Tahrim 6: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
6. satır: | 6. satır: | ||
[[Kategori:29. Söz'de Geçen Ayetler]] | [[Kategori:29. Söz'de Geçen Ayetler]] | ||
[[Kategori:Münacat-ül Kur'an'da Geçen Ayetler]] | [[Kategori:Münacat-ül Kur'an'da Geçen Ayetler]] | ||
[[Kategori:Kur'an'daki Emirler ve Yasaklar]] | |||
''Önceki Ayet: [[Tahrim 5]] ← [[Kuran:Tahrim|Tahrim Suresi]] → [[Tahrim 7]]: Sonraki Ayet'' | ''Önceki Ayet: [[Tahrim 5]] ← [[Kuran:Tahrim|Tahrim Suresi]] → [[Tahrim 7]]: Sonraki Ayet'' | ||
11.22, 5 Temmuz 2024 tarihindeki hâli
Önceki Ayet: Tahrim 5 ← Tahrim Suresi → Tahrim 7: Sonraki Ayet
Meali: 6- Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.
Kur'an'daki Yeri: 28. Cüz, 559. Sayfa
Tilavet Notları:
Diğer Notlar:
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
Ey arkadaş! Şuraya kadar beyanatımız, kalbi kabule ihzar etmek ve nefsi teslime mecbur etmek ve aklı iz’ana getirmek için bir mukaddime idi. Eğer o mukaddimeyi bir derece fehmettin ise melaikelerle görüşmek istersen hazır ol. Hem evham-ı seyyieden temizlen. İşte Kur’an âlemi kapıları açıktır. İşte Kur’an cenneti مُفَتَّحَةُ الْاَبْوَابُ dır; gir bak. Melaikeyi o cennet-i Kur’aniye içinde güzel bir surette gör. Her bir âyet-i Tenzil, birer menzildir. İşte şu menzillerden bak:
تَنَزَّلُ الْمَلٰٓئِكَةُ وَالرُّوحُ فٖيهَا بِاِذْنِ رَبِّهِمْ
Hem dinle:
سُبْحَانَهُ بَلْ عِبَادٌ مُكْرَمُونَ
لَا يَسْبِقُونَهُ بِالْقَوْلِ وَهُمْ بِاَمْرِهٖ يَعْمَلُونَ
senalarını işit.
Eğer cinnîlerle görüşmek istersen قُلْ اُوحِىَ اِلَىَّ اَنَّهُ اسْتَمَعَ نَفَرٌ مِنَ الْجِنِّ surlu sureye gir, onları gör, dinle ne diyorlar? Onlardan ibret al. Bak, diyorlar ki:
اِنَّا سَمِعْنَا قُرْاٰنًا عَجَبًا
يَهْدٖٓى اِلَى الرُّشْدِ فَاٰمَنَّا بِهٖ وَلَنْ نُشْرِكَ بِرَبِّنَٓا اَحَدًا
(29. Söz)
Tetimme: Nasıl ki vahdet ve ehadiyet sırrıyla kâinatın her tarafında aynı kudret, aynı isim, aynı hikmet, aynı sanat bulunmasıyla Hâlık’ın vahdet ve tasarrufu ve icad ve rububiyeti ve hallakıyet ve kudsiyeti, cüz’î küllî her bir masnûun hal dili ile ilan ediliyor. Aynen öyle de her tarafta melekleri halk edip her mahlukun lisan-ı hal ile şuursuz yaptıkları tesbihatı, meleklerin ubudiyetkârane dilleriyle yaptırıyor.
Meleklerin hiçbir cihette hilaf-ı emir hareketleri yoktur. Hâlis bir ubudiyetten başka hiçbir icad ve emirsiz hiçbir müdahale, hattâ izinsiz şefaatleri dahi olmaz. Tam
sırrına mazhardırlar.
(11. Şua)