Simurg

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Simurg(a) (Farsça'da), Anka (Arapça'da) veya Zümrüd-ü Anka (veya Simurg-u Anka) (Türkçe'de) kuşu gerçekte var olmayıp masallarda adı geçen efsânevî kuştur. Tasavvufta insân-ı kâmil yerine kullanılan bir semboldür. Ulaşılması çok zor durumları ifade etmek için de kullanılmıştır. Anka-meşrebane ifadesi ise kanaat sahibi anlamında kullanılır.[1][2]

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Hem madem biz gözümüzle görüyoruz ki: Umum mahluklarda ve zemin yüzünde öyle bir hikmet eli işliyor ve öyle bir adalet ölçüleriyle işler dönüyor ki akl-ı beşer onun fevkinde düşünemiyor. Mesela, insanın bin cihazatına takılan hikmetlerinden yalnız bir küçük çekirdek kadar kuvve-i hâfızasında bütün tarihçe-i hayatını ve ona temas eden hadsiz hâdisatı o kuvvecikte yazıp, onu bir kütüphane hükmüne getirip ve insanın haşirde muhakemesi için neşir olacak olan defter-i a’malinin bir küçük senedi olarak her vakit hatırlatmak sırrı ile her insanın eline vererek dimağının cebine koyan bir ezelî hikmet ve bütün masnuatta gayet hassas mizanlar ile azalarını yerleştiren, mikroptan gergedana, sinekten simurga kuşuna, bir çiçekli nebattan milyarlar, trilyonlarla çiçekler açan bahar çiçeğine kadar, israfsız ölçülerle bir tenasüp, bir muvazene, bir intizam ve bir cemal içinde masnuatı bir hüsn-ü sanat yapan ve her zîhayatın hukuk-u hayatını kemal-i mizanla veren; iyiliklere güzel neticeler ve fenalıklara fena neticeler verdiren ve Âdem zamanından beri tâğî ve zalim kavimlere vurduğu tokatlarla kendini pek kuvvetli ihsas ettiren bir adalet-i sermediye, elbette ve hiç şüphe getirmez ki:

Güneş gündüzsüz olmadığı gibi o hikmet-i ezeliye, o adalet-i sermediye âhiretsiz olmazlar ve ölümde en zalimlerin ve en mazlumların bir tarzda gitmelerindeki âkıbetsiz bir dehşetli haksızlığa, adaletsizliğe ve hikmetsizliğe hiçbir vechile müsaade etmezler, diye Hakîm ve Hakem ve Adl ve Âdil isimleri bizim sualimize kat’î cevap veriyorlar.

(11. Şua)


S-[*[3]] Demek biz eskiden beri hürriyetimize mâlik idik. Hürriyetimiz tev'em olarak bizimle beraber doğmuş. Öyle ise başkalar keyiflensin, bize ne?..

C- Evet zâten o sevda-yı hürriyettir ki, sizi tahammül-sûz meşakkatlere mütehammil kılmış.. Ve bu kadar medeniyetin müşa'şa' mehasininden, sizi anka-meşrebane müstağnî etmiştir. Fakat ey köçerler! Sizde olanı yarı hürriyettir. Diğer yarısı başkasının hürriyetini bozmamaktır. Hem de kut-u lâyemut ve vahşet ile âlûde olan bu hürriyet, sizin dağ komşunuz olan hayvanlarda da bulunur. Vakıa, şu bîçare vahşî hayvanların bir lezzeti ve tesellisi varsa, o da hürriyetleridir. Lâkin güneş gibi parlak, her ruhun mâşukası ve cevher-i insaniyetin küfvü o hürriyettir ki; saadet-saray-ı medeniyette oturuyor ve mârifet ve fazilet hulleleriyle mütezeyyinedir.

(Münazarat)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

  • Kaf Dağı: Zümrüd-ü Anka'nın arkasında yaşadığına inanılan dağ
  • Hüdhüd: Hikayelerde Simurga ulaşan 30 kuş arasındadır.

Kaynakça[değiştir]