Hicr 87

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Önceki Ayet: Hicr 86Hicr SuresiHicr 88: Sonraki Ayet

Meali: 87- Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve yüce Kur'an'ı verdik.

{Resûlullah'dan rivayet edilen bir hadise göre bu yedi âyet, namazların her rek'atında tekrar edilen Fâtiha sûresi'dir.}

Kur'an'daki Yeri: 14. Cüz, 265. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Dördüncü Âyet-i Meşhure

وَلَقَدْ اٰتَيْنَاكَ سَبْعًا مِنَ الْمَثَانٖى âyetidir. Şu cümle Kur’an-ı Azîmüşşan’ı ve Fatiha Suresi’ni müsenna senasıyla ifade ettiği gibi Kur’an’ın müsenna vasfına lâyık bir bürhanı ve altı erkân-ı imaniye ile beraber hakikat-i İslâmiyet olan yedi esası, Kur’an’ın seb’a-i meşhuresini parlak bir surette ispat eden ve سَبْعَ الْمَثَانٖى nuruna mazhar bir âyinesi olan Risalei’n-Nur’a cifirce dahi işaret eder. Çünkü اٰتَيْنَاكَ سَبْعًا مِنَ الْمَثَانٖى makam-ı ebcedîsi bin üç yüz otuz beş (1335) adediyle Risalei’n-Nur’un Fatihası olan İşaratü’l-İ’caz tefsirinin Fatiha Suresi’yle El-Bakara Suresi’nin başına ait kısmı basmakla intişar tarihi olan bin üç yüz otuz beş veya altıya tevafukla remzî bir perdeden ona baktığına bir emaredir.

(1. Şua)


Nur Fabrikasının sahibi, Birinci Şuâ’nın Dördüncü Âyeti bahsinde, hakikat-i İslâmiyet’in yedi esası parlak bir surette ispat edildiği cümlesine dair soruyor ki: Erkân-ı İslâmiyeyi beş biliyoruz. Hem vücub-u zekât rüknü, risalelerde ne suretle izah edildiğini soruyor.

Elcevap: İslâm’ın rükünleri başkadır, hakikat-i İslâmiyet’in esasları yine başkadır. Hakikat-i İslâmiyet’in esasları; altı erkân-ı imaniye ile (Hâşiye[1]) ve esas-ı ubudiyet ki İslâm’ın beş rüknü olan (savm, salât, hacc, zekât, kelime-i şehadet) mecmuunun hülâsasıdır. Risale-i Nur, altı rükn-ü imaniye ile bu esas-ı ubudiyeti ispat edip سَبْعَ الْمَثَانٖى cilvesine mazhariyeti muraddır.

Vücub-u zekâtın izahından murad ise zekâtın teferruat tafsilatı değil belki zekâtın hayat-ı içtimaiyede derece-i lüzumu ve ehemmiyetli kıymeti ispat edilmiş demektir. Evet, Risale-i Nur’dan evvel yazdığımız risalelerde hem de Risale-i Nur’un müteaddid yerlerinde, vücub-u zekâtın hayat-ı içtimaiyede ne derece ehemmiyetli olduğu kat’iyen ve vâzıhan ispat edilmiş demektir.

(Kastamonu Lahikası)


Fatiha-i Şerife: Hurufatının ebcedî hesabı olan on iki bin iki yüz on iki (12212) adedi ise mecmu-u Kur'an'da hem ب hem ت 11 bin adetlerine tevafuk etmesiyle beraber, başka sırları gösteren küsurattan sarf-ı nazar edilmiştir. Fatiha'nın on bin huruf-u adedini yedi adet âyetine darb etmesiyle mecmu-u kelimat-ı Kur'aniye adedi olan 70 bine muvafık gelmesiyle ehl-i hakikat indinde muhakkak ve hadîsçe musaddak olan "Fatiha, Kur'an kadardır." ve "Kur'an, Fatiha'da mündericdir." ve bu indirac sırrına binaen "Fatiha, Tenzil'de 'Es-seb'ul-mesanî ve'l-Kur'anu'l-azîm' namıyla teşhir edilmiş." diye olan meşhur hükmün ispatını îma ve ihtar eder.

Suver-i Kur'aniye'nin başlarında olan mukattaat-ı huruf, gayet manidar ve esrarlı bir şifre-i İlahiye olduğu gibi, Fatiha hurufatı belki Kur'an'ın umum hurufatı dahi kudsî ve ayrı ayrı mütenevvi binler İlahî şifreler olduğunu Yedinci, Sekizinci Remiz'lerde işaret edilen sırlar ve tevafuklar teyid ediyorlar.

Fatiha-i Şerife'nin hurufatı yüz otuz ve kelimatı bir hesap ile otuz altı ve bir vecihle otuz olarak otuz cüz Kur'an'a fihriste cihetiyle Kur'an Fatiha'da bulunduğuna îma eder.

Besmele, Şafiî mezhebince her surenin bir âyeti olduğu gibi, Fatiha'nın da bir âyetidir. Hanefîce Besmele Fatiha'nın cüzü değil. Bahsimizde iki mezhebe riayet edeceğiz. Harflerin adedi şudur:

Besmele ile: "Hemze" denilen müteharrik (elif) on sekizdir, (sakin elif) on üçtür, ل yirmi üçtür, م on beştir, ر sekizdir, ع altıdır, ن on bir, ى on altı, ه beş, ب beş, ح beş, د dört, و dört, ت üç, ك üç, س üç, ص iki, ض iki, ط iki, غ iki, ق bir, ذ bir.

Besmele'siz: Fatiha'da "hemze" denilen (elif) on dört, (sakin elif) on birdir. ل on dokuz, م on iki, ن on, ر altı, ع altı, ى on beş, ه dört, ب dört, د dört, و dört, ح üç, ك üç, ت üç, س iki, ص iki, ض iki, ط iki, غ iki, ق bir, ذ birdir.

Fatiha'da Besmele ile "hemze" olan (elif) on sekiz olup 18 bin âlemin adedine tevafuk işaretiyle, her bir harfi her bir âlemin anahtarı olduğuna îma etmekten hâlî değildir. Ve (hemze) ile (sakin elif) بِسْمِ 'deki gizli hemze sayılmamak şartıyla otuzdur. Otuz cüz Kur'an'a remz eder. (Hemze), Besmele'siz on dört olmak haysiyetiyle şu سَبْعُ الْمَثَانٖى 'nin yedi adet âyeti müsennâ olarak iki defasına işaretle iki defa nüzulüne ve namazda tekerrürüne îma eder.

(Sakin elif) on üç, ل yirmi üç olup Fatiha'nın bir hesapla otuz altı kelimelerine tevafuk işaretiyle, beş farz namaz ve revatibinde ve revatib hükmündeki iki rekat teheccüd namazında yirmi dört saatte otuz altı defa Fatiha'nın tekerrürüne îma eder. Besmele'siz ل ile ا ikisi otuz olup ل ın ebcedî makamı olan otuza muvafakatla ve Besmele'siz Fatiha'nın otuz kelimatına mutabakatla beraber otuz cüz Kur'an'ın adedine ve yalnız ل , Besmele'nin on dokuz hurufuna tevafuk işaretiyle otuz cüz Kur'an'ın esasları bu "Es-seb'ul-mesanî ve'l-Kur'anu'l-azîm" namıyla müştehir olan Fatiha'da münderic ve dâhil olduğunu îma eder. Hem ل ın yirmi üç adedi, nüzul-ü vahyin yirmi üç senesine remzeder.

ب beş, ه beş, ح beş olup hem birbirine hem beş farza ve beş erkân-ı İslâmiyeye ve Lafzullah gibi Fatiha'nın ekser kelimelerinin beşer harflerine ve Fatiha'da beş esma-i hüsnanın adedine muvafakatla beraber, üç beşler birbirine muvafık ve otuz cüz Kur'an'a remz eden on beş م ve on beş ى nin her birinin adetlerine tevafuk işaretiyle o mütevafıkların mecmuu kırk beş olduğundan ömr-ü Nebevînin kırk beşinci senesinde birinci defa Fatiha'nın nüzulüne îma etmek o kudsî harflerin şe'nindendir.

Ve د dört, و dört olup hem birbirine hem د ın ebcedî makamına tevafukla beraber, mecmuu sekiz defa tekerrür eden ر ya muvafakatla besmele ile beraber, Hanefî mezhebince Fatiha'nın sekiz âyetine ر gibi işaret edip dörder rekat namazda dört Fatiha vücubunu ve dörtlükle iştihar eden çok mühim dörtlere îma ederler.

ت üç, ك üç, س üç olup birbirine tevafukla beraber, ت üç defasıyla bin iki yüz (1200) sene kadar Kur'an'ın galibane vaziyetine işaret ve ondan sonra âlem-i küfrün galebesine îma etmekle beraber, bin iki yüz (1200) sene kadar Kur'an'ın galibane fütuhatı devamına ve ondan sonra tedafü vaziyetine girmesine işaret eden

اِنَّا فَتَحْنَالَكَ فَتْحًا مُبٖينًا

âyetine Fatiha'nın şu ت 'si üç adedi ile tevafuk ederek aynı işareti veriyor.

ك in ebcedî makamı yirmi olup üç tekerrürü üç sayılsa yirmi üç olur. Nüzul-ü vahyin yirmi üç senesine tevafuk ediyor. س ebcedî makamı altmış olup üç tekerrürü üç sayılsa medar-ı vahiy olan zat-ı nebevînin ömrüne tevafukla beraber çok sırları îmadan hâlî değildir.

Besmele'siz س iki, ص iki, ض iki, ط iki, غ iki olup birbirine tevafukla beraber; Fatiha Besmele ile beraber iki defa Lafzullah, iki kere رحمٰن , iki kere رحيم , iki kere اِيَّاكَ , iki kere صِرَاطْ , iki عَلَيْهِمْ müsennâ olarak سَبْعُ الْمَثَانٖى 'de ikişer adetlerine muvafakat işaretiyle Fatiha'nın iki defa nüzulünü ve Kur'an'ın hem evvelinde hem âhirinde iki kere vücub-u tilavetini ve her umûr-u hayriyenin hem başında hem âhirinde iki kere sünnet kıraatını îma ederler.

ع altı, Besmele'siz ر nın altı adedine muvafakatla beraber, altı rükn-ü imanî gibi İslâm ıstılahatında mühim çok altıları îma eder.

(Rumuzat-ı Semaniye)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

  1. “Beraber” kelimesi Şuâ’da noksan olduğu için şüphe edilmiş.