Cürcan

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
12.21, 28 Aralık 2019 tarihinde Turker (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 7786 numaralı sürüm (Yeni sayfa: "'''Cürcan''' bugün İran sınırları içinde bulunan, Hazar denizine çok yakın bir konumda yer alan çok eski tarihe sahip bir şehirdir. Burada doğmuş Seyyid Şerif-i Cürca...")
(fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)

Cürcan bugün İran sınırları içinde bulunan, Hazar denizine çok yakın bir konumda yer alan çok eski tarihe sahip bir şehirdir. Burada doğmuş Seyyid Şerif-i Cürcani ve Abdülkahir-i Cürcani gibi büyük alimler vardır. Moğol saldırıları sonucunda şehir büyük bir yıkıma uğramış ve bir daha kendini toparlayamayarak 15. yüzyıldan itibaren harabeye dönmüştür. Bu şehrin yerinde bugün Gonbad-e Kavus şehri mevcuttur. 1930 yılında İran devleti tarihi Cürcan şehrine yakın Esterabad şehrinin adını Cürcan olarak değiştirmiştir. Yani bugünkü Cürcan şehri tarihteki Cürcan şehri değil, aynı bölgedeki yakın başka bir şehirdir.[1][2][3]

Coğrafi Bilgiler[değiştir]

Niteliği: Şehir

Nüfus (yıl): -

Yüzölçümü (km2): -

Diğer İsimleri:

Kıta: Asya

Ülke: İran

Vilayet/Eyalet: Golestan

İlçe/Kasaba: -

Mahalle/Köy: -

Harita konumu: [1]

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

İkinci Misal: Gayet küçük ve latîf, bugünlerde vaki olan meseleyi söyleyeceğim. Şöyle ki:

Fecirden evvel hatırıma geldi ki bir zatın kalbine vesvese verecek bir tarzda tarafımdan sözler söylenilmişti; keşke dedim onu görseydim, kalbindeki dağdağayı izale etseydim. Aynı dakikada, Nis’e gitmiş bir parça kitabım bana lâzım idi; keşke elime geçseydi dedim. Sabah namazından sonra oturdum; baktım aynı zat, o kitap parçası elinde olduğu halde içeri girdi. Ona dedim: “Senin elindeki nedir?” Dedi: “Bilmiyorum, kapının önünde Nis’ten gelmiş diye birisi bana verdi; ben de size getirdim.” Fesübhanallah dedim; böyle bir vakitte bu adamın evinden çıkıp gelmesi ve şu Söz’ün Nis’den gelmesi, hiç tesadüfe benzemiyor. Ve böyle bir adama şöyle bir parça kitabı aynı dakikada eline verip bana gönderen, elbette Kur’an-ı Hakîm’in himmetidir diyerek Elhamdülillah dedim; benim en küçük, ehemmiyetsiz, hafî arzu-yu kalbimi bilen birisi, elbette bana merhamet ediyor, beni himaye ediyor; öyle ise dünyanın minnetini beş paraya almam.

(Mektubat, 28. Mektup, 3. Risale, 5. Nokta)


Risale-i Nur'un kaptanı Sabri, Nis Adasındaki bir kardeşimiz ve Onuncu Sözün tab'ından sonra tehlikeden muhafaza için kaç ay hanesinde saklayan ve peder ve validesiyle, bizimle ciddî alâkadar bulunan Veli Efendinin peder ve validesinin vefat haberlerini yazıyor. Cenâb-ı Hak onlara rahmet eylesin. Ben, inşaallah çok zaman onları mânevî kazançlarıma şerik edeceğim.

(Kastamonu Lahikası)


Salisen: Nis'li Kureyşîlerden Ahmed Kureyşî, muhterem pederiyle ve ammizadesi Ahmed ile Nurların has nâşir ve talabelerinden olması, o havali şakirtlerinin namına Nurlar hakkında güzel manzum fıkraları Lâhikaya girdi. Cenâb-ı Hak onları muvaffak eylesin. Âmin.

(Emirdağ Lahikası-1)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]