Kuran:Teğabun: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
(Yeni sayfa: "Kategori:Kur'an ''Önceki Sure: Münâfikûn Kur'anTalâk: Sonraki Sure'' =64. Teğabun Suresi= ''Öncek...")
 
Değişiklik özeti yok
 
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 6 değişikliği gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Kur'an]]
[[Kategori:Sure Okuma Sayfaları]]
''Önceki Sure: [[Kuran:Münafikum|Münâfikûn ]] ← [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] → [[Kuran:Talak|Talâk]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Kuran:Münafikun|Münâfikûn]] ← [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] → [[Kuran:Talak|Talâk]]: Sonraki Sure''


=64. Teğabun Suresi=
=64. Teğabun Suresi=


{Medine'de inmiştir; 18 âyettir. Adını, dokuzuncu âyette geçen ve aldanma, kâr-zarar manasına gelen "tegâbün" kelimesinden alır.}


''Önceki Sure: [[Kuran:Münafikum|Münâfikûn ]] ← [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] → [[Kuran:Talak|Talâk]]: Sonraki Sure''
===Bölüm 1===
 
====Sayfa 555====
 
<div id="1">[[Dosya:Teğabun 1.png]]</div>
 
1- Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder. Mülk O'nundur, hamd O'nadır. O her şeye kadirdir.
 
<div id="2">[[Dosya:Teğabun 2.png]]</div>
 
2- Sizi yaratan O'dur. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mümindir. Allah yaptıklarınızı görendir.
 
<div id="3">[[Dosya:Teğabun 3.png]]</div>
 
3- Gökleri ve yeri yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak O'nadır.
 
{2-3. âyetlerden anlaşıldığına göre, Allah insanları her yönüyle üstün meziyetleri haiz olarak yaratmış, böyle iken bir kısmı yaratılıştaki kabiliyetinin aksine olarak, kendi iradesiyle küfrü seçmiştir. İnsanların bir bölümü de yine kendi iradesiyle fıtratına uygun olan imanı seçmiştir.}
 
<div id="4">[[Dosya:Teğabun 4.png]]</div>
 
4- Göklerde ve yerde olanları bilir. Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah kalplerde olanı bilendir.
 
<div id="5">[[Dosya:Teğabun 5.png]]</div>
 
5- Daha önce inkâr edenlerin haberi size ulaşmadı mı? İşte onlar (dünyada) yaptıklarının cezasını tattılar. Onlar için acı bir azap da vardır.
 
{Bunlar, Nuh, Hûd, Sâlih ve Lût peygamberlerin küfürde israr eden toplumlarıdır.}
 
<div id="6">[[Dosya:Teğabun 6.png]]</div>
 
6- (O azabın sebebi) şu ki, onlara peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi, fakat onlar: Bir beşer mi bizi doğru yola götürecekmiş? dediler, inkâr ettiler ve yüz çevirdiler. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, hamde lâyıktır.
 
<div id="7">[[Dosya:Teğabun 7.png]]</div>
 
7- İnkâr edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: Hayır! Rabbime andolsun ki mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah'a göre kolaydır.
 
<div id="8">[[Dosya:Teğabun 8.png]]</div>
 
8- Onun için Allah'a, Peygamberine ve indirdiğimiz o nûra (Kur'an'a) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
 
<div id="9">[[Dosya:Teğabun 9.png]]</div>
 
9- Mahşer vaktinde sizi toplayacağı gün, işte o zarar günüdür. (Ancak) kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa, Allah onun kötülüklerini örter, onu (ve benzerlerini), içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş budur.
 
{Kıyamet günü herkes bir araya getirilip toplanacak ve yaptıklarının hesabı sorulacaktır. O gün kötülerin aldandığı, iyilerin de haklı olduğu ortaya çıkacaktır. Ayetteki "yevmü't-teğâbün" ifadesine "kâr-zarar günü" anlamı da verilmiştir.}
 
====Sayfa 556====
 
<div id="10">[[Dosya:Teğabun 10.png]]</div>
 
10- İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedî kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası!
 
===Bölüm 2===
 
<div id="11">[[Dosya:Teğabun 11.png]]</div>
 
11- Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya götürür. Allah her şeyi bilendir.
 
{Allah'ın, ilmi, iradesi ve takdiri olmadan insana hiçbir musibet gelmez. Fakirlik, hastalık, ölüm ve üzüntü gibi sıkıntıların Allah'ın takdiriyle olduğuna inanan kimse bu musibetleri sabır ve metanetle karşılar.}
 
<div id="12">[[Dosya:Teğabun 12.png]]</div>
 
12- Allah'a itaat edin, Peygamber'e de itaat edin. Yüz çevirirseniz bilin ki, elçimize düşen apaçık bir duyurmadır.
 
<div id="13">[[Dosya:Teğabun 13.png]]</div>
 
13- Allah; O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler.
 
<div id="14">[[Dosya:Teğabun 14.png]]</div>
 
14- Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
 
<div id="15">[[Dosya:Teğabun 15.png]]</div>
 
15- Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükâfat ise Allah'ın yanındadır.
 
{Rivayet edildiğine göre, Mekke'den hicret arzusunda bulunan bazı müslümanların eş ve çocukları, kendilerinin perişan duruma düşeceklerini öne sürerek, babalarını hicretten alıkoymak istediler. Fakat hicretle kazanılan yüksek mertebeleri öğrenen müslümanlar, eş ve evlâtlarını, kendilerine engel olmaya kalktıkları için cezalandırmak isteyince bu âyet indi; onların affedilmesini emretti. Bunun yanında, mal ve çocukların beklenmedik yer ve durumlarda kişiyi günaha sokup, ahiret hazırlığından alıkoyabileceğine de işaret edilmiştir.}
 
<div id="16">[[Dosya:Teğabun 16.png]]</div>
 
16- O halde gücünüz yettiğince Allah'a isyandan kaçının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
 
<div id="17">[[Dosya:Teğabun 17.png]]</div>
 
17- Eğer Allah'a (rızası uğruna) ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah çok mükâfat verendir, ceza vermekte acele etmeyendir.
 
<div id="18">[[Dosya:Teğabun 18.png]]</div>
 
18- Görülmeyeni ve görüleni bilendir. Üstündür, hikmet sahibidir.   
 
''Önceki Sure: [[Kuran:Münafikun|Münâfikûn]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Talak|Talâk]]: Sonraki Sure''

08.01, 20 Ekim 2022 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Önceki Sure: MünâfikûnKur'anTalâk: Sonraki Sure

64. Teğabun Suresi[değiştir]

{Medine'de inmiştir; 18 âyettir. Adını, dokuzuncu âyette geçen ve aldanma, kâr-zarar manasına gelen "tegâbün" kelimesinden alır.}

Bölüm 1[değiştir]

Sayfa 555[değiştir]

1- Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder. Mülk O'nundur, hamd O'nadır. O her şeye kadirdir.

2- Sizi yaratan O'dur. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mümindir. Allah yaptıklarınızı görendir.

3- Gökleri ve yeri yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak O'nadır.

{2-3. âyetlerden anlaşıldığına göre, Allah insanları her yönüyle üstün meziyetleri haiz olarak yaratmış, böyle iken bir kısmı yaratılıştaki kabiliyetinin aksine olarak, kendi iradesiyle küfrü seçmiştir. İnsanların bir bölümü de yine kendi iradesiyle fıtratına uygun olan imanı seçmiştir.}

4- Göklerde ve yerde olanları bilir. Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah kalplerde olanı bilendir.

5- Daha önce inkâr edenlerin haberi size ulaşmadı mı? İşte onlar (dünyada) yaptıklarının cezasını tattılar. Onlar için acı bir azap da vardır.

{Bunlar, Nuh, Hûd, Sâlih ve Lût peygamberlerin küfürde israr eden toplumlarıdır.}

6- (O azabın sebebi) şu ki, onlara peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi, fakat onlar: Bir beşer mi bizi doğru yola götürecekmiş? dediler, inkâr ettiler ve yüz çevirdiler. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, hamde lâyıktır.

7- İnkâr edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: Hayır! Rabbime andolsun ki mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah'a göre kolaydır.

8- Onun için Allah'a, Peygamberine ve indirdiğimiz o nûra (Kur'an'a) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

9- Mahşer vaktinde sizi toplayacağı gün, işte o zarar günüdür. (Ancak) kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa, Allah onun kötülüklerini örter, onu (ve benzerlerini), içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş budur.

{Kıyamet günü herkes bir araya getirilip toplanacak ve yaptıklarının hesabı sorulacaktır. O gün kötülerin aldandığı, iyilerin de haklı olduğu ortaya çıkacaktır. Ayetteki "yevmü't-teğâbün" ifadesine "kâr-zarar günü" anlamı da verilmiştir.}

Sayfa 556[değiştir]

10- İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedî kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası!

Bölüm 2[değiştir]

11- Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya götürür. Allah her şeyi bilendir.

{Allah'ın, ilmi, iradesi ve takdiri olmadan insana hiçbir musibet gelmez. Fakirlik, hastalık, ölüm ve üzüntü gibi sıkıntıların Allah'ın takdiriyle olduğuna inanan kimse bu musibetleri sabır ve metanetle karşılar.}

12- Allah'a itaat edin, Peygamber'e de itaat edin. Yüz çevirirseniz bilin ki, elçimize düşen apaçık bir duyurmadır.

13- Allah; O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler.

14- Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

15- Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükâfat ise Allah'ın yanındadır.

{Rivayet edildiğine göre, Mekke'den hicret arzusunda bulunan bazı müslümanların eş ve çocukları, kendilerinin perişan duruma düşeceklerini öne sürerek, babalarını hicretten alıkoymak istediler. Fakat hicretle kazanılan yüksek mertebeleri öğrenen müslümanlar, eş ve evlâtlarını, kendilerine engel olmaya kalktıkları için cezalandırmak isteyince bu âyet indi; onların affedilmesini emretti. Bunun yanında, mal ve çocukların beklenmedik yer ve durumlarda kişiyi günaha sokup, ahiret hazırlığından alıkoyabileceğine de işaret edilmiştir.}

16- O halde gücünüz yettiğince Allah'a isyandan kaçının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

17- Eğer Allah'a (rızası uğruna) ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah çok mükâfat verendir, ceza vermekte acele etmeyendir.

18- Görülmeyeni ve görüleni bilendir. Üstündür, hikmet sahibidir.

Önceki Sure: MünâfikûnKur'anTalâk: Sonraki Sure

test