Müzzemmil 1

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
08.57, 13 Aralık 2024 tarihinde Turker (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 52911 numaralı sürüm (Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği)
(fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Önceki Ayet: Cin 28Müzzemmil SuresiMüzzemmil 2: Sonraki Ayet

Meali: {Mekke'de nâzil olmuştur; 10, 11 ve 20. âyetlerinin Medine'de nâzil olduğu rivayet edilmiştir. 20 âyettir. Sûre, adını, ilk âyetindeki "el-müzzemmil" kelimesinden almıştır. "Müzzemmil", örtünüp bürünen demektir.}

1- Ey örtünüp bürünen (Resûlüm)!

{İlk vahiy geldikten sonra, Hz. Peygamber ilk kez Cebrail'i aslî şekli ile görmüş, vücudunu bir ürperti ve titreme kaplamıştı. Doğruca evine gidip eşi Hz. Hatice'ye "Beni örtün" demişti. İşte bu olayın ardından Cebrail aleyhisselâm yine kendisine vahiyle gelmiş ve Resûl-i Ekrem'e bu şekilde hitap etmişti.}

Kur'an'daki Yeri: 29. Cüz, 573. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği

56. Ahmed Feyzi'nin risaleciğinin başında Said'in ikibuçuk sahifelik yazısı ile ﻳَٓﺎ ﺍَﻳُّﻬَﺎ ﺍﻟْﻤُﺰَّﻣِّﻞُ âyet-i kerimesinden ebced hesabıyla "Kürdî" kelimesi çıkarılmış.

C: Burada benim iki sahifecik yazıma, Ahmed Feyzi'nin hakkımda mübalağakârane medihlerini kabul ettiğim manası verilmiş, hata etmiş. Çünki benim o mektubum, Ahmed Feyzi'nin dikkatini ve ilmini takdir ile beraber hakkımdaki haddimden ziyade hüsn-ü zanlarını cerh ve ta'dil için yazılmıştır. Hem âyetin mana-yı işarî tabakasından riyazî ve ebcedî bir tevafukla üstadına karşı bir mana çıkarıp, hizmetine bir makbuliyet alâmeti olarak yazmış. Böyle şeylere yanlış denilmez ki, medar-ı mes'uliyet olsun. Olsa olsa ilmî bir hatadır. Siyasete teması yoktur. Yine Ahmed Feyzi'nin Risale-i Nur'un müsellem faziletinin bir parçasını kendi üstadına isnad etmesi ve bu zamanın bir hidayet vasıtası olduğunu demesini, medar-ı mes'uliyet görüyor. Halbuki herkes sevdiği bir adam hakkında mübalağakârane ve ifratkârane medh ü sena etmekte, örfen, âdeten, ilmen dahi hata olmadığı halde, hiç münasebeti olmayan bir sözdür.

(14. Şua, Hata-Savab Cedveli)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler

İlgili Maddeler