Antere

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Antere bin Şeddad (Arapça: عنترة) babası Arap, annesi ise Habeşli bir câriye olan ve şiirleri Kabe'nin duvarına asılan 7 muallakat şairinden birisidir. Şairliği, cesurluğu, atılganlığı, güzel huyu, hoşsohbet olması ve zulme boyun eğmemesiyle tanındı. İlerlemiş yaşına rağmen katıldığı ve kendi kabilesi ile Tay kabilesi arasında çıkan savaşta öldürülmüştür. Efsanevî kahramanlıkları daha sonra, genel olarak Antere kıssası adı ile anılan bir destanın meydana gelmesine sebep olmuştur. Bediüzzaman Mektubat'ta "Zilletle ele geçen âb-ı hayat, tıpkı Cehennem gibidir. İzzetle Cehennem ise, medar-ı iftihar bir menzilim olur" mealindeki cümlesini nakleder."[1]

Şahsi Bilgiler[değiştir]

Diğer İsimleri: Antere b. Şeddâd b. Amr el-Absî

Doğum Yeri ve Tarihi:

Vefat Yeri ve Tarihi: 614(?)[1]

Kabrinin Yeri:

Eserleri[değiştir]

Baştan sona gazel ve hamâsî beyitlerden meydana gelmiş olan muallakası güzelliği sebebiyle “el-Müzehhebe” adıyla şöhret kazanmıştır.

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Malûmdur ki bir memurun vazifesi, heyet-i içtimaiyeye muzır eşhasa meydan vermemek ve nâfi’lere yardım etmektir. Halbuki beni nezaret altına alan memur, kabir kapısına gelen misafir bir ihtiyar adama “Lâ ilahe illallah”taki imanın latîf bir zevkini izah ettiğim vakit –bir cürm-ü meşhud halinde beni yakalamak gibi– çok zaman yanıma gelmediği halde, o vakit güya bir kabahat işliyorum gibi yanıma geldi. İhlas ile dinleyen o bîçareyi de mahrum bıraktı, beni de hiddete getirdi. Halbuki burada bazı adamlar vardı, o onlara ehemmiyet vermiyordu. Sonra edepsizliklerde ve köydeki hayat-ı içtimaiyeye zehir verecek surette bulundukları vakit, onlara iltifat etmeye ve takdir etmeye başladı.

Hem malûmdur ki: Zindanda yüz cinayeti bulunan bir adam, nezarete memur zabit olsun, nefer olsun, her zaman onlarla görüşebilir. Halbuki bir senedir hem âmir hem nezarete memur hükûmet-i milliyece iki mühim zat kaç defa odamın yanından geçtikleri halde, kat’â ve aslâ ne benim ile görüştüler ve ne de halimi sordular. Ben evvel zannettim ki adâvetlerinden yanaşmıyorlar. Sonra tahakkuk etti ki evhamlarından… Güya ben onları yutacağım gibi kaçıyorlar.

İşte şu adamlar gibi eczası ve memurları bulunan bir hükûmeti, hükûmet diyerek merci tanıyıp müracaat etmek, kâr-ı akıl değil, beyhude bir zillettir. Eski Said olsaydı Antere gibi diyecekti:

مَاءُ الْحَيَاةِ بِذِلَّةٍ كَجَهَنَّمَ § وَ جَهَنَّمُ بِالْعِزِّ فَخْرُ مَنْزِلٖى

Eski Said yok, Yeni Said ise ehl-i dünya ile konuşmayı manasız görüyor. Dünyaları başlarını yesin! Ne yaparlarsa yapsınlar! Mahkeme-i kübrada onlarla muhakeme olacağız der, sükût eder.

(16. Mektup)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. 1,0 1,1 İslam Ansiklopedisi, Antere maddesi