Faran Dağları
Faran İslâmî kaynaklara göre Mekke bölgesinin Ahd-i Atîk’teki adı, Faran Dağları ise Hicaz Dağlarının bir kısmı yani Mekke civarındaki dağlardır. İbrânîce’si Paran olup Ahd-i Atîk’te bir çölün ve bir dağın adı olarak geçmektedir.[1] Bugünkü muharref Tevrat’ta geçen “Rab, Sina’dan geldi ve onlara Sâir’den doğdu; Paran dağlarında parladı ve mukaddeslerin on binleri içinden geldi. Onlar için sağında ateşli ferman vardı.”(Tesniye, Bâb 33, Ayet: 2) cümlesinde “Sina’dan gelme”, ifadesi ile Hz. Musa’ya ve Sina Dağı’nda ilahî hükümlerin ona verilmesine; “Sâir’den doğma” ifadesi ile Hz. İsa’ya ve ona İncil’in verilmesine; “Paran dağlarında parlama” ifadesi ile Hz. Muhammed’in Mekke’de çıkacağına işaret vardır. "Mukaddeslerin on binleri içinden geldi.” cümlesiyle belirtilen mukaddesler ise Peygamberimiz’in âli, Ehl-i Beyti ve ashabıdır. “Sağda ateşli ferman” ifadesi ise, cihada ve gelecek peygamberin cihad ile memur olacağına işarettir.[2]
Bilgiler[değiştir]
İnşa/Kuruluş Tarihi: -
Niteliği: Dağ silsilesi
Yüzölçümü (km2):
Diğer İsimleri: Paran Dağları, Hicaz Dağları
Kıta: Asya
Ülke: Suudi Arabistan
Vilayet/Eyalet: Mekke
İlçe/Kasaba: -
Mahalle/Köy: -
Harita konumu:
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
Tevrat’ın Beşinci Kitabının Otuz Üçüncü Babında şu âyet var: “Hak Teâlâ, Tûr-i Sina’dan ikbal edip bize Sâîr’den tulû etti ve Fâran Dağlarında zahir oldu.”
İşte şu âyet nasıl ki “Tûr-i Sina’da ikbal-i Hak” fıkrasıyla nübüvvet-i Museviyeyi ve Şam Dağlarından ibaret olan “Sâîr’den tulû-u Hak” fıkrasıyla, nübüvvet-i İseviyeyi ihbar eder. Öyle de bi’l-ittifak Hicaz Dağlarından ibaret olan “Fâran Dağlarından zuhur-u Hak” fıkrasıyla, bizzarure risalet-i Ahmediyeyi (asm) haber veriyor.
Hem Sure-i Feth’in âhirinde ذٰلِكَ مَثَلُهُمْ فِى التَّوْرٰيةِ hükmünü tasdiken, Tevrat’ta Fâran Dağlarından zuhur eden peygamberin sahabeleri hakkında şu âyet var: “Kudsîlerin bayrakları beraberindedir ve onun sağındadır.” “Kudsîler” namıyla tavsif eder. Yani “Onun sahabeleri kudsî, salih evliyalardır.”