Amine Binti Vehb
Âmine Binti Vehb Peygamber Efendimizin (sav) annesidir. Abdülmuttalib'in teşebbüsüyle oğlu Abdullah ile evlenmiştir. Hz. Peygamber’in (sav) ana rahmine intikal etmesiyle Abdullah’ın alnındaki nübüvvet nuru ona intikal etmiştir. Evlendikten sonra çok Abdullah çok yaşamamış ve Hz. Peygamber’i yetim bırakarak ölmüştür. Âmine doğumdan sonra çocuğunu bir süre yanında tutmuş, ardından da sütanneye vermiştir. Muhtemelen dört yaşlarında onu tekrar yanına almış ve iki yıl daha onunla beraber kalmıştır. Hz. Peygamber altı yaşında iken Âmine, oğlu ve Ümmü Eymen adındaki câriyesiyle birlikte Medine’ye gitmek üzere yola çıkmış, ancak Âmine Medine’de bir ay kaldıktan sonra Mekke’ye dönerken çok genç yaşta Ebvâ’da ölmüştür. İslâm âlimlerinin çoğunluğu, oğlunun nübüvvetine yetişemeyen Âmine’nin âhirette azap görmeyip kurtuluşa ereceği kanaatindedir.[1]
Şahsi Bilgiler[değiştir]
Diğer İsimleri:
Künyesi:
Lakapları:
Kabilesi: Kureyş kabilesinin Benî Zühre kolu
Doğum Yeri ve Tarihi:
Vefat Yeri ve Tarihi: Ebvâ, 576 veya 577[1]
Kabrinin Yeri: Ebvâ[1]
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
Diyorsunuz ki: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın peder ve valideleri ve ceddi Abdülmuttalib’in imanları hakkında akvâ ve esahh olan haber hangisidir?
Elcevap: Yeni Said on senedir yanında başka kitapları bulundurmuyor, bana Kur’an yeter diyor. Böyle teferruat mesailinde, bütün kütüb-ü ehadîsi tetkik edip en akvasını yazmaya vaktim müsaade etmiyor. Yalnız bu kadar derim ki: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın peder ve valideleri ehl-i necattır ve ehl-i cennettir ve ehl-i imandır. Cenab-ı Hak, Habib-i Ekrem’inin mübarek kalbini ve o kalbin taşıdığı ferzendane şefkatini, elbette rencide etmez.
Eğer denilse: Madem öyledir, neden onlar Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma imana muvaffak olamadılar? Neden bi’setine yetişemediler?
Elcevap: Cenab-ı Hak, Habib-i Ekrem’inin peder ve validesini, kendi keremiyle, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın ferzendane hissini memnun etmek için valideynini minnet altında bulundurmuyor. Valideynlik mertebesinden, manevî evlat mertebesine getirmemek için hâlis kendi minnet-i rububiyeti altına alıp onları mesud etmek ve Habib-i Ekrem’ini de memnun etmekliği rahmeti iktiza etmiş ki valideynini ve ceddini, ona zahirî ümmet etmemiş. Fakat ümmetin meziyetini, faziletini, saadetini onlara ihsan etmiştir.
Evet, âlî bir müşirin yüzbaşı rütbesinde olan pederi huzuruna girmesi, birbirine zıt iki hissin taht-ı tesirinde bulunur. Padişah o müşir olan Yaver-i Ekrem’ine merhameten, pederini onun maiyetine vermiyor.
(Mektubat, 28. Mektup, 8. Risale, 7. Nükte)
Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]
İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]
İlgili Maddeler[değiştir]
- Abdullah Bin Abdülmuttalib: Âmine'nin kocası.
- Abdülmuttalib: Âmine'nin kayınpederi.