Horoz: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
 
2. satır: 2. satır:
[[Kategori:Zihayat]]
[[Kategori:Zihayat]]
[[Dosya:Horoz.png|thumb|left]]
[[Dosya:Horoz.png|thumb|left]]
'''Horoz''' tavuğun dişisidir. Genel olarak kuşların erkekleri için de kullanılır. İbiği büyük ve gösterişlidir. Kendine has, ahenkli bir ötüşü vardır. Bir horoz yiyecek bulduğunda önce diğer tavukları yemeye çağırabilir.<ref name='a'>https://tr.wikipedia.org/wiki/Horoz</ref><ref name='b'>https://en.wikipedia.org/wiki/Chicken</ref>  
'''Horoz''' tavuğun erkeğidir. Genel olarak kuşların erkekleri için de kullanılır. İbiği büyük ve gösterişlidir. Kendine has, ahenkli bir ötüşü vardır. Bir horoz yiyecek bulduğunda önce diğer tavukları yemeye çağırabilir.<ref name='a'>https://tr.wikipedia.org/wiki/Horoz</ref><ref name='b'>https://en.wikipedia.org/wiki/Chicken</ref>  


Bediüzzaman vazifede lezzet bulunduğuna delil gösterirken horozun aç olduğu halde tavukları nefsine tercih edip bulduğu rızka onları çağırmasını, yemeyip onlara yedirmesini misal olarak verir ve bu hizmette yemekten fazla bir lezzet aldığını belirtir. Hatta hayvanatların horoz gibi çobanlık eden erkeklerinin ve tavuk gibi validelerinin bu vazifeleri kendi hesabına ve kendileri namına görmediklerini, bunun delilinin de hayatlarını gerekirse bu vazife uğrunda feda etmeleri olduğunu söyler.
Bediüzzaman vazifede lezzet bulunduğuna delil gösterirken horozun aç olduğu halde tavukları nefsine tercih edip bulduğu rızka onları çağırmasını, yemeyip onlara yedirmesini misal olarak verir ve bu hizmette yemekten fazla bir lezzet aldığını belirtir. Hatta hayvanatların horoz gibi çobanlık eden erkeklerinin ve tavuk gibi validelerinin bu vazifeleri kendi hesabına ve kendileri namına görmediklerini, bunun delilinin de hayatlarını gerekirse bu vazife uğrunda feda etmeleri olduğunu söyler.

06.38, 13 Nisan 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Horoz tavuğun erkeğidir. Genel olarak kuşların erkekleri için de kullanılır. İbiği büyük ve gösterişlidir. Kendine has, ahenkli bir ötüşü vardır. Bir horoz yiyecek bulduğunda önce diğer tavukları yemeye çağırabilir.[1][2]

Bediüzzaman vazifede lezzet bulunduğuna delil gösterirken horozun aç olduğu halde tavukları nefsine tercih edip bulduğu rızka onları çağırmasını, yemeyip onlara yedirmesini misal olarak verir ve bu hizmette yemekten fazla bir lezzet aldığını belirtir. Hatta hayvanatların horoz gibi çobanlık eden erkeklerinin ve tavuk gibi validelerinin bu vazifeleri kendi hesabına ve kendileri namına görmediklerini, bunun delilinin de hayatlarını gerekirse bu vazife uğrunda feda etmeleri olduğunu söyler.

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Vazifede lezzet bulunduğuna en zahir bir delil, sen kendi aza ve duygularının hizmetlerine bak. Her biri beka-i şahsî ve beka-i nev’î için ettikleri hizmetlerinde ayrı ayrı lezzetleri var. Nefs-i hizmet, onlara bir telezzüz hükmüne geçiyor. Hattâ hizmeti terk etmek, o uzvun bir nevi azabıdır.

Hem en zahir bir delil dahi horoz veya yavrulu tavuk gibi hayvanatın vazifelerinde gösterdikleri fedakârane ve merdane vaziyetleridir ki horoz, aç olduğu halde tavukları nefsine tercih edip bulduğu rızka onları çağırır; yemez, onlara yedirir. Ve bir şevk ve iftihar ve telezzüz ile o vazifeyi gördüğü, görünür. Demek o hizmette, yemekten fazla bir lezzet alır.

Hem küçük yavrularına çobanlık eden tavuk dahi yavrularının hatırı için ruhunu feda eder, ite atılır. Kendini aç bırakıp onları doyurur. Demek o hizmette, öyle bir lezzet alır ki açlık acısına ve ölmek elemine tereccuh eder, ziyade gelir. Hayvanî valideler yavrularını, küçük iken vazifeleri bulunduğundan lezzetle himayeye çalışır. Büyük olduktan sonra vazife kalkar, lezzet de gider. Yavrusunu döver, elinden taneyi alır. Yalnız, insan nevindeki validelerin vazifeleri bir derece devam eder. Çünkü insanlarda zaaf ve acz itibarıyla daima bir nevi çocukluk var, her vakit de şefkate muhtaçtır.

İşte umum hayvanatın horoz gibi çobanlık eden erkeklerine ve tavuk gibi validelerine bak, anla ki bunlar kendi hesabına ve kendileri namına, kendi kemalleri için o vazifeyi görmüyorlar. Çünkü hayatını, vazifede lâzım gelse feda ediyorlar. Belki vazifeleri, onları o vazife ile tavzif eden ve o vazife içinde rahmetiyle bir lezzet derceden Mün’im-i Kerîm’in hesabına ve Fâtır-ı Zülcelal’in namına görüyorlar.

(17. Lema)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]