرَتْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|بِهِ الْكَوْنُ عُطِّرَتْ}}</div>


<div id="">{{Arabi|"O iki ismin râyiha-i tayyibesiyle ve çok hoş kokularıyla, dünya güzel kokular alır, attar dükkânı gibi râyiha-i tayyibe verir."}}</div>
"O iki ismin râyiha-i tayyibesiyle ve çok hoş kokularıyla, dünya güzel kokular alır, attar dükkânı gibi râyiha-i tayyibe verir."


<div id="">{{Arabi|ذَيْمُوخٍ}}</div>
<div id="">{{Arabi|ذَيْمُوخٍ}}</div>
1.255. satır: 1.259. satır:
<div id="">{{Arabi|فَيَا حَامِلَ الْاِسْمِ الَّذ۪ى جَلَّ قَدْرُهُ}}</div>
<div id="">{{Arabi|فَيَا حَامِلَ الْاِسْمِ الَّذ۪ى جَلَّ قَدْرُهُ}}</div>


Ey kadri yüce olan ismin taşıyıcısı!}}</div>
Ey kadri yüce olan ismin taşıyıcısı!


<div id="">{{Arabi|اَلْاِسْمُ الْمُعَظَّمُ}}</div>
<div id="">{{Arabi|اَلْاِسْمُ الْمُعَظَّمُ}}</div>
1.263. satır: 1.267. satır:
<div id="">{{Arabi|بَدَئْتُ بِبِسْمِ اللّٰهِ رُوح۪ى بِهِ اهْتَدَتْ ٭ اِلٰى كَشْفِ اَسْرَارٍ بِبَاطِنِهِ انْطَوَتْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|بَدَئْتُ بِبِسْمِ اللّٰهِ رُوح۪ى بِهِ اهْتَدَتْ ٭ اِلٰى كَشْفِ اَسْرَارٍ بِبَاطِنِهِ انْطَوَتْ}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Hazine-i esrar olan بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ ile başladım. Ruhum, onunla o hazineyi keşfetti"}}</div>
"Hazine-i esrar olan بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ ile başladım. Ruhum, onunla o hazineyi keşfetti"


<div id="">{{Arabi|بِوَاحِ الْوَحَا بِالْفَتْحِ وَالنَّصْرِ اَسْرَعَتْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|بِوَاحِ الْوَحَا بِالْفَتْحِ وَالنَّصْرِ اَسْرَعَتْ}}</div>
1.327. satır: 1.331. satır:
<div id="">{{Arabi|وَ بِالْاٰيَةِ الْكُبْرٰى اَمِنّ۪ى مِنَ الْفَجَتْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|وَ بِالْاٰيَةِ الْكُبْرٰى اَمِنّ۪ى مِنَ الْفَجَتْ}}</div>


Ayet-ül Kübra hakkı için: "Ya Rab! Beni kurtar, eman ve emniyet ver"}}</div>
Ayet-ül Kübra hakkı için: "Ya Rab! Beni kurtar, eman ve emniyet ver"


<div id="">{{Arabi|وَ بِاَسْمَٓائِكَ الْحُسْنٰى}}</div>
<div id="">{{Arabi|وَ بِاَسْمَٓائِكَ الْحُسْنٰى}}</div>
1.339. satır: 1.343. satır:
<div id="">{{Arabi|بَدَئْتُ بِبِسْمِ اللّٰهِ رُوح۪ى بِهِ اهْتَدَتْ ٭ اِلٰى كَشْفِ اَسْرَارٍ بِبَاطِنِهِ انْطَوَتْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|بَدَئْتُ بِبِسْمِ اللّٰهِ رُوح۪ى بِهِ اهْتَدَتْ ٭ اِلٰى كَشْفِ اَسْرَارٍ بِبَاطِنِهِ انْطَوَتْ}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Hazine-i esrar olan بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ ile başladım. Ruhum, onunla o hazineyi keşfetti"}}</div>
"Hazine-i esrar olan بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ ile başladım. Ruhum, onunla o hazineyi keşfetti"


<div id="">{{Arabi|بِاَسْمَٓائِكَ الْحُسْنٰى اَجِرْن۪ى مِنَ الشَّتَتْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|بِاَسْمَٓائِكَ الْحُسْنٰى اَجِرْن۪ى مِنَ الشَّتَتْ}}</div>
1.365. satır: 1.369. satır:
İçinde sırların dürülü olduğu hazinelerin keşfine ruhum onunla ulaştı.
İçinde sırların dürülü olduğu hazinelerin keşfine ruhum onunla ulaştı.


<div id="">{{Arabi|وَاَمْنِحْن۪ى يَا ذَا الْجَلَالِ كَرَامَةً ٭ بِاَسْرَارِ عِلْمٍ يَا حَل۪يمُ بِكَ انْجَلَتْ Ey celâl sahibi Allah'ım, bana ilmin sırlarını lütfunla bildir, Seninle anlaşılır onlar ya Halîm!}}</div>
<div id="">{{Arabi|وَاَمْنِحْن۪ى يَا ذَا الْجَلَالِ كَرَامَةً ٭ بِاَسْرَارِ عِلْمٍ يَا حَل۪يمُ بِكَ انْجَلَتْ Ey celâl sahibi Allah'ım, bana ilmin sırlarını lütfunla bildir, Seninle anlaşılır onlar ya Halîm!


<div id="">{{Arabi|مَقَالُ عَلِىٍّ وَ ابْنِ عَمِّ مُحَمَّدٍ ٭ وَ سِرُّ عُلُومٍ لِلْخَلَائِقِ جُمِّعَتْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|مَقَالُ عَلِىٍّ وَ ابْنِ عَمِّ مُحَمَّدٍ ٭ وَ سِرُّ عُلُومٍ لِلْخَلَائِقِ جُمِّعَتْ}}</div>
1.385. satır: 1.389. satır:
<div id="">{{Arabi|وَ ذَيْمُوخٍ بَعْدَهَا}}</div>
<div id="">{{Arabi|وَ ذَيْمُوخٍ بَعْدَهَا}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Adl" ismi ve ondan sonra. Yirmiyedinci Söz'ün zeyline işaret: Sahabeler hakkında.
"Adl" ismi ve ondan sonra. Yirmiyedinci Söz'ün zeyline işaret: Sahabeler hakkında.


<div id="">{{Arabi|وَ بَازُوخٍ بَعْدَهَا}}</div>
<div id="">{{Arabi|وَ بَازُوخٍ بَعْدَهَا}}</div>
1.517. satır: 1.521. satır:
<div id="">{{Arabi|وَكُنْ قَادِرِىَّ الْوَقْتِ}}</div>
<div id="">{{Arabi|وَكُنْ قَادِرِىَّ الْوَقْتِ}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Vaktin Abdülkadirî'si ol."}}</div>
"Vaktin Abdülkadirî'si ol."


<div id="">{{Arabi|قَادِرِى}}</div>
<div id="">{{Arabi|قَادِرِى}}</div>
1.529. satır: 1.533. satır:
<div id="">{{Arabi|قُلْ وَلَا تَخَفْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|قُلْ وَلَا تَخَفْ}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Korkma, sözlerini söyle"}}</div>
"Korkma, sözlerini söyle"


<div id="">{{Arabi|قُلْ وَلَا تَخَفْ "Korkma, sözlerini söyle"}}</div>
<div id="">{{Arabi|قُلْ وَلَا تَخَفْ "Korkma, sözlerini söyle"


<div id="">{{Arabi|مَحْرُوسٌ بِعَيْنِ الْعِنَايَةِ}}</div>
<div id="">{{Arabi|مَحْرُوسٌ بِعَيْنِ الْعِنَايَةِ}}</div>
1.539. satır: 1.543. satır:
<div id="">{{Arabi|اَنْتَ ف۪ى دَارِ الْحِكْمَةِ فَاطْلُبْ طَب۪يبًا يُدَاو۪ى قَلْبَكَ}}</div>
<div id="">{{Arabi|اَنْتَ ف۪ى دَارِ الْحِكْمَةِ فَاطْلُبْ طَب۪يبًا يُدَاو۪ى قَلْبَكَ}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Ey biçare! Sen Darü'l-Hikmeti'l-İslâmiyede bir âzâ olmak cihetiyle güya bir hekimsin, ehl-i İslâmın mânevi hastalıklarını tedavi ediyorsun. Halbuki, en ziyade hasta sensin. Sen, evvel kendine tabib ara, şifa bul; sonra başkasının şifasına çalış."}}</div>
"Ey biçare! Sen Darü'l-Hikmeti'l-İslâmiyede bir âzâ olmak cihetiyle güya bir hekimsin, ehl-i İslâmın mânevi hastalıklarını tedavi ediyorsun. Halbuki, en ziyade hasta sensin. Sen, evvel kendine tabib ara, şifa bul; sonra başkasının şifasına çalış."


<div id="">{{Arabi|اَفَلَتْ شُمُوسُ الْاَوَّل۪ينَ وَ شَمْسُنَا ٭ اَبَدًا عَلٰى فَلَكِ الْعُلٰى لَا تَغْرُبُ}}</div>
<div id="">{{Arabi|اَفَلَتْ شُمُوسُ الْاَوَّل۪ينَ وَ شَمْسُنَا ٭ اَبَدًا عَلٰى فَلَكِ الْعُلٰى لَا تَغْرُبُ}}</div>
1.559. satır: 1.563. satır:
<div id="">{{Arabi|كُنْ قَادِرِىَّ الْوَقْتِ}}</div>
<div id="">{{Arabi|كُنْ قَادِرِىَّ الْوَقْتِ}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Vaktin Abdülkadirî'si ol."}}</div>
"Vaktin Abdülkadirî'si ol."


<div id="">{{Arabi|لِلّٰهِ مُخْلِصًا تَع۪يشُ سَع۪يدًا صَادِقًا بِمُحَبَّت۪ى}}</div>
<div id="">{{Arabi|لِلّٰهِ مُخْلِصًا تَع۪يشُ سَع۪يدًا صَادِقًا بِمُحَبَّت۪ى}}</div>
1.621. satır: 1.625. satır:
<div id="">{{Arabi|فَيَا مُنْشِدًا نَظْم۪ى فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|فَيَا مُنْشِدًا نَظْم۪ى فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ}}</div>


Ey benim nazmımı, meslek ve meşrebimi ve makalâtımı söyleyen, onları söyle, korkma!}}</div>
Ey benim nazmımı, meslek ve meşrebimi ve makalâtımı söyleyen, onları söyle, korkma!


<div id="">{{Arabi|يَا مُؤَلِّفَ رِسَالَةِ النُّورِ جَاهِدْ بِهَا فَقُلْ وَلَا تَخَفْ "Yâ Risaletü'n-Nur ve Sözler sahibi! Bana bak. Gafil davranma! Bin üç yüz otuz ikide mücahedeye başla. Sözleri korkma yaz, söyle."}}</div>
<div id="">{{Arabi|يَا مُؤَلِّفَ رِسَالَةِ النُّورِ جَاهِدْ بِهَا فَقُلْ وَلَا تَخَفْ "Yâ Risaletü'n-Nur ve Sözler sahibi! Bana bak. Gafil davranma! Bin üç yüz otuz ikide mücahedeye başla. Sözleri korkma yaz, söyle."


<div id="">{{Arabi|وَالْعِلْمُ عِنْدَ اللّٰهِ}}</div>
<div id="">{{Arabi|وَالْعِلْمُ عِنْدَ اللّٰهِ}}</div>
1.631. satır: 1.635. satır:
<div id="">{{Arabi|فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ}}</div>


Onu söyle! Korkma!}}</div>
Onu söyle! Korkma!


<div id="">{{Arabi|يَا مُنْشِدًا نَظْم۪ى فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|يَا مُنْشِدًا نَظْم۪ى فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ}}</div>


Ey Risaletü'n-Nur'un müellifi, mücahede et, korkma sözlerini söyle!}}</div>
Ey Risaletü'n-Nur'un müellifi, mücahede et, korkma sözlerini söyle!


<div id="">{{Arabi|وَكُنْ قَادِرِىَّ الْوَقْتِ لِلّٰهِ مُخْلِصًا ٭ تَعِيشُ سَع۪يدًا صَادِقًا بِمُحَبَّت۪ى}}</div>
<div id="">{{Arabi|وَكُنْ قَادِرِىَّ الْوَقْتِ لِلّٰهِ مُخْلِصًا ٭ تَعِيشُ سَع۪يدًا صَادِقًا بِمُحَبَّت۪ى}}</div>
1.643. satır: 1.647. satır:
İlm-i cifirle mânâsı:}}</div>
İlm-i cifirle mânâsı:}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Ey Said! Sen, zamanın Abdülkadiri ol, ihlâs-ı tâmmı kazan, fakrınla beraber maişetini düşünme, nâstan minnet alma; ismin 'Said' olduğu gibi maişette de mes'ud olacaksın. Muhabbetimde sadık olduğundan ve ihlâsa çalıştığından, Hulusi gibi muhlis talebeler ve yardımcılar ve Süleyman, Bekir gibi sadık hizmetkârlar ve Sabri gibi tam takdir edici ve ciddi müştak talebeler size verilmiş."}}</div>
"Ey Said! Sen, zamanın Abdülkadiri ol, ihlâs-ı tâmmı kazan, fakrınla beraber maişetini düşünme, nâstan minnet alma; ismin 'Said' olduğu gibi maişette de mes'ud olacaksın. Muhabbetimde sadık olduğundan ve ihlâsa çalıştığından, Hulusi gibi muhlis talebeler ve yardımcılar ve Süleyman, Bekir gibi sadık hizmetkârlar ve Sabri gibi tam takdir edici ve ciddi müştak talebeler size verilmiş."


<div id="">{{Arabi|اَنَا لِمُر۪يد۪ى حَافِظًا مَا يَخَافُهُ ٭ وَاَحْرُسُهُ ف۪ى كُلِّ شَرٍّ وَ فِتْنَةٍ}}</div>
<div id="">{{Arabi|اَنَا لِمُر۪يد۪ى حَافِظًا مَا يَخَافُهُ ٭ وَاَحْرُسُهُ ف۪ى كُلِّ شَرٍّ وَ فِتْنَةٍ}}</div>
1.651. satır: 1.655. satır:
İlm-i cifirle mânâsı:}}</div>
İlm-i cifirle mânâsı:}}</div>


<div id="">{{Arabi|"On dördüncü asırda 'el-Kürdî' lakabıyla yâdedilen Molla Said, benim müridimdir. O fitne ve belâ asrının her şer ve fitnesinden, Allah'ın izniyle ve havl-i kuvvetiyle onun muhafızıyım."}}</div>
"On dördüncü asırda 'el-Kürdî' lakabıyla yâdedilen Molla Said, benim müridimdir. O fitne ve belâ asrının her şer ve fitnesinden, Allah'ın izniyle ve havl-i kuvvetiyle onun muhafızıyım."


<div id="">{{Arabi|مُر۪يد۪ى اِذَا مَا كَانَ شَرْقًا وَ مَغْرِبًا ٭ اَغِثْهُ اِذَا مَا سَارَ ف۪ى اَىِّ بَلْدَةٍ}}</div>
<div id="">{{Arabi|مُر۪يد۪ى اِذَا مَا كَانَ شَرْقًا وَ مَغْرِبًا ٭ اَغِثْهُ اِذَا مَا سَارَ ف۪ى اَىِّ بَلْدَةٍ}}</div>
1.659. satır: 1.663. satır:
İlm-i cifirle mânâsı:}}</div>
İlm-i cifirle mânâsı:}}</div>


<div id="">{{Arabi|"O Gavs'ın müridi olan Said el-Kürdî, Rusya'da esaretle As-ya'nın şark-ı şimalîsinde ve ehl-i bid'anın eliyle Asya'nın garbına nefyolunarak kaldığı miktarca ve Sibirya taraflarından firar edip fevkalâde çok bilâdı seyr ü seyahat etmeye mecbur olduğu zaman, Allah'ın izniyle, havl ve kuvvet-i Rabbânî ile ona imdat etmişim ve istimdadına yetişmişim."}}</div>
"O Gavs'ın müridi olan Said el-Kürdî, Rusya'da esaretle As-ya'nın şark-ı şimalîsinde ve ehl-i bid'anın eliyle Asya'nın garbına nefyolunarak kaldığı miktarca ve Sibirya taraflarından firar edip fevkalâde çok bilâdı seyr ü seyahat etmeye mecbur olduğu zaman, Allah'ın izniyle, havl ve kuvvet-i Rabbânî ile ona imdat etmişim ve istimdadına yetişmişim."


<div id="">{{Arabi|فَيَا مُنْشِدًا نَظْم۪ى فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ ٭ فَاِنَّكَ مَحْرُوسٌ بِعَيْنِ الْعِنَايَةِ}}</div>
<div id="">{{Arabi|فَيَا مُنْشِدًا نَظْم۪ى فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ ٭ فَاِنَّكَ مَحْرُوسٌ بِعَيْنِ الْعِنَايَةِ}}</div>
1.667. satır: 1.671. satır:
İlm-i cifirle mânâsı:}}</div>
İlm-i cifirle mânâsı:}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Bediüzzaman Molla Said" namıyla yâd olunan ve evrad-ı muntazamasını okuyan müridine der ki: "Benim nazmımı, yani meslek ve meşrebimi ve mücahedatımı gösteren makalâtımı söyle. Yani, nazmımdan murad, senin risalelerin ve Sözlerin ve Mektubatındır."}}</div>
"Bediüzzaman Molla Said" namıyla yâd olunan ve evrad-ı muntazamasını okuyan müridine der ki: "Benim nazmımı, yani meslek ve meşrebimi ve mücahedatımı gösteren makalâtımı söyle. Yani, nazmımdan murad, senin risalelerin ve Sözlerin ve Mektubatındır."


<div id="">{{Arabi|فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ}}</div>
1.673. satır: 1.677. satır:
Onu söyle, korkma.
Onu söyle, korkma.


<div id="">{{Arabi|"Bin üç yüz otuz ikide o Sözler ile mücahedeye başla. Sen inayet-i İlâhiyenin hıfzındasın."}}</div>
"Bin üç yüz otuz ikide o Sözler ile mücahedeye başla. Sen inayet-i İlâhiyenin hıfzındasın."


<div id="">{{Arabi|مُنْشِدًا}}</div>
<div id="">{{Arabi|مُنْشِدًا}}</div>
1.689. satır: 1.693. satır:
<div id="">{{Arabi|فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ}}</div>


Onu söyle! Korkma!}}</div>
Onu söyle! Korkma!


<div id="">{{Arabi|اَنَا لِمُر۪يد۪ى حَافِظًا}}</div>
<div id="">{{Arabi|اَنَا لِمُر۪يد۪ى حَافِظًا}}</div>
1.725. satır: 1.729. satır:
Batıda iken..
Batıda iken..


<div id="">{{Arabi|"Şeyh Sa'di-i Şirâzî'nin Bostan'ından"}}</div>
"Şeyh Sa'di-i Şirâzî'nin Bostan'ından"


<div id="">{{Arabi|نِگَرْ تَا گُلِسْتَان مَعْنَا شُگُفْت ٭ بَرُو ه۪يچْ بُلْبُلْ چُن۪ينْ خُوشْ نَگُفْت}}</div>
<div id="">{{Arabi|نِگَرْ تَا گُلِسْتَان مَعْنَا شُگُفْت ٭ بَرُو ه۪يچْ بُلْبُلْ چُن۪ينْ خُوشْ نَگُفْت}}</div>
1.731. satır: 1.735. satır:
<div id="">{{Arabi|عَجَبْ گَرْ بِم۪يرَدْ چُنِينْ بُلْبُلِى ٭ كِه اَزْ اُسْتُخَوانَشْ نَرُويَدْ گُل۪ى}}</div>
<div id="">{{Arabi|عَجَبْ گَرْ بِم۪يرَدْ چُنِينْ بُلْبُلِى ٭ كِه اَزْ اُسْتُخَوانَشْ نَرُويَدْ گُل۪ى}}</div>


Meâli: Yani, "Gel, bak, güller bağı şeklinde hakikat gülleri açılmış. Böyle hakikat bahçesinde hiçbir bülbül, böyle şirin, hoş nağme etmemiştir. Nasıl oluyor ki, böyle bir bülbül öldükten sonra onun kemiklerinden güller açılmasın."}}</div>
Meâli: Yani, "Gel, bak, güller bağı şeklinde hakikat gülleri açılmış. Böyle hakikat bahçesinde hiçbir bülbül, böyle şirin, hoş nağme etmemiştir. Nasıl oluyor ki, böyle bir bülbül öldükten sonra onun kemiklerinden güller açılmasın."


<div id="">{{Arabi|بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ}}</div>
<div id="">{{Arabi|بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ}}</div>
1.739. satır: 1.743. satır:
<div id="">{{Arabi|فَمُر۪يد۪ى اِذَا دَعَان۪ى بِشَرْقٍ اَوْ بِغَرْبٍ اَوْ غَارٍ فِى بَحْرِ طَام۪ى اَغِثْهُ}}</div>
<div id="">{{Arabi|فَمُر۪يد۪ى اِذَا دَعَان۪ى بِشَرْقٍ اَوْ بِغَرْبٍ اَوْ غَارٍ فِى بَحْرِ طَام۪ى اَغِثْهُ}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Şarkta yahut Garpta yahut mağarada yahut dalgalı, azgın denizde beni çağırdığı vakit onun imdadına yetişeceğim."}}</div>
"Şarkta yahut Garpta yahut mağarada yahut dalgalı, azgın denizde beni çağırdığı vakit onun imdadına yetişeceğim."


<div id="">{{Arabi|فَمُرِيدِى}}</div>
<div id="">{{Arabi|فَمُرِيدِى}}</div>
1.767. satır: 1.771. satır:
<div id="">{{Arabi|فَالْوَاصِل}}</div>
<div id="">{{Arabi|فَالْوَاصِل}}</div>


<div id="">{{Arabi|"Sözleriyle selâmete isal edici" Kurtuluşa eren ve başkasını da selâmet sahiline ulaştıran
"Sözleriyle selâmete isal edici" Kurtuluşa eren ve başkasını da selâmet sahiline ulaştıran


<div id="">{{Arabi|اَلْمُقَرَّبُ}}</div>
<div id="">{{Arabi|اَلْمُقَرَّبُ}}</div>
1.831. satır: 1.835. satır:
<div id="">{{Arabi|اِسْتَقِمْ كَمَا اُمِرْتَ}}</div>
<div id="">{{Arabi|اِسْتَقِمْ كَمَا اُمِرْتَ}}</div>


Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. "Fâ-yı atıf hariç olarak.."}}</div>
Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. "Fâ-yı atıf hariç olarak.."


<div id="">{{Arabi|اِسْتَقِمْ}}</div>
<div id="">{{Arabi|اِسْتَقِمْ}}</div>
1.847. satır: 1.851. satır:
<div id="">{{Arabi|Âhirzamanın fitnelerine yetişip düştüğün zaman, benim dua ve himmetimi kendine vesile ve şefaatçi yap.
<div id="">{{Arabi|Âhirzamanın fitnelerine yetişip düştüğün zaman, benim dua ve himmetimi kendine vesile ve şefaatçi yap.


İlm-i cifirle mânâsı: "Yâ Said! Âhirzamanın fitnelerine yetişip düştüğün zaman, benim dua ve himmetimi kendine vesile ve şefaatçi yap. İnşaallah, senin herşeyinde ve her işinde uzun bir zamanda, yani tufûliyet zamanından, tâ ihtiyarlığın vaktinde işkenceli esaretine kadar, yani bin iki yüz doksan dörtten, tâ bin üç yüz kırk beş, belki altmış dörde, daha ziyade bir zamana kadar Allah'ın izniyle ve kuvvetiyle senin imdadına yetişeceğim."}}</div>
İlm-i cifirle mânâsı: "Yâ Said! Âhirzamanın fitnelerine yetişip düştüğün zaman, benim dua ve himmetimi kendine vesile ve şefaatçi yap. İnşaallah, senin herşeyinde ve her işinde uzun bir zamanda, yani tufûliyet zamanından, tâ ihtiyarlığın vaktinde işkenceli esaretine kadar, yani bin iki yüz doksan dörtten, tâ bin üç yüz kırk beş, belki altmış dörde, daha ziyade bir zamana kadar Allah'ın izniyle ve kuvvetiyle senin imdadına yetişeceğim."


<div id="">{{Arabi|لَا تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ اُمَّت۪ى ظَاهِر۪ينَ عَلَى الْحَقِّ اِلٰى قِيَامِ السَّاعَةِ}}</div>
<div id="">{{Arabi|لَا تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ اُمَّت۪ى ظَاهِر۪ينَ عَلَى الْحَقِّ اِلٰى قِيَامِ السَّاعَةِ}}</div>
1.875. satır: 1.879. satır:
<div id="">{{Arabi|لٰا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰه لٰا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰه}}</div>
<div id="">{{Arabi|لٰا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰه لٰا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰه}}</div>


Allah'tan başka ilâh yoktur. اَلْفُ اَلْفِ صَلَاةٍ وَ اَلْفُ اَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا رَسُولَ اللّٰهِ}}</div>
Allah'tan başka ilâh yoktur.
 
<div id="23">{{Arabi|اَلْفُ اَلْفِ صَلَاةٍ وَ اَلْفُ اَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا رَسُولَ اللّٰهِ}}</div>


Milyon kere salât ile milyon kere selâm Senin üzerine olsun ey Allah'ın Resûlü.
Milyon kere salât ile milyon kere selâm Senin üzerine olsun ey Allah'ın Resûlü.
1.895. satır: 1.901. satır:
Bâkî olan sadece Odur.
Bâkî olan sadece Odur.


<div id="">{{Arabi|اَلْفُ اَلْفِ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبّ۪ى}}</div>
<div id="24">{{Arabi|اَلْفُ اَلْفِ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبّ۪ى}}</div>


Allah'a milyonlarca kez hamd olsun ki, bu Rabbimin bir ihsânıdır.
Allah'a milyonlarca kez hamd olsun ki, bu Rabbimin bir ihsânıdır.


<div id="">{{Arabi|مُوتُوا قَبْلَ اَنْ تَمُوتُوا}}</div>
<div id="25">{{Arabi|مُوتُوا قَبْلَ اَنْ تَمُوتُوا}}</div>


Ölüm gelip çatmadan evvel, şehvanî ve nefsanî hislerinizi terk etmek suretiyle bir nevi ölünüz. (el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ 29)
Ölüm gelip çatmadan evvel, şehvanî ve nefsanî hislerinizi terk etmek suretiyle bir nevi ölünüz. (el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ 29)


<div id="">{{Arabi|تَفَكُّرُ سَاعَةٍ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ سَنَةٍ}}</div>
<div id="26">{{Arabi|تَفَكُّرُ سَاعَةٍ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ سَنَةٍ}}</div>


Bir saat tefekkür, bir sene nafile ibadetten daha hayırlıdır. (el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ 310; Gazâlî, İhyâu Ulûmi'd-Dîn 409 (Kitâbu't-Tefekkür); el-Heysemî, Mecmau'z-Zevâid,1:78)
Bir saat tefekkür, bir sene nafile ibadetten daha hayırlıdır. (el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ 310; Gazâlî, İhyâu Ulûmi'd-Dîn 409 (Kitâbu't-Tefekkür); el-Heysemî, Mecmau'z-Zevâid,1:78)


<div id="">{{Arabi|اَلْحَمْدُ لِلّٰه هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّى}}</div>
<div id="27">{{Arabi|اَلْحَمْدُ لِلّٰه هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّى}}</div>


Allah'a hamd olsun. Bu Rabbimin ihsânıdır.
Allah'a hamd olsun. Bu Rabbimin ihsânıdır.
1.915. satır: 1.921. satır:
Şüphesiz ki Kur'ân'ı Biz indirdik ve onu koruyacak olan da Biziz. (Hicr 9)
Şüphesiz ki Kur'ân'ı Biz indirdik ve onu koruyacak olan da Biziz. (Hicr 9)


<div id="">{{Arabi|سِرًّا تَنَوَّرَتْ}}</div>
<div id="28">{{Arabi|سِرًّا تَنَوَّرَتْ}}</div>
 
Gizlice nurlanma.


Gizlice nurlanma. اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ عَلَى الرِّسَالَةِ النُّورِيَّةِ}}</div>
<div id="29">{{Arabi|اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ عَلَى الرِّسَالَةِ النُّورِيَّةِ}}</div>


Kur'ân güneşinin nurları hükmünde olan Risale-i Nur'u ihsan eden Allah'a hamd olsun.
Kur'ân güneşinin nurları hükmünde olan Risale-i Nur'u ihsan eden Allah'a hamd olsun.


<div id="">{{Arabi|اَلْمُؤَيَّدُ بِالدَّلَائِلِ الْعَقْلِيَّةِ وَ التَّسْل۪يمِيَّةِ}}</div>
<div id="30">{{Arabi|اَلْمُؤَيَّدُ بِالدَّلَائِلِ الْعَقْلِيَّةِ وَ التَّسْل۪يمِيَّةِ}}</div>


Akıl ve teslimiyetle ilgili delillerle desteklenmiş...
Akıl ve teslimiyetle ilgili delillerle desteklenmiş...


<div id="">{{Arabi|وَ مَا مَدَحْتُ مُحَمَّدًا بِمَقَالَت۪ى٭ وَ لٰكِنْ مَدَحْتُ مَقَالَت۪ى بِمُحَمَّدٍ}}</div>
<div id="31">{{Arabi|وَ مَا مَدَحْتُ مُحَمَّدًا بِمَقَالَت۪ى٭ وَ لٰكِنْ مَدَحْتُ مَقَالَت۪ى بِمُحَمَّدٍ}}</div>


Ben sözlerimle Muhammed'i (a.s.m.) övmüş olmadım; aslında sözlerimi Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmla övmüş ve güzelleştirmiş oldum. (Hassan b. Sâbit (r.a.) ait bir sözdür. İbn-i Esir, el-Meselü's sair, 2/357; el- Kalkeşendî, Subhu'l Aşa, 2/321; İmam-ı Rabbanî, Mektubât, 1/58, 44. Mektub.)
Ben sözlerimle Muhammed'i (a.s.m.) övmüş olmadım; aslında sözlerimi Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmla övmüş ve güzelleştirmiş oldum. (Hassan b. Sâbit (r.a.) ait bir sözdür. İbn-i Esir, el-Meselü's sair, 2/357; el- Kalkeşendî, Subhu'l Aşa, 2/321; İmam-ı Rabbanî, Mektubât, 1/58, 44. Mektub.)


<div id="">{{Arabi|وَ مَا مَدَحْتُ رِسَالَةَ النُّورِ بِمَقَالَت۪ى ٭ وَ لٰكِنْ مَدَحْتُ مَقَالَت۪ى بِرِسَالَةِ النُّورِ}}</div>
<div id="32">{{Arabi|وَ مَا مَدَحْتُ رِسَالَةَ النُّورِ بِمَقَالَت۪ى ٭ وَ لٰكِنْ مَدَحْتُ مَقَالَت۪ى بِرِسَالَةِ النُّورِ}}</div>


Ben sözlerimle Risale-i Nur'u övmüş olmadım; aslında sözlerimi Risale-i Nur'la övmüş ve güzelleştirmiş oldum.
Ben sözlerimle Risale-i Nur'u övmüş olmadım; aslında sözlerimi Risale-i Nur'la övmüş ve güzelleştirmiş oldum.


<div id="">{{Arabi|اِسْتِشْفَاء}}</div>
<div id="33">{{Arabi|اِسْتِشْفَاء}}</div>


Şifâ dilemek.
Şifâ dilemek.


<div id="">{{Arabi|اِسْتِشْفَاع}}</div>
<div id="34">{{Arabi|اِسْتِشْفَاع}}</div>


Şefaat istemek.
Şefaat istemek.


<div id="">{{Arabi|گَرْ نَه خَواه۪ى دَادْ نَه دَاد۪ى خَواهْ}}</div>
<div id="35">{{Arabi|گَرْ نَه خَواه۪ى دَادْ نَه دَاد۪ى خَواهْ}}</div>


Eğer vermek istemeseydi, istemek vermezdi.
Eğer vermek istemeseydi, istemek vermezdi.
1.961. satır: 1.969. satır:
Gizliden gizliye yanıp aydınlanıyor.
Gizliden gizliye yanıp aydınlanıyor.


<div id="">{{Arabi|عُلَمَٓاءُ اُمَّت۪ى كَاَنْبِيَٓاءِ بَن۪ٓى اِسْرَٓائي۪لَ}}</div>
<div id="36">{{Arabi|عُلَمَٓاءُ اُمَّت۪ى كَاَنْبِيَٓاءِ بَن۪ٓى اِسْرَٓائي۪لَ}}</div>


Ümmetimin âlimleri İsrâiloğullarının peygamberleri gibidir. (Bu hadis-i şerif kaynaklarda haber-i meşhur olarak geçmektedir. el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ: 2:64; Tecrîd-i Sarîh Tercemesi 107)
Ümmetimin âlimleri İsrâiloğullarının peygamberleri gibidir. (Bu hadis-i şerif kaynaklarda haber-i meşhur olarak geçmektedir. el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ: 2:64; Tecrîd-i Sarîh Tercemesi 107)
1.997. satır: 2.005. satır:
İman edenler salih amel işleyenler müstesna. (Asr 3)
İman edenler salih amel işleyenler müstesna. (Asr 3)


<div id="">{{Arabi|فَاِنَّكَ مَحْرُوسٌ بِعَيْنِ الْعِنَايَةِ}}</div>
<div id="37">{{Arabi|فَاِنَّكَ مَحْرُوسٌ بِعَيْنِ الْعِنَايَةِ}}</div>


Muhakkak ki sen inayet gözüyle gözetilip korunmaktasın.
Muhakkak ki sen inayet gözüyle gözetilip korunmaktasın.
2.009. satır: 2.017. satır:
Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ 44)
Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ 44)


<div id="">{{Arabi|اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حُرُوفَاتِ رَسَٓائِلِ النُّورِ}}</div>
<div id="38">{{Arabi|اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حُرُوفَاتِ رَسَٓائِلِ النُّورِ}}</div>


Risale-i Nur harflerinin sayısınca Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Risale-i Nur harflerinin sayısınca Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
2.017. satır: 2.025. satır:
Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.
Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.


<div id="">{{Arabi|اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ}}</div>
<div id="39">{{Arabi|اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ}}</div>


Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
2.023. satır: 2.031. satır:
<div id="">{{Arabi|بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ}}</div>
<div id="">{{Arabi|بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ}}</div>


<div id="">{{Arabi|اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ بِعَدَدِ قَطَرَاتِ الْمَطَرِ ف۪ى لَيْلَةِ الرَّغَٓائِبِ}}</div>
<div id="40">{{Arabi|اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ بِعَدَدِ قَطَرَاتِ الْمَطَرِ ف۪ى لَيْلَةِ الرَّغَٓائِبِ}}</div>


Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla. Regaib gecesindeki yağmur damlaları sayısınca size selam olsun.
Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla. Regaib gecesindeki yağmur damlaları sayısınca size selam olsun.
2.031. satır: 2.039. satır:
Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.
Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.


<div id="">{{Arabi|اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ}}</div>
<div id="41">{{Arabi|اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ}}</div>


Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
2.063. satır: 2.071. satır:
Onlar Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Fakat Allah nurunu tamamlayacaktır -kâfirler isterse hoşlanmasınlar. (Saf 8)
Onlar Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Fakat Allah nurunu tamamlayacaktır -kâfirler isterse hoşlanmasınlar. (Saf 8)


<div id="">{{Arabi|مَا ازْدَدْتُ يَقِينًا}}</div>
<div id="42">{{Arabi|مَا ازْدَدْتُ يَقِينًا}}</div>


(Gayb perdesi açılsa) yakînim (şüphesizliğim) artmayacaktır. [Hz. Ali (r.a.)]}}</div>
(Gayb perdesi açılsa) yakînim (şüphesizliğim) artmayacaktır. [Hz. Ali (r.a.)]}}</div>


<div id="">{{Arabi|يَا مدْرِكًا}}</div>
<div id="43">{{Arabi|يَا مدْرِكًا}}</div>


Ey (felâket asrına) ulaşan!}}</div>
Ey (felâket asrına) ulaşan!


<div id="">{{Arabi|كُنْ قَادِرِىَّ الْوَقْتِ}}</div>
<div id="44">{{Arabi|كُنْ قَادِرِىَّ الْوَقْتِ}}</div>


Zamanın kâdirîsi ol. (Abdülkadir Geylânî ol!)
Zamanın kâdirîsi ol. (Abdülkadir Geylânî ol!)
2.083. satır: 2.091. satır:
Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ 44)
Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ 44)


<div id="">{{Arabi|رَحِمَهُ اللّٰهُ بِعَدَدِ حُرُوفِ رَسَٓائِلِ الْمَكْتُوبَةِ و الْمَقْرُوئَةِ اٰم۪ينَ}}</div>
<div id="45">{{Arabi|رَحِمَهُ اللّٰهُ بِعَدَدِ حُرُوفِ رَسَٓائِلِ الْمَكْتُوبَةِ و الْمَقْرُوئَةِ اٰم۪ينَ}}</div>


Yazılan ve okunan Risale-i Nur harfleri sayısınca Allah'ın rahmeti Onun üzerine olsun! Amin.
Yazılan ve okunan Risale-i Nur harfleri sayısınca Allah'ın rahmeti Onun üzerine olsun! Amin.
2.109. satır: 2.117. satır:
<div id="">{{Arabi|وَ مَا مَدَحْتُ الْقُرْاٰنَ بِكَلِمَات۪ى ٭ وَ لٰكِنْ مَدَحْتُ كَلِمَات۪ى بِالْقُرْاٰنِ}}</div>
<div id="">{{Arabi|وَ مَا مَدَحْتُ الْقُرْاٰنَ بِكَلِمَات۪ى ٭ وَ لٰكِنْ مَدَحْتُ كَلِمَات۪ى بِالْقُرْاٰنِ}}</div>


Yani, "Kur'ân'ın hakaik-i i'câzını ben güzelleştiremedim, güzel gösteremedim. Belki Kur'ân'ın güzel hakikatleri benim tabiratlarımı da güzelleştirdi, ulvîleştirdi."}}</div>
Yani, "Kur'ân'ın hakaik-i i'câzını ben güzelleştiremedim, güzel gösteremedim. Belki Kur'ân'ın güzel hakikatleri benim tabiratlarımı da güzelleştirdi, ulvîleştirdi."


<div id="">{{Arabi|وَ هُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ}}</div>
<div id="">{{Arabi|وَ هُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ}}</div>
2.161. satır: 2.169. satır:
Seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik. (Enbiyâ 107)
Seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik. (Enbiyâ 107)


<div id="">{{Arabi|رَحْمَةُ اللّٰهِ عَلَيْهِ اَبَدًا دَائِمًا}}</div>
<div id="46">{{Arabi|رَحْمَةُ اللّٰهِ عَلَيْهِ اَبَدًا دَائِمًا}}</div>


Allah'ın rahmeti onun sonsuza dek, ebediyyen üzerine olsun.
Allah'ın rahmeti onun sonsuza dek, ebediyyen üzerine olsun.

10.29, 1 Kasım 2023 tarihindeki hâli


Sikke-i Tasdîk-i Gaybî

Külliyattan derleme bir eserdir.

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.

وَ اِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ 44)

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi; sonsuza kadar sürekli üzerinize olsun.

اَلْبَاق۪ى هُوَ الْبَاق۪ى

Bâkî olan sadece Odur.

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.

وَ اِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ 44)

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi; sonsuza kadar sürekli üzerinize olsun.

اَلْبَاق۪ى هُوَ الْبَاق۪ى

Bâkî olan sadece Odur.

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.

وَ اِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ 44)

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi; sonsuza kadar sürekli üzerinize olsun.

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.

وَ اِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ 44)

Ashab-ı Kütüb-ü Sitte'den İmam-ı Hâkim Müstedrek'inde ve Ebu Davud Kitab-ı Sünen'inde, Beyhakî Şuab-ı İman'da tahric buyurdukları:}}

اِنَّ اللّٰهَ يَبْعَثُ لِهٰذِهِ الْاُمَّةِ عَلٰى رَاْسِ كُلِّ مِاَةِ سَنَةٍ مَنْ يُجَدِّدُ لَهَا د۪ينَهَا

Yani "Her yüz senede Cenab-ı Hak bir müceddid-i din gönderiyor." (Hâkim, Müstedrek 522; Münâvî, Feyzü'l-Kadîr 281, hadis no: 1845; Ebu Davud, Melâhim:1)

لَآ اِلٰهَ اِلَّا هُوَ

Ondan başka ilâh yoktur.

لَآ اِلٰهَ اِلَّا للّٰهُ

Allah'tan başka ilâh yoktur.

اَللّٰهُمَّ بِحَقِّ اِسمِكَ الْاَعْظَمِ وَ بِحُرْمَةِ رَسُولِكَ الْاَكْرَمِ يَسِّرْلَنَا خِدْمَةَ الْقُرْاٰنِ بِنَشْرِ رِسَالَةِ النُّورِ بِالدَّوَامِ بَيْنَ الْاَنَامِ ف۪ى عَالَمِ الْاِسْلَامِ اٰم۪ينَ اٰم۪ينَ اٰم۪ينَ

Allah'ım, İsm-i Âzamının ve Resul-i Ekreminin hürmetine Nur risalelerinin İslâm âleminde, insanlar arasında devamlı olarak neşredilmesiyle Kur'ân hizmetinde bize kolaylık ihsan eyle. Âmin, âmin, âmin.

يُبَدِّلُ اللّٰهُ سَيِّئَاتِهِمْ حَسَنَاتٍ

Allah onların günahlarını silip yerlerine iyilikler verir. (Furkan 70)

وَ اَنْ لَيْسَ لِلْاِنْسَانِ اِلَّا مَا سَعٰى

İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır. (Necm 39)

وَ الْعَصْرِ ٭ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَف۪ى خُسْرٍ

Yemin olsun Asra. İnsan muhakkak hüsrandadır. (Asr 1-2)

اِنَّ الْاِنْسَانَ لَف۪ى خُسْرٍ

İnsan muhakkak hüsrandadır. (Asr 2)

اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَ عَمِلُوا الصَّالِحَاتِ

Ancak îmân eden ve güzel işler yapanlar müstesnâ. (Asr 3)

وَ الْعَصْرِ

Yemin olsun Asra. (Asr 1)

اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا

Ancak îmân edenler...

وَ الْعَصْرِ

Yemin olsun Asra. (Asr 1)

اَلصَّالِحَاتِ

Sâlih ameller, hayırlı işler.

اِلَّا

Ancak, istina olanlar

صِرَّاطَ الَّذِينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ

Kendilerine nimet ve ihsanda bulunduğun peygamberlerinin ve onlara tâbi olan sâlih kullarının yolu. (Fâtiha 7)

صِلَا تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ اُمَّت۪ى ظَاهِر۪ينَ عَلَى الْحَقِّ حَتّٰى يَاْتِىَ اللّٰهُ بِاَمْرِه۪

Ümmetimden bir taife Allah'ın emri gelinceye kadar [yani kıyâmetin kopmasına kadar] galibâne hak üzerinde devam edecektir. (Buhari, İ'tisam: 10; Müslim, İman: 247, İmâre: 170, 173, 174; Ebu Davud, Fiten: 1; Tirmizî, Fiten: 27, 51; İbn-i Mâce, Mukaddime: 1, Fiten: 9; Müsned 34,269, 278, 279; el-Hâkim, el-Müstedrek 449-450, 550)

اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ

Ancak îmân eden ve güzel işler yapanlar müstesnâ. (Asr 3)

وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ

Birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler. (Asr 3)

وَ الْعَصْرِ

Yemin olsun Asra. (Asr 1)

اَلَمْ تَرَ كَيْفَ

Görmedin mi? Nasıl.. (Fil 1)

تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ

Onlara taşlar atıyorlardı. (Fil 4)

اَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَ هُمْ فِى تَضْلِيلٍ

Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? (Fil 2)

فِى تَضْلِيلٍ

Boşa çıkarmak. (Fil 2)

اَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِاَصْحَابِ الْفِيلِ

Rabbinin fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi? (Fil 1)

اَصْحَابِ الْفِيلِ

Fil sahipleri.

فِيلْ

Fil

الدُّنْيَا

Dünya (sahipleri)

تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ

Onlara taşlar atıyorlardı. (Fil 4)

فِى تَضْلِيلٍ

Boşa çıkarmak. (Fil 2)

اَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِاَصْحَابِ الْفِيلِ

Rabbinin fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi? (Fil 1)

الْفِيلِ

Fil.

الدُّنْيَا

Dünya (sahipleri.)

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
اَفَمَنْ شَرَحَ اللّٰهُ صَدْرَهُ لِـلْاِسْلَامِ فَهُوَعَلٰى نُورٍ مِنْ رَبِّه۪

Allah kimin kalbini İslâma açmışsa, o kimse Rabbinden bir nur üzere değil midir? (Zümer 22)

اَفَمَنْ شَرَحَ اللّٰهُ صَدْرَهُ لِـلْاِسْلَامِ فَهُوَ

Allah'ın, kalbini İslâma açtığı kimse (Rabbinden bir nur üzere) değil midir?

فَهُوَ

İşte o.

فَهُوَعَلٰى نُورٍ مِنْ رَبِّه۪

O kimse Rabbinden bir nur üzeredir... (Zümer 22)

نُورٍ مِنْ رَبِّهِ

Rabbinden bir nur..

اَفَمَنْ شَرَحَ اللّٰهُ صَدْرَهُ لِـلْاِسْلَامِ فَهُوَ

Allah'ın, kalbini İslâma açtığı kimse (Rabbinden bir nur üzere) değil midir?

آلِيَه

Âlet ilimleri: Gramer, mantık, sarf, nahiv, belagat...

عَالِيَه

Yüksek ilimler: Tefsir, hadis, marifetullah, fıkıh, kelam...

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا

Ey iman edenler.

اَللّٰهُمَّ اشْرَحْ صَدْر۪ى لِلْا۪يمَانِ وَ الْاِسْلَامِ

Allah'ım, göğsümü îmâna ve İslâma aç

فَهُوَ

İşte o..

لِلْاِسْلَامِ

İslâm için..

نُورٍ مِنْ رَبِّه۪

Rabbinden bir nur... (Zümer 22)

قَدْ جَٓاءَكُمْ مِنَ اللّٰهِ نُورٌ وَكِتَابٌ مُب۪ينٌ يَهْد۪ى بِهِ اللّٰهُ

Gerçekten size bir nur ve hakkı ap açık bildiren bir kitap gelmiştir. Allah o kitap vasıtasıyla selâmet yollarına eriştirir. (Mâide 15-16)

يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَٓاءَكُمْ بُرْهَانٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَاَنْزَلْنَٓا اِلَيْكُمْ نُورًا مُب۪ينًا

Ey insanlar! Size, Rabbinizden ap açık bir delil olan bir peygamber geldi ve size, (dünyanızı ve ahretinizi) aydınlatıcı ap açık bir nur (olarak Kur'ân'ı) indirdik. (Nisâ 174)

اَفَمَنْ شَرَحَ اللّٰهُ

Allah'ın göğsünü açtığı o kimse.. (Zümer 22)

قَدْ جَاءَكُمْ

Gerçekten size geldi.

مِنَ اللّٰهِ

Allah'dan..

نُور

Bir nur..

وَ كِتَابٌ مُب۪ينٌ

Apaçık bildiren bir kitap.

يَهْدِى بِهِ اللّٰهُ

Allah o kitap vasıtasıyla hidayet yollarına eriştirir.

مُب۪نٌ

Açık, apaçık

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.

اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَاْكُلَ لَحْمَ اَخ۪يهِ مَيْتًا

Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? (Hucurât 12)

مَيْتًا

Ölü, ölmüş olduğu halde.

مَيِّتًا

Ölü, meyyit, ölü olarak

اَوَمَنْ كَانَ مَيْتًا فَاَحْيَيْنَاهُ وَجَعَلْنَا لَهُ نُورًا يَمْش۪ى بِه۪ فِى النَّاسِ

Ölü iken îmân ile diriltip nura kavuşturduğumuz ve halk içinde o nur ile doğru yolda yürüyen kimse... (En'âm 122)

مَيْتًا

Ölü olarak, ölmüş olduğ halde.

اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ

Sizden biri hoşlanır mı?.. (Hucurât 12)

اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَاْكُلَ لَحْمَ اَخ۪يهِ مَيْتًا

Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? (Hucurât 12)

بِاسْمِهِ

Allah'ın adıyla..

وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ 44)

{{Arabi|وَلَا رَطْبٍ وَلَا يَابِسٍ اِلَّا ف۪ى كِتَابٍ مُب۪ينٍ Yaş ve kuru ne varsa ap açık bir kitapta yazılmıştır. (En'âm 59)
بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.

وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

Hiçbir şey yoktur ki Allah'ı hamd ile tesbih etmesin. (İsrâ 44)

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ

Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi; üzerinize olsun.

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبّ۪ى

Allah'a hamd olsun. Bu Rabbimin ihsânıdır.

اَلْبَاق۪ى هُوَ الْبَاق۪ى

Bâkî olan sadece Odur.

Birinci Şua

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.

وَ بِهِ نَسْتَع۪ينُ

Ve Ondan yardım diliyoruz. Ve Ondan yardım diliyoruz.

اَللّٰهُ نُورُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ مَثَلُ نُورِه۪ كَمِشْكٰوةٍ ف۪يهَا مِصْبَاحٌ اَلْمِصْبَاحُ ف۪ى زُجَاجَةٍ اَلزُّجَاجَةُ كَاَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّىٌّ يُوقَدُ مِنْ شَجَرَةٍ مُبَارَكَةٍ زَيْتُونَةٍ لَا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُض۪ٓيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُورٌعَلٰى نُورٍ يَهْدِى اللّٰهُ لِنُورِه۪ مَنْ يَشَٓاءُ وَيَضْرِبُ اللّٰهُ الْاَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللّٰهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ

Allah göklerin ve yerin nûrudur. Onun nûrunun misâli, bir lâmba yuvası gibidir ki, onda bir kandil vardır. Kandil de cam fânus içindedir. Cam fânus ise, inci gibi parlayan bir yıldıza benzer ki, ne doğuya, ne de batıya âit olmayan mübârek bir ağacın yakıtından tutuşturulur. Onun yakıtı, kendisine ateş dokunmasa bile ışık verecek kàbiliyettedir. O nûr üstüne nûrdur. Allah dilediğini nûruna kavuşturur. İnsanlara Allah böyle misaller verir. Çünkü Allah herşeyi hakkıyla bilendir. (Nûr 35)

مَثَلُ نُورِه۪ كَمِشْكٰوةٍ ف۪يهَا مِصْبَاحٌ

Onun nûrunun misâli, bir lâmba yuvası gibidir ki, onda bir kandil vardır.

مِشْكٰوةٍ ف۪يهَا مِصْبَاحٌ
{{{1}}}

Ölü iken..

مَيِّتْ

Ölü.

كَمَنْ مَثَلُهُ فِى الظُّلُمَاتِ

İnkâr karanlıkları içinde kalan kimse gibi... (En'âm 122)

مَيِّتْ

Ölü.

اَوَمَنْ كَانَ مَيْتًا

Ölü olan kimse..

فَاَمَّا الَّذ۪ينَ شَقُوا

Şakîlere gelince... (Hûd 106)

وَاَمَّا الَّذ۪ينَ سُعِدُوا فَفِى الْجَنَّةِ

Saidlere gelince, onlar da Cennette kalacaklardır. (Hûd 108)

فَاَمَّا الَّذ۪ينَ شَقُوا فَفِى النَّارِ لَهُمْ ف۪يهَا زَف۪يرٌ وَ شَه۪يقٌ

Bedbaht olanlara gelince, onlar ateştedirler, orada onların (güçlükle ve fecî bir sesle) nefes alıp vermeleri vardır. (Hûd 106)

يُر۪يدُونَ لِيُطْفِؤُا نُورَ اللّٰهِ بِاَفْوَاهِهِمْ

Allah'ın nûrunu üflemekle söndürmek isterler. (Tevbe 32)

فَاَمَّا الَّذ۪ينَ شَقُوا

Şakîlere gelince... (Hûd 106)

لَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ

Gaybı hakkıyla ancak Allah bilir.

فَفِى النَّارِ لَهُمْ ف۪يهَا زَف۪يرٌ وَ شَه۪يقٌ

Cehennem ateşinde güçlükle ve fecî bir sesle nefes alıp verirler. (Hûd 106)

{{{1}}}

Hiç kopmayacak bir zincir-i nuranî. (Bakara 256; Lokman 22.)

يُؤْتِى الْحِكْمَةَ مَنْ يَشَٓاءُ

Allah hikmeti dilediğine verir de (ona hakkı hak, bâtılı bâtıl olarak gösterir.) (Bakara 269)

وَ يُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَ الْحِكْمَةَ وَ يُزَكّ۪يهِمْ

Onlara kitabı öğretecek, hikmeti (kâinatın yaratılış sırlarını ve gayesini) bildirecek ve onları inkâr ve isyan kirlerinden temizleyecek... (Bakara 129)

وَ يُزَكّ۪يكُمْ وَ يُعَلِّمُكُمُ الْكِتَابَ وَ الْحِكْمَةَ

Sizi inkâr ve günah kirlerinden temizler, size Kur'an'ı, kâinatın gayesini ve sırlarını öğretir. (Bakara 151)

آلِيَه

Alet ilimleri: sarf, nahiv, belagat, beyan, mantık...

وَمَا يَعْلَمُ تَاْو۪يلَهُٓ اِلَّا اللّٰهُ وَالرَّاسِخُونَ فِى الْعِلْمِ

Halbuki o âyetlerin tefsirini Allah'tan ve Allah'ın kendilerine ilimde derinlik ve istikamet ihsan ettiği kimselerden başkası bilemez. (Âl-i İmrân 7)

لٰكِنِ الرَّاسِخُونَ فِى الْعِلْمِ مِنْهُمْ

Fakat onlardan ilimde derinlik ve istikamet sahibi olanlar... (Nisâ 162)

اِلَّا اللّٰهُ

Allah'tan başka.

اِنَّ الْاِنْسَانَ لَيَطْغٰى

Şüphesiz ki insan azgınlaşır. (Alâk 6)

اِلَّا اللّٰهُ

Allah'tan başka.

اَلرَّاسِخُونَ

Derinlik sahibi olanlar...

{{{1}}}
حَسْبِىَ اللّٰهُ

Allah bana yeter.

{{Arabi|حَسْبِىَ اللّٰهُ Allah bana yeter.
اِنَّ حِزْبَ اللّٰهِ هُمُ الْغَالِبُونَ

Şüphesiz Allah'a tâbi olan topluluk gerçek galiplerin tâ kendisidir. (Mâide 56)

وَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَعَهُ نُورُهُمْ يَسْعٰى بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَ بِاَيْمَانِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَٓااَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَ اغْفِرْلَنَا

O gün Allah'ın, peygamberin maiyetinde bulunan mü'minleri utandırmayacağı gündür. O gün onların nûru önlerinden ve sağlarından koşarak Cennete yol gösterirken, onlar da 'Ey Rabbimiz,' derler. 'Nûrumuzu tamamla ve bizi bağışla. (Tahrîm 8)

يَقُولُونَ رَبَّنَٓا اَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا
{{{1}}}

Mürîd, Cemîl, Zahir isminle taksim edilen, yüce olan ve yüceltilen ayetlerin (ve tefsirlerinin) şanı hürmetine...

بِتَمْل۪يخِ اٰيَاتٍ شَمُوخٍ تَشَمَّخَتْ

Yüce olan ve yüceltilen ayetlerin (ve tefsirlerinin) şanı hürmetine.

بِتَمْل۪يخِ اٰيَاتٍ

Yüce olan ve yüceltilen ayetlerin

بِحَقِّ تَبَارَكَ

Mülk (Tebareke) hakkı için.

اَبَاز۪يخَ بَيْذُوخٍ وَ ذَيْمُوخٍ بَعْدَهَا
{{Arabi|..........................
بِبَلْخٍ وَ سِمْيَانٍ وَ بَازُوخٍ بَعْدَهَا
{{Arabi|..........................
بَعْدَهَا

Ondan sonra.

خَمَارُوخٍ يَشْرُوخٍ بِشَرْخٍ تَشَمَّخَتْ
{{Arabi|..................
ذَيْمُوخٍ اَشْمُوخٍ بِهِ الْكَوْنُ عُمِّرَتْ

"Yani "İsm-i Adl ve ism-i Hakemin tecellîsiyle ve adalet ve mizanıyla ve intizam ve hikmetiyle dünya tamir edilir, tahripten kurtulur."

بِهِ الْكَوْنُ عُطِّرَتْ

"O iki ismin râyiha-i tayyibesiyle ve çok hoş kokularıyla, dünya güzel kokular alır, attar dükkânı gibi râyiha-i tayyibe verir."

ذَيْمُوخٍ

İsm-i Adl..

اَقِدْ كَوْكَبِى

Yıldızımı parlat.

تُقَادُ سِرَاجُ النُّورِ

Siracü'n-Nur (nur kandili) yanıp parlıyor.

فَيَا حَامِلَ الْاِسْمِ الَّذ۪ى جَلَّ قَدْرُهُ

Ey kadri yüce olan ismin taşıyıcısı!

اَلْاِسْمُ الْمُعَظَّمُ

Muazzam isim.

بَدَئْتُ بِبِسْمِ اللّٰهِ رُوح۪ى بِهِ اهْتَدَتْ ٭ اِلٰى كَشْفِ اَسْرَارٍ بِبَاطِنِهِ انْطَوَتْ

"Hazine-i esrar olan بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ ile başladım. Ruhum, onunla o hazineyi keşfetti"

بِوَاحِ الْوَحَا بِالْفَتْحِ وَالنَّصْرِ اَسْرَعَتْ
{{{1}}}

Yâ Rab! Nur isminle ve cemâlinle parlat yıldızımı parlat.

بِاٰجٍ اَهُوجٍ جَلْمَهُوجٍ جَلَالَةٍ ٭ جَل۪يلٍ جَلْجَلَيُّوتٍ جَمَاهٍ تَمَهْرَجَتْ
بِتَعْدَادِ اَبْرُومٍ وَ سِمْرَازٍ اَبْرَمٍ ٭ وَ بَهْرَةِ تِبْر۪يزٍ وَ اُمٍّ تَبَرَّكَتْ
اَقِدْ كَوْكَبِى

Yıldızımı parlat.

تُقَادُ سِرَاجُ النُّورِ

Siracü'n-Nur (nur kandili) yanıp parlıyor.

وَ بِالْاٰيَةِ الْكُبْرَى اَمِنّ۪ى مِنَ الْفَجَتْ

Yâ Rab! Âyetü'l-Kübrâ hakkı için beni bütün sıkıntılardan kurtar, eman ve emniyet ver.

وَ بِحَقِّ فَقَجٍ مَعَ مَخْمَةٍ يَٓا اِلٰهَنَا
وَ بِاَسْمَٓائِكَ الْحُسْنٰى اَجِرْن۪ى مِنَ الشَّتَتْ

Güzel isimlerin ile beni sıkıntı ve perişaniyetten koru.

حُرُوفٌ لِبَهْرَامٍ عَلَتْ وَ تَشَامَخَتْ
وَ اسْمُ عَصَا مُوسٰى بِهِ الظُّلْمَتُ انْجَلَتْ

Öyle nurlu harfler ki Mars yıldızı gibi yücedir. Asâ-yı Mûsa ismiyle karanlıklar dağılır.

بِاَسْمَٓائِكَ الْحُسْنٰى اَجِرْن۪ى مِنَ الشَّتَتْ

Esma-i Hüsna hakkı için beni teşettütten, perişaniyetten koru, kurtar.

حُرُوفٌ لِبَهْرَامٍ عَلَتْ وَ تَشَامَخَتْ

Öyle nurlu harfler ki Mars Yıldızı gibi yücedir.

وَ اسْمُ عَصَا مُوسٰى بِهِ الظُّلْمَتُ انْجَلَتْ

Asâ-yı Mûsa ismiyle bütün karanlıklar dağılır.

وَ بِالْاٰيَةِ الْكُبْرٰى
{{{1}}}

"Bediüzzaman Molla Said" namıyla yâd olunan ve evrad-ı muntazamasını okuyan müridine der ki: "Benim nazmımı, yani meslek ve meşrebimi ve mücahedatımı gösteren makalâtımı söyle. Yani, nazmımdan murad, senin risalelerin ve Sözlerin ve Mektubatındır."

فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ

Onu söyle, korkma.

"Bin üç yüz otuz ikide o Sözler ile mücahedeye başla. Sen inayet-i İlâhiyenin hıfzındasın."

مُنْشِدًا

Okuyan, söyleyen.

نَظْمِى

Nazmımı, makâlâtımı (yani, Risale-i Nurları)

كَلِمَاتُ سَع۪يدِ الْكُرْد۪ى

Said-i Kürdî'nin kelimatı; Risale-i Nur.

فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ

Onu söyle! Korkma!

اَنَا لِمُر۪يد۪ى حَافِظًا

Allah'ın izniyle ve havl-i kuvvetiyle müridimin muhafızıyım.

حَافِظْ

Hafız, muhafaza eden, Kur'an-ı Kerimi ezberleyen.

وَاَحْرُسُهُ ف۪ى كُلِّ شَرٍّ وَ فِتْنَةٍ

O fitne ve belâ asrının her şer ve fitnesinden, Allah'ın izniyle ve havl-i kuvvetiyle onun muhafızıyım.

تَحْدِيثًا لِلنِّعْمَةِ

Nimeti zikrederek, anarak.

{{Arabi|مُر۪يد۪ى اِذَا مَا كَانَ شَرْقًا وَ مَغْرِبًا ٭ اَغِثْهُ اِذَا مَا سَارَ ف۪ى اَىِّ بَلْدَةٍ Doğuda, batıda ve hangi beldede olursa olsun, Allah'ın izniyle ve kuvvetiyle müridimin imdadına yetişirim.
اِذَا مَا كَانَ مُر۪يد۪ى اَس۪يرًا ف۪ى شَرْقٍ

Müridim, şarkta (doğuda, Rusya'da) esarette olduğu zaman...

مَا كَانَ مَغْرِبًا

Batıda iken.

مَغْرِبًا

Batı, garb. Güneşin battiği taraf..

كَانَ مَغْرِبًا

Batıda iken..

"Şeyh Sa'di-i Şirâzî'nin Bostan'ından"

نِگَرْ تَا گُلِسْتَان مَعْنَا شُگُفْت ٭ بَرُو ه۪يچْ بُلْبُلْ چُن۪ينْ خُوشْ نَگُفْت
عَجَبْ گَرْ بِم۪يرَدْ چُنِينْ بُلْبُلِى ٭ كِه اَزْ اُسْتُخَوانَشْ نَرُويَدْ گُل۪ى

Meâli: Yani, "Gel, bak, güller bağı şeklinde hakikat gülleri açılmış. Böyle hakikat bahçesinde hiçbir bülbül, böyle şirin, hoş nağme etmemiştir. Nasıl oluyor ki, böyle bir bülbül öldükten sonra onun kemiklerinden güller açılmasın."

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.

فَمُر۪يد۪ى اِذَا دَعَان۪ى بِشَرْقٍ اَوْ بِغَرْبٍ اَوْ غَارٍ فِى بَحْرِ طَام۪ى اَغِثْهُ

"Şarkta yahut Garpta yahut mağarada yahut dalgalı, azgın denizde beni çağırdığı vakit onun imdadına yetişeceğim."

فَمُرِيدِى

Müridim

اِذَا
{{{1}}}

Ancak Senden yardım isteriz. (Fâtiha 5)

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah'ın adıyla.

يُبَدِّلُ اللّٰهُ سَيِّئَاتِهِمْ حَسَنَاتٍ

Allah onların günahlarını silip yerlerine iyilikler verir. (Furkan 70)

وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin. (İsrâ 44)





















.