Abdurrahman-ı Taği: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
(Yeni sayfa: "Kategori:Şahıs Kategori:Kabri İstanbul Edirnekapı Şehitliğinde Olanlar thumb|left '''Abdurrahman-ı Taği''' Gavs-ı Hizan Seyyid Sıbg...")
(Fark yok)

09.32, 11 Nisan 2020 tarihindeki hâli

Abdurrahman-ı Taği Gavs-ı Hizan Seyyid Sıbgatullah'ın halifesi ve Hazret-i Ziyaeddin'in babası olup Seyda lakaplı büyük evliyalardandır. Hizan'a bağlı Tağ köyünde medresesi vardı. Onun gayret ve himmetiyle bu bölgede çok sayıda hocalar ve âlimler yetişmiştir. Aynı zamanda Nakşi-Halidi idi. Bölge halkının dinî, ahlâkî, kültürel ve askerî bakımdan korunmasına yardımcı oldu. Osmanlı-Rus savaşında halkı cihada teşvik etti Üstad Bediüzzaman henüz dokuz-on yaşlarında iken bu mübârek zâtın talebesi olmuştu. O zamanlar Abdurrahman-ı Tağî, Nurslu talebelere, bilhassa küçük Said’e çok alâka gösteriyordu. Geceleri yatarken üzerini örtüyordu. Nurslu talebelerin içinden birisinin İslâmiyete çok büyük hizmetler edeceğini, İslâmı tecdid edeceğini söylüyordu.[1]<ref name='b'https://islamansiklopedisi.org.tr/tahi-abdurrahman</ref>

Şahsi Bilgiler[değiştir]

Diğer İsimleri: Abdurrahman-ı Tâhî, Seyda

Doğum Yeri ve Tarihi: Şirvan, Siirt, 1831[2]

Vefat Yeri ve Tarihi: Nurşin (Yeni adıyla Güroymak), Bitlis, 1886[2]

Kabrinin Yeri: Nurşin (Yeni adıyla Güroymak)[2]

Eserleri[değiştir]

Manzum eserleri Safahat adlı eserde toplanmıştır. Muhtelif mensur eserleri ve tercümeleri de mevcuttur.[2]

Risale-i Nur ile Nasıl Tanıştığı[değiştir]

Bediüzzaman Said Nursi ile Görüşmeleri[değiştir]

Darü'l Hikmeti'l İslamiye'de çokça görüşmüşlerdir.

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Büyük şairimiz, edebiyatımızın medar-ı iftiharı merhum Mehmed Âkif, bir üdeba meclisinde “Viktor Hügolar, Şekspirler, Dekartlar; edebiyatta ve felsefede, Bedîüzzaman’ın bir talebesi olabilirler.” demiştir.

(Sözler, Konferans)


Sayın beyim! Cumhuriyet serbestiyetinden, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun hürriyetinden mahrum kalan bu zavallı ihtiyar adam, her suretle himayeye lâyık, bakılmaya muhtaç, akraba ve taallukatı olmayıp sırf bir İslâm hükûmetin himayesine muhtaç bir İslâm mütefekkiridir. Şair-i meşhur Âkif Bey merhumun rivayetine nazaran, Mısır’ın en maruf ulemasından olan ve garbın müteaddid lisan ve felsefesine aşina bulunan üstad-ı a’zam Abdülaziz Çaviş’in yirmi küsur sene evvelisi “El-Ehram” ceridesindeki Said hakkında yazdığı “Fatînü’l-asır” başlıklı makalesini okuyan ve kendisiyle bizzat görüşen ilim adamları, bu zatın fıtraten ilmî kudretini ve İlahî mesleğini takdir edebilirler.

...

Milliyetini, memleketini candan seven; teninde, kanında, Kürtlük, Arnavutluk, Boşnaklık kanı kokusu olmayan, Erzurum’un eski milletvekillerinden, bacağı kesik Yeşil oğlu Mehmed Salih

(Emirdağ Lahikası 1)


Hem merhum Fetva Emini Ali Rıza ve merhum Ahmed Şiranî ve merhum Şevket Efendi ve merhum Mehmed Âkif gibi insaflı, Risale-i Nur’u fevkalâde takdir ve tahsin eden o muhterem ve merhum zatların hatırı için biz, İstanbul hocalarına dostuz, onlardan gücenmeyiz. İnşâallah bir zaman “Yirminci Lem’a-i İhlas” kendini onlara okutturacak, o eski dostları da yeni dostlar yapacak.

(Emirdağ Lahikası 1)


İstanbul’u tekrar şereflendirmesi, ehl-i ilmi ve halkı çok fazla memnun ve mesrur etti. Kendisine haber verilmeden, Meşihat Dairesindeki “Dârülhikmeti’l-İslâmiye” azalığına tayin olundu. Dârülhikmet, o zaman Mehmed Âkif, İzmirli İsmail Hakkı, Elmalılı Hamdi gibi İslâm âlimlerinden mürekkeb bir İslâm akademisi mahiyetinde idi.

(Tarihçe-i Hayat, İlk hayatı)


Üstad Bedîüzzaman, Kur’an’dan başka hiçbir kitaba müracaat etmeden ve telifat zamanında yanında hiçbir kitap bulunmadan Nur Risalelerini telif etmiştir.

Merhum Mehmed Âkif’in:

Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı

Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm’ı

beytiyle ifade ettiği idealini tahakkuk ettirmek, Bedîüzzaman’a müyesser olmuştur.

(Tarihçe-i Hayat, Barla hayatı)


Dünya, nurunu arıyor. Hakikat şairi Mehmed Âkif:

O nuru gönder İlahî asırlar oldu yeter!

Bunaldı milletin âfakı bir sabah ister.

diye, işte bu nura işaret ettiği, bugün bizce bir hakikattir.

(Tarihçe-i Hayat, Isparta hayatı)


Üstadla tanışmamız kırk seneyi geçti. O zamanlar hemen her gün idarehaneye gelir; Âkifler, Naimler, Ferîdler, İzmirlilerle birlikte saatlerce tatlı tatlı musahabelerde bulunurduk.

Eşref Edib

(Tarihçe-i Hayat, Isparta hayatı)


30 Nisan 1958 Tarihli Students’ Voice Gazetesi “İslâm Dünyasındaki Müsbet Uyanıklık” Başlıklı Makaleden

Her İslâm memleketinde, İslâmiyet’in hâkimiyeti için yapılan övülmeye lâyık şerefli mücadeleler anlatılıyor. Ve Türkiye’de yapılan mücadelelerin neticesi olarak hükûmet, din hürriyetini sıkan bağları gevşetmiştir. Mehmed Âkif, materyalist milliyetçiliği takbih eden ve halk arasında taze bir heyecan verecek olan “Safahat” isimli eseri yazdı.

(Tarihçe-i Hayat, Hariç Memleketler)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. https://sorularlarisale.com/seyh-abdurrahman-i-tagi
  2. 2,0 2,1 2,2 2,3 Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; b isimli refler için metin sağlanmadı