Fatiha Suresi: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
12. satır: 12. satır:
[[Dosya:Tevafuklu Kur'an.JPG|left|thumb|Bediüzzaman'ın keşfettiği tevafuk mu'cizesine uygun olarak talebesi tarafından yazılmış Kur'an'dan Fatiha suresi. Satır başlarında aynı hizada tevafuk eden elifler kırmızıyla yazılmıştır.]]
[[Dosya:Tevafuklu Kur'an.JPG|left|thumb|Bediüzzaman'ın keşfettiği tevafuk mu'cizesine uygun olarak talebesi tarafından yazılmış Kur'an'dan Fatiha suresi. Satır başlarında aynı hizada tevafuk eden elifler kırmızıyla yazılmıştır.]]


'''Fâtiha ({{Arabi|الفاتحة}}) Suresi''' Kur'ân-ı Kerim'in 1. suresi olup Kur'ân'ın en başında ve Bakara suresinden önce yer alır. Fatiha, başlangıç demektir. Mekke devrinin ilk yıllarında tamamı bir defada inmiştir. Bediüzzaman Seb'u-l Mesani ifadesini zikrederek 2 defa nazil olduğunu söyler. Peygamberimiz, “Fâtiha sûresi okunmadıkça hiçbir namaz sahih olmaz” demiştir.  
'''Fâtiha ({{Arabi|الفاتحة}}) Suresi''' Kur'ân-ı Kerim'in 1. suresi olup Kur'ân'ın en başında ve Bakara suresinden önce yer alır. Fatiha, başlangıç demektir. Mekke devrinin ilk yıllarında tamamı bir defada inmiştir. Bediüzzaman Seb'u-l Mesani ifadesini zikrederek 2 defa nazil olduğunu söyler. Tek başına kılınan namazlarda Fâtiha okumak Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelîlere göre farz ve nâfile bütün namazların her rek‘atında farz; Hanefîler’e göre sünnet, nâfile ve vitir namazının her rek‘atında, farz namazların ise ilk iki rek‘atında vâciptir. Cemaatle kılınan namazlarda Hanefîler’e göre imam ister açıktan ister gizli okusun ona uyan kimsenin Fâtiha’yı okuması gerekmez, mekruhtur. Şâfiîler’e göre imama uyan kimsenin kıraatin hem açıktan hem de sessiz olduğu rek‘atlarında Fâtiha okuması farzdır. Bu yüzden Şâfiîler, imamın açıktan okuduğu rek‘atlarda cemaatin de okuması için Fatiha'dan sonra kısa bir ara verir. Mâlikî ve Hanbelîlere göre imamın açıktan okuduğu rek‘atlarda cemaatin dinlemelidir, sessiz okuduğu rek‘atlarda Fâtiha’yı okumak ise menduptur. Fâtiha’nın arkasından “âmin” demek dört mezhebe göre de sünnettir.


<ref name='a'>https://islamansiklopedisi.org.tr/fatiha-suresi</ref>
<ref name='a'>https://islamansiklopedisi.org.tr/fatiha-suresi</ref>
26. satır: 26. satır:
'''Kur'ân'daki Yeri:''' [[Kuran:Fatiha|1. cüz, 0. sayfa]]
'''Kur'ân'daki Yeri:''' [[Kuran:Fatiha|1. cüz, 0. sayfa]]


'''Mekkî/Medenî:''' Mekkî
'''Mekkî/Medenî:''' Mekkî<ref name='a' />


'''Nuzül (İnme) Sırası:''' 5
'''Nuzül (İnme) Sırası:''' 5
34. satır: 34. satır:
'''Uzunluğu:''' 1 sayfa
'''Uzunluğu:''' 1 sayfa


'''Ayet Sayısı:''' 7. Şâfiîler’e göre 1. ayet besmeledir, son âyeti ise ”{{Arabi|صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ}}“ ile başlar, ”{{Arabi|وَلَا الضَّالِّينَ}}“ ile biter. Hanefîler’e göre besmele Fâtiha’ya dahil değildir; birinci âyet ”{{Arabi|الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ}}“, son âyet ise ”{{Arabi|غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ}}“ dir. Sonunda söylenen “âmin” sözü Fâtiha’dan bir kelime olmadığı gibi Kur’an’dan bir âyet de değildir.<ref name='a' />
'''Ayet Sayısı:''' 7
 
Şâfiîler’e göre 1. ayet besmeledir, son âyeti ise ”{{Arabi|صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ}}“ ile başlar, ”{{Arabi|وَلَا الضَّالِّينَ}}“ ile biter. Hanefîler’e göre besmele Fâtiha’ya dahil değildir; birinci âyet ”{{Arabi|الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ}}“, son âyet ise ”{{Arabi|غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ}}“ dir. Sonunda söylenen “âmin” sözü Fâtiha’dan bir kelime olmadığı gibi Kur’an’dan bir âyet de değildir.<ref name='a' />


'''Satır Sayısı:''' 7
'''Satır Sayısı:''' 7
42. satır: 44. satır:
'''Harf Sayısı:''' 130
'''Harf Sayısı:''' 130


'''Fasılaları:''' harfleri
'''Fasıla Harfleri:''' Mim ve nun


'''Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı:''' 1
'''Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı:''' 1
48. satır: 50. satır:
'''Secde Ayeti:''' -
'''Secde Ayeti:''' -


'''Allah lafzı sayısı:'''  
'''Allah lafzı sayısı:''' 1 (Besmele ile 2)


'''Rahman ismi sayısı:'''  
'''Rahman ismi sayısı:''' 1 (Besmele ile 2)


'''Rahim ismi sayısı:'''  
'''Rahim ismi sayısı:''' 1 (Besmele ile 2)


'''Rab ismi sayısı:'''
'''Rab ismi sayısı:''' 1


'''Kur'an kelimesi sayısı:'''  
'''Kur'an kelimesi sayısı:''' -


'''Rasul kelimesi sayısı:'''  
'''Rasul kelimesi sayısı:''' -


'''[[Hizb-i_Azam-ı Kur'an|Hizb-ül Kur'an]]'da Geçen Ayetleri:''' [[Risale:Hizb-i_Azam-ı_Kur%27anî#1._Fatiha|1. - 7. ayetler (tamamı)]]
'''[[Hizb-i_Azam-ı Kur'an|Hizb-ül Kur'an]]'da Geçen Ayetleri:''' [[Risale:Hizb-i_Azam-ı_Kur%27anî#1._Fatiha|1. - 7. ayetler (tamamı)]]
64. satır: 66. satır:
'''[[Münacat-ül Kur'an|Münâcât-ül Kur'an]]'da İlgili Kısım:''' [[Risale:Münacat-ül_Kur%27an_(Hizb-ül_Hakaik)#Fatiha_Suresi|2., 3. ve 4. ayetler)]]
'''[[Münacat-ül Kur'an|Münâcât-ül Kur'an]]'da İlgili Kısım:''' [[Risale:Münacat-ül_Kur%27an_(Hizb-ül_Hakaik)#Fatiha_Suresi|2., 3. ve 4. ayetler)]]


'''Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri:'''
'''Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri:''' [[:Kategori:Risale-i_Nur%27da_Geçen_Ayetler|1. - 7. ayetler (tamamı)]]


==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==


''Bediüzzaman İşarat-ül İ'caz adlı kitabında [[Risale:Fatiha Suresi (İşarat-ül İ'caz)|Fatiha suresinin tefsirini]] yapmıştır''
''Bediüzzaman İşarat-ül İ'caz adlı kitabında [[Risale:Fatiha Suresi (İşarat-ül İ'caz)|Fatiha suresinin tefsirini]] yapmıştır''
99. satır: 99. satır:
([[|]])
([[|]])


===X===
===Namazda Fatiha Okumak===


İşte akşam namazı için böyle bir vakitte, fıtraten bir Cemal-i Bâki’ye âyine-i müştak olan ruh-u beşer, şu azîm işleri yapan ve bu cesîm âlemleri çeviren, tebdil eden Kadîm-i Lemyezel ve Bâki-i Lâyezal’in arş-ı azametine yüzünü çevirip bu fânilerin üstünde {{Arabi|‌اَللّٰهُ اَكْبَرُ‌}} deyip onlardan ellerini çekip hizmet-i Mevla için el bağlayıp Daim-i Bâki’nin huzurunda kıyam edip {{Arabi|اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ}}‌ demekle; kusursuz kemaline, misilsiz cemaline, nihayetsiz rahmetine karşı hamd ü sena edip [[Fatiha 5|{{Arabi|اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ اِيَّاكَ نَسْتَعٖينُ}}]] demekle, muînsiz rububiyetine, şeriksiz uluhiyetine, vezirsiz saltanatına karşı arz-ı ubudiyet ve istiane etmek…


...


Hem [[Fatiha Suresi|Fatiha]] ile başlamak, yani bir şeye yaramayan ve yerinde olmayan nâkıs, fakir mahlukları medih ve minnettarlığa bedel, bir Kâmil-i Mutlak ve Ganiyy-i Mutlak ve Rahîm-i Kerîm olan Rabbü’l-âlemîn’i medh ü sena etmek…


Hem [[Fatiha 5|{{Arabi|اِيَّاكَ نَعْبُدُ}}]] hitabına terakki etmek, yani küçüklüğü, hiçliği, kimsesizliği ile beraber, ezel ve ebed sultanı olan Mâlik-i Yevmi’d-din’e intisabıyla şu kâinatta nazdar bir misafir ve ehemmiyetli bir vazifedar makamına girip [[Fatiha 5|{{Arabi|اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ اِيَّاكَ نَسْتَعٖينُ}}]] demekle bütün mahlukat namına kâinatın cemaat-i kübrası ve cemiyet-i uzmasındaki ibadat ve istianatı ona takdim etmek…


([[|]])
Hem [[Fatiha 6|{{Arabi|اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقٖيمَ}}]] demekle, istikbal karanlığı içinde saadet-i ebediyeye giden, nurani yolu olan sırat-ı müstakime hidayeti istemek…
 
([[Risale:9._Söz#Beşinci_Nükte|9. Söz]])
----
----


182. satır: 188. satır:


([[Risale:9._Söz#Üçüncü_Nükte|9. Söz]])
([[Risale:9._Söz#Üçüncü_Nükte|9. Söz]])
----
Üslub-u Kur’an’ın o kadar acib bir cemiyeti var ki bir tek sure, kâinatı içine alan bahr-i muhit-i Kur’anîyi içine alır. Bir tek âyet, o surenin hazinesini içine alır. Âyetlerin çoğu her birisi birer küçük sure, surelerin çoğu her birisi birer küçük Kur’an’dır. İşte şu, i’cazkârane îcazdan büyük bir lütf-u irşaddır ve güzel bir teshildir.
Çünkü herkes, her vakit Kur’an’a muhtaç olduğu halde, ya gabavetinden veya başka esbaba binaen her vakit bütün Kur’an’ı okumayan veyahut okumaya vakit ve fırsat bulamayan adamlar, Kur’an’dan mahrum kalmamak için her bir sure, birer küçük Kur’an hükmüne, hattâ her bir uzun âyet, birer kısa sure makamına geçer. Hattâ Kur’an [[Fatiha Suresi|Fatiha’da]], Fatiha dahi Besmele’de münderic olduğuna ehl-i keşif müttefiktirler. Şu hakikate bürhan ise ehl-i tahkikin icmaıdır.
([[Risale:25._Söz#Birinci_Işık|25. Söz]])
----
----
[[Fatiha-i Şerife]] hurufatının ebcedî hesabı olan 10212 adedi mecmu-u Kur'an'da {{Arabi|ب}} nin 10 bin, hem {{Arabi|ت}} nin 10 bin aded-i tekerrürlerine tevafuku, hem Fatiha'nın o 10 bin adedi 7 adet âyetine darbedilmesiyle mecmu-u kelimat-ı Kur'aniye adedi olan 70 bine muvafık gelmesiyle, ehl-i hakikat indinde muhakkak ve hadîsçe musaddak olan "Fatiha Kur'an kadardır ve Kur'an Fatiha'da mündericdir ve
[[Fatiha-i Şerife]] hurufatının ebcedî hesabı olan 10212 adedi mecmu-u Kur'an'da {{Arabi|ب}} nin 10 bin, hem {{Arabi|ت}} nin 10 bin aded-i tekerrürlerine tevafuku, hem Fatiha'nın o 10 bin adedi 7 adet âyetine darbedilmesiyle mecmu-u kelimat-ı Kur'aniye adedi olan 70 bine muvafık gelmesiyle, ehl-i hakikat indinde muhakkak ve hadîsçe musaddak olan "Fatiha Kur'an kadardır ve Kur'an Fatiha'da mündericdir ve
201. satır: 213. satır:
===Besmelenin Fatiha'nın Fihristesi Olması===
===Besmelenin Fatiha'nın Fihristesi Olması===


Üslub-u Kur’an’ın o kadar acib bir cemiyeti var ki bir tek sure, kâinatı içine alan bahr-i muhit-i Kur’anîyi içine alır. Bir tek âyet, o surenin hazinesini içine alır. Âyetlerin çoğu her birisi birer küçük sure, surelerin çoğu her birisi birer küçük Kur’an’dır. İşte şu, i’cazkârane îcazdan büyük bir lütf-u irşaddır ve güzel bir teshildir.
Çünkü herkes, her vakit Kur’an’a muhtaç olduğu halde, ya gabavetinden veya başka esbaba binaen her vakit bütün Kur’an’ı okumayan veyahut okumaya vakit ve fırsat bulamayan adamlar, Kur’an’dan mahrum kalmamak için her bir sure, birer küçük Kur’an hükmüne, hattâ her bir uzun âyet, birer kısa sure makamına geçer. Hattâ Kur’an [[Fatiha Suresi|Fatiha’da]], Fatiha dahi Besmele’de münderic olduğuna ehl-i keşif müttefiktirler. Şu hakikate bürhan ise ehl-i tahkikin icmaıdır.
([[Risale:25._Söz#Birinci_Işık|25. Söz]])
----
Hadsiz kesret içinde vâhidiyet tecellisi, hitab-ı [[Fatiha 5|{{Arabi|اِيَّاكَ نَعْبُدُ}}]] demekle herkese kâfi gelmiyor. Fikir dağılıyor. Mecmuundaki vahdet arkasında Zat-ı Ehadiyeti mülahaza edip [[Fatiha 5|{{Arabi|اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ اِيَّاكَ نَسْتَعٖينُ}}]] demeye, küre-i arz vüs’atinde bir kalp bulunmak lâzım geliyor. Ve bu sırra binaen cüz’iyatta zahir bir surette sikke-i ehadiyeti gösterdiği gibi her bir nevide sikke-i ehadiyeti göstermek ve Zat-ı Ehad’i mülahaza ettirmek için hâtem-i rahmaniyet içinde bir sikke-i ehadiyeti gösteriyor; tâ külfetsiz herkes her mertebede [[Fatiha 5|{{Arabi|اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ اِيَّاكَ نَسْتَعٖينُ}}]] deyip doğrudan doğruya Zat-ı Akdes’e hitap ederek müteveccih olsun.
Hadsiz kesret içinde vâhidiyet tecellisi, hitab-ı [[Fatiha 5|{{Arabi|اِيَّاكَ نَعْبُدُ}}]] demekle herkese kâfi gelmiyor. Fikir dağılıyor. Mecmuundaki vahdet arkasında Zat-ı Ehadiyeti mülahaza edip [[Fatiha 5|{{Arabi|اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ اِيَّاكَ نَسْتَعٖينُ}}]] demeye, küre-i arz vüs’atinde bir kalp bulunmak lâzım geliyor. Ve bu sırra binaen cüz’iyatta zahir bir surette sikke-i ehadiyeti gösterdiği gibi her bir nevide sikke-i ehadiyeti göstermek ve Zat-ı Ehad’i mülahaza ettirmek için hâtem-i rahmaniyet içinde bir sikke-i ehadiyeti gösteriyor; tâ külfetsiz herkes her mertebede [[Fatiha 5|{{Arabi|اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ اِيَّاكَ نَسْتَعٖينُ}}]] deyip doğrudan doğruya Zat-ı Akdes’e hitap ederek müteveccih olsun.


223. satır: 241. satır:
([[Risale:25._Söz#Be.C5.9Finci_Nokta|25. Söz]])
([[Risale:25._Söz#Be.C5.9Finci_Nokta|25. Söz]])


===XXXXX===
===Fatiha'nın Sevabı===
 
Hem mesela, insafsız ehl-i ilhadın mübalağa zannettikleri hattâ muhal bir mübalağa ve mücazefe tevehhüm ettikleri biri de amellerin sevabına dair ve bazı surelerin faziletleri hakkında gelen rivayetlerdir. Mesela “[[Fatiha Suresi|Fatiha]]’nın Kur’an kadar sevabı vardır.” “Sure-i İhlas, sülüs-ü Kur’an”, “Sure-i İza zülzileti’l-ardu, rubu’” “Sure-i Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn, rubu’”, “Sure-i Yâsin, on defa Kur’an kadar” olduğuna rivayet vardır.
 
İşte insafsız ve dikkatsiz insanlar demişler ki: “Şu muhaldir. Çünkü Kur’an içinde Yâsin ve öteki faziletli olanlar da vardır. Onun için manasız olur.”
 
Elcevap: Hakikati şudur ki: Kur’an-ı Hakîm’in her bir harfinin bir sevabı var, bir hasenedir. Fazl-ı İlahîden o harflerin sevabı sümbüllenir, bazen on tane verir, bazen yetmiş, bazen yedi yüz (Âyetü’l-Kürsî harfleri gibi), bazen bin beş yüz (Sure-i İhlas’ın harfleri gibi), bazen on bin (Leyle-i Beratta okunan âyetler ve makbul vakitlere tesadüf edenler gibi) ve bazen otuz bin (mesela, haşhaş tohumunun kesreti misillü, Leyle-i Kadirde okunan âyetler gibi). Ve o gece bin aya mukabil işaretiyle, bir harfinin o gecede otuz bin sevabı olur anlaşılır. İşte Kur’an-ı Hakîm, tezauf-u sevabıyla beraber elbette muvazeneye gelmez ve gelemiyor. Belki asıl sevap ile bazı surelerle muvazeneye gelebilir.
 
Mesela, içinde mısır ekilmiş bir tarla farz edelim ki bin tane ekilmiş. Bazı habbeleri yedi sümbül vermiş farz etsek, her bir sümbülde yüzer tane olmuş ise o vakit tek bir habbe bütün tarlanın iki sülüsüne mukabil oluyor. Mesela, birisi de on sümbül vermiş, her birinde iki yüz tane vermiş. O vakit bir tek habbe asıl tarladaki habbelerin iki misli kadardır. Ve hâkeza kıyas et.


([[|]])
Şimdi Kur’an-ı Hakîm’i nurani, mukaddes bir mezraa-i semaviye tasavvur ediyoruz. İşte her bir harfi asıl sevabıyla birer habbe hükmündedir. Onların sümbülleri nazara alınmayacak. Sure-i Yâsin, İhlas, '''Fatiha''', Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn, İza zülzileti’l-ardu gibi sair faziletlerine dair rivayet edilen sure ve âyetlerle muvazene edilebilir.
 
([[Risale:24._Söz#Dokuzuncu_Asıl|24. Söz]])
----
----


402. satır: 430. satır:


([[|]])
([[|]])
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==


==İlgili Resimler/Fotoğraflar==
==İlgili Resimler/Fotoğraflar==
412. satır: 442. satır:
*[[:Kategori:Elhamdülillah İle Başlayan Sureler|Elhamdülillah İle Başlayan Sureler]]
*[[:Kategori:Elhamdülillah İle Başlayan Sureler|Elhamdülillah İle Başlayan Sureler]]
*[[Besmele]]: Fatiha'nın başında yer alan ve Şafilere göre ayet olan, Hanefilere göre ayet olmayan Bismillahirrahmanirrahim ifadesi
*[[Besmele]]: Fatiha'nın başında yer alan ve Şafilere göre ayet olan, Hanefilere göre ayet olmayan Bismillahirrahmanirrahim ifadesi
*[[:Kategori:Risale-i_Nur%27da_Geçen_Ayetler|Fatiha Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri]]


==Kaynakça==
==Kaynakça==

10.00, 3 Ağustos 2024 tarihindeki hâli

Kur'ânBakara: Sonraki Sure

Kendisinden Önce Nazil Olan Sure: MüddessirSurelerin Nuzül SırasıTebbet: Kendisinden Sonra Nazil Olan Sure

Fâtiha suresini Fâtiha suresi okuma sayfasında mealiyle beraber okuyabilirsiniz

Başlangıç anlamında Fatiha kelimesi için Başlangıç sayfasına gidin

Bediüzzaman'ın keşfettiği tevafuk mu'cizesine uygun olarak talebesi tarafından yazılmış Kur'an'dan Fatiha suresi. Satır başlarında aynı hizada tevafuk eden elifler kırmızıyla yazılmıştır.

Fâtiha (الفاتحة) Suresi Kur'ân-ı Kerim'in 1. suresi olup Kur'ân'ın en başında ve Bakara suresinden önce yer alır. Fatiha, başlangıç demektir. Mekke devrinin ilk yıllarında tamamı bir defada inmiştir. Bediüzzaman Seb'u-l Mesani ifadesini zikrederek 2 defa nazil olduğunu söyler. Tek başına kılınan namazlarda Fâtiha okumak Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelîlere göre farz ve nâfile bütün namazların her rek‘atında farz; Hanefîler’e göre sünnet, nâfile ve vitir namazının her rek‘atında, farz namazların ise ilk iki rek‘atında vâciptir. Cemaatle kılınan namazlarda Hanefîler’e göre imam ister açıktan ister gizli okusun ona uyan kimsenin Fâtiha’yı okuması gerekmez, mekruhtur. Şâfiîler’e göre imama uyan kimsenin kıraatin hem açıktan hem de sessiz olduğu rek‘atlarında Fâtiha okuması farzdır. Bu yüzden Şâfiîler, imamın açıktan okuduğu rek‘atlarda cemaatin de okuması için Fatiha'dan sonra kısa bir ara verir. Mâlikî ve Hanbelîlere göre imamın açıktan okuduğu rek‘atlarda cemaatin dinlemelidir, sessiz okuduğu rek‘atlarda Fâtiha’yı okumak ise menduptur. Fâtiha’nın arkasından “âmin” demek dört mezhebe göre de sünnettir.

[1]

Bilgiler[değiştir]

İsminin Anlamı ve Kaynağı: Fâtiha, başlangıç anlamına gelir ve sure ismini Kur'ân'ın ilk suresi olmasından almıştır.

Diğer İsimleri: Fatiha-i Şerife, Esseb'u'l-Mesânî, Seb'ul Mesânî ve'l Kur'anu'l Azim (namazların her rek‘atında ve çeşitli vesilelerle tekrarlanan yedi âyet), Mesnâ (7 ayeti 2 defa nazil olduğu için), Fâtihatü’l-kitâb, Elham (halk ağzında), Ümmü’l-Kur’ân (Kur’an’ın aslı, özü), Ümmü’l-kitâb

Kur'ân'daki Sırası: 1

Kur'ân'daki Yeri: 1. cüz, 0. sayfa

Mekkî/Medenî: Mekkî[1]

Nuzül (İnme) Sırası: 5

Nuzülü (İnme) Hakkındaki Bilgiler: Mekke devrinin ilk yıllarında tamamı bir defada inmiştir. Bediüzzaman Seb'u-l Mesani ifadesini zikrederek 2 defa nazil olduğunu söyler.

Uzunluğu: 1 sayfa

Ayet Sayısı: 7

Şâfiîler’e göre 1. ayet besmeledir, son âyeti ise ”صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ“ ile başlar, ”وَلَا الضَّالِّينَ“ ile biter. Hanefîler’e göre besmele Fâtiha’ya dahil değildir; birinci âyet ”الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ“, son âyet ise ”غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ“ dir. Sonunda söylenen “âmin” sözü Fâtiha’dan bir kelime olmadığı gibi Kur’an’dan bir âyet de değildir.[1]

Satır Sayısı: 7

Kelime Sayısı: 30

Harf Sayısı: 130

Fasıla Harfleri: Mim ve nun

Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı: 1

Secde Ayeti: -

Allah lafzı sayısı: 1 (Besmele ile 2)

Rahman ismi sayısı: 1 (Besmele ile 2)

Rahim ismi sayısı: 1 (Besmele ile 2)

Rab ismi sayısı: 1

Kur'an kelimesi sayısı: -

Rasul kelimesi sayısı: -

Hizb-ül Kur'an'da Geçen Ayetleri: 1. - 7. ayetler (tamamı)

Münâcât-ül Kur'an'da İlgili Kısım: 2., 3. ve 4. ayetler)

Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri: 1. - 7. ayetler (tamamı)

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Bediüzzaman İşarat-ül İ'caz adlı kitabında Fatiha suresinin tefsirini yapmıştır

15. Şua'nın Birinci Makamının İkinci Kısmında ise Fatiha-i Şerife’nin Bir Muhtasar Hülâsası yer alır

X[değiştir]

([[|]])



([[|]])



([[|]])



([[|]])


([[|]])

Namazda Fatiha Okumak[değiştir]

İşte akşam namazı için böyle bir vakitte, fıtraten bir Cemal-i Bâki’ye âyine-i müştak olan ruh-u beşer, şu azîm işleri yapan ve bu cesîm âlemleri çeviren, tebdil eden Kadîm-i Lemyezel ve Bâki-i Lâyezal’in arş-ı azametine yüzünü çevirip bu fânilerin üstünde ‌اَللّٰهُ اَكْبَرُ‌ deyip onlardan ellerini çekip hizmet-i Mevla için el bağlayıp Daim-i Bâki’nin huzurunda kıyam edip اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ‌ demekle; kusursuz kemaline, misilsiz cemaline, nihayetsiz rahmetine karşı hamd ü sena edip اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ اِيَّاكَ نَسْتَعٖينُ demekle, muînsiz rububiyetine, şeriksiz uluhiyetine, vezirsiz saltanatına karşı arz-ı ubudiyet ve istiane etmek…

...

Hem Fatiha ile başlamak, yani bir şeye yaramayan ve yerinde olmayan nâkıs, fakir mahlukları medih ve minnettarlığa bedel, bir Kâmil-i Mutlak ve Ganiyy-i Mutlak ve Rahîm-i Kerîm olan Rabbü’l-âlemîn’i medh ü sena etmek…

Hem اِيَّاكَ نَعْبُدُ hitabına terakki etmek, yani küçüklüğü, hiçliği, kimsesizliği ile beraber, ezel ve ebed sultanı olan Mâlik-i Yevmi’d-din’e intisabıyla şu kâinatta nazdar bir misafir ve ehemmiyetli bir vazifedar makamına girip اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ اِيَّاكَ نَسْتَعٖينُ demekle bütün mahlukat namına kâinatın cemaat-i kübrası ve cemiyet-i uzmasındaki ibadat ve istianatı ona takdim etmek…

Hem اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقٖيمَ demekle, istikbal karanlığı içinde saadet-i ebediyeye giden, nurani yolu olan sırat-ı müstakime hidayeti istemek…

(9. Söz)



([[|]])



([[|]])



([[|]])


([[|]])

Seb'ul Mesani ve'l-Kur'anu'l-Azîm/Müsenna[değiştir]

وَلَقَدْ اٰتَيْنَاكَ سَبْعًا مِنَ الْمَثَانٖى âyetidir. Şu cümle Kur’an-ı Azîmüşşan’ı ve Fatiha Suresi’ni müsenna senasıyla ifade ettiği gibi Kur’an’ın müsenna vasfına lâyık bir bürhanı ve altı erkân-ı imaniye ile beraber hakikat-i İslâmiyet olan yedi esası, Kur’an’ın seb’a-i meşhuresini parlak bir surette ispat eden ve سَبْعَ الْمَثَانٖى nuruna mazhar bir âyinesi olan Risalei’n-Nur’a cifirce dahi işaret eder. Çünkü اٰتَيْنَاكَ سَبْعًا مِنَ الْمَثَانٖى makam-ı ebcedîsi bin üç yüz otuz beş (1335) adediyle Risalei’n-Nur’un Fatihası olan İşaratü’l-İ’caz tefsirinin Fatiha Suresi’yle El-Bakara Suresi’nin başına ait kısmı basmakla intişar tarihi olan bin üç yüz otuz beş veya altıya tevafukla remzî bir perdeden ona baktığına bir emaredir.

(1. Şua)


Fatiha'da Besmele ile "hemze" olan (elif) on sekiz olup 18 bin âlemin adedine tevafuk işaretiyle, her bir harfi her bir âlemin anahtarı olduğuna îma etmekten hâlî değildir. Ve (hemze) ile (sakin elif) بِسْمِ 'deki gizli hemze sayılmamak şartıyla otuzdur. Otuz cüz Kur'an'a remz eder. (Hemze), Besmele'siz on dört olmak haysiyetiyle şu سَبْعُ الْمَثَانٖى 'nin yedi adet âyeti müsennâ olarak iki defasına işaretle iki defa nüzulüne ve namazda tekerrürüne îma eder.

...

Besmele'siz س iki, ص iki, ض iki, ط iki, غ iki olup birbirine tevafukla beraber; Fatiha Besmele ile beraber iki defa Lafzullah, iki kere رحمٰن , iki kere رحيم , iki kere اِيَّاكَ , iki kere صِرَاطْ , iki عَلَيْهِمْ müsennâ olarak سَبْعُ الْمَثَانٖى 'de ikişer adetlerine muvafakat işaretiyle Fatiha'nın iki defa nüzulünü ve Kur'an'ın hem evvelinde hem âhirinde iki kere vücub-u tilavetini ve her umûr-u hayriyenin hem başında hem âhirinde iki kere sünnet kıraatını îma ederler.

(Rumuzat-ı Semaniye)


Besmele ile Fatiha'da hemze 18, Besmele'nin makam-ı ebcedîsine inzimam ile 18 bin âlemin adedine tevafuk sırrıyla her bir elifi bir âlemin anahtarına îmadan hâlî olamadığı gibi, hemze ile sakin elif 30 olarak 30 cüz Kur'an içimizde münderic olduğu ve Besmele'siz hemze 14 olmakla şu Seb'ul-mesanî'nin müsenna olan 7 adet âyâtını göstererek 2 defa nüzulüne ve namazda tekerrürünü îma ettiği gibi, sakin elif 13, ل 23 olup Fatiha'nın bir hesap ile 36 kelimelerine tevafuk sırrıyla 5 farz namazda revatibinde ve revatib hükmündeki 2 rekat teheccüd namazında 24 saat zarfında 36 defa Fatiha'nın tekerrürüne îma etmek, bu kudsî şifre-i İlahiyenin şe'ninden olduğu gibi, Besmele'siz ل ile elif ikisi 30 olup lâm'ın ebcedî makamı olan otuza tevafuk ederek Besmele'siz Fatiha'nın 30 kelimatına mutabakat ve 30 cüz Kur'an'ın adedine muvafakat sırrıyla, 30 cüz Kur'an'ın esasları Fatiha'da bulunduğuna bu kudsî şifre-i İlahiyenin işaratından olmakla beraber, ل ın 23 adedi nüzul-ü vahyin 23 senesine tevafuku elbette böyle kudsî bir şifrenin işaratıdır denilebilir. İşte Fatiha'da ال lafzı bu vazifeyi gördüğü gibi, 13 ال ile Altıncı Remz'in fihristesinde beyan edildiği gibi 13 ال ile en meşhur suver-i Kur'aniyenin ال ile başlayan 13 surenin başına tevafukla işarî mu'cizane ifade ediyor ki, "Kur'an bendedir, ben onun fihristesiyim."

Fatiha'daki ب 5, ه 5, ح 5. Hem birbirine, hem 5 farza hem 5 erkân-ı İslâmiyeye ve Lafzullah gibi Fatiha'nın ekser kelimelerinin beşer harflerine ve Fatiha'da 5 esma-i hüsnanın adedine tevafukları hem د 4, و 4 dört rekat namazda dört Fatiha vücubunu ve dörtlükle iştihar eden çok mühim İslâmî dörtleri îma etmek ت 3, ك 3, س 3 olmakla ت 3 defasıyla 1200 adet ederek Kur'an'ın 1200 sene kadar galibane vaziyetine ve sonra tedafü vaziyetine,

اِنَّا فَتَحْنَا لَكَ فَتْحًا مُبٖينًا

âyetinin makam-ı ebcediyle verdiği habere tevafuk sırrıyla işaret etmek bu kudsî şifre-i İlahiyenin şe'nindendir. ك in 3 tekerrürü makam-ı ebcedîsine zammedilse 23 olup nüzul-ü vahyin 23 senesine tevafukla îma etmek, س ebcedî makamı 60 olup 3 tekerrürü 3 olarak zammedilse mehbit-i vahiy olan Zât-ı Nebeviyenin ömrüne tevafukla îma etmesi sair işaratın teyidiyle elbette kabul edilir. Besmele'siz س 2, ص 2, ض 2, ط 2, غ 2 olarak birbirine tevafukla beraber Fatiha'da Besmele ile beraber 2 defa Lafzullah, 2 kere Rahman, 2 kere Rahîm, 2 kere اِيَّاكَ, 2 صِرَاط, 2 عَلَيْهِمْ ikişer adedine ve Seb'ul-mesanî'nin manasının teyidiyle beraber Fatiha'nın 2 defa nüzulünü ve Kur'an'ın hem evvelinde hem âhirinde 2 kere vücub-u tilavetini ve her umûr-u hayriyenin hem başında hem âhirinde 2 kere sünnet-i kıraatını îma etmek, bu kudsî ve parlak şifre-i İlahiyenin şe'nindendir.

(Rumuzat-ı Semaniye)


Bu münasebetle Fatiha'nın şu letafetini bir derece izah için deriz ki:

Madem Kur'an, Fatiha'da icmalen münderic olduğunu ehl-i tahkik zevk-i şuhudî ile hükmetmişler.

Ve madem Kur'an'da Fatiha'nın bir ismi "Seb'ul-mesanî ve'l-Kur'anu'l-azîm"dir.

Ve madem surelerin başında mukattaat-ı hurufla başlayan mühim sureler, الٓمٓ ler ve الٓرٰ lar ve حٰمٓ lerdir.

Ve madem Fatiha-i Şerife'de on üç ال lafzı tekerrür ediyor.[2] yani لام ،ألف zikredilmiş.

Ve madem o meşhur surelerin başında mukattaat-ı huruftan on üç defa لام،ألف ism-i hecaisiyle okunuyor ve ال suretiyle yazılıyor.

Ve madem Fatiha müteaddid vecihler ile o meşhur الٓمٓ ler ve الٓرٰ lar ve حٰمٓ lere bakıyor.

Ve madem o meşhur surelerde on beş defa م ism-i hecaisiyle zikredilmiş ve on üç defa ال ism-i hecaileri ile tekrar edilir. Ve Fatiha'da dahi on beş م tekerrür ediyor ve o surelerdeki on beş م e tevafuk ediyor. Ve Fatiha'da on üç defa ال tekerrür etmekle o surelerdeki on üç defa ال adetlerine tevafuk ediyor.

Elbette bütün bu tevafuk Fatiha'da o surelere karşı olan on üç ال den on üç işaret parmakları hükmünde olan on üç ال tekrar edilmiştir.

(Rumuzat-ı Semaniye)


Fatiha-i Şerife: Hurufatının ebcedî hesabı olan on iki bin iki yüz on iki (12212) adedi ise mecmu-u Kur'an'da hem ب hem ت 11 bin adetlerine tevafuk etmesiyle beraber, başka sırları gösteren küsurattan sarf-ı nazar edilmiştir. Fatiha'nın on bin huruf-u adedini yedi adet âyetine darb etmesiyle mecmu-u kelimat-ı Kur'aniye adedi olan 70 bine muvafık gelmesiyle ehl-i hakikat indinde muhakkak ve hadîsçe musaddak olan "Fatiha, Kur'an kadardır." ve "Kur'an, Fatiha'da mündericdir." ve bu indirac sırrına binaen "Fatiha, Tenzil'de 'Es-seb'ul-mesanî ve'l-Kur'anu'l-azîm' namıyla teşhir edilmiş." diye olan meşhur hükmün ispatını îma ve ihtar eder.

...

(Sakin elif) on üç, ل yirmi üç olup Fatiha'nın bir hesapla otuz altı kelimelerine tevafuk işaretiyle, beş farz namaz ve revatibinde ve revatib hükmündeki iki rekat teheccüd namazında yirmi dört saatte otuz altı defa Fatiha'nın tekerrürüne îma eder. Besmele'siz ل ile ا ikisi otuz olup ل ın ebcedî makamı olan otuza muvafakatla ve Besmele'siz Fatiha'nın otuz kelimatına mutabakatla beraber otuz cüz Kur'an'ın adedine ve yalnız ل , Besmele'nin on dokuz hurufuna tevafuk işaretiyle otuz cüz Kur'an'ın esasları bu "Es-seb'ul-mesanî ve'l-Kur'anu'l-azîm" namıyla müştehir olan Fatiha'da münderic ve dâhil olduğunu îma eder. Hem ل ın yirmi üç adedi, nüzul-ü vahyin yirmi üç senesine remzeder.

(Rumuzat-ı Semaniye)

Fatiha'nın Kur'an'ın Fihristesi ve Timsali Olması[değiştir]

Nasıl ki insan, şu âlem-i kebirin bir misal-i musağğarıdır ve Fatiha-i Şerife, şu Kur’an-ı Azîmüşşan’ın bir timsal-i münevveridir. Namaz dahi bütün ibadatın envaını şâmil bir fihriste-i nuraniyedir ve bütün esnaf-ı mahlukatın elvan-ı ibadetlerine işaret eden bir harita-i kudsiyedir.

(9. Söz)


Üslub-u Kur’an’ın o kadar acib bir cemiyeti var ki bir tek sure, kâinatı içine alan bahr-i muhit-i Kur’anîyi içine alır. Bir tek âyet, o surenin hazinesini içine alır. Âyetlerin çoğu her birisi birer küçük sure, surelerin çoğu her birisi birer küçük Kur’an’dır. İşte şu, i’cazkârane îcazdan büyük bir lütf-u irşaddır ve güzel bir teshildir.

Çünkü herkes, her vakit Kur’an’a muhtaç olduğu halde, ya gabavetinden veya başka esbaba binaen her vakit bütün Kur’an’ı okumayan veyahut okumaya vakit ve fırsat bulamayan adamlar, Kur’an’dan mahrum kalmamak için her bir sure, birer küçük Kur’an hükmüne, hattâ her bir uzun âyet, birer kısa sure makamına geçer. Hattâ Kur’an Fatiha’da, Fatiha dahi Besmele’de münderic olduğuna ehl-i keşif müttefiktirler. Şu hakikate bürhan ise ehl-i tahkikin icmaıdır.

(25. Söz)


Fatiha-i Şerife hurufatının ebcedî hesabı olan 10212 adedi mecmu-u Kur'an'da ب nin 10 bin, hem ت nin 10 bin aded-i tekerrürlerine tevafuku, hem Fatiha'nın o 10 bin adedi 7 adet âyetine darbedilmesiyle mecmu-u kelimat-ı Kur'aniye adedi olan 70 bine muvafık gelmesiyle, ehl-i hakikat indinde muhakkak ve hadîsçe musaddak olan "Fatiha Kur'an kadardır ve Kur'an Fatiha'da mündericdir ve

اَلسَّبْعُ الْمَثَانٖى وَالْقُرْاٰنُ الْعَظٖيمُ

Fatiha'dır." diye olan meşhur hükmün ispatını îma edip ihtar eder. Suver-i Kur'aniyenin başlarında olan mukattaat-ı huruf gayet manidar ve esrarlı bir şifre-i İlahiye olduğu gibi, Fatiha hurufu belki Kur'an'ın umum hurufatı kudsî ve ayrı ayrı mütenevvi binler İlahî şifreler olduğunu Rumuzat-ı Semaniye ile dikkat edenler hissedebiliyor. Ve bilhassa Fatiha-i Şerife'nin hurufu daha zahir ve nuranî bir şifre olduğunu ehl-i keşif görmüşler ve emareleri de vardır.

Ezcümle: Besmele ile Fatiha'da hemze 18, Besmele'nin makam-ı ebcedîsine inzimam ile 18 bin âlemin adedine tevafuk sırrıyla her bir elifi bir âlemin anahtarına îmadan hâlî olamadığı gibi, hemze ile sakin elif 30 olarak 30 cüz Kur'an içimizde münderic olduğu ve Besmele'siz hemze 14 olmakla şu Seb'ul-mesanî'nin müsenna olan 7 adet âyâtını göstererek 2 defa nüzulüne ve namazda tekerrürünü îma ettiği gibi, sakin elif 13, ل 23 olup Fatiha'nın bir hesap ile 36 kelimelerine tevafuk sırrıyla 5 farz namazda revatibinde ve revatib hükmündeki 2 rekat teheccüd namazında 24 saat zarfında 36 defa Fatiha'nın tekerrürüne îma etmek, bu kudsî şifre-i İlahiyenin şe'ninden olduğu gibi, Besmele'siz ل ile elif ikisi 30 olup lâm'ın ebcedî makamı olan otuza tevafuk ederek Besmele'siz Fatiha'nın 30 kelimatına mutabakat ve 30 cüz Kur'an'ın adedine muvafakat sırrıyla, 30 cüz Kur'an'ın esasları Fatiha'da bulunduğuna bu kudsî şifre-i İlahiyenin işaratından olmakla beraber, ل ın 23 adedi nüzul-ü vahyin 23 senesine tevafuku elbette böyle kudsî bir şifrenin işaratıdır denilebilir. İşte Fatiha'da ال lafzı bu vazifeyi gördüğü gibi, 13 ال ile Altıncı Remz'in fihristesinde beyan edildiği gibi 13 ال ile en meşhur suver-i Kur'aniyenin ال ile başlayan 13 surenin başına tevafukla işarî mu'cizane ifade ediyor ki, "Kur'an bendedir, ben onun fihristesiyim."

(Rumuzat-ı Semaniye)


Bu münasebetle Fatiha'nın şu letafetini bir derece izah için deriz ki:

Madem Kur'an, Fatiha'da icmalen münderic olduğunu ehl-i tahkik zevk-i şuhudî ile hükmetmişler.

(Rumuzat-ı Semaniye)

Besmelenin Fatiha'nın Fihristesi Olması[değiştir]

Üslub-u Kur’an’ın o kadar acib bir cemiyeti var ki bir tek sure, kâinatı içine alan bahr-i muhit-i Kur’anîyi içine alır. Bir tek âyet, o surenin hazinesini içine alır. Âyetlerin çoğu her birisi birer küçük sure, surelerin çoğu her birisi birer küçük Kur’an’dır. İşte şu, i’cazkârane îcazdan büyük bir lütf-u irşaddır ve güzel bir teshildir.

Çünkü herkes, her vakit Kur’an’a muhtaç olduğu halde, ya gabavetinden veya başka esbaba binaen her vakit bütün Kur’an’ı okumayan veyahut okumaya vakit ve fırsat bulamayan adamlar, Kur’an’dan mahrum kalmamak için her bir sure, birer küçük Kur’an hükmüne, hattâ her bir uzun âyet, birer kısa sure makamına geçer. Hattâ Kur’an Fatiha’da, Fatiha dahi Besmele’de münderic olduğuna ehl-i keşif müttefiktirler. Şu hakikate bürhan ise ehl-i tahkikin icmaıdır.

(25. Söz)


Hadsiz kesret içinde vâhidiyet tecellisi, hitab-ı اِيَّاكَ نَعْبُدُ demekle herkese kâfi gelmiyor. Fikir dağılıyor. Mecmuundaki vahdet arkasında Zat-ı Ehadiyeti mülahaza edip اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ اِيَّاكَ نَسْتَعٖينُ demeye, küre-i arz vüs’atinde bir kalp bulunmak lâzım geliyor. Ve bu sırra binaen cüz’iyatta zahir bir surette sikke-i ehadiyeti gösterdiği gibi her bir nevide sikke-i ehadiyeti göstermek ve Zat-ı Ehad’i mülahaza ettirmek için hâtem-i rahmaniyet içinde bir sikke-i ehadiyeti gösteriyor; tâ külfetsiz herkes her mertebede اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ اِيَّاكَ نَسْتَعٖينُ deyip doğrudan doğruya Zat-ı Akdes’e hitap ederek müteveccih olsun.

İşte Kur’an-ı Hakîm, bu sırr-ı azîmi ifade içindir ki kâinatın daire-i a’zamından mesela, semavat ve arzın hilkatinden bahsettiği vakit, birden en küçük bir daireden ve en dakik bir cüz’îden bahseder; tâ ki zahir bir surette hâtem-i ehadiyeti göstersin. Mesela, hilkat-i semavat ve arzdan bahsi içinde hilkat-i insandan ve insanın sesinden ve simasındaki dekaik-ı nimet ve hikmetten bahis açar; tâ ki fikir dağılmasın, kalp boğulmasın, ruh mabudunu doğrudan doğruya bulsun. Mesela

وَمِنْ اٰيَاتِهٖ خَلْقُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافُ اَلْسِنَتِكُمْ وَ اَلْوَانِكُمْ

âyeti mezkûr hakikati mu’cizane bir surette gösteriyor.

Evet, hadsiz mahlukatta ve nihayetsiz bir kesrette vahdet sikkeleri, mütedâhil daireler gibi en büyüğünden en küçük sikkeye kadar envaı ve mertebeleri vardır. Fakat o vahdet ne kadar olsa yine kesret içinde bir vahdettir, hakiki hitabı tam temin edemiyor. Onun için vahdet arkasında ehadiyet sikkesi bulunmak lâzımdır. Tâ ki kesreti hatıra getirmesin. Doğrudan doğruya Zat-ı Akdes’e karşı kalbe yol açsın.

Hem sikke-i ehadiyete nazarları çevirmek ve kalpleri celbetmek için o sikke-i ehadiyet üstünde gayet cazibedar bir nakış ve gayet parlak bir nur ve gayet şirin bir halâvet ve gayet sevimli bir cemal ve gayet kuvvetli bir hakikat olan rahmet sikkesini ve rahîmiyet hâtemini koymuştur. Evet, o rahmetin kuvvetidir ki zîşuurun nazarlarını celbeder, kendine çeker ve ehadiyet sikkesine îsal eder ve Zat-ı Ehadiyeyi mülahaza ettirir ve ondan اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَ اِيَّاكَ نَسْتَعٖينُ deki hakiki hitaba mazhar eder.

İşte Bismillahirrahmanirrahîm Fatiha’nın fihristesi ve Kur’an’ın mücmel bir hülâsası olduğu cihetle, bu mezkûr sırr-ı azîmin unvanı ve tercümanı olmuş. Bu unvanı eline alan, rahmetin tabakatında gezebilir. Ve bu tercümanı konuşturan, esrar-ı rahmeti öğrenir ve envar-ı rahîmiyeti ve şefkati görür.

(14. Lem'a)

Elhamdülillah İle Başlayan Sureler[değiştir]

Makam-ı medhin binler misallerinden, başında “Elhamdülillah” olan beş surede beyanat-ı Kur’aniye güneş gibi parlak, (Hâşiye[3]) yıldız gibi ziynetli, semavat ve zemin gibi haşmetli, melekler gibi sevimli, dünyada yavrulara rahmet gibi şefkatli, âhirette cennet gibi güzeldir.

(25. Söz)

Fatiha'nın Sevabı[değiştir]

Hem mesela, insafsız ehl-i ilhadın mübalağa zannettikleri hattâ muhal bir mübalağa ve mücazefe tevehhüm ettikleri biri de amellerin sevabına dair ve bazı surelerin faziletleri hakkında gelen rivayetlerdir. Mesela “Fatiha’nın Kur’an kadar sevabı vardır.” “Sure-i İhlas, sülüs-ü Kur’an”, “Sure-i İza zülzileti’l-ardu, rubu’” “Sure-i Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn, rubu’”, “Sure-i Yâsin, on defa Kur’an kadar” olduğuna rivayet vardır.

İşte insafsız ve dikkatsiz insanlar demişler ki: “Şu muhaldir. Çünkü Kur’an içinde Yâsin ve öteki faziletli olanlar da vardır. Onun için manasız olur.”

Elcevap: Hakikati şudur ki: Kur’an-ı Hakîm’in her bir harfinin bir sevabı var, bir hasenedir. Fazl-ı İlahîden o harflerin sevabı sümbüllenir, bazen on tane verir, bazen yetmiş, bazen yedi yüz (Âyetü’l-Kürsî harfleri gibi), bazen bin beş yüz (Sure-i İhlas’ın harfleri gibi), bazen on bin (Leyle-i Beratta okunan âyetler ve makbul vakitlere tesadüf edenler gibi) ve bazen otuz bin (mesela, haşhaş tohumunun kesreti misillü, Leyle-i Kadirde okunan âyetler gibi). Ve o gece bin aya mukabil işaretiyle, bir harfinin o gecede otuz bin sevabı olur anlaşılır. İşte Kur’an-ı Hakîm, tezauf-u sevabıyla beraber elbette muvazeneye gelmez ve gelemiyor. Belki asıl sevap ile bazı surelerle muvazeneye gelebilir.

Mesela, içinde mısır ekilmiş bir tarla farz edelim ki bin tane ekilmiş. Bazı habbeleri yedi sümbül vermiş farz etsek, her bir sümbülde yüzer tane olmuş ise o vakit tek bir habbe bütün tarlanın iki sülüsüne mukabil oluyor. Mesela, birisi de on sümbül vermiş, her birinde iki yüz tane vermiş. O vakit bir tek habbe asıl tarladaki habbelerin iki misli kadardır. Ve hâkeza kıyas et.

Şimdi Kur’an-ı Hakîm’i nurani, mukaddes bir mezraa-i semaviye tasavvur ediyoruz. İşte her bir harfi asıl sevabıyla birer habbe hükmündedir. Onların sümbülleri nazara alınmayacak. Sure-i Yâsin, İhlas, Fatiha, Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn, İza zülzileti’l-ardu gibi sair faziletlerine dair rivayet edilen sure ve âyetlerle muvazene edilebilir.

(24. Söz)



([[|]])



([[|]])



([[|]])


([[|]])

X[değiştir]

([[|]])



([[|]])



([[|]])



([[|]])


([[|]])

X[değiştir]

([[|]])



([[|]])



([[|]])



([[|]])


([[|]])

X[değiştir]

([[|]])



([[|]])



([[|]])



([[|]])


([[|]])

X[değiştir]

([[|]])



([[|]])



([[|]])



([[|]])


([[|]])

X[değiştir]

([[|]])



([[|]])



([[|]])



([[|]])


([[|]])

Diğer Bahisler[değiştir]



([[|]])



([[|]])



([[|]])



([[|]])



([[|]])


([[|]])

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. 1,0 1,1 1,2 https://islamansiklopedisi.org.tr/fatiha-suresi
  2. اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ 'da لِلّٰهِ lafzında hemze, hatten ve lafzen tayyedildiği için oradaki ال sayılmaz.
  3. Şu tabiratta o surelerdeki bahislere işaret var.