Cahız

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
07.50, 27 Haziran 2024 tarihinde Turker (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 44515 numaralı sürüm (→‎Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği)

Cahız (Arapça: الجاحظ) ya da Câhiz ya da tam adıyla Ebû Osmân Amr b. Bahr b. Mahbûb el-Câhiz el-Kinânî Arap edebiyatının en büyük nesir ustalarından ve Mutezile kelamcılarındandır. Küçük yaşından itibaren büyük bir ilim merakı vardı. Birçok alimden ders aldı ve Basra panayırlarına gelen çöl araplarından Arapçasını ilerletti. Dini ve din dışı 360'a yakın eser verdi. Aristo'dan yapılan tercümelerden istifade etti. Câhız’ın Arapça belâgatine hakimiyetinden dolayı "Kur’an’ın i’câzının delili Câhız’ın ona iman etmesidir” sözü atasözüne dönüşmüştür. Hayatı kitaplar arasında geçen Cahız üzerine kütüphane devrilmesinden dolayı vefat etmiştir.[1]

Şahsi Bilgiler[değiştir]

Diğer İsimleri: Câhiz (patlak gözlü), Hadakî (gözünün beyazı büyük)

Doğum Yeri ve Tarihi: Basra, 150-160 (767-777) (Tahminen)[1]

Vefat Yeri ve Tarihi: Basra, Muharrem 255 (Ocak 869)[1]

Kabrinin Yeri:

Eserleri[değiştir]

El-Beyân ve’t-tebyîn: Arap dilinin özellikleri üzerinde duran ve Araplar’ın şiir ve hitabetteki kabiliyetlerini ortaya koyan Câhiz’in bu konudaki en önemli eseridir.

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Elhasıl, meşhur Cahız’ın dediği gibi: “Muaraza-i bi’l-huruf mümkün olmadı, muharebe-i bi’s-süyufa mecbur oldular.”

(Mektubat, 19. Mektup, 18. İşaret, 2. Nükte)


Lâkin i’cazının en yüksek vechi, nazmındaki belâgattan doğmuştur. Evet, Kur’an’ın bu nevi i’cazı, beşerin tâkatinden hariç bir derecededir. Bu hakikati tafsilen anlayıp kanaat hasıl etmek isteyen, bu tefsiri ve emsali eserleri ve “Yirmi Beşinci Söz”ü zeylleriyle beraber mütalaa etsin. Fakat icmalî bir malûmatı elde etmek isteyenler de belâgatın imamları bulunan Abdülkahir-i Cürcanî, Zemahşerî, Sekkakî, Cahız’ın bu kısım i’caz hakkında –üç tarîk ile– beyan ettikleri malûmattan, miktar-ı kâfi malûmat elde edebilir.

(İşaratül İcaz, 23-24. Ayetler)


Şimdi o yedi menabi'den yalnız birinci menba'dan ikinci cüz'ü olan belağat-ı nazm noktasında dühat-ı belâğat olan Abdulkâhir-i Cürcanî, Zemahşerî, Sekkâkî, Câhız üç tarik ile i'cazın vücûduna katiyyen hükmetmişlerdir.

(Şuaat-ü_Marifet-ün_Nebiyy, 6. Şua, 7. Menba)


Belâgat imamlarından meşhur Cahız’ın tahkikatına göre: Arap edib ve beliğlerinin Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâmın davasını kalem ile iptal etmeye, tarife gelmez derecede ihtiyaçları vardı. Ve o hazrete karşı olan kin, adâvet ve inatlarıyla beraber; en kolay en yakın en selim olan kalem ve yazı ile muarazayı terk ve en uzun, en müşkül, en tehlikeli ve şüpheli seyf ve harp ile mukabeleye mecburen iltica ettiler. Suret-i kat’iyede bundan anlaşıldı ki Kur’an’ın benzerini yapmaktan âciz kalmışlardır. Zira her iki yolun arasındaki farkı bilmeyenlerden değildiler.

(İşaratül İcaz, 23-24. Ayetler)


Sonra, bunuda bilmiş ol ki: Kur'anın -az evvel bahsi geçen- i'caz nev'lerinin tafsilen bilinmesi için, ancak üstte zikri geçmiş Tefsir-i İbn-i Abbas veya bu İşarat-ül İ'caz tefsirleri mütalaa etmekle elde edilebildiği gibi; bu meselenin bir icmalinin ma'rifeti de, ilm-i belagat üstadlarından Abdülkahir-i Cürcanî'nin, Zemahşerî, Sekkakî ve Cahîz'in[2] tahkik eylemiş oldukları gibi (üç yolla) elde edilebilir.

...

Üçüncü Yol: Allame Câhız'ın tahkik eylediği üzere; Arabın o çok ileri olan fasihleri, beliğleri; Peygamber'in davasını iptal etmeye şiddetle ihtiyaçları vardı. Bunun yanında, kin ve inadları da o nisbette şiddetli iken; en selametli ve en yakın ve en kolay yol olan muaraza-i bil-hurûfu (harf ve yazı ile muharebeyi) terkeyleyip; en zor, en uzun ve akibeti meşkûk çok ta tehlikeli yol olan mukara'a-i bis-sûyûfa (kılınç ile karşı koymaya) sığınmaya mecbur kalmışlardır. Halbuki onlar (Arab kavmi) öyle siyasî bir zekaya sahib idiler ki; şu iki yolun arasındaki açık tefavut ve zarar derecesinin bellirliliği onlardan gizlenmesi mümkün değildi. Demek ki, birinci yoldan gitmek eğer mümkün olsaydı, ki Peygamberin da'vasını iptal etmekte, Kur'an'ın veya hiç olmazsa bir sûresinin mislini yapıp getirmek, Peygamber için en şiddetlisi olmuş olurdu. Elbette şu kolay ve Peygamber için en şiddetli olan yol dururken, onu bırakıp, mal ve canlarını tehlikeye atan (ki bu ikinci yoldan gitmeleri ile, mağlûbiyetlerinin kat'î hüccetidir) bu ikinci yolu ihtiyar eylemek ise; ya çok sefih, serhoş ve geri zekâlı olmalı. Halbuki ise bu, hidayete geldikten sonra âlemi siyasî zekalarıyla idare etmiş bir kavmden uzaktır.. Veyahut da, birinci yolda gitmekte kendilerinde âcizlik hissettilerde, ikinci yoldan gitmeye muzdar kalmışlardır.

(İşaratül İcaz (Badıllı), 23-24. Ayetler)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. 1,0 1,1 1,2 İslam Ansiklopedisi, Cahiz maddesi
  2. Câhız'ın asıl ismi Ömer bin Bahr'dır. Basrada M. 775 de doğmuş, 868 de aynı yerde vefat etmiştir. 350 kadar eser bırakmıştır. Abdülkahir-i Cürcanî ise, asıl ismi Ebu Bekr bin Abdurrahman'dır. Nahvcılığı galib birçok eserleri vardır. "İ'caz-ül-Kur'an" en meşhur eseridir. Vefatı H. 471 dir. Sekkakî ise, ismi Ebu Ya'kub Yusuf bin Ebi Bekr el Harzemîdir. Te'lifatından "Miftahül-ulûm" gayet mu'teber bir kitaptır.h. 555'de Harzem de doğmuş 626 da vefat eylemiştir. Rahmetullahi aleyhim. Mütercim