Kategori:Atuzzekat/Atevuzzekat Ayetleri: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
 
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:İçinde Geçen Kelimelere Göre Ayetler]]
[[Kategori:İçinde Geçen Kelimelere Göre Ayetler]]
Bu kategoride "Âtuzzekât/Âtevuzzekât" yani "Zekatı verin/verirler" ifadesi geçen ayetler listelenmiştir.
Bu kategoride "Âtuzzekât/Âtevuzzekât" yani "Zekatı verin/verirler" ifadesi geçen ayetler listelenmiştir.
==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
Mesela, medeniyetin bütün cem’iyat-ı hayriyeleri ile bütün cebbarane şedit inzibat ve nizamatlarıyla, bütün ahlâkî terbiyegâhlarıyla, Kur’an-ı Hakîm’in iki meselesine karşı muaraza edemeyip mağlup düşmüşlerdir. Mesela
[[Bakara 43|{{Arabi|وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ}}]]
[[Bakara 275|{{Arabi|وَاَحَلَّ اللّٰهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبٰوا}}]]
Kur’an’ın bu galebe-i i’cazkâranesini bir mukaddime ile beyan edeceğiz. Şöyle ki:
İşaratü’l-İ’caz’da ispat edildiği gibi bütün ihtilalat-ı beşeriyenin madeni bir kelime olduğu gibi bütün ahlâk-ı seyyienin menbaı dahi bir kelimedir.
Birinci kelime: “Ben tok olayım, başkası açlıktan ölse bana ne.”
İkinci kelime: “Sen çalış, ben yiyeyim.”
Evet, hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede havas ve avam, yani zenginler ve fakirler, muvazeneleriyle rahatla yaşarlar. O muvazenenin esası ise: Havas tabakasında merhamet ve şefkat, aşağısında hürmet ve itaattir. Şimdi birinci kelime, havas tabakasını zulme, ahlâksızlığa, merhametsizliğe sevk etmiştir. İkinci kelime, avamı kine, hasede, mübarezeye sevk edip rahat-ı beşeriyeyi birkaç asırdır selbettiği gibi; şu asırda sa’y, sermaye ile mübareze neticesi herkesçe malûm olan Avrupa hâdisat-ı azîmesi meydana geldi.
İşte medeniyet, bütün cem’iyat-ı hayriye ile ve ahlâkî mektepleriyle ve şedit inzibat ve nizamatıyla, beşerin o iki tabakasını musalaha edemediği gibi hayat-ı beşerin iki müthiş yarasını tedavi edememiştir.
Kur’an, birinci kelimeyi esasından “vücub-u zekât” ile kal’eder, tedavi eder. İkinci kelimenin esasını “hurmet-i riba” ile kal’edip tedavi eder. Evet, âyet-i Kur’aniye âlem kapısında durup ribaya “Yasaktır!” der. “Kavga kapısını kapamak için banka kapısını kapayınız.” diyerek insanlara ferman eder. Şakirdlerine “Girmeyiniz!” emreder.
([[Risale:25._Söz#.C4.B0kinci_Cilve|25. Söz]])
----
Bir zaman bîaman İslâm’ın düşmanı, siyasî bir dessas, yüksekte kendini göstermek isteyen vesvas bir papaz, desise niyetiyle hem inkâr suretinde
Hem de boğazımızı pençesiyle sıktığı bir zaman-ı elîmde pek şematetkârane bir istifham ile dört şey sordu bizden.
Altı yüz kelime istedi. Şematetine karşı yüzüne “Tuh!” demek, desisesine karşı küsmekle sükût etmek, inkârına karşı da
Tokmak gibi bir cevab-ı müskit vermek lâzımdı. Onu muhatap etmem. Bir hakperest adama böyle cevabımız var. O dedi birincide:
“Muhammed aleyhissalâtü vesselâm dini nedir?” Dedim: İşte Kur’an’dır. Erkân-ı sitte-i iman, erkân-ı hamse-i İslâm, esas maksad-ı Kur’an. Der ikincisinde:
“Fikir ve hayata ne vermiş?” Dedim: “Fikre tevhid, hayata istikamet. Buna dair şahidim:
[[Hud 112|{{Arabi|فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ}}]]
[[İhlas 1|{{Arabi|قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ}}]]
Der üçüncüsünde: “Mezahim-i hazıra nasıl tedavi eder?” Derim: “Hurmet-i riba hem vücub-u zekâtla. Buna dair şahidim: [[Bakara 276|{{Arabi|يَمْحَقُ اللّٰهُ الرِّبٰوا}}]] da.
[[Bakara 275|{{Arabi|وَاَحَلَّ اللّٰهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبٰوا}}]]
[[Bakara 43|{{Arabi|وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ}}]]
Der dördüncüsünde:
“İhtilal-i beşere ne nazarla bakıyor?” Derim: Sa’y, asıl esastır. Servet-i insaniye, zalimlerde toplanmaz, saklanmaz ellerinde.
Buna dair şahidim:
[[Necm 39|{{Arabi|لَيْسَ لِلْاِنْسَانِ اِلَّا مَا سَعٰى}}]]
[[Tevbe 34|{{Arabi|وَالَّذٖينَ يَكْنِزُونَ الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ وَلَا يُنْفِقُونَهَا فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ اَلٖيمٍ}}]]
(Yüz mâşâallah bu cevaba.)
([[Risale:Lemeat_(Sözler)#Anglikan_Kilisesine_Cevap|Lemeat, Sözler]])

17.01, 10 Ağustos 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Bu kategoride "Âtuzzekât/Âtevuzzekât" yani "Zekatı verin/verirler" ifadesi geçen ayetler listelenmiştir.

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Mesela, medeniyetin bütün cem’iyat-ı hayriyeleri ile bütün cebbarane şedit inzibat ve nizamatlarıyla, bütün ahlâkî terbiyegâhlarıyla, Kur’an-ı Hakîm’in iki meselesine karşı muaraza edemeyip mağlup düşmüşlerdir. Mesela

وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ

وَاَحَلَّ اللّٰهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبٰوا

Kur’an’ın bu galebe-i i’cazkâranesini bir mukaddime ile beyan edeceğiz. Şöyle ki:

İşaratü’l-İ’caz’da ispat edildiği gibi bütün ihtilalat-ı beşeriyenin madeni bir kelime olduğu gibi bütün ahlâk-ı seyyienin menbaı dahi bir kelimedir.

Birinci kelime: “Ben tok olayım, başkası açlıktan ölse bana ne.”

İkinci kelime: “Sen çalış, ben yiyeyim.”

Evet, hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede havas ve avam, yani zenginler ve fakirler, muvazeneleriyle rahatla yaşarlar. O muvazenenin esası ise: Havas tabakasında merhamet ve şefkat, aşağısında hürmet ve itaattir. Şimdi birinci kelime, havas tabakasını zulme, ahlâksızlığa, merhametsizliğe sevk etmiştir. İkinci kelime, avamı kine, hasede, mübarezeye sevk edip rahat-ı beşeriyeyi birkaç asırdır selbettiği gibi; şu asırda sa’y, sermaye ile mübareze neticesi herkesçe malûm olan Avrupa hâdisat-ı azîmesi meydana geldi.

İşte medeniyet, bütün cem’iyat-ı hayriye ile ve ahlâkî mektepleriyle ve şedit inzibat ve nizamatıyla, beşerin o iki tabakasını musalaha edemediği gibi hayat-ı beşerin iki müthiş yarasını tedavi edememiştir.

Kur’an, birinci kelimeyi esasından “vücub-u zekât” ile kal’eder, tedavi eder. İkinci kelimenin esasını “hurmet-i riba” ile kal’edip tedavi eder. Evet, âyet-i Kur’aniye âlem kapısında durup ribaya “Yasaktır!” der. “Kavga kapısını kapamak için banka kapısını kapayınız.” diyerek insanlara ferman eder. Şakirdlerine “Girmeyiniz!” emreder.

(25. Söz)


Bir zaman bîaman İslâm’ın düşmanı, siyasî bir dessas, yüksekte kendini göstermek isteyen vesvas bir papaz, desise niyetiyle hem inkâr suretinde

Hem de boğazımızı pençesiyle sıktığı bir zaman-ı elîmde pek şematetkârane bir istifham ile dört şey sordu bizden.

Altı yüz kelime istedi. Şematetine karşı yüzüne “Tuh!” demek, desisesine karşı küsmekle sükût etmek, inkârına karşı da

Tokmak gibi bir cevab-ı müskit vermek lâzımdı. Onu muhatap etmem. Bir hakperest adama böyle cevabımız var. O dedi birincide:

“Muhammed aleyhissalâtü vesselâm dini nedir?” Dedim: İşte Kur’an’dır. Erkân-ı sitte-i iman, erkân-ı hamse-i İslâm, esas maksad-ı Kur’an. Der ikincisinde:

“Fikir ve hayata ne vermiş?” Dedim: “Fikre tevhid, hayata istikamet. Buna dair şahidim:

فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ

قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ

Der üçüncüsünde: “Mezahim-i hazıra nasıl tedavi eder?” Derim: “Hurmet-i riba hem vücub-u zekâtla. Buna dair şahidim: يَمْحَقُ اللّٰهُ الرِّبٰوا da.

وَاَحَلَّ اللّٰهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبٰوا

وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ

Der dördüncüsünde:

“İhtilal-i beşere ne nazarla bakıyor?” Derim: Sa’y, asıl esastır. Servet-i insaniye, zalimlerde toplanmaz, saklanmaz ellerinde.

Buna dair şahidim:

لَيْسَ لِلْاِنْسَانِ اِلَّا مَا سَعٰى

وَالَّذٖينَ يَكْنِزُونَ الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ وَلَا يُنْفِقُونَهَا فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ اَلٖيمٍ

(Yüz mâşâallah bu cevaba.)

(Lemeat, Sözler)

"Atuzzekat/Atevuzzekat Ayetleri" kategorisindeki sayfalar

Bu kategoride yer alan toplam 12 sayfanın 12 adedi aşağıdadır.